Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/507 E. 2022/360 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/507 Esas
KARAR NO : 2022/360
DAVA: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/04/2016
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketi nezdinde —- kayıtlı bulunan davalılardan sigortalı ve davalı —–babası —işleteni ve maliki olduğu—-plaka numaralı aracın, diğer davalı —- sevk ve idaresinde iken —– istikametine seyir halinde iken, o sırada yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarptığını, çarpmanın ardından olay yerini terk ettiğini ve müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu, davalı— kaza esnasında —- olarak araç kullandığı hususunun olay günü akşamı — sıralarında —– ekipleri tarafından kayıt altına alındığını, müvekkilinin lise öğrencisi olduğunu kaza tarihinde henüz — yaşında olduğunu, elim kaza nedeniyle kendisini toparlayamadığını zamanının büyük çoğunluğunu hastanelerde geçirdiğini, koluna takılan protez ve platinler neticesinde kolunu tam anlamı ile kullanamaz hale geldiğini, müvekkilinin maddi anlamdaki kayıplarının telafisini teminen davalı sigorta şirketine şifahi başvuruda bulunulduğunu ancak sigorta şirketinin söz konusu başvuruyu değerlendirmeye dahi almadığını, müvekkilinin vücudunda kalan kalıcı hasarı her gün görmek zorunda kaldığını ve kolundaki kalıcı aksaklığın müvekkiline bedensel engelini hatırlattığını belirterek — yoksun kalınan kazanç kaybının tazmini ile —— manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen —- plakalı aracın poliçe teminat limitinin kişi başı — olduğunu, davacının maluliyetinin tazminat gerektirip gerektirmediği konusunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini, tazminat ödemesinin söz konusu olabilmesi için, maluliyet oranının yanında davacının çalışabilecek durumda olup olmadığı, mesleği, maluliyet sebebi ile mesleğini yerine getirip getiremediği konularının tespit edilmesinin gerektiğini, davacının maluliyetine rağmen maluliyet halinden etkilenmiyorsa, kazanç kaybına uğramadan hayatını sürdürebiliyorsa, maluliyet tazminatına hükmedilmemeli ya da somut durum tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini belirterek tedavi giderine ilişkin talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Kusur durumunun araştırılmasının mahkeme sürecini uzatmaktan başka bir işe yaramayacağını, müvekkilinin koluna platin takıldığını, ilerleyen dönemler için iş ve güç kaybına uğradığını maddi tazminatın alınmasının kazanç kaybını az da olsa telafi edeceğini, müvekkilinin bedensel bütünlüğünün zedelendiğini bunun sonucunda manevi tazminat alma hakkının doğduğunu belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş olmasına rağmen cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle; davalı — işleteni ve maliki olduğu ve diğer davalı —– sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile davacı yaya— çarparak yararlanmasına sebebiyet vermiş olduğu iddiasına dayalı — maddi, —- manevi tazminat talebine ilişkin tazminat davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; kazada tarafların kusur oranı, maluliyetin olup olmadığı, davacının maluliyete bağlı zararının ne kadar olacağı ve manevi tazminat talep edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Kaza tespit tutanağı, —- dosyası, tarafların sosyal ve mali durum araştırma tutanakları, hastane kayıtları, davacı — poliçe ve hasar dosyası dosya içerisine alınmıştır.
Maluliyet oranının tespiti için dosya — gönderilmiştir. — tarihli — özetle; “…— tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle ———-oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren —– aya kadar uzayabileceği…” şeklinde rapor düznelenmiştir.
Davalının —raporuna itirazlarını değerlendirmek —- gelen tedavi evraklarına göre artan bir maluliyet oranının bulunup bulunmadığı hususunun tespit edilmesini için ayrıca kaza tarihinde —- yürürlükte olduğu anlaşıldığından bu yönetmelik hükümlerine uygun rapor tanzim edilmesi için dosyanın yeniden—- tevdi edilmesine karar verilmiştir. —- özetle; —- yapılan değişiklikler içerdiği, —– ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği cihetle; — yazısı ekinde gönderilen —- karar nolu mütalaasına eklenecek bir husus bulunmadığı…” şeklinde rapor düznelenmiştir..
Kusur ve hesap raporunun alınması için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup — tarihli heyet raporunda özetle; —- tarihinde meydana gelen olayda; davalı sürücü —- %75 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya —- %25 oranında kusurlu olduğu, ceza dosyası kapsamında bulunan —- raporundaki kusur dağılımına tarafımızca uyulduğu, (Bu raporda sürücünün ASLİ, yayanın TALİ kusurlu olduğu belirtilmiştir) davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik maddi zararının —- olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden — tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden—– kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı…” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Davalı sürücünün şerit değiştirme yasağı olan bölgede şerit değiştirmiş olması, yaya geçidini yaklaşırken hızını düşürmemiş olması nedeniyle asli kusurlu, davacının ise yaya geçidinden geçerken aracın geliş hızını kontrol etmemesi ve geçişini hızlıca tamamlaması nedeniyle tali kusurlu olduğu kanaatine varılmış olduğundan bilirkişinin olayın oluş şekline uygun belirlemiş olduğu kusur oranları benimsenmiştir.
Davacı vekili —- tarihli dilekçesi ile tüm davalılara yönelik maddi tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirmiştir. 6100 sayılı HMK madde 307 ve devamında düzenlenen feragat, davacının netice-i talebinden kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi (HMK.24), davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Feragat, davayı sona erdiren, yapıldığı anda sonuç doğuran, kesin bir usul işlemi olup, HMK 311. maddesi uyarınca, karşı tarafın muvafakatine gerek olmaksızın kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğundan, somut olayda davacı vekili yazılı beyanı ile usulüne uygun şekilde davadan feragat ettiğini beyan ettiğinden, incelenen vekaletnamesinde feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla maddi tazminat talebi yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı —-Tarafından ——- tarihli dilekçe sunularak maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddedilmesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmayacağını beyan ettiği anlaşıldığından maddi tazminat talebi açısından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; manevi tazminat, zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünda tutularak, 6098 sayılı B.K’nun 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedileceği öngörülmüştür. Belirtilen hususlar dikkate alındığında davacının kaza nedeniyle yaralandığı, dava konusu kazada davalı araç sürücüsünün %75 kusurlu olduğunun belirlendiği, somut olayın özelliği, kusur durumu, davacının yaşı, davacının kalıcı maluliyetinin oranı, tarafların sosyal ve mali durumu dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; — davalılar —— alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden yeteri kadar harç alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 1.707,75-TL harçtan davacılar tarafından yatırılan 290,05 TL harcın mahsubu ile 1.417,70 TL harcın davalılar —— müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
6-Manevi tazminat davası yönünden yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Manevi tazminat davası yönünden davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar —– müşterek ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı ——– yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/04/2022