Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/25 E. 2018/372 K. 24.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/25 Esas
KARAR NO : 2018/372
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2016
KARAR TARİHİ : 24/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava tarihinden geriye doğru 10 yıllık dönem içinde müvekkilinden haksız yere tahsil edildiğini iddia ettiği kayıp – kaçak, perakende satış-hizmet (PSH), sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelleri ile TRT payına ilişkin bedellerin tespiti ile her bir talep tutarı için tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek TCMB avans faizi ile birlikte, davalılar tarafından müşterek ve müteselsilen sorumlu olmak üzere müvekkili şirkete geri ödenmesini, Ekim 2014 tarihinden sonraki dönem için tespit edilecek davalı …nin sorumlu olduğu tutarın, bu davalı tarafından münferiden müvekkiline iade ve ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı Enerjisa vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu EPDK Kararlarının iptali hususunda mahkemenin görevli olmaması sebebiyle görevsizlik kararı vererek dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, talep kabul edilmediği takdirde dava konusu bedellere ait iade taleplerinin mali yükümlülüğü, ilgili dağıtım şirketine ait olduğundan husumetin İstanbul ……………. Dağıtım A.Ş.’ne yöneltilmesi gerekmekte olup davanın husumet yönünden reddine, davacının talep ettiği faturalarda tahsil edilen dava konusu bedelleri tespit etmesi mümkün olduğundan belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine, davacının dava konusu talepleri haksız ve dayanaksız olup müvekkili şirketin kanun, yönetmelik maddelerine istinaden ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun almış olduğu kararlara istinaden dava konusu bedelleri tahsil etme yetkisine sahip olduğundan davacının davasının reddine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Ayedaş vekili cevap dilekçesinde özetle, mevzuattan kaynaklanan ayrıştırma ve TTK anlamında Kısmi Bölünme sebebiyle müvekkili şirketin davanın tarafı olmadığının kabulüne, davanın reddine, EPDK kararları iptal edilmeksizin ve tüm taraflar bakımından bağlayıcılığını korurken ve bu kararlara uyulması zorunlu iken tahsil edilen bedellerin hukuka uygun olduğuna ilişkin birçok yargı kararı bulunmasına rağmen, aksi yöndeki mevzuat hilafına verilen YHGK kararının Yargıtay Kanunu 45. Maddesi gereğince mahkemeyi bağlayıcı olmadığının kabulüne, davaya konu fatura kalemleri EPDK kararları doğrultusunda tahsil edildiğinden davanın reddine, davacı taleplerinin EPDK kararlarının iptali ile mümkün olacağının, davanın müvekkili şirkete değil EPDK‘ya karşı Danıştay’da ikame edilmesi gerektiğinin kabulüne, davanın müvekkili şirket açısından pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, tahakkuk ve tahsil edildikleri tarih bakımından yürürlükte bulunan EPDK Kararlarına ve mevzuata uygun fatura kalemlerinin tahsilinin, ilgili EPDK kararı iptal edilmeksizin iade edilmesinin hukuken mümkün olmadığının kabulü ile davanın reddine, davacı tarafın basiretli bir tacir olarak EPDK‘ca belirlenen bedelleri de ödeme yükümlülüğü altında bulunduğu, sözleşme gereği kendisine tebliğ olunan elektrik faturalarını ticari defterlerine işlemiş ve herhangi bir itiraz / kayıt olmaksızın ödemiş olması karşısında, fatura içeriklerinin kabul edilmiş olduğunun kabulüne davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle elektrik abonesi olan davacının kendisinden haksız tahsil edildiğini iddia ettiği kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Dava konusu ile benzer kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21/05/2014 tarihli 2013/7- 2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı hükmü ile; “Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73 maddesinde ” herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler Kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi bakanlar kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden Kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından ; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şefaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.” şeklinde hüküm kurmuştur. Dava da Hukuk Genel Kurulunun bu kararı dayanak yapılarak açılmıştır.
Dava tarihinden sonra 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasanın 21. Maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fakrasının a-ç-d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenlediği işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede “bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi , dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri , geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti bedeli, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerekmektedir.
Diğer yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E. – 2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” şeklinde hüküm kurmuştur. Mahkememizde açılan davanın yargılaması devam ederken 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6440 sayılı yasaya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca huzurdaki dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeni ile konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibari ile haklı olan ve kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibari ile gerek YHGK gerekse Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal niteliğindeki kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu ve hukuki yararı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması da mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, değişen yasa metni ve HGK kararları bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, davacı yanın davanın açıldığı tarih itibari ile emsal yüksek mahkeme içtihatları uyarınca isteminde haklı olduğu, dava sırasında dava konusu bedeller ile ilgili olarak yasa değişikliğine gidildiği ve dava konusu bedeller ile ilgili olarak açılan davalarda mahkemelerin yetkisinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunun hükme bağlandığı, her davanın açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanması gerektiğinden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı karar verilmiş, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 6/1 maddesi ve emsal içtihatlar uyarınca davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş ve yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 35,90-TL harcın peşin alınan 693,70-TL harçtan mahsubu ile artan 657,80 -TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan 201,25-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde istinaf yolu kabil olmak üzere davacı vekilinin, davalı Enerjisa vekilinin ve davalı Ayedaş vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/04/2018