Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/370 E. 2019/1066 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/370 Esas
KARAR NO : 2019/1066
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/03/2016
KARAR TARİHİ : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların desteği kızları müteveffa ——sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek ——– tarihinde tek taraflı meydana gelen trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini, maktulün kusurunun 3. Şahıs olarak anne ve babasına yansıtılamayacağını, davacıların kızlarının vefatı sonrasında onun desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL destek zararlarının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ZMSS sigortacısı olan sigorta şirketinden tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı itirazlarının olduğunu,— plakalı aracın —- numaralı ZMSS Poliçesi ile teminat altında olduğunu, sigortalının işletinin sorumluluğunu teminat altına aldığını, kazanın meydana gelmesinde ağır kusuru bulunan işleten/sürücünün kusuru ile hayatını kaybettiğini, rücu söz konusu olduğunda vefat etmiş olması nedeni ile yine mirasçılarına geri dönüleceğini ve alacaklı-borçlu sıfatının birleşeceğini belirterek davanın reddini talep ettiği, kabul anlamına gelmemek kaydı ile kusur durumunun tespitini, desteğinden yoksun kalındığı iddiasının kanıtlanması gerektiğini, kaza tarihinden itibaren temerrüdün söz konusu olmadığını ve yasal faiz talep edilebileceğini beyan ederek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle destek ——– sevk ve idaresindeki aracın 01/08/2006 tarihinde geçirdiği tek taraflı trafik kazasında vefatı nedeniyle müteveffanın anne ve babasının açmış olduğu destekten yoksun kalma talebine dayalı maddi tazminat davasıdır.
Davalı vekili zamanaşımı itirazında bulunmuş olup, bilindiği gibi ölümle neticelenen trafik kazaları nedeniyle açılan tazminat davaları, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66. Maddesi gereği ön görülen 15 yıllık zamanaşımına tabidir. Davaya konu kaza 01/08/2006 tarihinde gerçekleşmiş, dava ise 30/03/2016 tarihinde 15 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Bu nedenle zamanaşımı itirazı yerinde bulunmamıştır. Hasar dosyası celp edilmiş, Savcılık dosyasının bir örneği dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizce kusur raporu alınması yönünde ara karar oluşturulmuş olup, —– Dairesi’nden alınan —– tarihli raporda özetle:” Maktul sürücü —— sevk ve idaresindeki otomobili ile mahal şartlarını dikkate alıp hızını yeterince azaltarak kontrollü ve tedbirli bir şekilde seyretmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, sevk ve idare hatası ile aracının kontrolünü kaybederek yolun soluna savrulup orta refüjü aşıp karşı yol bölümüne geçmesi akabinde yoldan çıkıp tarlada takla atması ile neticelenen kazada asli kusurlu olduğunu, maktul sürücü —- %100 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır” şeklinde rapor Mahkememize ibraz edilmiştir.
Kusur raporu alındıktan sonra dosya aktüerya konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişinin 16/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: “Davacıların talep edebilecekleri maddi tazminat hesaplanmasında; 01.08.2006 tarihinde destekçi —-‘ ün vefatı sonrasında, davacı anne —- ‘ün kızını kaybetmesi sonucu toplam — zararının 19.191,38 TL olduğunu, Davacı baba —– kızını kaybetmesi sonucu toplam—- zararının ise 19.191,38 TL olduğu, poliçe limitleri dahilinde kaldığı,temerrüt tarihi ve faiz türü yönünden 30.03.2016 dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulünün ve yasal faiz talep dilebileceğinin takdir ve hukuki münakaşasının Sayın Mahkemeye ait olduğu kanaatlerine ulaşılmıştır” şeklinde raporunu sunmuştur.
Davacı vekili 10/06/2019 tarihli dilekçesi ile netice-i taleplerini arttırarak davacı —- bakımından 19.191,38-TL , ——–bakımından 19.191,38-TL olmak üzere toplam 38.382,76-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunmuş olup, dilekçesinde özetle; destek şahsın kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, araç işletenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, dava öncesi başvuru yapılmadığından davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, desteğin müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini beyan etmiştir.
Bilindiği üzere 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile yapılan değişiklik ile, zarar görenlere dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. Dava tarihi itibariyle dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Öte yandan 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta Genel Şartları’nın A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Ancak eldeki davada kaza ve poliçe tarihi 01/06/2015 tarihinden önce olduğundan yeni sigorta genel şartlarının uygulanması mümkün değildir. Yine ceza dosyası incelendiğinde desteğin müterafik kusuru bulunduğuna ilişkin herhangi bir delil olmadığı anlaşılmakla bilirkişi tarafından hesaplanan tazminattan ayrıca müterafik kusur indirimi yapılmamıştır. Davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir delil bulunmadığından dava tarihinden itibaren faiz işletmek gerekmiş, sigortalı aracın hususi kaydı bulunduğu anlaşılmakla yasal faize hükmetmek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve ATK raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacılar desteğinin %100 kusurlu olarak gerçirdiği trafik kazasında vefat ettiği, davacı anne-babanın yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği anlaşılmış, davalının rapora karşı itirazları kaza ve poliçe tarihleri dikkate alınarak yerinde bulunmamış, alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmakla davanın kabulüne karar verilmiş ayrıca davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından ve her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak esasen aslında birden fazla dava olduğu da göz önüne alınarak davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş, ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile davacı —-yönünden 19.191,38-TL , davacı ——- yönünden 19.191,38-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak ilgili davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.621,93-TL harçtan davacı tarfça yatırılan 29,20-TL peşin harç ve 128,00-TL ıslah harcı toplamından oluşan 157,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.464,73-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan 29,20-TL başvurma harcı, 29,20-TL peşin harç, 128,00-TL ıslah harcı toplamı olan 186,40-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından harç dışında harcanan Adli Tıp faturası dahil toplam 1.277,65-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacı———- kendini vekille temsil ettirdiğinden —- Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 2.725,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacı —–kendini vekille temsil ettirdiğinden—-Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 2.725,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.