Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/487 E. 2018/938 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/487 Esas
KARAR NO : 2018/938
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2016
KARAR TARİHİ : 05/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA, SAVUNMA, DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı müvekkili arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının müvekkiline olan borcu nedeni ile davalı aleyhine İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süreye ilişkin itirazlarının olduğunu, yetkiye ilişkin itirazlarının bulunduğunu, müvekkili ile davacının arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını belirterek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davaya konu İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı icra dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün —– E. sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir. Dava, iki tacir arasında mal alım satımı sonucu düzenlendiği ileri sürülen faturalara dayalı bakiye borcun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itiraz nedeniyle süresi içinde görevli mahkemede açılmıştır.
Davalı, davacının borca itirazdan haberdar olduğunu ileri sürmüşse de bu husus net olarak ortaya konamadığından, belgelenemediğinden davanın süresinde açıldığı kabul edilmiştir.
Davacı, davalıya pirinç, meyve suyu gibi gıda ürünleri sattığını ve irsaliyeli fatura ile teslim ettiğini, davalının borcun bir kısmını ödediğini ancak bir kısmı için ödeme yapmadığını, icra takibi başlattığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazı iptali ile takibin devamını talep etmiştir.
Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş, kendi adresi olan Düzce de takip ve dava edilmesi gerektiğini ileri sürmüş, ayrıca davacının süresi içinde iş bu itirazın iptali davasını açmadığını beyan etmiş, davacı ile aralarında her hangi bir ticari ilişki olmadığını, borcunun da olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Celp edilen İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı icra dosya incelendiğinde, takibin 13.236,36 TL asıl alacak, 797,87 TL işlemiş faiz olmak üzere 14.034,23 TL üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya/borçluya 09/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 15/12/2014 tarihinde, süresinde borca,faize ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacıya 18/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacının da 22/04/2016 tarihinde, sadece asıl alacak bakımından davasını harçlandırarak iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir.
Muhasip bilirkişinin sunduğu kök ve ek raporda davacının defter kayıtları ile bunu doğrulayan davalı şirketin BA/BS formları karşısında takibe konu alacağın haklı bir alacak olduğunu mütalaa etmiştir.
Fatura tek başına bir alacağın varlığını ispatlamaya yetmez, alacaklının mal teslimini veya hizmet verildiğini ispat etmesi gerekir. Tarafların tacir olduğu, ticari defterlerinin kendileri lehine ve aleyhine delil niteliğinde olduğu, kaldı ki davalının BA/BS formlarının davacının defter kayıtlarını doğruladığı ortadadır. Hal böyle olunca malın satılarak teslim edilmiş olduğu kabul edilmiştir. Davalı ticari ilişkinin hiç olmadığını beyan etmiş ancak faturaları defterine kaydetmiştir. Yine Düzce Vergi Dairesinin yazı cevabına göre davalı BA formlarında 2014 yılının nisan ve mayıs aylarına ilişkin davacıdan 21.632,00TL tutarında mal aldığını beyan etmiştir. (Davacının BS formlarında sattığını bildirdiği tutar da 21,311,00TLdir) Bu bakımdan davacının iddiasını ispatladığı, aksini ispat etmesi gerekenin davalı olduğu ancak davalının da karineyi çürütemediği, bilirkişi raporunun denetime elverişli, defter ve makbuzlarla desteklendiği, usul ve yasaya uygun olduğu görülmüş, itibar edilerek takibe yapılan itirazın haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay içtihatlarıyla da yerleşik hale geldiği üzere, faturaya dayalı alacak likit sayılacağından, asıl alacağın %20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davanın itirazın iptali ile İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün ——- E. Sayılı icra takibinin 13.236,36 TL asıl alacak üzerinden devamına
Asıl alacağın %20si üzerinden icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli 904,18 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 155,95 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 748,23TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 29,20 TL. başvurma harcı, 155,95 TL peşin harcın toplamı olan 185,15TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.389,30 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılmasına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 2.180 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı 05/12/2018