Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/196 E. 2021/703 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/196 Esas
KARAR NO : 2021/703Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2016
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davalı/borçlu aleyhine ——— tutarındaki asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve ferilerine haksız olarak itiraz ettiğini, davalı ile müvekkili arasında — tarihinde — imzalandığını, söz konusu sözleşmeye istinaden davalının ——– tarihleri arasındaki faturalardan kaynaklanan borcunu ödemediğini, bunun üzerine icra takibi yapıldığını beyanla, davanın kabulü ile itirazın iptali ve icra takibinin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arazında imzalanan ——–gereği davacının müvekkiline ait ürünleri depolama ve dağıtım hizmetleri işini üstlendiğini, sözleşmede belirlenen hizmetleri tam ve eksiksiz yerine getirmekle mükellef olan davacının bu mükellefiyetlerini gereği gibi yerine getirmediğini, davacının uhdesinde bulunan ürünlerin müvekkilinin bilgisi olmaksızın dört defa taşındığını ve sonrasında kaybolduğunu, zarar gördüğünü, davacının stok kayıtlarını güncel ve doğru bir şekilde tutmadığını, irsaliyeleri yanlış kestiğini, kaybedildiğini veya süresinde müvekkiline gönderilmediğini, bu sebeple faturalarını süresinde kesemeyerek cezai müeyyidelerle karşı karşıya kaldığını, 9 depodaki personel yetersizliğinin müvekkili şirketin sipariş organizasyonlarını ve sevkiyatlannı yavaşlattığını, güncel stok listelerinin gönderilmemesinin müvekkilinin ithalat ve ticaret organizasyonlarında aksamalara sebep olduğunu, davacının — tarihinde gönderilen e-postada belirtilen zarar bedelinin de müvekkiline ödenmediğini, davacı tarafın — tarihinde ve —-tarihinde yapılan sayım sonucunda davacı ile müvekkili kayıtları arasında ciddi farkların olduğunu, davacının kayıtlarındaki düzensizlik nedeniyle müvekkilinin kayıtlarının istendiğini ve müvekkili şirket tarafından gönderildiğini, buna rağmen davacının müvekkilinin zararını kabul etmediğini, haksız yere müvekkiline icra takibi başlattığını, her iki tarafın da kayıtları ve taraflar arasındaki elektronik yazışmalar incelendiğinde müvekkilinin mağdur olduğunu ve uğradığı zararlar karşısında alacaklı olduğunun görüleceğini, davacı tarafından gönderilen —- tarihli mailde bahsedildiği gibi müvekkili şirketin talebine rağmen mutabakat çalışmalarını tamamlamak için cari hesap ekstrelerinin gönderilmediğini ve —— tarihli mail yazışmasında faturayı beyanname süresince alamayacaklarının bilgisinin verildiğini, davacı tarafça müvekkili şirketin zararı kabul edilmekle beraber haksız bir şekilde müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını beyanla, haksız davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasını karar verilmesini vekalet talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle—– Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—– tarihli dosyası incelendiğinde; — aleyhine ——Toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek —- faiz ile tahsili emridir.—— TBK.m.l00 gereğince kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edilecektir.” açıklaması ile tebliğe gönderildiği, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ——— tarihli dilekçe ile; “Borca, faize ve borcun diğer ferileri ne itiraz ediyoruz” açıklaması ile yapılan itiraz neticesinde icra takibinin durduğu, anlaşılmıştır.
Davalı vekili süre tutum dilekçesi ile zamanaşımı, yetki, husumet ve ihbar süresi itirazlarında bulunmuş ise de bu itirazları, alacağın sözleşmeye dayanması, tarafların her ikisinin yerleşim yerinin mahkemenin yargılama çevresi içerisinde bulunması ve sair sebeplerle Mahkemece yerinde bulunmamıştır.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. Dosya konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. ——tarihli Bilirkişi Raporunda; ..Her iki tarafın ticari defterlerinin lehine delil vasfına haiz olduğu, incelenen davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla — alacaklı olduğu, incelenen davalı şirket ticari defter kayıtlarına göre davalının davacıya takip tarihi itibarıyla—borçlu olduğu, davacı çalışanı — tarafından davalı yetkilisine — tarihinde gönderilen mail ile sayım sonucunda davalının — zarara uğratıldığının kabul edildiği, bu nedenle bu tutarın oluşan davacı alacağından mahsubu ile davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla —-alacak talep edebileceği” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tarafların itirazları üzerine dosya farklı bir bilirkişiye verilerek rapor alınmasına karar verilmiştir. — tarihli tarihli raporun sonuç kısmında; “Davacı ——– tutarlarını —- karşılaştırılmasında görülen farkların ay içinde kesilen faturaların — geçmeme sınırı içinde kalan farklar olarak değerlendirilerek, kayıt nizamı bakımından vergi dairesi bilgileri ile uygunluk gösterdiği, davalı —– satış ve alış tutarlarının —- gelen — karşılaştırılmasında, —–farklarının ay içinde kesilen faturaların —- geçmeme sınırı içinde kalan farklar olarak değerlendirilmesinin uygun olduğu ve —— ile uygunluk gösterdiği,—— formunda davalı şirket ve vergi dairesi arasında gerek belge sayısı gerekse tutarlar arasında fark bulunmasından ——-bilgileri ile uygunluk göstermediği” belirtilmiş, aynı bilirkişiden ek rapor alınmış bilirkişi tarafından sunulun ek raporda kök rapordaki görüşün korunduğu bildirilmiştir.
Tarafların itirazları da değerlendirilerek dosya farklı bir bilirkişiye verilmiş ve —–tarihli bilirkişi Raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda davacının davalıdan —- alacaklı olduğu yönünde görüş verilmiştir
Dosya Mahkememizce seçilen bilirkişi heyetine verilerek rapor alınmıştır.—- tarihli Bilirkişi raporunda; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —–alacaklı olduğu yönünde görüş verilmiştir
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Dosya kapsamında alınan —– tarihli bilirkişi raporu denetime uygun bulunmakla Mahkememizce de hükme esas alınmıştır. Davacı kayıtlarına göre davalıdan —alacak mevcuttur. Bununla birlikte, davacı kayıtlarında bulunan —- davalı kayıtlarında mevcut değildir. Davacı tarafından sunulan belgeler de faturaların teslim edildiğine ilişkin imza ve hizmetin yapıldığına ilişkin belgeler mevcut değildir. Netice de, davacının alacaklı bulunduğu —-tutardan, teslim ve hizmete ilişkin tatmin edici verileri sunamadığı — fatura toplamı— mahsup edildiğinde, davacının davalıdan—— alacaklı olduğu değerlendirilmiştir.
Davalı kayıtlarında kur farkına ilişkin faturaları kendi ticari defterlerine işlemiş bulunmaktadır. Ancak bu kayıtlar davacı taraf kayıtları ile uyuşmamaktadır. Kaldı ki davalının kur farkı uygulamasını gerektirir karşı taraftan tahsil edilmemiş bir alacağı bulunmamaktadır. Davalı taraf davacının uygulamaları dolayısıyla ——–zarara uğradığını iddia etmiş ise de bu hususta somut bir delil getirmemiş ve zararını ispat edememiştir.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Anılan yasa hükmü uyarınca, bilirkişi raporu ve dosya kapsamından toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu sonucuna varmak gerekmiştir.
Tarafların tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması sebebiyle davacı alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerekmektedir.
Ayrıca takip konusu alacak takip öncesi itibariyle belirli(likit) olduğundan davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE; Davalının —– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin ———— asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen tutarın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Red edilen kısım yönünden davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 2.039,91- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 569,93-TL —– bakiye 1.469,98- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.352,50-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.490,37-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından sarfedilen toplam 1.800-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 659,65-TL ‘nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.479,38-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğinden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/06/2021