Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/417 E. 2021/1228 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/417 Esas
KARAR NO: 2021/1228 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 07/04/2016
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinden — eşi ve diğer müvekkillerinin oğlu olan — tarihinde davalı — davalı— maliki, davalı — plakalı araçla çarparak ölümüne sebep olduğunu, davacı eş — ortak kızları küçük — babasının desteğinden yoksun kaldığını, müteveffanın kaza tarihinde —firmasında şoför olarak çalıştığını, aylık — gelir elde ettiğini ve ev hanımı eşi ve— yaşındaki kızlarının geçimini sağladığını, müvekkillerinin murisinin desteğinden yoksun kaldıkları gibi cenaze ve defin giderleri zararlarının da oluştuğunu belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik;— cenaze ve defin giderleri ile eş — olmak üzere toplam şimdilik —maddi tazminat ile davacı eş—davacı kız –, davacı baba — davacı anne—olmak üzere toplam — manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte—–davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —- dilekçesinde özetle; Dava konusu kazanın meydana gelmesinde müteveffanın gece vakti yayaların girmesinin bariyerler ile yasaklandığı alana bir başka kazada zarar görenlere yardım etmek maksadıyla girmesi neticesi oluştuğunu, müteveffanın asli kusurlu olduğunu, müvekkilinden talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu ve sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını, küçük —– için yapılacak hesaplamada yetiştirme giderlerinin tenzilinin gerektiğinin, yasal faiz istenebileceğini, cenaze ve defin giderleri bakımından yerel örf ve adetlere göre yapılan özel giderlerden müvekkilinin sorumlu olmadığını, müvekkilinin kazada kusurunun bulunmadığını belirtilen sebeplerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı —cevap dilekçesinde özetle; — plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde —- tarihinde meydana gelen olay nedeni ile yapılan yazılı başvuru neticesinde —-olmak üzere toplam —–maddi tazminat ödemesi yapıldığını, taraflar arasında ödemelerin kabul edildiğini ve müvekkili sigorta şirketinin yapılan işbu ödemeler ile sorumluluğunu yerine getirdiğini, —- kararları doğrultusunda yapılan ödemenin eksik olduğunun tespit edilmesi halinde, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde olduğunu, davayla ilgili kusur durumunun—– tarafından tespit edilmesini talep ettiklerini, müteveffanın gelirlerinin ücret bordroları, banka kayıtları vb. belgelerle ispat edilmemesi halinde asgari ücret düzeyinde olduğunun kabulünün gerektiğini, davacı yanca talep edilen, yas giderleri kapsamındaki örf ve adetlere göre yaptıkları harcamaların cenaze giderleri olarak talep edilemeyeceğini, destekliğin ispat edilmesi gerektiğini, davacıların rücuya tabi bir ödeme alıp almadıklarının tespitinin ve varsa bu tutarın maddi tazminattan tenzili gerektiğini, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, ticari faiz talep edilemeyeceğini, hatır taşıması ve müterafik kusur varsa tazminatta indirim yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, —- tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların yakınını kaybetmesi dolayısıyla destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkin bulunmaktadır.
Davacı vekilinin tedbir talebinin, araç dava konusu bulunmadığından HMK 389.madde hükmü uyarınca reddine karar verilmiştir.
— sayılı dosyası dosya içersine alınmıştır. Mahkemenin — tarih ve —- maddesi uyarınca kazanın meydana geliş şekli sanığın tali kusurlu olması kusurun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı ve zarar nazara alınarak teşdiden alt sınırdan ayrılarak hapis cezasına hükmedildiği, bununda adli para cezasına çevrildiği, mahkemece verilen kararın —- sayılı kararı üzerine kesinleştiği görülmüştür.
Dosya —- gönderilerek meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur durumlarının belirlenmesi istenmiştir. — olayda davalı sürücü — %15 oranında kusurlu olduğu, müteveffa —- %85 oranında kusurlu olduğu yönünde mütalaada bulunulmuştur.
Mahkemece dosya hesaplama yapılmak üzere bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —- destekten yoksun kalmaya bağlı tazminat talep edebileceği, cenaze ve defin giderinin toplam —- olduğu, tespit edilmiştir.
Davalı vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi neticesinde, —-sayılı dosyasının uyaptan bir sureti istenmiş, dosya bilirkişiye verilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir. —Raporunda; Davacı eşin bakiye maddi zararının — bakiye maddi zararının — olduğu, davacılara davalı —- ödeme yapıldığından davacıların bakiye maddi zararının bulunmadığı, yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Mahkemece alınan kusur ve hesaplamaya yönelik —-tarihli Ek rapor oluşa ve denetime uygun bulunmakla mahkemece de hükme esas alınmıştır. Dava konusu —- tarihli trafik kazasının oluşumunda davacılar destekliğinin %85 oranında kusurunun bulunduğu, davalı sürücü —-%15 oranında kusurunun bulunduğu, bu kusur dağılımının ceza dosyasından alının raporla da uyumlu bulunduğu görülerek —- uygun bulunmuştur. Belirlenen kusur dağılımına göre yapılan bilirkişi hesaplaması ile davacıların talep edebileceği maddi tazminat tutarının davalı— tarafından —olarak ödendiği anlaşılmakla davacılar —– destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Davalı— dava tarihi olan — tarihinde hayatını kaybettiği anlaşılmış, davacılar vekili —- bu davalı hakkındaki davalarından vazgeçtiklerini beyan etmiş, davacılar vekilinin bu beyanı feragat olarak yorumlanmış, davacılar vekilinin vekaletnamede davadan feragate yetkisi olduğu görülmekle bu davalı hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacılar müteveffa — ölümüne bağlı olarak davacı eş —davacı anne —-manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
TBK 56.maddeinde; bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önünde tutularak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebileceği, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınların da manevi tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.—— gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektmektedir. —- Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda dava konusu trafik kazasının oluşumunda davacılar yakını —- %85 oranında kusurunun bulunduğu, davalı sürücü —%15 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davalı araç sürücüsü olarak haksız hükümleri kapsamında davacıların zararından sorumlu bulunmaktadır. Belirtilen sebeplerle tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, meydana gelen zararın ağırlığı da gözönüne alınarak Davacı eş — davacı çocuk — davacı baba —, davacı anne —olmak üzere toplam — manevi tazminatın davalı — kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Netice itibariyle; davalı —-karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davalılar —- davalı sigortaya karşı açılan maddi tazminat davasının reddine, davacıların davalı—- karşı açtıkları manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine, karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı — karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davalılar — davalı sigortaya karşı açılan maddi tazminat davasının REDDİNE,
3-Davacıların manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE;
Davacı eş — davacı çocuk — davacı baba– davacı anne — olmak üzere toplam — manevi tazminatın davalı — kaza tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacıların yatırmış olduğu 276,66-TL peşin harç ile 68,30-TL tamamlama harcının toplamı olan 344,96-TL ‘den mahsubu ile kalan 285,66-TL ‘nin karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
5-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 2.664,09-TL harcın davalı —-alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacıların yaptığı yargılama gideri olan 1.090,35-TL davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 421,03-TL ‘nin davalı —- tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Maddi tazminat davası yönünden davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalılar için takdir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesine,
8-Manevi tazminat davası yönünden davacılar kendisinin vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacılar vekili için takdir olunan 5.850,00-TL vekalet ücretinin davalı —- alınarak davacılara verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden davalı — kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı —- verilmesine,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacılar Vekilinin ve Davalı —– yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/11/2021