Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/530 E. 2022/271 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/530 Esas
KARAR NO : 2022/271 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2016
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin —- alacaklı olduğundan bahisle müvekkili şirket aleyhine— dosyasıyla takip başlattığını, yine müvekkili şirket tarafından davalı şirkete —- bedelli olmak üzere toplamda——- adet senet verildiğini, icra takibine konu senetler ile davalıya verilen diğer senetlerin bedellerinin ödendiğini, müvekkili şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunu, davalı şirketin, pimapen doğrama işlerini yaptığını, müvekkili şirkete sipariş ettiği doğramaları verdiğini ve açık hesap olarak çalıştıklarını, müvekkilinin sürekli iş yaptığı davalı şirkete senet verdiğini, senetlerin vadesi geldiğinde ödendiğini, müvekkili şirketin bu şekilde ödediği tüm senetlerin banka aracılığıyla ödendiğini, buna mukabil muavin defter kayıtlarından da anlaşılacağı üzere takibe konu senetlerin vade tarihlerinde davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunu, ticari defterler incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, müvekkilinin—- icra takibinden, takibe konu senetlerden ve takibe konu edilmemiş olan —-bedelli olmak üzere toplamda —- adet senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli davalının, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Davacının senetlerin hem vadesinde hem de vadesinden önce ödendiğini iddia ederek çelişkili beyanda bulunduğunu, —-dosyasında takibe konu senetlerin vadesi geldikten çok sonra—– tarihinde takip başlatıldığını, bununlar birlikte davacının her ne kadar senetleri vadesinde ödediğini beyan etse de, senetlerin vade tarihlerinde herhangi bir ödemenin söz konusu olmadığını, taraflar arasındaki mal alım satıma ilişkin müvekkili şirketçe malların tesliminde bir ihtilafın olmadığını, mal karşılığı müvekkili şirkete verilen senetlerin davacı tarafından ödendiğine ilişkin borcu sonlandırıcı itfa olmadığını, davacı tarafından senet bedellerinin ödendiğine ilişkin herhangi bir delil sunulamadığını belirterek davanın reddine, dava yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafça tanzim edilerek davalıya verilen her biri — miktarlı toplam —- dolayı borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatına ilişkin bulunmaktadır.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. Dosya konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. — tarihli bilirkişi Raporunda; davalı yanın davacıdan — alacaklı olduğu, — adet senedin ödenmemesi sebebiyle davalı tarafça şüpheli alacaklar hesabına —– kaydedildiği, belirtilmiştir.
Mahkemece tarafların beyan ve itirazları değerlendirilmek suretiyle bilirkişiden ek rapor alınmış, alınan ek raporlar da uyuşmazlığın çözümüne katkıda bulunmadığından dosyanın farklı bir mali müşavir bilirkişiye verilerek rapor alınmasına karar verilmiştir. Alınan —– tarihli Bilirkişi raporunda; davacı ve davalının ticari defterlerinde açıklanması gereken kalemler bulunduğunu, ilgili bilgi ve belgelerinin dosyaya sunulması gerektiğini, dosyadaki belgeler üzerinden davacının davalıdan — alacaklı olduğunun tespit edildiğini, belirtilmiştir. Mahkemenin ara kararı ile bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından sunulan —- tarihli Ek raporda özetle, senetlerin her iki taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının davalıdan — alacaklı olduğu, senetlerin bedeli olan— bu tutardan düşümü ile davacının —– davalıya borçlu olduğu, şeklinde görüş bildirilmiştir. Bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş ise de bilirkişi ek raporunda da aynı görüşlerini tekrar etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümü bakımından farklı bir bilirkişiden rapor alınması yoluna gidilmiştir. —– tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu senetlerin alınan ya da alınacak mal/hizmetler için verildiği, tarafların tüm açık hesap hareketlerinin ticari defterlerinde karşılaştırılıp, uyumsuz kayıtların incelenerek, ispata muhtaç olan kayıtların ticari defterlerinden düşülüp, ispatlanan tutarların da ticari defterlere eklemesinin yapılarak dosya kapsamına göre tarafların borç alacak durumlarına göre ihtilaf konusunun tartışıldığı, yukarıda tablolarda gösterilen hesap icmallerine göre davacıların, — icra takibi, —– senetlerin son vade tarihi itibariyle davacının herhangi bir borcu bulunmadığı, aksine ispata muhtaç kayıtlar nedeniyle alacağının bulunması sebebiyle icra takiplerine açık hesapları bakımından borcunun bulunmamasına rağmen kesinleşen takiplere yapılan toplam — istirdadını isteyebileceği, ancak davalının kayıtlarında davacıya yazılan borç —- ispata muhtaç kayıtlarının belgelerinin sunulması halinde tekrar değerlendirmenin yapılabileceği, ikinci seçenekte; vadesinde ödemesinin yapılmadığı sabit olan dava konusu ——- ibaresi yazılan senetler doğrultusunda, davacı tarafından verilen senetlerin avans senedi olmadığı, davalı şirket tarafından malların davacı şirkete teslimi karşılığında verildiğinin kabul edilerek, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinin dikkate alınmaması gerektiği yönünde hüküm kurulmak istenmesi halinde, dava konusu —— tutarlı senetlerin vadelerinde ödenmediğinin her iki tarafın kabulü ve dosya kapsamında mevcut olması nedeniyle, davacıların takip ve dava tarihleri itibariyle senet tutarları kadar borcunun bulunduğu, menfi tespit taleplerinin yerinde olmadığı ve sonrasında senetlerin tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine yapılan ödemeler sonrası istirdat taleplerinin yerinde olmadığı, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Menfi tespit davalarında genel kural, ispat yükünün davalı alacaklıda bulunması şeklindedir. Ancak somut olayda davalının elinde davacı tarafça tanzim edilmiş ve imzası inkar edilmeyen iletten mücerret kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren kambiyo senedi vasfında bonolar bulunmaktadır. Davacı bu senetlerin avans olarak verildiğini, davalıya fazla ödeme yapıldığını, senetlerin bedelsiz kaldığını iddia ederek anılan senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitini istemektedir. Somut olayda senetler üzerinde ——– kaydı bulunmakta olup bu husus senetlerin bir mal teslimi karşılığından verildiği göstermekte olup bu durumun aksinin ve senetlerin avans olarak verildiğinin ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Davacı taraf senet bedellerinin ödendiğini yahut senetlerin avans olarak verildiğini, senet verilmesi karşılığı bir mal alınmadığını, senetlerin bedelsiz kaldığını, karşı taraftan sadır olan yazılı deliler ile yahutta karşı tarafın ticari defter ve kayıtları ile uyumlu bulunan ticari defter kayıtları ile ispat etmelidir. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında dava konusu senetlerin ödendiğine ilişkin bir kayıt bulunmamakta, davacı senetlerin bedelsiz kaldığına ilişkin iddiasına ilişkin bir kayıtta getirememektedir. Sonuç olarak; vadesinde ödemesinin yapılmadığı sabit olan dava konusu —– adet toplam—– ibaresi yazılan senetler doğrultusunda, davacı tarafından verilen senetlerin avans senedi olmadığı, davalı şirket tarafından malların davacı şirkete teslimi karşılığında verildiği kabul edilerek, davacıların takip ve dava tarihleri itibariyle senet tutarları kadar davalı tarafa borcunun bulunduğu kanaatine varılarak menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 684,94-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 604,24-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3- Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine davalı vekili için takdir olunan 6.013,98-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacılar Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftaık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/03/2022