Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/299 E. 2022/877 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/299 Esas
KARAR NO: 2022/877
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ : 02.03.2010
Birleşen———– sayılı dosyasında;
DAVA KONUSU: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 11.05.2010
KARAR TARİHİ: 06/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl Dava Yönünden davacı vekili —- tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalıya fatura karşılığı —- sattığını, —– bedelli olmak üzere toplam ——-adet irsaliyeli fatura içeriği malların teslim edilmesine rağmen, davalı şirketin bu fatura bedellerini tüm görüşmelere rağmen ödemediğini, faturaların bu güne kadar itiraz edilmediğini, yukarıda sayılan toplam — adet faturadan kaynaklanan —– ana para alacağı ile bu alacak tutarına fatura tanzim tarihlerinden itibaren hesaplanacak yasal temerrüt faizi alacaklarının bulunduğu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —– alacağın fatura tanzim tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava yönünden davacı vekili —- tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili şirket aleyhine —-sayılı dosyası ile —– adet çeke dayalı kambiyo takibi yapıldığı, bu takibe karşı süresinde yapılan itiraz üzerine ——- sayılı ilamı ile takip konusu çekin ibrazı itibariyle sayal süre geçtikten sonra takibe konu edildiği, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle takibin iptal edildiği, davalı şirketin bu defa zamanaşımına uğramış ve kambiyo vasfını kaybetmiş çeki borcun sebebi olarak göstererek ———-sayılı dosyası ile müvekkili şirke aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin iş yoğunluğu nedeniyle itiraz süresini kaçırdığını ve haksız takibin kesinleştiğini, takibe konu edilen çekin zamanaşımına uğradığı gibi müvekkili ile davalı arasında iş bu çek bedeline karşılık gelen hukuki ve ticari bir ilişkide bulunmadığını, müvekkili davalıdan herhangi bir mal veya hizmet almadığını, temel ilişki yokluğu nedeniyle müvekkili şirketin sebepsiz zenginleşme söz konusu olmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin ——– Esas sayılı dosyadan davalı şirkete borcu olmadığının tespitine, takibin iptali ile zaman aşımına uğramış çekin iadesine, kötü niyetli davalının % 40’tan az olmamak üzere tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava yönünden davalı vekili ——– cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yapılan protokol ile bir işin birlikte yapılmasının kararlaştırıldığını, taraflar arasında yapılan protokol gereğince işin yapılması için gerekli malzemelerin müvekkili tarafından alınacağını, işin bitirilmesinin ardından elde edilen kar üzerinden taraflar arasında alacak-borç paylaşımı yapılarak ibralaşma sağlanacağını, davacının, davalı adına davaya konu faturalarda belirtilen demirleri alması üzerine davalı adına fatura düzenlendiğini, davacının protokolden doğan edimlerini yerine getirmeden ve işi bitirmeden işi bıraktığını, davacı tarafından üstlenilen işin yapılmadan yarım bırakılması nedeniyle davalının uğradığı zararlar ile ilgili talep haklarını saklı tuttukları protokolden doğan edimlerinin yerine getirmeyen davacının alacak talep ettiğini, davalı şirketin —– söz konusu fatura bedelleri toplamı olan rakama ilişkin ödemeyi toplam tutarı — müvekkilinin keşide ettiği çeklerle, toplam tutarı—–olan müvekkili şirketin cirosunu taşıyan çeklerle ödendiğini, davacının söz konusu çekleri başka ticari işlerinde kullanılmak üzere teminat olarak ——- ibraz ettiği, taraflar arasında başka bir ilişki olmaması nedeniyle çeklerle yapılan bu ödemelerin tamamen davaya konu faturalara ilişkin ödemeler olduğunu, sunulacak deliller ve ticari defterler üzerinde yapılacak incelemeler sonucu bu durumun ortaya çıkacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava yönünden davalı vekili —- tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı borçlu tarafından müvekkili adına—- ait ——çek düzenlendiğini ve keşide tarihinde çek bedelinin ödenmemiş olması nedeniyle icra takibine geçildiğini, kambiyo senetlerine özgü icra takibine davacı borçlunun itirazı üzerine —–karar ile takibin iptaline karar verildiğini, bu kez —— ile dava konusu çekin, ilamsız icra takibine konu edildiğini ve takibin kesinleştiğini, taraflar arasında ticari ilişkinin söz konusu olduğunu takibe konu çek bedeli bu ticari ilişkinin sonunda müvekkilinin davacıdan alacağına istinaden düzenlendiğini, taraflar arasında aynı ticari ilişkiye dayalı bir alacak davasının da söz konusu olduğunu, dava ile davacı taraf, faturadan kaynaklı alacağının tahsilini haksız ve dayanaksız olarak talep ettiğini, ——— dosyası ile takip edilen dosyanın, davacı borçlu şirket ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin varlığını kanıtladığını, taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı, çekin bu ticari ilişkiye istinaden keşide edildiği ve davacının davasının haksız ve kötü niyetle hareket eden davacı borçlunun alacağın %40’ından az olmamak kaydıyla tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Asıl dava, hukuki niteliği itibari ile faturalı mal satışından doğan bakiye cari hesap alacağının tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.
Birleşen dava; hukuki niteliği itibariyle,——- miktarlı çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Dosya kapsamında —- tarafından düzenlenen —– tarihli bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde özetle; “Davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre, davacı şirketin dava tarihi itibariyle davalı şirketten ——-alacaklı olduğu ” şeklinde sonuç ve kanaate varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Dosya kapsamında ——tarafından düzenlenen ——- tarihli bilirkişi ek raporunun yapılan incelemesinde özetle; “Davacı şirketin ticari defterlerinde rastlanılmayan, ancak davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulunan ve —- ödemesinin yapıldığı anlaşılan —- ödemenin, davacı şirketin kök raporumuzda tespit edilen —- alacağından mahsup edilmesiyle, davacı şirketin dava tarihi itibariyle davalı şirketten ——-sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
——Karar sayılı ilamında; Davanın ıslah doğrultusunda kısmen kabulüyle toplam —- bölümü için dava tarihinden itibaren, bakiye —— bölümü için ıslah tarihi olan —— tarihinden itibaren işletilecek ve 3095 sayılı yasanın 1,2/1.maddeleri uyarınca hesaplanacak yasal temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, şeklinde hüküm kurulmuştur.
Mahkememiz hükmü davalı vekilince temyiz edilmiştir.
—— sayılı ilamında; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, yeterli inceleme ve araştırmayı içermediği gibi —– de elverişli değildir. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden davalı itirazlarını da karşılayacak şekilde ayrıntılı, gerekçeli ve ——– denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup, Mahkememiz hükmü bozulmuştur.
Dosya kapsamında —– tarafından düzenlenen ——– tarihli bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde özetle;“Davacı ticari defter kayıtlarına göre, davacının dava tarihi olan —- tarihi itibariyle davalıdan —- alacaklı durumda bulunduğu,davalı ticari defter kayıtlarına göre, davalının dava tarihi olan —- tarihi itibariyle davacıdan —- alacaklı durumda bulunduğu” şeklinde tespit ve görüşte bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamında —- tarafından düzenlenen —– tarihli bilirkişi ek raporunun yapılan incelemesinde özetle; “Davacı ticari defter kayıtlarında yapılan düzeltmelere göre, davacının dava tarihi olan ——- tarihi itibariyle davalıdan dört adet faturaya dayalı —— alacaklı durumda bulunduğu, davalı ticari defter kayıtlarında yapılan düzeltmelere göre, davalının dava tarihi olan —– tarihi itibariyle davacıya dört faturaya dayalı ——– borçlu duruma geldiği, taraflar arasında karşılıklı hatır çekleri alınıp verildiği, hatır çeklerinin her iki tarafında ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, hatır çeklerinin alınıp verildiğini gösteren belgelerin dosyaya sunulu bulunmadığına” şeklinde tespit ve görüşte bulunulduğu görülmüştür.
Dosya konusunda uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; Karşılıklı olarak ispatlanan teslim edilen mal/hizmet faturaları ve ödeme kayıtları dikkate alınarak davacının —– alacağının bulunduğu, sayın mahkemenin, havale ve çeklerin bir bütün olarak değerlendirilerek karar vermek istemesi halinde karşılıklı olarak ispatlanan ödeme dekontları ve çeklerle davacının ———– alacağının bulunduğu, tacir olan taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ya da haricen başkaca somut belgede ödeme bulunmadığı ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin tebliğ şerhine havi ihtarname ya da eş eğer belge bulunmadığından, dava öncesinde davacı alacağının muaccel olmadığından davacının dava öncesi faiz talebi yerinde değildir. Ancak,———– kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, dava tarihinden itibaren hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında temerrüt faiz talebinde bulunabileceği,
Birleşen dava yönünden: takip konusu çekin kıymetli evrak niteliğinde belge olmadığı, adi senet durumuna geldiğinden, davalı şirketin çek karşılığı alacaklı olduğunu, davacı şirkete mal veya hizmet verdiğini ispat etmesi gerektiği, gerek icra dosyasında, gerekse mahkeme dosyasında da bu kapsamda somut delil bulunmadığı hususları doğrultusunda, davalının ——— karşılığı — alacağını ispat edemediğinden, davacının, —— kaynaklanan borcunun bulunmadığı, tespitinde bulunmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından: Davacı şirket tarafından davalıya verilen ve ödendiği ispat edilen—- davalı şirket tarafından davacı şirkete verilen ve ödendiği ispat edilen — mahsubu ile davacının——– alacağının olduğu görülmüştür. Davacı şirket defterlerinde davalı şirket lehine kaydedilen alacak tutarları ile davalı şirketin kendi defterlerinde davacı aleyhine kaydedilen borç kayıtlarından ispatlanan tutarlar ile defterlerde kayıtlı olmayıp ispatlanan cari hesap açıklamalı ödemeler, dava konusu faturalar karşılığı olarak değerlendirilmiş olup, bu durumda asıl davada davacı alacağının ——olduğuna kanaat edilmiş, birleşen dava yönünden; takip konusu çekin çek niteliğinde olmadığı, adi senet durumuna geldiğinden, davalı şirketin çek karşılığı alacaklı olduğunu, davacı şirkete mal veya hizmet verdiğini ispat etmesi gerektiği, bu kapsamda alacağın varlığını ispatlar delil bulunmadığı görülmekle, davalının alacağını ispat edemediği, asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, birleşen dosyanın Davacının ——– miktarlı çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1——- dava tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3-Alınması gerekli 2.510,67-TL harçtan davacı tarafından peşin (ıslah harcı dahil ) olarak yatırılan 1.619,00- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.367,33‬- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 17,15-TL. başvurma harcı, 123,60 temyiz yoluna başvuru harcı ve 1.619,00- TL peşin harcın toplamı olan 1.759,75‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.360,00-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 455,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen toplam 2.955,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.966,16-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmının davalı üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul olunan dava değeri üzerinden hesaplanan 9.200,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca (harca göre talep edilen dava değeri 94.803,10 TL kabul edilerek, red olunan dava değeri 58.049,06 üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti tutarı) 9.287,85 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili davalıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacının ——- miktarlı çekten dolayı borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Alınması gerekli 1.068,72-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 232,35- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 836,37‬- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 17,15-TL. başvurma harcı, 232,35- TL peşin harcın toplamı olan 249,5‬0‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 165,00-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul olunan dava değeri üzerinden hesaplanan 9.200,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; karar davacı vekilinin yüzüne, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde —– yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/12/2022