Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1393 E. 2019/835 K. 16.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1393 Esas
KARAR NO : 2019/835
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 03/11/2011
KARAR TARİHİ: 16/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı vakıf ile davalı şirket arasında yapılan anlaşma uyarınca, davacıya ait ———– ekipmanlarıyla birlikte davalı şirkete veya davalı şirket yetkili temsilcisi olan davalı …’in göstereceği bir başka şirkete 430.000,00-TL + KDV bedelle devrinin kararlaştırıldığını, buna dair ek 1’de sunulan sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşme uyarınca, davacının 06/04/2009 tarihinde hastaneyi devrettiğini, davalıya ——– tarihinde ———- numaralı ————–TL tutarlı ve — tarihinde ——– numaralı ————TL tutarlı faturaları gönderdiklerini, davalının devir bedeli olarak şirket ortağı olan ve tek başına davalı şirketi temsil yetkisi bulunan davalı …’in imzaladığı ———–Şubesindeki hesaba keşideli toplam 11 adet çekin devir bedeli olarak davacıya verildiğini, davalının bu çek bedellerini gününde ödemeyip temerrüde düştüğünü, davalının talebi üzerine davacının 07/01/2010 tarihinde davalının borcuna mahsuben 07/01/2010 tarihli 01603 seri numaralı fatura ile davalıdan 129.000,00 TL’lik cihaz satın aldığını, taraflar arasında bu kez 08/01/2010 tarihli yeni bir sözleşme imzalanarak mahsuplaşma işlemi yapıldığını, davalıdan alınan bu mal karşılığı mahsuplaşma sonucu, davalının bakiye borcunun yeniden yapılandırıldığını ve bakiye borcun ne şekilde ödeneceğinin ve hangi vadelerde ödeneceğinin 08/01/2010 tarihli bu sözleşmede gösterildiğini, bu sözleşmeye dayanarak davalı şirketin devir bedeli olarak düzenlediği 11 adet çekin yerine bu kez yine … tarafından imzalanan ve vadeleri 08/01/2010 tarihli sözleşmedeki vadelere uygun olarak belirlenen ve 20/02/2010 tarihinden 20/12/2010 tarihine kadar her ay için 12.000’er TL olmak üzere toplam 11 adet bononun davacıya verildiğini, söz konusu bu bonolarında vadesinde ödenmediğini, bu 11 adet bonodan vadesi dolmuş olan 9 adedi için davalı şirket aleyhine İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün —— Esas, — Esas sayılı dosyalarıyla kambiyo senetlerine özgü icra takiplerine girişildiğini, ancak davalı şirket tarafından bonoların imzalandığı 20/02/2010 tarihinde diğer davalı … ‘in şirketi tek başına temsil yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle bonolardaki imzalara itiraz edildiğini, İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesinin kararlarıyla imza itirazları kabul edilerek İİK 170/a maddesi uyarınca icra takiplerinin iptaline karar verildiğini, davacıya ait göz merkezinin davalı şirkete devir tarihinde şirket müdürünün ——. Noterliğinin————- tarihli imza sirkülerine göre davalı … olduğunu, bu şahsın devir tarihinde sözleşmeyi ve 11 adet çeki imzaladığını, davacının davalıdan olan alacağına mahsuben cihaz satın aldığı 07/01/2010 tarihinde ve taraflar arasında mahsuplaşmaya dair 2.sözleşmenin imzalandığı 08/01/2010 tarihinde davalı şirketin tek başına temsile yetkili müdürü olduğunu, 2007 yılından itibaren 10 yıl süreyle görev yapmak üzere müdür seçildiğini ve tüm bu işlemler sırasında bu yetkisinin mevcut olduğunu, davalı şirketin borcunu ödememek için kötü niyetli hareket ederek bu itiraz yaptığını, bu kötü niyet kapsamında davalı şirketin mahsuplaşma protokolünün imzalanmasından hemen sonra ve bonoların imzalanmasından hemen önce ortaklar kurulu kararı alarak davalı …’in tek başına temsile ilzam yetkisini kaldırıp müşterek imza kuralını getirdiğini, bu durumu davacıdan gizlediğini ve bonoları tek başına …’e imzalattıklarını, daha sonra da imzaya itiraz ettiklerini, oysa söz konusu takibe itiraz eden davalı şirketin 20/02/2010 tarihli bonoya istinaden 27/04/2010 tarihinde davacının banka hesabına ödeme yaptığını, davacının taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca kendisine ait göz hastanesini davalının gösterdiği şirkete devrederek kendi edimini yerine getirdiğini, devir bedeli nedeniyle doğan alacağının tahsil edilemediğini, davalı tarafça verilen bonolarla ödenmeyen bakiye 120.000,00-TL alacaklarının kaldığını, davalının kötü niyetli davranışlar içine giriş başlangıçta verdiği çekleri geri alarak verdiği bonolara imza itirazı yaptığını, müvekkilinin bu nedenle mağdur olduğunu belirterek sonuçta, göz merkezinin devir bedelinden bakiye 120.000,00-TL alacağın 06/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 10/04/2013 havale tarihli ıslah dilekçesinde, 120.000,00 TL alacağın 06/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA ve KARŞI DAVA:Davalı şirket vekili dilekçesinde özetle, davacının ————tüm ekipmanları ve ruhsatıyla devrettiği iddiasının doğru olmadığını, bu devrin hiçbir suretle gerçekleşmediğini, davalı şirketi o tarihte temsile yetkili diğer davalı …’in şirket ortaklarına haber vermeden kendi namına çıkar sağlamak amacıyla davalı şirketle bir sözleşme imzaladığını, ancak imzalanan bu sözleşme gereğince, davacının edimlerinin hiçbirini yerine getirmediğini, davacı ile davalı …’in birlikte hareket ettiklerini, …’in kendi adına başka bir göz polikliniği kurmayı amaçlayıp davalı şirketin sermayesini ve öz kaynaklarını kullanarak bu işi gerçekleştirmek istediğini, …’in davalı şirketi birçok kez zarara uğrattığını, bu durumun ortaya çıkacağını bildiği için ortaklıktan ayrılmadan önce kendisini güvenceye almak için böyle bir yola başvurduğunu, davalı şirkete hiçbir zaman göz merkezi ruhsatının devrinin yapılmadığını, bu tarz devir işlemlerinin —- alınan ruhsatın devri suretiyle yapıldığını, bu hususun davacı tarafça açıklığa kavuşturulması gerektiğini, yasal olarak ruhsatın ekonomik bir değerinin olmadığını, buna rağmen ruhsatın 86.000,00 TL bedelle davalı şirkete fatura edilmesinin haksız olduğunu, davacının işleminin mutlak butlanla batıl olduğunu, davalının ruhsatı başka bir şirkete devrettiğini, bu durumun davacının davalı …’le iş birliği içinde hareket ettiğini gösterdiğini, göz merkezi ekipmanlarının da müvekkili şirkete devredilmediğini, böyle bir devrin hiç gerçekleşmediğini, davacının KDV dahil 507.000,00-TL’lik bir ticari ilişkiden söz ettiğini, ancak 487.000,00-TL’lik fatura kestiğini, davacının alacağının bu fatura ile sınırlı olduğunu, hastane ekipmanlarının davalı şirkete devredildiği iddiasının yazılı delillerle kanıtlanması gerektiğini, davacının alacak talebini ekipmanı ve ruhsatı devrettiği şirkete karşı yöneltmesi gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında bir sözleşme imzalanmadığını, …’in şuan itibariyle şirketi temsil yetkisinin bulunmadığını, …’in yaptığı işlemlerden davalı şirketin haberinin olmadığını, davacının alacak iddiasını kabul etmemekle birlikte davacının talebinin 498.350,00 TL ile yani fatura tutarları ile sınırlı olması gerektiğini, bu fatura bedellerinin ve içeriklerinin müvekkili tarafından hiçbir zaman kabul edilmediğini, böyle olduğu düşünülse bile davacının 487.000,00 TL + 11.350,00 TL =498.350,00 TL alacağından davacıya verilmiş olan 129.000,00-TL’lik mal bedeli düşüldüğünde 369.350,00 TL olması gerektiğini, buna ilişkin ödemelerinde yapıldığını, takip dayanağı yapılan bono tarihleri itibariyle …’in temsil yetkisi bulunmadığından bonoların davalı şirketi bağlamayacağını belirterek asıl davanın reddini istemiştir.
Davalı … davaya yanıt vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibariyle, göz merkezi (hastane) ruhsat ve ekipmanlarının bedellerinden bakiye alacağın tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır. Karşı dava ise, satış bedeli olarak ödenmiş olan tutarın, satıma konu hastane ruhsat ve ekipmanının teslim edilmemiş olması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.
Mahkememizin ——- K. Sayılı dosyasından asıl davanın kısmen kabulüne ——-TL alacağın ——- tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 Sayılı Yasanın 2/2.maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, karşı davanın reddine dair 10/06/2014 tarihinde verilen karar, Yargıtay ——–. Hukuk Dairesinin ——– tarihli kararıyla, karşı dava yönünden davalı/karşı davacının tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilerek onanmış, asıl dava yönünden; “Davacı- karşı davalının katılma yoluyla temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; taraflarca aktedilen ve davalı …’in tek başına davalı-karşı davacı şirketi temsil yetkisinin bulunduğu 08.01.2010 tarihli sözleşmede davalı- karşı davacının kalan borcu vadeleri de gösterilmek suretiyle belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece her bir alacağa belirlenen kesin vade tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken bu kesin vadelerin en sonuncusu olan ——— tarihinden itibaren faize hükmolunması doğru olmamış, kararın davacı- karşı davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve Yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde, asıl dava yönünden, davalı …’in taraflar arasında imzalanan sözleşme tarihi itibariyle tek başına davalı şirketi temsil yetkisinin bulunduğu, davacının devir bedeli için düzenlediği faturaların davalının defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, davalı kendi defterlerinde bonoları ödeme olarak işleyip kendisini alacaklı durumuna geçirmiş ise de bu bonoların ödenmemiş olduğunun tespit edildiği birlikte değerlendirildiğinde ve imzalanan sözleşme göz önünde bulundurulduğunda, dava tarihi itibariyle davacının davalıdan bakiye ———-TL alacaklı olduğu sonucuna varılmış, Yargıtay bozma ilamında da işaret edildiği üzere alacağa mahsuben çeşitli vade tarihleri olan 11 adet bono verildiğinden belirlenen vadelerin kesin vade olduğu anlaşılmış, toplam 11 adet ve ———TL tutarında bonodan kaynaklanan bakiye alacak ——–TL olarak tespit edildiğinden, ödemelerin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 86. maddesi göz önünde bulundurularak, toplam bono bedeli olan ——TL’den, tespit edilen ——-TL’lik tutar düşüldüğünde kalan bakiye olan ——TL’nin, ——— vade tarihli ——TL bedelli bonodan, —–TL’si ——- vade tarihli ——TL bedelli bonodan mahsup edilmiş, davanın kısmen kabulüne ———- vade tarihli ——–TL bedelli bonodan kalan bakiye olan——TL’ye —–, kalan tutarlara bonolarda belirtilen vade tarihlerinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca ticari avans faizi yürütülmek sureti ile toplam 117.685,90-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kısa kararda sehven birleşen dava yazılan karşı dava yönünden ise mahkememizden verilen 10/06/2014 tarihli karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
ASIL DAVADA
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, toplam ——–TL’nin, —–TL’sine ——- tarihinden itibaren, ———TL’sine —— tarihinden itibaren, ——TL’sine——– tarihinden itibaren,—–TL’sine – tarihinden itibaren, ——-TL’sine —-tarihinden itibaren, ————TL’sine – tarihinden itibaren, —-TL’sine —— tarihinden itibaren, —–TL’sine —- tarihinden itibaren,—–TL’sine —-tarihinden itibaren, —–TL’sine —— tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca ticari avans faizi yürütülmek sureti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Fazlaya dair talebin reddine,
3-Alınması gereken 8.039,13-TL harçtan peşin alınmış olan 1.782,00-TL harcın mahsubuyla bakiye 6.257,13-TL harcın davalılardan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.782,00-TL peşin harç, 18,40-TL başvuru harcı, olmak üzere toplam 1.800,40-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 2.970,50-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan (% 98,07 Kabul, % 1,93 Red) 2.913,16-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 12.164,87 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 2.314,10-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
KARŞI DAVADA
1-Mahkememizden verilen —— tarihli karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Mahkememizin ——- K. Sayılı dosyasından verilen 10/06/2014 tarihli karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğinden, yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı/karşı davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/07/2019