Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/155 E. 2021/432 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/155 Esas
KARAR NO: 2021/432
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/02/2016
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin ——–dava dışı ve aynı şahısların ortak ve yetkilisi olduğu yan kuruluş ————– devraldığını ve işletmeye başladığını, davacının, davalının işlettiği hastaneye hem devir öncesinde hem de devir sonrasında ——-davalı hastaneyi dava dışı ————–devraldığı ve devir öncesi tüm borçlarından sorumlu olduğunu bildirerek, devir tarihinden itibaren alınacak malların faturalarının da kendi adına düzenlenmesini talep ettiğini, bu ticari ilişki sonucunda davacının fatura ve cari hesaba bağlı bakiye —- alacağın davacı tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla ————– sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı şirketin icra takibinden sonra alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla tasfiye kararı aldığını, davalının tasfiyesi neticelendiği takdirde tüzel kişiliğinin sona ereceğini, bu nedenle tasfiyenin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, davalının icra dairesinin yetkisine dair itirazının hukuka aykırı olduğunu beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya yetki olarak itiraz ettiklerini, müvekkilinin ikametgâhının Niğde olduğunu, bu nedenle ———mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı tarafın daha önce yapmış olduğu ve taraflarınca itiraz edilen icra takibinde talep ettiği miktarın şirketlerince önceki borçlu şirketin borçlu olduğu miktar da katılarak hesaplandığını ve bu sebeple borca itiraz edildiğini, davacı her ne kadar açtığı davada devirden bahsetmiş ise de, ———- arasında bir devir ilişkisinin olmadığını, tüzel kişilikleri farklı —- olduğunu, ———— davacıya borcunun————- olduğunu, davacıya bu borcun ödenmesi defalarca talep etmiş ise de, davacı tarafın diğer şirketin borcu ile beraber hesap yapması nedeniyle taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, davacı tarafın müvekkili şirket borcu yönünden ödemeyi kabul etmesi halinde müvekkili şirketin ödeme yapmaya hazır olduğunu beyanla, davanın reddine, davacının %20 tazminata mahkûm edilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine————-dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, cari hesap alacağına dayalı olarak toplam —– tutarlı ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; ticari ilişki nedeniyle oluşan cari hesap alacağının ödenmemesine dayalı olarak davacının alacağın olup olmadığı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı, dava konusu ticari ilişkiye konu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği, davalının dava dışı ————- verilen mal ve hizmetlerden dolayı sorumlu olup olmayacağına ilişkin olduğu belirlenmiştir.
TBK.nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Davacının yerleşim yeri mahkememiz yetki alanında olduğundan mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmış, davalının yetki itirazına itibar edilmemiştir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davalının defterleri üzerinde inceleme yapılması için——– Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmıştır. Talimat mahkemesince davalının defterlerinin incelenmesi amacıyla defterlerini ibraz etmesi için davalıya tebligat çıkarılmış, ilk tebligatın iade dönmesi nedeniyle ikinci kez Tebligat Kanunu 35. maddesine göre yeniden tebligat yapılmış, usulüne uygun tebliğe rağmen davalı defterlerini sunmadığından inceleme yapılamadığı anlaşılmıştır. Davacının defterlerinin incelenmesi için ara karar oluşturulmuş, yapılan inceleme sonucu bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur. —– tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu ve delil vasfına sahip olduğu, davacı defterlerine göre dava dışı ——— olarak göründüğü, davalı ——— borçlu göründüğü rapor edilmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde ——- yönünden davayı kabul etmiş olduğu, mahkememizce de bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olduğu dikkate alındığında; HMK 312/2 maddesi gereğince davalının yargılama giderlerinden sorumlu olup olmayacağının tartışılması gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki; HMK 312/2 maddesinin uygulanabilmesi için iki koşulun gerçekleşmesi gerekir. Bunlardan birincisi davalı davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemesi ve ikincisi ise en geç ilk celsede davayı kabul etmesidir. Bu şartlar gerçekleşir ise davalı yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda ise davalı ilk celseden önce kabul beyanında bulunmuş bu şartı yerine getirilmiştir. Ancak diğer şart yerine getirilmemiştir. Zira davalı icra takibine itiraz ederken kısmi itiraz yapıp, kabul ettiği kısmı ödeyebilirdi. Davalı tarafından icra takibinin tamamına itiraz ederek eldeki itirazın iptali davasının açılmasına sebebiyet vermiş, ilk koşul yerine getirilmemiştir. Bu hususlar dikkate alınarak davalı taraf yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacının defterlerine göre davalının ——– borçlu göründüğü, davalının cevap dilekçesinde de bu miktar yönünden davayı kabul ettiği analaşıldığından bu kısım yönünden davacı davasını ispat etmiş durumdadır. Geri kalan kısım yönünden ise; davacı her ne kadar ———-borcundan da davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de; davacının kendi defterlerinde dahi bu borcun farklı cari hesapta takip edildiği, her iki şirketin birbirlerinden farklı iki tüzel kişiliğe sahip olduğu, davalının dava dışı ——— borcundan sorumlu olacağına dair yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, bu itibarla davacının fazladan talep ettiği bu kısım yönünden davasını ispat edemediği anlaşıldığından bu kısım yönünden davanın kısmen reddine karar verilmiş, dava konusu alacağın likit olması nedeniyle davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, ——— sayılı takip dosyasına davalıların yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 21.301,05 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen 21.301,05 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.455,07-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 553,59-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 901,48-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 553,59-TL peşin harç ve 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 584,99 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 1.637,00 yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre (%65,71 kabul %34,29 ret) 1.075,67 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/03/2021