Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1316 E. 2021/195 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1316 Esas
KARAR NO : 2021/195
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2016
KARAR TARİHİ : 04/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 2016 yılına ilişkin şirketin personellerinin taşınması hususunda günlük—- mutabakat sağlandığını ve bu hususa ilişkin sözleşme akdedildiğini, ancak sözleşmenin bir suretinin müvekkili tarafa verilmediğini, ancak her nasılsa her ay düzenli olarak müvekkili tarafından verilen hizmet ve bu hizmetin davalı şirket tarafından maddi karşılığı verilmesine karşın 2016 yılının sekizinci ayında da bu hizmet verilip hizmet karşılığı olan faturanın tanzim edilerek davalı şirkete gönderilmesinin söz konusu olduğunu ve bu faturanın içeriğine yönelik herhangi bir itiraz söz konusu olmadığını, 2016 yılı sekizinci ayı içerisinde günlük 132 TL + KDV ücreti sonucunda toplamda 1.942,38-TL borcun meydana geldiğini ve bu borca ilişkin müvekkilinin fatura düzenleyip bu faturayı davalı şirkete gönderdiğini, ilgili şirket vekillerinin faturanın hangi kalemlerden oluştuğunun belirtilmediğini beyan ettiklerini hizmetin mahiyeti gereği faturanın hangi kalemlerden oluştuğuna ilişkin bir ayrım yapılmasının söz konusu olmadığını, bu hizmetin belirtilen süreler içerisinde ——– plaka numaralı araçlarla sağlandığını ve yine hizmetin yapıldığı 2016 yılının sekizinci ayı içerisinde bu araçlarla —- hizmeti yapıldığı için araçlara—— ——- müvekkili tarafından yakıt alındığını ve bu yakıt ücretlerine ilişkin fiş alındığını ve yine bu yakıt bedelinin de davalı şirket tarafından ödendiğini, Yargıtay kararları ışığında, her ne kadar faturanın içeriğine davalı şirket tarafından 8 gün içerisinde itiraz edilemediğini faturanın tanzimi ve bu hizmetin önceki aylardan —- olarak yerine getirilmesi bu hukuki ilişkinin varlığına ilişkin bir ———- teşkil etmekte olduğunu, aksi halde bu alacağın talebi için açılan davada faturanın ibraz edilip edilmemesi ispat hukuku açısından hiçbir anlam ifade etmeyeceğini, dolayısıyla da müvekkilinin ilgili faturayı mahkemeye sunmasının hiçbir anlam ve yararı da kalmayacağını, sonuç olarak müvekkilinin belirtilen dönemde bu hizmeti yerine getirdiğine ilişkin mevcut delillerin mahkemeye sunulduğunu, müvekkilinin her ne kadar davacı olduğu için ispat yükü üzerindeyse de ortaya iddiasının ispatı açısından bir karine ( fatura ) ortaya koyduğunu, ayrıca hizmete ilişkin sözleşme yapıldığını, ancak sözleşmenin sadece davalı şirkette bulunması sebebiyle mahkemeye sunulmasının imkansız hale geldiğini belirterek, davanın kabulü ile, 1.292,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının ispata muhtaç olduğunu, nitekim müvekkili şirketçe, davacı yanın bahsettiği nitelikte bir hizmet alınmadığını, bu itibarla bahsi geçen borç ilişkisinin de doğmadığını, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen fatura içeriğinin kabulünün mümkün olmadığını, nitekim davacı yanın Üsküdar— Noterliği nezdinde keşide ettiği —yevmiye numaralı ve —- tarihli ihtarname üzerine müvekkili şirketin, davacı yandan belirtilen tarihlerde ve belirtilen tutara karşılık gelen bir hizmet almadığından, davacı tarafından tanzim olunan faturayı iade ettiğini, bu itibarla davacının evveliyetle faturaya mesnet alacağını ispatlamasının zaruri olduğunu, müvekkili şirketin, davacıdan almış olduğu hizmetlere ilişkin tanzim edilen fatura karşılıklarını tüm borcunu vadesi dahilinde ödediğini, davacıyla başkaca bir borç ilişkisi kalmadığını, davacının iddia ettiği 1.242,00.-TL’lik hizmetin müvekkili tarafından alınmadığını, bu itibarla alınmayan bir hizmete ilişkin olarak davacı yanın alacak talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı yanın, söze konu ihtarnamesinde her ne kadar 01.08.2016 18.08.2016 tarihlerinde müvekkili şirkete —— verdiğini iddia etmiş ise de, müvekkilince bu tarihlerde davacı yandan böyle bir hizmet alınmadığını, davacı yanın— iddialarını ispat etmekle mükellef olduğunu belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendİrildiğinde; dava, taraflara arasındaki sözleşme gereğince davacının– ayında davalıya servis hizmeti verip vermediği, vermiş ise ne kadarlık bir alacağının olduğuna ilişkin alacak davasıdır.
Bilindiği üzere HMK 190. Maddesinde “ispat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” denilmek suretiyle ispat yükünün kimde olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı taraf —tarihinde davalıya servis hizmeti verdiğini iddia etmektedir. Bu iddiasını ispatlamak için dosyaya fatura sunmuş ve bir kısım—- davalı tarafından yapıldığını iddia etmiştir. Ancak tek başına fatura hizmetin verildiğini ispatlar nitelikte değildir. Fatura ile birlikte, faturada davalının imzasının bulunması, irsaliye, teslim fişi vs. Belgeler olması gerekmektedir. Dosyada bu tarz bir belge mevcut değildir. Ayrıca davacının belirttiği ——ödemelerin davalı tarafından yapıldığı da ispat edilememiş, ispat edilse dahi dava konusu faturaya konu hizmetin verildiğini ispatlar nitelikte değildir. Tüm bu nedenlerle davanın davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 30,1-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —–esaslara göre belirlenen 1.292,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı yokluğunda miktar bakımından KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.