Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/478 E. 2018/254 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/590 Esas
KARAR NO : 2018/534
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2015
KARAR TARİHİ : 07/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı şirketin 8569146 nolu elektrik abonesi olduğunu, davalı taraflarca 2005/05- 2012/12 elektrik tüketim dönemlerinde düzenlenen faturalarda Kayıp Kaçak Bedeli, PSH Bedeli, Dağıtım Bedeli, İletim Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli, ….Payı Bedeli ve KDV yansıtılıp tahsil edildiğini, Yargıtay Dairelerinin de tahsil edilen söz konusu tutarların iadesine ilişkin kararlarının olduğunu beyanla yargılama giderleriyle ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 22.279,54 K/K bedeli için, İletim Bedeli için 36,25-TL, Dağrtım Bedeli için 153,32-TL, PSH Hizmet Bedeli için 16,77-TL, Sayaç Okuma Bedeli için 5,40-TL, … Payı için 18,03-TL ve %18 KDV için 41,35-TL olmak üzere toplam 271,12-TL’nin fatura ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı ………….. Elektrik Perakende Satış A.Ş.(yeni ünvan) vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının talep ettiği faturalarda tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bedellerini tespit etmesi mümkün olduğundan belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesini, davacının müvekkili şirkete yöneltmiş olduğu dava konusu bedellere ait iade taleplerinin mali yükümlülüğünün ilgili dağıtım şirketine ait olduğundan ……….rik Dağıtım A.Ş.’ne yöneltilmesinin gerekli olup davanın husumet yönünden reddine, davaya konu EPDK kararlarının iptali hususunda mahkememizin görevli olmaması ilk derece mahkemesı sıfatıyla Danıştay’ın görevli olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesini, davacının dava konusu taleplerinin haksız ve dayanaksız olup müvekkili şirketin kanun, yönetmelik maddelerine istinaden ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun almış olduğu kararlara istinaden dava konusu bedelleri tahsil etme yetkisine sahip olduğundan davacının davasının reddine karar verilmesini , yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı taleplerinin EPDK kararlarının iptali ile mümkün olacağını, davanın müvekkili şirkete değil EPDK‘na karşı Danıştay’da ikame edilmesi gerektiğini, davanın Yargıtay kararı doğrultusunda müvekkili şirket açısından pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, EPDK kararları iptal edilmeksizin ve tüm taraflar bakımından bağlayıcılığını korurken ve bu kararlara uyulması zorunlu iken tahsil edilen bedellerin hukuka uygun olduğuna ilişkin birçok yargı kararı bulunmasına rağmen, aksi yöndeki mevzuat hilafına verilen YHGK kararının Yargıtay Kanunu 45. Maddesi gereğince mahkemeyi bağlayıcı olmadığının kabulüne, davaya konu fatura kalemleri EPDK kararları doğrultusunda tahsil edildiğinden davanın reddine, her iki tarafı da tacir olan ve ticari iş niteliğindeki elektrik tüketim sözleşmesi bakımından, davacı tarafın basiretli bir tacir olarak EPDK‘nca belirlenen bedelleri de ödeme yükümlülüğü altında bulunduğunu sözleşmenin imzası sırasında bilerek sözleşmeyi imza etmesi, sözleşme gereği kendisine tebliğ olunan elektrik faturalarını ticari defterlerine işlemiş olması ve herhangi bir itiraz olmaksızın ödemiş olması karşısında, fatura içeriklerinin kabul edilmiş olduğunun kabulüne, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle elektrik abonesi olan davacının kendisinden haksız tahsil edildiğini iddia ettiği kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Dava konusu ile benzer kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21/05/2014 tarihli 2013/7- 2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı hükmü ile; “Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73 maddesinde ” herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler Kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi bakanlar kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden Kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından ; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şefaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.” şeklinde hüküm kurmuştur. Dava da Hukuk Genel Kurulunun bu kararı dayanak yapılarak açılmıştır.
Dava tarihinden sonra 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasanın 21. Maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fakrasının a-ç-d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenlediği işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede “bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi , dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri , geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti bedeli, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerekmektedir.
Diğer yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E. – 2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” şeklinde hüküm kurmuştur. Mahkememizde açılan davanın yargılaması devam ederken 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6440 sayılı yasaya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca huzurdaki dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeni ile konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibari ile haklı olan ve kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibari ile gerek YHGK gerekse Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal niteliğindeki kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu ve hukuki yararı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması da mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, değişen yasa metni ve HGK kararları bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, davacı yanın davanın açıldığı tarih itibari ile emsal yüksek mahkeme içtihatları uyarınca isteminde haklı olduğu, dava sırasında dava konusu bedeller ile ilgili olarak yasa değişikliğine gidildiği ve dava konusu bedeller ile ilgili olarak açılan davalarda mahkemelerin yetkisinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunun hükme bağlandığı, her davanın açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanması gerektiğinden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı karar verilmiş, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve emsal içtihatlar uyarınca davacı taraf lehine vekalet ücreti takdir edilmiş ve yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 35,90-TL harcın peşin alınan 27,70-TL harçtan mahsubu ile bakiye 8,20-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından harcanan 158,20-TL yargılama gideri ve 27,70-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 271,12-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı Ayedaş vekilinin ve davalı Enerjisa vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/06/2018