Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1379 E. 2020/946 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1379 Esas
KARAR NO: 2020/946
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2016
KARAR TARİHİ : 19/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ———- kızı olduğunu ve şirketle bir ilgisinin bulunmadığını, senet düzenleme tarihinde müvekkilinin işlerle ilgilenemeyip, firmaya dahi uğramadığı halde, bu senetlerin nasıl ve kimler tarafından düzenlenmiş olduğunu bilmediklerini, müvekkillerinin sahte imzalarla borçlu duruma getirildiğini, bu nedenle tüm davacı müvekkillerinin icra takibi konusu senetten dolayı borçlu olmadıklarını ödeme emri ekinde bulunan senet suretinde şirket kaşesi üzerine şirketi temsilen imza atıldığını, şirket kaşesi üzerine, müvekkillerinin isimlerinin sonradan yazılmış olduğunu, poliçeden doğan sorumluluğun doğrudan doğruya temsil edilen tüzel kişiye ait olduğunu, açıklanan nedenlerle ————- dosyasıyla başlatılan takibin tüm müvekkilleri yönünden iptali ve müvekkillerinin bu takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini, davalılar aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de karşı yana yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar usulüne uygun dava dilekçesi ve çağrı kağıdı tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, davalı —– vekili duruşmalardaki beyanlarında davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre dava hukuki niteliği itibariyle, ———– sayılı dosyasıyla bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespiti istemi ile açmış oldukları menfi tespit davasıdır.
Davacılar tarafından imza itirazı ileri sürülmüş olması nedeniyle, davacılar ——- yazı ve imza örneklerinin alınması amacıyla ——- talimat yazılmış, imza örneklerinin bulunduğu yerlerden imza örneklerinin istenmesine karar verilmiştir. Yazı ve imza örnekleri toplandıktan sonra, dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen —–tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi raporunda, icra takibine konu edilen bono üzerindeki imzaların davacılar —–eli mahsulü olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacılar vekili sunmuş olduğu itiraz dilekçesiyle, rapora itiraz ederek —- rapor alınmasını talep etmiştir. Alınan raporun dosya kapsamıyla uyumlu ve yeterli olduğu görüldüğünden —– rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından, icra takibine konu edilen bonodaki imzaların müvekkilleri—– ait olmadığı beyan edilerek, icra takibi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti talep edilmiş ancak, davada hasım olarak icra dosyasında alacaklı olarak görünmeyen ——– gösterilmiştir. Dava dilekçesinde, icra takibi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti talep edilmiş olduğundan, icra takibinde taraf olmayan davalı ——– aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı — talebi yönünden yapılan yargılamada; her ne kadar bono üzerindeki imzaların—- eli ürünü olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve —tarafından, —-kaşesi üzerine iki adet imza atılmış olsa da,—- kararında, —— kararında ve konu ile ilgili yerleşik —–belirtildiği üzere; senette atılan her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, —- söz edilemeyeceğinden, davacı — davanın kabulüne, davacı ——— dosyası nedeniyle davalı —– borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, davalının davacı—- aleyhine icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı ———- talebi yönünden yapılan yargılamada;—- tarihli yazısından, —- tarihinden itibaren —- yıl süre ile şirketi temsil ve ilzama yetkili olan kişinin —- olduğu anlaşılmıştır. — düzenleme tarihli bononun düzenleme tarihinde——-yetkilisi —olduğundan ve alınan bilirkişi raporuyla——— kaşesi üzerindeki imzaların —- ait olduğu tespit edildiğinden, davacı ——–sayılı dosyası nedeniyle davalı —- borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, davalının davacı ——- aleyhine icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı —- talebi yönünden yapılan yargılamada; bononun tanzim edildiği tarih olan — tarihinde, ——-olduğu, şirket kaşesi üzerine atılan imzaların şirket yetkilisi—– eli ürünü olduğunun bilirkişi raporuyla da tespit edildiği göz önünde bulundurularak, davacı —-yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı—-talebi yönünden yapılan yargılamada; —–yazılan müzekkereye verilen cevaptan, icra takibine konu bononun tanzim tarihi olan —- tarihinde, davacı —-davacı —– yetkilisi olmadığı anlaşılmış, mahkememizce alınan bilirkişi raporuyla, şirket kaşesi üzerinde atılan imzaların davacı — eli ürünü olduğu tespit edilmiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun poliçeler hakkındaki bazı hükümlerin bonolar hakkında da uygulanacağına dair 778/2-e maddesi yollamasıyla, 678. maddesindeki; “Temsile yetkili olmadığı hâlde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur; bu poliçeyi ödediği takdirde, temsil olunduğu kabul edilen kişinin haiz olabileceği haklara sahip olur. Yetkisini aşan temsilci için de hüküm böyledir.” hükmüne göre, bir kimse yetkili olmadığı halde yetkili gibi hareket ederek bono imzalamışsa, bonodan dolayı bizzat sorumludur. Dava konusu somut olayda, davacı—- icra takibine konu bononun tanzim tarihinde —— yetkilisi olmadığı, yetkili olmadığı halde ——- yetkilisi gibi bono tanzim ettiği anlaşıldığından, bono bedelinden sorumlu olan davacı —- — yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
———– belirtildiği üzere, İİK. m. 72’ye göre tedbir kararı verilmişse, talep olmasa dahi davalı lehine tazminata hükmetmek gerektiğinden, davacılar ———— lehine tedbir kararı verilmiş olması nedeniyle, İİK. m. 72/4 gereği %20 oranında tazminatın davacılar ——– müştereken müteselsilen alınarak davalı ——verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davalı—— takibinde alacaklı olarak görünmediğinden bu şirket yönünden davanın REDDİNE,
2-Davacılar —- yönünden DAVANIN KABULÜNE, bu davacıların —— dosyası nedeniyle davalı —–BORÇLU OLMADIKLARININ TESPİTİNE,
3-Davalı —— kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacılar ——– kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Davacılar ——- yönünden DAVANIN REDDİNE,
5-Davacılar lehine tedbir kararı verildiğinden, İİK. m. 72/4 gereği %20 oranında tazminatın davacılar —— müştereken müteselsilen alınarak davalı —– verilmesine,
6-Alınması gerekli 1.427,29-TL harcın peşin alınan 356,83-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.070,46-TL harcın davalı—– tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 29,20-TL başvurma harcı, 356,83-TL peşin harcın toplamından oluşan 386,03-TL’nin davalı —- alınarak davacılara verilmesine,
8-Davacı—– tarafından yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacılar —— tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10- Davalı —–tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 3.400,00-TL avukatlık ücretinin davalı —- alınarak davacılar ——- verilmesine,
12-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 3.400,00-TL avukatlık ücretinin davacılar—– alınarak davalı ——- verilmesine,
13-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/11/2020