Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/613 E. 2018/227 K. 20.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/613 Esas
KARAR NO : 2018/227
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2016
KARAR TARİHİ : 20/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin uzun yıllardan beri elektriği 287433 abone numarası ile davalıdan satın aldığını, davalı müvekkilin tüketim miktarına göre fatura tahakkuk ettirdiğini, bu faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan “K/K bedeli” adı altında kayıp/kaçak bedeli alındığını, müvekkili şirket ile davalı arasındaki abonelik ilişkisi nedeniyle davalı şirketin tüketim miktarına göre fatura tahakkuk ettirdiğini ancak işbu faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim ve dağıtım bedeli ile bunlara ilişkin olarak TRT payı, enerji fonu, belediye tüketim vergisi gibi yasal olmayan bedellerin de alındığını, davalının, davacı şirkete kestiği faturalarda enerji tüketim bedeli dışında yansıtılan kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim ve dağıtım bedeli tahakkuk ve tahsili hukuka ve usule uygun olmadığını, işbu bedellere ilişkin olarak tahakkuk ve tahsil edilen TRT payı, enerji fonu, belediye tüketim vergisinin de hukuka ve usule uygun olmadığını, davalının EPDK kararına dayanak, her ay tahakkuk ettirilen faturalara aylık ortalama %10-%15 oranında kayıp kaçak elektrik bedeli ile sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim ve dağıtım bedeli, TRT payı, enerji fonu, belediye tüketim vergisi ve KDV yansıtarak bu bedelleri davacıdan tahsil ettiğini, açıklanan nedenlerle 287433 abone numaralı ve mahkemece tespit edilecek yine müvekkile ait diğer abone ve/veya tesisat numaralarından, davacı müvekkil şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak alınmış son on yıla ait kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim ve dağıtım bedeli ile bunlara ilişkin olarak TRT payı, enerji fonu, belediye tüketim vergisi gibi yasal olmayan bedellerin tespiti ile HMK m.107 uyarınca şimdilik 3.800,00-TL’nin haksız ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 20/03/2018 tarihli duruşmada tarifeye uygunluk denetimi taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın husumet yönünden ve esastan reddine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle elektrik abonesi olan davacının kendisinden haksız tahsil edildiğini iddia ettiği kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Dava konusu ile benzer kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21/05/2014 tarihli 2013/7- 2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı hükmü ile; “Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73 maddesinde ” herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler Kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi , resim , harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık , istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi bakanlar kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden Kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından ; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şefaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.” şeklinde hüküm kurmuştur. Dava da Hukuk Genel Kurulunun bu kararı dayanak yapılarak açılmıştır.
Dava tarihinden sonra 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasanın 21. Maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fakrasının a-ç-d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenlediği işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede “bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi , dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri , geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti bedeli, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerekmektedir.
Diğer yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E. – 2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” şeklinde hüküm kurmuştur. Mahkememizde açılan davanın yargılaması devam ederken 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6440 sayılı yasaya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca huzurdaki dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeni ile konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibari ile haklı olan ve kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibari ile gerek YHGK gerekse Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal niteliğindeki kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu ve hukuki yararı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması da mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, değişen yasa metni ve HGK kararları bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, davacı yanın davanın açıldığı tarih itibari ile emsal yüksek mahkeme içtihatları uyarınca isteminde haklı olduğu, dava sırasında dava konusu bedeller ile ilgili olarak yasa değişikliğine gidildiği ve dava konusu bedeller ile ilgili olarak açılan davalarda mahkemelerin yetkisinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunun hükme bağlandığı, her davanın açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanması gerektiğinden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı karar verilmiş, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 6/1 maddesi ve emsal içtihatlar uyarınca davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş ve yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 35,90-TL harcın peşin alınan 64,90-TL harçtan mahsubu ile artan 29,00-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça harç dahil harcanan 197,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre 2.180,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde istinaf yolu kabil olmak üzere taraf vekillerinin (kısa kararda sehven davacı vekilinin yazılmıştır) yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/03/2018