Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/433 E. 2020/71 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/433 Esas
KARAR NO: 2020/71
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2016
KARAR TARİHİ: 23/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirket hakında ——–İcra Dairesi’nden ——– E. Sayılı dosya ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, takibe konulan ——– vade tarihli ——TL tutarlı senet borcu takip alacaklısına takip tarihinden önceki muhtelif tarihlerde (—- tarihinde —TL, ——- tarihinde ———TL ) ödendiğini, takip alacaklısı yan tahsil ettiği senedi ikinci kez icraya koyarak mükerrer tahsilat yapmak istediğini, takip alacaklısı senetle yazılı alacağını tahsil ettikten sonra, senet üzerine ileri tarihli keşide tarihi ve vade tarihi atarak işleme koyduğunu, ödeme makbuzları incelendiğinde takibe konulan ————TL ödemenin yapıldığının göreleceğini, takip alacaklısı tahsil ettiği parayı ikinci kez tahsil edebilmek için ödeme tarihlerinden sonraki bir tarihe keşide ve vade tarihi koyarak senedi icraya koyarak mükerrer tahsilat yapmak istediğini, bu nedenle ———- İcra Müdürlüğü’nün ——– E. Sayılı dosyasında icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilerek, asıl alacağın %20’den aşağı olmamak üzere tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının açmış olduğu davada davaya ve icra takibine konu senet karşığı müvekkiline ödenmediğini, bu sebeple haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının sunmuş oludğu makbuzlarda iddia ettiği gibi —— tarihinde —-TL ve —- tarihinde —– TL’lik ödemelerin senedin vade tarihinden ve keşide tarihinden önce olduğunu, bu hususun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenlerle itirazlarının kabulüne, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı şirket aleyhine davalı tarafça başlatılan ———İcra dairesinin ——– E. sayılı dosyasına konu keşidecisi davacı, lehtarı davalı olan ——TL bedelli —– tanzim, —— vade tarihli bonoya ilişkin borçlu olmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık dava ve takip konusu senedin takipten önceden ödenip ödenmediği, bononun vade ve tanzim tarihlerinin ileri tarihli olarak düzenlenip düzenlenmediği, davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için Mahkememizce her iki tarafın defter ve kayıtlarının incelenmesi yönünde ara karar oluşturulmuş, davacı taraf belirlenen gün ve saatte defterlerini ibraz etmiş olup, davalı ise ibraz etmemiştir. Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişinin —–tarihli raporunda özetle:–Davacı yana ait——— yılları ait yasal defterlerinin TTK ilgili maddeleri gereği açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığını, davacı tarafından davalı yana verilen takip konusu ——–TL tutarlı senedin davacı defter ve kayıtlarında yer almadığını, fotokopileri mevcut olan toplam ——TL tutarındaki ödemenin davacı defter ve kayıtlarında olmadığının görüldüğü, davacı tarafından davalıya yapılan —– tarihinde —- TL, ——– tarihinde —— TL olmak üzere toplam ———TL tutarlı ödemenin ne için yapıldığının tespit edilemediği sonuç ve kanaatine varılmıştır” içeriğiyle raporunu Mahkememize sunmuştur.
Borçlar Kanunu’nun 103 ve devamı maddeleri uyarınca, borcu ödeyen borçlu, bir makbuz ve borcun tamamı ödenmişse, buna ilişkin borç senedinin geri verilmesini veya iptalini isteyebilir. Borç senedi borçluya geri verilmişse, borç sona ermiş sayılır. Görüldüğü üzere senedin borçluya geri verilmesi borcun sona ermiş sayıldığına ilişkin karine olup; davacı taraf senet borcu tamamen ödediği halde hala davalı tarafta olduğunu iddia etmekle eldeki davada ispat yükünün davacı üzerinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuş, davacı tarafın davalıya yapmış olduğunu iddia ettiği ödemeye ilişkin kendi defter ve kayıtlarında herhangi bir kayda rastlanılmadığı gibi, sunmuş olduğu para makbuzlarında da paranın hangi borç ilişkisinde verildiğine yönelik herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Bu nedenle karine olarak senetlerin halen davalı elinde bulunması de dikkate alınarak davalının senet bedelini mükerrer olarak tahsil etmeye çalıştığı iddiasının ispatlanamadığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan para makbuzlarının ödeme tarihleri ————- tarihleri olup dava konusu senedin düzenlenme tarihi bu tarihlerden bile sonradır. Davacı vekili senede ileri tarihli keşide ve vade tarihi atıldığını iddia etmiş ancak incelenen ———— yılları defter ve kayıtlarında senedin düzenleme tarihine ilişkin bir kayıt olmadığından ve dosya kapsamında da bir delil bulunmadığından takip konusu senedin ileri tarihli tanzim ve ileri tarihli vade içerdiği iddiası ispatlanamamıştır. Davacı taraf dava açarken yemin deliline dayanmadığından yemin teklifi talebi yerinde görülmemiş hal böyle olunca davacının davasını ispatlayamaması sebebiyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlığın davacı tarafça davalı yana keşide edilen senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemli menfi tespit davası olduğu, davacı tarafça davalı yana yapılan ve açıklama içermeyen ödemelerin dava konusu senedin düzenlenme tarihinden bile önce olduğu ve hangi borca ilişkin olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmış, senedin düzenlenme tarihinin ileri tarihli olarak doldurulduğu iddiasına ilişkin somut bir delil sunulmadığı görülmüş bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiş, yargılama sırasında tedbir kararı verilmediğinden davalı lehine ayrıca tazminata hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 85,39-TL harcın mahsubu ile kalan 30,99-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarfedilen toplam 7,75-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir olunan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davalı vekillinin yüzüne karşı davacının yokluğunda verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı. 23/01/2020