Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1354 E. 2021/73 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1354 Esas
KARAR NO : 2021/73
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2016
KARAR TARİHİ: 19/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davalı banka aleyhine ——- dosya ile takip başlatıldığını, borçluya gönderilen ödeme emrine borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini, takip dosyasının taleplerine istinaden ——– sayılı dosyasına kaydedildiğini, davalıya gönderilen —– tarihinde tebliğ edildiğini ve davalı tarafından asıl alacağa ve tüm ferilerine itiraz edildiğini ve takibin yine durduğunu, müvekkilinin davalı —- nezdinde mevduat hesabı bulunduğunu, müvekkili tarafından —- tarihine kadar yetkilendirilen dava dışı —- olduğu süre geçtikten sonra — tarihinde davalı banka nezdinde ———- tutarında para transferi gerçekleştirildiğini, müvekkilinin bilgisi ve muvafakati dışında gerçekleştirilen bu işlemin düzeltilmesi için hemen davalı bankayla görüşüldüğünü, banka yetkililerinin bir yanlışlık olduğunu ve paranın iade edileceğini müvekkiline bildirdiklerini ancak yanlışlığın bir türlü düzeltilmediğini, müvekkili tarafından —– yevmiye no.lu ihtarnamesinin keşide edildiğini fakat davalı tarafça ihtarnameden sonra da herhangi bir işlem tesis edilmemesi üzerine — tarihinde —- takip başlatıldığını, davalının —— aktardığını ve takibin haksız olduğundan bahisle takibe itiraz ettiğini, davalının söz konusu ödemeyi icra takibi başladıktan sonra yaptığını, ödeme hakkında müvekkiline herhangi bir bilgi verilmediğini, takibin usulsüz olmadığını, TBK m. 100 gereğince kısmi ödemelerin öncelikle faiz, masraf ve ferilerine mahsup edileceğini, davalı tarafça yapılan kısmi ödemenin takip alacağından mahsubu halinde —- alacağın ödenmemiş durumda olduğunu, davalı banka tarafından yapılan ödemenin takip hukukuna ilişkin olduğunu, dolayısıyla dosya alacağından mahsubu gerektiğini belirterek itirazın iptaline ve bakiye —-alacak yönünden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte takibin devamına, davalının haksız ve kötüniyetli olması hasebiyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davasının konusu ——sayılı icra dosyasının oluşturduğunu, dosya kapsamında—- tarihli ödeme emrinin —- tarihinde müvekkil bankaya tebliğ edildiğini, müvekkili banka tarafından alacaklı olduğunu iddia edilen davacı hesabına ——— tarihinde ödendiğini, takibin yetkili icra dairesinde yapılmamış olması sebebiyle —– tarihi itibari ile ortada kanuna uygun bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceği, davacı tarafın faiz alacağına hak kazandığı yönünde ileri sürülen iddianın kabulünün mümkün olmadığı, kabul anlamına gelmemekle birlikte —— tarihli ödeme emri içeriğinde faiz oranı, işlemiş faizin işlemeye başladığı tarih, işleyecek faiz oranının hiçbir şekilde belirtilmediği, davacının asıl alacak talebinin mükerrer olduğunu, takip tarihi ve ödeme emri tebliğinden önce asıl alacağın ödendiğinden asıl alacağın ferilerine itiraz ettiklerini, diğer taraftan icra takibini davacının asaleten başlattığını ve buna rağmen vekalet ücreti talebinde bulunduğunu, müvekkil bankanın davacı yanın herhangi bir ihtarı olmamasına ve herhangi bir icra tehdit bulunmamasına, aleyhine icra takibine girişildiği bilgisine muttali olmamasına rağmen davacının hesabına —– ödediğini, asıl alacağın akibetine bağlı olan feri alacak kalemlerinin mevcudiyetinden bahsetmenin münkün olmadığını, alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça başlatılan —— dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davacı tarafça banka aleyhine ilk olarak ——— dosyasında takip başlatılmıştır.Ardından davalının yetki itirazı kabul edilerek dosya—— dosya numarasını almıştır. Mahkememizce icra müdürlüğüne takibin hangi tarih ve saatte başlatıldığı sorulmuş, gelen yazı cevabından yetkisiz icra müdürlüğünde takibin —- başlatıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça takiple aynı gün —- alacağın ödendiği anlaşılmıştır. Eldeki dava TBK 100. Madde uyarınca yapılan ödemelerin faiz,masraf ve ferilerden mahsubu neticesinde bakiye kalan asıl alacağa ilişkin itirazın iptali davası olup, bankanın takiple aynı gün asıl alacak miktarı kadar davacı yana ödeme yapması sebebiyle dava dışı ——-yetkili olmadığı dönemde yaptığı işlemin hukuka aykırı olup olmadığı, bankanın davacıya bu işlem sebebiyle borçlu olup olmadığı ve miktarı ihtilaf dışıdır.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin icra ve iflas mevzuatından kaynaklı nitelikle hesaplamalar uzmanı bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin —— tarihli raporunda özetle: “Davalı bankanın davacıya takip başlatıldıktan sonra ödeme yaptığı sonucunun ortaya çıktığı, dolayısıyla somut olayda TBK 100. Madde gereği hesaplama yapılması gerektiği, para ve teminat borcu için başlatılan takiplerde HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik edileceği, HMK 20. Maddeye göre yetkili ve görevli mahkemede açılan davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açılan davanın devamı niteliğinde olduğu, bu çerçevede yapılan hesaplamada takibin devamına karar verilebilecek tutarın —- olarak hesaplandığını, davacının bu tutar için, —- tarihinden itibaren yasal faiz oranı talebi doğrultusunda üzerinden işleyecek şekilde faiz isteeyebileceğini, asıl alacak ve feriler dikkate alınarak —- tutarına ulaşıldığından, davacının davalıdan —— tarihinden sonra işleyecek faizler dışında herhangi bir feri alacak talebinde bulunamayacağı görüş ve kanaatine varılmıştır” içeriğiyle raporunu Mahkememize sunmuştur. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, ancak tarafların rapora itirazlarının hukuki mahiyette olması sebebiyle ek rapor alınmamış, aşağıda belirtilen sebeplerle rapora itirazlar kısmen yerinde görülmeyerek davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bilindiği gibi TBK’nın 100. maddesi uyarınca (BK 84.) icra takibinden sonra yapılan ödemeler öncelikle faiz ve giderlerden mahsup edilmek suretiyle toplam alacaktan düşülür. Davacının da takip talebinde TBK 100. Maddesini dayanak yaptığı görülmekle takip tarihinden sonra yapılan ödemeleri öncelikle icra masraf ve faizinden mahsup etme hakkının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın savunmalarınından ilki; ilk takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılması ve yetkili icra müdürlüğünde gönderilen ödeme emrinden önce davalının —– tarihinde davacı yana ödeme yapması sebebiyle asıl alacak ödendiğinden ve ödeme tarihinde ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığından feriler yönünden borcunun olmadığı yönündedir. Ancak —–dosyası ilk başlatılan takip olan—- dosyanın devamı niteliğindedir. Nitekim benzer nitelikte —— mevcuttur. Hal böyle olunca yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takip tarihi ve saati itibariyle davalı yanın ödeme yapmadığı, takiple aynı gün ileri saatlerde ödeme yaptığı anlaşıldığından davacının yapılan ödemeleri faiz ve masraflardan düşme hakkının bulunduğu kanaatine varılmış, davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilememiştir. Davalı tarafın ikinci itirazı ödeme emri ve icra dosyasındaki takip talebinde alacaklının vekili bulunmadığı halde bilirkişice vekalet ücreti hesaplanmasıdır. Yukarıda bahsedildiği gibi, yetkili icra müdürlüğünde başlatılan takip, yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan ilk takibin devamı niteliğindedir. İlk takipte davacının vekilinin bulunduğu, vekilin azledilmediği, istifa da etmediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yetkili icra dairesinde davalıya çıkarılan ödeme emrinde davacının vekilinin adının yazılmamasının icra takibinde davacının vekille temsil edilmediği sonucunu ortaya çıkarmayacağı, davacının ilk icra takibinin başlatıldığı —–tarihi itibariyle kendisini vekille temsil ettirdiği, ilk çıkarılan ödeme emrinde de vekilin adının yazıldığı anlaşıldığından eldeki davada icra takibindeki vekalet ücretinin hesaplanarak ödenen paradan düşülmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafın diğer itirazı tahsil harcı alınmaması gerekirken bilirkişice tahsil harcının hesaplanmasıdır. Harçlar Kanunu’nun icra ve iflas harçlarında tahsil harçlarını düzenleyen bölümünde; ödeme veya icra emrinin tebliği üzerine hacizden evvel ödenen paralardan yüzde——
oranında tahsil harcı alınacağı düzenlenmiştir. Davalı ise ödeme emri tebliğ olmadan takiple aynı gün davacıya parayı ödemiştir. Harçlar Kanunu’nda açıkça “tebliğ üzerine” cümlesi kurulduğundan henüz ödeme emri tebliğ olmadan yapılan ödemelerde tahsil harcının alınmayacağı kanaatine varılmıştır. Nitekim ———–Sayılı ilamında: “499 sayılı Harçlar Yasasına göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren tahsil harcının talep edilebileceği, ödemenin icra emrinin tebliğinden önce yapıldığı anlaşılmakla davacının tahsil harcı talebinin yerinde olmadığı, icra takibi yapıldığı gün —- ödendiği, ertesi gün —- tarihinde ——– ödendiği, yapılan bu ödeme için bir günlük yasal faiz talep edilebileceği, hesaplanan faiz tutarına itiraz olmadığı, davalının icra takibinin açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle davacının takip nedeniyle ödediği —– başvuru harcını talep edebileceği.—— ödeme süresi içerisinde ödeme yapıldığından vekalet ücretinin AAÜT’nin 11/4 maddesine göre belirlenecek ücretin 3/4 oranında olması gerekmektedir. Buna göre hesaplama yapıldığında vekalet ücreti ——-etmektedir. Bu miktarda vekalet ücretinin davacıya ödenmesi gerekmektedir. Bunun yanında bir günlük işlemiş faiz bedeli olan ——–başvuru harcından davalının sorumlu olduğu kabul edilmiştir” gerekçesi ile bu hususa değinilmiş olup, emsal bir çok karar mevcuttur.
Davacı tarafın rapora itirazları ise işlemiş faize ilişkindir. Taraflar arasında uyuşmazlığın temelde akde aykırılıktan kaynaklandığı, haksız fiil hükümlerinin uygulanamayacağı kanaatine varılmıştır. Bu durumda davalı yanın takipten önce temerrüde düşürülmesi halinde işlemiş faiz talep edilebileceği açıktır. Davacı tarafça davalı yana gönderilen ihtarname ise bilgi talepli olup, davalıyı temerrüde düşürmeye yönelik bir ihtarname olmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafından takiple aynı gün ödeme yapıldığından davacının takipten önce ve sonra işlemiş faiz alacağının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan hesaplama neticesinde, ödeme tarihi itibariyle TBK 100 uyarınca mahsubu gerekir alacaklar sırasıyla;
—- vekalet ücreti ——
—- başvuru harcı,
—- vekalet suret harcı
—- masraf
—- peşin harç
+———————————-
—- olup, yapılan — ödemeden düşülmesi neticesinde kalan paranın — olduğu, davacıya ödenmesi gereken asıl alacağın — olduğu göz önüne alındığında davacının halen davalıdan ——– alacağının bulunduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne takibe yapılan itirazın kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, hükmedilen alacak asıl alacak olduğundan, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş, davacının kötü niyetli olduğu dosya kapsamından ispat edilemediğinden reddedilen kısım yönünden davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafça icra takibinden sonra ancak ödeme emri tebliğ olmadan önce yapılan —– ödeme nedeniyle TBK 100 uyarınca yapılan mahsup neticesinde, davacı tarafça başlatılan ——— icra dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin —– asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen 24.379,99-TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 1.665,40-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20-TL peşin harç ile, 990,00-TL tamamlama harcı toplamından oluşan 1.019,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 646,20-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı, 990,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.048,40-TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan 815,00-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%40,96 Kabul %59,04 Ret) 333,82-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından sarf edilen 41,50-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%40,96 Kabul %59,04 Ret) 24,50-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 5.272,34-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.19/01/2021