Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1355 E. 2020/883 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1355 Esas
KARAR NO : 2020/883 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/12/2016
KARAR TARİHİ : 10/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —— hareket tarihli —– —katıldığı, bu tura katılırken tur şirketince——yaptırıldığı , bu sigortanın ———aracılığı ile yapıldığı, Müvekkilinin çıktığı bu seyahat sırasında —- kaldığını ve davalı —görüşmede, seyahat sigortasının diğer davalı ———– tarafından takip edildiğinin öğrendiğini, müvekkilinin otelde yanlış yangın alarmı verilmesi üzerine, karanlıkta oteli terk etmek üzere yataktan kalktığı ve karanlık yüzünden otel odasından çıkarken düşerek kolunu kırdığını, bu olaydan dolayı gezisinin yarım kaldığı ve o gece——— götürüldüğü hastahanede tedavisinin yapılamayacağı ameliyat olması zorunluluğu ile otele geri gönderildiği,— gelir gelmez —– kolunun ameliyat edildiği, omuz başına protez takıldığı, halen daha fizik tedavisinin devam ettiğini, bununla ilgili olarak —- ameliyat ve tedavi ücreti ile —- tedavi ücretinin bedeli toplamının davalılarca davacıya ödenmediğini, davalı—- sigortanın bu işle diğer davalı ——– ilgilendiğini söyleyerek davacıyı diğer davalıya yönlendirdiğini, bu davalının da ——kontrol ücreti parasını ödemeyi kabul ettiğini, davacının—-ameliyat ücretini kabul etmediğini, bu sebeple kaza nedeniyle geçirdiği ameliyat neticesi ödemiş olduğu hastahane ve fizik tedavi masrafından fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik —– dava tarihinden itibaren banka reeskont haddi üzerinden işleyecek gecikme faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Inter vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın—– huzurdaki davanın diğer davalısı — arasında ekli —- tarihli —–akdetmiş olduğunu, bu sözleşmeye göre —- müvekkili firma vasıtasıyla sözleşme ve ekleri kapsamındaki bir takım hizmetleri ve teminatları vermeyi taahhüt etmekte olduğunu, iş bu davaya konu uyuşmazlığa bakan yönü ile, taraflar arasında bu reasürans sözleşmesinin eki olan ———imzalandığını, davaya konu talep yönünden de ise işbu sözleşme hükümlerini ve davacı adına düzenlenen —- hükümlerinin esas alınması gerektiğini, nitekim düzenleme tarihi —– —-bildirim kısmında davacının; “…bu teklifname ile oluşacak sigorta sözleşmesinin özel şartları ile seyahat sağlık sigortası genel şartlarını okuyup kabul ettiğini” beyan ettiğini, kaldı ki zaten salt poliçe bazında da talep edilen ödemenin teminat kapsamı dışında olduğunu, davacının yurt dışı harcamasının karşılandığını, belirtilen sebeplerle davanın hukuki yarar yokluğundan reddini, esasa girilmesi durumunda davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak olarak açıldığını ve usulden reddi gerektiğini, salt poliçe kapsamında talep edilen ödemenin teminat kapsamı dışında kaldığını, davacının yurt dışında gerçekleşen tedavi masrafların onaylandığını ancak ikamet adresine döndüğünde poliçe gerekliliğini yitirdiği için yurt içinde yapılan tedavi masraflarının ise poliçe kapsamı dışında kaldığından karşılanamayacağını beyanla fazlaya ilişkin haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davacının —– tarihindeki —- —- esnasında merdivenlerden düşmek suretiyle kaza geçirerek yaralanmasına bağlı olarak—– görmüş olduğu ameliyat ve tedavi giderlerinin —— bağlı olarak yaptırmış olduğu —— kapsamında tazminine ilişkindir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Eldeki dava sigortacıya karşı açıldığından mutlak ticari dava olsa da diğer kanunlarda düzenlenen hükümler ve temel ilişkiyi değerlendirmek suretiyle görevin belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
——- tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Yine 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
Nitekim ——– Sayılı ilamında açıkça:”Somut olayda; davacının tüketici olduğu ve davalı —-arasındaki yaşam sigortası sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunduğundan, davaya konu uyuşmazlık bakımından Tüketici Mahkemesi görevlidir.” gerekçesi ile görevli mahkemeyi belirlemiştir. Yine———– Sayılı ilamında da tüketici mahkemesinin vermiş olduğu kararı görevsizlik hususuna değinmeksizin bozduğu sabittir. Mahkememizin görevsizliğine, Tüketici Mahkemelerinin görevli olması sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın HMK 114/1 c ve 115/2 uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20.madde uyarınca kararın kesinleşmesi ve süresinde talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi ——Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3- 6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, tarafların talebi üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/11/2020