Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/227 E. 2020/1060 K. 20.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/227 Esas
KARAR NO : 2020/1060
DAVA : Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2016
KARAR TARİHİ : 20/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında, —- tarihli ——-başlıklı sözleşmenin, 5 yıl süreli olarak akdediliğini bu sözleşmeye istinaden davacının, davalı şirketin, —– tek yetkili ticari mümessili olarak atandığını; bıı sözleşmeyle davacının, davalı şirketin—— mal satacak müşteri bulmasına aracılık etmeyi üstlendiğini sözleşmenin ilgili hükümlerine istinaden davalı şirketin, davacının aracılığı —neticesinde edinilen müşterilerle ve davacının aracılığı —-olmaksızın edinilen müşterilerle yapılacak sözleşmelerden—– elde edilecek olan kazançlardan davacıya komisyon —- vermeyi üstlendiğini sözleşmenin uyuşmazlık konusu olan 2/f nolu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hüküm uyarınca davalı şirketin, davacının aracılığı —– olmaksızın edinilen müşterilere yapılacak mal satışlarından elde edilecek olan kazançlardan da davacıya komisyon —–vermeyi üstlendiğini; ayrıca sözleşmenin 2/a maddesinde yer alan hüküm uyarınca davalı şirketin, davacının aracılığı neticesinde veya aracılığı olmaksızın bulunmuş olan müşterilerle veya müşteri adayları ile yapılması planlanan bütün pazarlıklardan davacıya bilgilendirmekle yükümlü olduğunu, Fakat davalı şirketin, bu yükümlülüklerine aykırı davranmak suretiyle, sözleşme süresi içinde müşterilerle yapılan sözleşmelerin çoğunu davacıdan gizlediğini ve bu müşterilerle yapılan sözleşmelerden (mal satışlarından) elde edilen kazançlardan davacıya komisyon (prim) ödemediğini; dolayısıyla davacının hak kazanmış olduğu halde davacıya ödenmemiş olan, birikmiş komisyon alacağının bulunduğunu; davacı tarafından şimdilik bilinen birikmiş komisyon ücreti alacaklarının tutarının —— olduğunu; fakat davacı tarafından bilinmeyen (davacıdan gizlenmiş olan) komisyon ücrcti alacaklarının da bulunduğunu ve bunların Mahkemece atanacak bilirkişiler tarafından saptanması gerektiğini davalı şirketin, davacıya göndermiş olduğu e-ınail mesajıyla, sözleşmeyi—— tarihinde feshettiğini bildirdiğini; davalı şirketin sözleşmede belirlenen 6 aylık süre öncesinden feshi ihbarda bulunmadığından sözleşmenin —–tarihine kadar uzadığını; bu nedenle davacının sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının —– tarihine kadar devam edeceğini; İddia etmekte ve; Davacının bilgisi dahilinde yapılan satışlardan dolayı doğmuş ve cari hesapta mevcut —— (prim) alacağının, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline davacıdan gizlenerek——— yapılmış olan satışlardan doğan ve fakat miktarı şimdilik bilinmeyen vc hesaplanamayan ve cari hesaba işlenmemiş olan komisyon alacaklarının bilirkişiler tarafından tespit edilmek suretiyle, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline davacının hak kazandığı denkleştirme tazminatı tutarının bilirkişiler tarafınyan hesaplanmak suretiyle, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu alacağının, sözleşmenin ilgili hükmü uyarınca zamanaşımına uğramış olduğunu sözleşmenin uyuşmazlık konusu olan 2/f nolu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hükmün davacı tarafından yanlış yorumlandığını; bu hüküm uyarınca davalı şirketin, davacının aracılığı (katkısı) olmaksızın edinilen müşterilere yapılacak mal satışlarından elde edilecek olan kazançlardan davacıya komisyon (prim) vermeyi üstlenmediğini; sadece davacının aracılığı neticesinde edinilen müşterilere yapılacak mal satışlarından elde edilecek kazançtan davacıya komisyon vermeyi üstlendiğini davacının aracılığı neticesinde edinilen müşterilere yapılan satışlardan dolayı davacının hak kazandığı komisyon alacaklarının davacıya ödendiğini sözleşme süresi içerisinde davacının aracılığı neticesinde sadece, —– müşteri olarak edinildiğini, davacının—– tazminatına hak kazanması için gerekli olan yasal şartların da gerçekleşmediğini; kaldı ki davacının sözleşme süresi içinde davalı şirketin portföyünü de geliştirmediğini; bu nedenle de davacının denkleştirme tazminatına da hak kazanamadığını iddia etmekte ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle; taraflar arasındaki —– tarihli ticari vekillik sözleşmesinin hukuki niteliği itibariyle ticari vekillik sözleşmesi yahut tellallık/simsarlık sözleşmesi niteliğinde olup olmadığının tespiti, davacının sözleşmeye dayalı olarak kendi katkısı ile yahut davacın etkisi olmaksızın gerçekleşen işler yönünden davalının ——-yaptığı tüm ticari işlere ilişkin ücret üzerinden komisyon ücret alacağı talebinin yerinde olup olmadığının tespiti ile, talep yerinde ise bu husustaki alacak miktarının ne olduğunun tespiti, davalı şirketin komisyon ücreti ödememek için bir kısım ticari faaliyetlerini gizleyip gizlemediği ile varsa bu husustaki komisyon alacak miktarının ne olduğunun tespiti, davacının TTK 122 maddesine dayalı olarak denkleştirme tazminat alacağı talebinin yerinde olup olmadığı talep yerinde ise bu husustaki alacak miktarının tespiti noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme, davalı tarafından —— yapmış olduğu ihraç işlemlerine ilişkin gümrük kayıtları, taraflar arasındaki mail yazışmaları dosya içerisine alınmıştır.
Davacı vekili tarafından —– ait hukuki mütalaa sunduğu anlaşılmıştır. Mütalaa’nın incelenmesinde; taraflar arasındaki ilişkinin değerlendirildiği ve sonuç olarak özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davacı tarafından düzenlendiği, sözleşmede genel işlem şartlarının mevcut olduğu, ancak sözleşmenin taraflar arasında geçerli olduğu, sözleşmenin 2/f maddesi birinci fıkrası ile 2/f maddesi ikinci fıkrasının birbiri ile çeliştiği, sözleşme içerisinde genel işlem şartı teşkil eden ve birbiri ile çelişen hükümlerin olması halinde hazırlayanın aleyhine bu hükümlerin yorumlanacağı, bu nedenle davacının iştiraki olmadan gerçekleşen satımlardan komisyon alabilmesi için satışın iki katına çıkarılması gibi bir katkının davacı tarafından sağlanması gerektiği, sözleşmenin sona ermesi aşamasına kadar da tarafların sözleşmeyi bu şekilde yorumladığı, TTK. 122 maddesi hükmüne göre davacının denkleştirme talebinde bulunabileceği, ancak denkleştirme şartlarının davacı tarafından yerine getiriliğinin bahsedilemeyeceği hususunda mütalaa sunulmuştur.
Dosya borçlar hukukçusu, gümrük uzmanı, işletme mühendisi ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınmıştır.—– tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; bilirkişiler tarafından tarafların tüm talep ve delilleri değerlendirerek rapor düzenlendiği, sonuç olarak davalı tarafından ticari defter ve dayanağı belgelerin ibraz edilmediği, bu yüzden davacının yeni müşteriler sayesinde sözleşme ilişkisinden sona ermesinden sonra davalının önemli menfaatler elde edip etmediği yönünde bir inceleme yapılamadığı, dosya kapsamı belgeler içinde davacının tazminat talebine esas olacak herhangi bir belgenin bulunmadığı, bu nedenle hesaplama yapılamadığı rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki —– tarihli ticari vekillik sözleşmesinin hukuki niteliği itibariyle ticari vekillik sözleşmesi yahut tellallık/simsarlık sözleşmesi niteliğinde olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Taraflar arsında imzalanan sözleşmenin incelenmesinde; sözleşme başlığının “temsilci sözleşmesi” olarak yazıldığı 1. maddesinde temsilcinin görevleri, 2. maddesinde şirketin görevleri, 3. maddesinde sözleşme süresi, çıkış ve tazminat hükümlerinin düzenlendiği ve 4. maddesinde diğer koşulların düzenlendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında sözleşme yaparken her ne isim altında yaparlarsa yapsınlar bu sözleşmenin hukuki yorumlaması hakime aittir. Taraflar arsında yapılan bu sözleşmenin Borçlar Kanunu 520. vd. maddelerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesi olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 2/f 1. cümle ile 2/f 2. cümlesinin birbiri ile çelişki halinde olduğu allaşılmaktadır. İlk cümlede temsilcinin bölgesinde yapılan alışverişlerde iştirak etmese dahi komisyon ödeneceği belirlenmiş, ikinci cümlede ise komisyon ödenmesi için temsilcinin iştiraki olmadan yapılan alışverişler için ve önceden kazanılmış müşterilere yapılan alışverişler eğer bu alışverişler ehemmiyetli biçimde geliştirilmiş ise, ikiye katlanmış ise komisyon ödeneceği belirtilmiştir. Sözleşmenin davalı tarafından ilk önce —–yazılmış olması daha sonra ——tercümesinin yapılarak taraflar arasında imzalandığı, bu nedenle sözleşmenin bir çok yerinde ifade bozukluğu ve anlam kargaşası olduğu anlaşılmaktadır. Belirlenen bu çelişkinin de bu nedenle yaşandığı kanaatine varılmıştır. Taraflar arasında sözleşmenin yürüklülükte kaldığı dönemde tarafların sözleşmeyi uygulama şekli dikkate alındığında, davacı sadece aracılık/iştirak ettiği alışverişlerden komisyon almış, diğer alış verişlerden herhangi bir komisyon almamıştır. Demek ki taraflar sözleşmenin 2/f-1 cümlesini hiç uygulamamışlardır. Bu nedenlerle mahkememizce de sözleşmenin 2/f-2. Cümlesinin uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı şirket, sözleşmeden sonra —–davacı temsilci olmadan tek başına satış yapmaya devam ettiği, davacı tarafından aracılık edilen satışlarda ise davacıya komisyon ödediği tarafların kabulündedir. Bu nedenle öncelikli olarak taraflar arasında imzalana sözleşme belli bir bölgede münhasır temsilci sözleşmesi olmadığı belirlenmiştir. Sözleşme—–yılları arasında yaklaşık —– yıl yürürlükte kalmıştır. Bu dönem içerisinde davacının aracılık ettiği işlemlerde komisyon ödenmiş, dosya içerisine alınan gümrük kayıtlarından anlaşıldığı üzere davalı ayrıca davacının iştiraki olmadan —— ticari ilişkilerine devam etmiştir. Sözleşmenin yürüklülükte olduğu süreçte taraflar sözleşmeyi bu şekilde uygulamaya devam etmiştir. Bu nedenle davalının iştiraki olmadan yapılan alışverişlerde sözleşeme boyunca komisyon talep etmediği ve sözleşmenin bu şekilde uygulandığı ve bu sözleşmenin şekilde yorumlanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalının TTK. 122. maddesinde dzünelenen denkleştirme tazminatı şartlarını sağlamadığı, bu tazminatı hak kazandığına dair gerekli bir bilgi ve belgenin mevcut olmadığı anlaşıldığından davacının bu yöndeki talebi de reddedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan peşin alınan 958,08-TL harçtan mahsubu ile bakiye 903,68-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen 122,00-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 8.093,24-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine
Dair davacı vekillerinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.20/11/2020