Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/38 E. 2018/986 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/38 Esas
KARAR NO : 2018/986 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2016
KARAR TARİHİ : 20/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin ——— nolu elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafça Ocak 2011 ile Aralık 2015 elektrik tüketim dönemlerinde düzenlenen kayıp kaçak bedeli ve bu bu bedellerin ilavesi ile fazladan hesaplanan— payı ve KDV’nin, iletim sistemi kullanma bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmetleri bedeli adı altındaki bedellerin yansıtılıp tahsil edildiğini, Yargıtay Dairelerinin tahsil edilen söz konusu tutarların iadesine ilişkin kararlarının olduğunu, kayıp kaçak bedeli ve bu bu bedellerin ilavesi ile fazladan hesaplanan —- payı ve KDV’nin, iletim sistemi kullanma bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmetleri bedellerinin ödeme tarihinden itibaren ticare avans faizinden düşük olmamak üzere bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Her ne kadar sözleşmede kararlaştırılmamış olsa da davalının “Kayıp Kaçak Bedeli, İletim Bedeli, Dağıtım Bedeli, PSH Bedeli, Sayaç Okuma Bedelini ve Kayıp Kaçak kısmına isabet eden Enerji Fonu,—– fonu, Belediye Fonu” bedellerini ilgili mevzuat hükümlerinin gereği olarak tahsil ettiğini dolayısıyla da bu bedelleri haklı olarak, yani ilgili mevzuat hükümlerinin kendisine verdiği hakka dayanarak tahsil ettiğini, mahkemenin görevli olmadığını, husumet itirazları bulunduğunu, faturalarda yer alan bedellerin elektrik enerjisinin maliyet unsurlarına dahil olduğunu savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle elektrik abonesi olan davacının kendisinden haksız tahsil edildiğini iddia ettiği kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Dava konusu ile benzer kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21/05/2014 tarihli 2013/7- 2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı hükmü ile; “Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73 maddesinde ” herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler Kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi bakanlar kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının ——-kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden Kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde ——tarafından belirlenerek uygulandığından; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin ——‘na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şefaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan ——–kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.” şeklinde hüküm kurmuştur. Dava da Hukuk Genel Kurulunun bu kararı dayanak yapılarak açılmıştır.
Dava tarihinden sonra 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fakrasının a-ç-d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenlediği işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. maddede “bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi , dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri, geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti bedeli, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan ———kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerekmektedir.
Diğer yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E. – 2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” şeklinde hüküm kurmuştur. Mahkememizde açılan davanın yargılaması devam ederken 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6440 sayılı yasaya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca huzurdaki dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeni ile konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibari ile haklı olan ve kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibari ile gerek YHGK gerekse Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal niteliğindeki kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu ve hukuki yararı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması da mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, değişen yasa metni ve HGK kararları bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, davacı yanın davanın açıldığı tarih itibari ile emsal yüksek mahkeme içtihatları uyarınca isteminde haklı olduğu, dava sırasında dava konusu bedeller ile ilgili olarak yasa değişikliğine gidildiği ve dava konusu bedeller ile ilgili olarak açılan davalarda mahkemelerin yetkisinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunun hükme bağlandığı, her davanın açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanması gerektiğinden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı karar verilmiş, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 6/1 maddesi ve emsal içtihatlar uyarınca davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş ve yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Konusuz kalan davanın esası hakkında Karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 85,39- TL harçtan mahsubuyla bakiye 49,49- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından harcanan 862,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 2.180,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Dosyada bulunan mevcut gider avansının talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ,karşı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/12/2018