Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/456 E. 2019/260 K. 18.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/332 Esas
KARAR NO : 2019/293
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ 03/03/2015
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ———- yılları arasında————- görev yapmakta iken adına haberinin olmadığı—— TL para Olağanüstü Hal Tazminatı olarak ———–Şubesine yatırıldığını, ancak ne yatırıldığı dönemde ne de daha sonraki dönemlerde haberinin olmadığını, müvekkili ——– ile yapmış olduğu yazışma sonucunda ———- talimatları gereği ———. aracılığı ile aynı bankanın———- Şubesine Ağustos—- ile Kasım—— tarihleri arasındaki dönem için ———– TL’si ana para, —– TL nema olmak üzere toplam ———- TL para yatırıldığını öğrendiğini, müvekkiline ödenmesin gereken Olağanüstü Hal Tazminatının üzerinden yaklaşık 20 yıl gibi bir süre geçmesine rağmen müvekkilinin paranın akıbetinden bilgisinin bulunmadığını, kanuna göre bankaya yatırılan paranın hesapta 10 yılı doldurmasına 3 ay kala ilgili hesap sahibine tebligat yapılması gerektiği halde müvekkile herhangi bir tebligatın da yapılmadığını, müvekkilinin hak etmiş olduğu Olağanüstü Hal Tazminatını alamadığı gibi ne bankanın kendisine ne de müvekkilinin çalışmış olduğu kuruma bu konuda bilgi de verilmediğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile ——— TL’nin güncel değerin hesaplanarak şimdilik ———TL alacağın 26/07/1994 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile yargılama giderleri vc vekalet ücrctinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu yaptığı alacak idari işlemden kaynaklandığından görevli yargı yerinin idari yargı olması nedeniyle idare mahkemesi nezdinde açılması gerektiğini, ancak Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan bu davanın görevli yargı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, alacağın davacının ikrarında da belirtildiği gibi 20 yıllık süre geçmesi nedeni ile davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, husumetin de bankalarına yöneltilmemesinin gerektiğinden husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, şöyle ki; müvekkil banka ———- Şubesi arşiv ve kayıtlarında hiçbir kayda, bilgi ve belgeye rastlanılamadığını, müvekkil banka ———– Şubesi’ne davacı hakkında devir olan herhangi bir hesap, belge, ödeme talimatı bulunmadığını, konu ile ilgili Bakanlar Kurulu Kararının 1.maddesinin (c) bendinde de, tazminattan yararlandırılanlara ödenecek tazminat miktarına eşit bir miktarın kurumlarca ayrıca tahakkuk ettirilerek ilgililer adına nemalandırılmak üzere ———-nezdinde ———–namına “——– adıyla açılacak bir hesaba tahakkuk bordrolarının tasdikli birer örneği ile birlikte gönderileceği, (d) bendinde, tazminatın ödenmesinde hizmetin fiilen ifa edildiği mahallin dikkate alınacağı hüküm altına alındığını, bu nedenle ————– taralından tespit edilerek ödeme yapılacak tazminat tutarları ve tazminattan yararlandırılanlara ödenecek tazminat miktarına eşit bir miktarın kurumlarca ayrıca tahakkuk ettirilerek ilgililer adına nemalandırılmak üzere ———- nezdinde ———– namına —- —– adıyla açılacak bir hesaba tahakkuk bordrolarının tasdikli birer örneği ile birlikte gönderileceği yönündeki açık düzenlemeler karşısında; müvekkil Banka Şubesi nezdinde davacının müvekkil bankadan hiçbir alacağı bulunmadığı açık olduğundan mahkemenin görevsizliğine, zamanaşımı ve husumet itirazlarımızın kabulü ile; davanın öncelikle zamanaşımı ve husumet yönünden reddine, mahkemece yargılamaya devam edilmesi halinde ise, davanın esas yönünden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; 285 sayılı ———- Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 ve 375 sayılı KHK. 28. Maddesi kapsamında ödenen olağanüstü hal tazminatının ödenmesine ilişkindir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK.’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Diğer yandan 28/11/2013 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. Maddesinde; ”Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmü yer almakta, aynı kanunun 3. Maddesinde ise tüketici işlemi tanımlayan ”mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” hükmü yer almaktadır. Ayrıca aynı kanunun 83.maddesinde de ”taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilerek 6502 Sayılı Kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı ayrıca vurgulanmıştır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73 .maddesinde de, ”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” hükmü yer almaktadır.
Dosya incelendiğinde; davacının tacir olmadığı anlaşılmaktadır.28.05.2014 tarihinden sonra açılmış bulunan bankacılık davalarında taraflardan birinin tüketici konumunda bulunması halinde tüketici mahkemeleri görevlidir.
Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/4654 E. 2016/5304 K. Sayılı ilamında bu hususa değinilmiş ve Olağanüstü Hal Tazminatı ödenmesine ilişkin davada davanın açıldığı tarih itibariyle tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu belirtilmiştir.
Açıklanan sebeplerle 6502 sayılı yasanın 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın 09/02/2015 tarihinde açıldığı dikkate alınarak mahkememizin HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itbaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulünce anlatıldı. 26/03/2019