Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1290 E. 2019/899 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1290 Esas
KARAR NO : 2019/899

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2016
KARAR TARİHİ : 10/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında 20/06/2012 tarihinde tanzim ve imza olunan——abonelik hizmetleri sözleşmesine istinaden——- hesap numarası ile internet kullanımına ilişkin sözleşme imzalandığını,—- hesap numarası ile —- —- kampanyası 12 aylım abonelik taahhütnamesini,—– hediyeli —- limitsiz (—– kadar limitsiz 59,99 TL) ücret indirimli paket tanımlanması hususunda sözleşme imzalandığını, 18/05/2015 tarihinde ödenmeyen fatura borçlarından dolayı icra takibi açılması zorunluluğu hasıl olduğunu,———————- son ödeme tarihli faturalardan dolayı borcuna konu alacağına ilişkin icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalı yanın kötü niyetli itirazı nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, mahkeme masraflarıyla avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş olmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle abonelik sözleşmesinden kaynaklı faturalar kapsamında ödenmeyen borç nedeniyle İstanbul Anadolu ————.İcra Dairesi’nin 2015/10068 E. Sayılı icra dosyasında başlatılan takibe davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatından ibarettir.
Mahkememizde görülmekte olan dava öncelikle İstanbul Anadolu——–. Tüketici Mahkemesi’nde 2016/583 E. Sayılı dosya numarasını almış olup, Mahkemece uyuşmazlığın tarafların ticari faaliyetiyle ilgili olması nedeniyle Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu değerlendirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamından taraflar arasında yalın İnternet abonelik sözleşmesi olduğu, abonelik sözleşmesinin davalının iş yerinde internet hizmetin verilmesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, Mahkememizce re’sen seçilen bilgisayar mühendisi ——————– tarihli bilirkişi raporunda; “Ödenmeyen faturalardan dolayı sözleşmeni 5. Maddesinde belirtilen sebeplerle —-fesih hakkını kullandığını, tespit ve değerlendirmeler ışığında yalın İnternet kampanyası 12 aylık abonelik taahhütnamesi sözleşmesinde hükümleri uygulanmış ve itirazın iptali konusunda ————— sözleşme hükümleri esas alınarak haklı olduğu kanaat getirilmiştir.” içeriğiyle rapor tanzim etmiştir. Bilirkişi raporunda, takip konusu faturalara ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığından rapor hüküm kurmaya elverişsiz bulunmuş ve dosya bilirkişi incelemesi yapılması amacıyla Mahkememizce re’sen seçilen Mali Müşavir ——– tevdii edilmiştir. Bilirkişinin 14/05/2019 tarihli raporunda özetle: “Davacının 18.05.2019 takip tarihi itibariyle 1.563,29-TL alacağını davalıdan talep edebileceği,taraflar arasında ———— abonelik sözleşmesinde vade belirtilmemiş ise de internet hizmet sözleşmesinin aylık olarak tanzim edilen faturalardan oluştuğu, her bir faturayı takip ettiği ayın son gününde en geç ödenmesini var saydığımızda belli bir vadenin aslında kararlaştırıldığı, faiz talebinin dikkate alınması gerektiği ” şeklindedir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı asil … son celse; sözleşmeyi 1 yıllık yaptığını, daha sonra İnterneti kullanmadığını, iş yerini kapatıp İnternet borcunu da ödemediğini beyan ve ikrar etmiştir. Taraflar arasında akdedilmiş sözleşmenin 7. Maddesi incelendiğinde: “İş bu sözleşme taraflarca imzalandığı tarihte yürürlüğe girer, taraflardan biri tarafından feshedilinceye kadar yürürlükte kalır. Eklerin hiç biri yürürlükte olmasa dahi işbu sözleşme yürürlükte kalır.” şeklindedir. Davalı taraf her ne kadar son celse dükkanı kapatıp İnterneti kullanmadığını beyan etmişse de, davacı tarafa 1 yıl sonunda sözleşmeyi feshettiğine dair herhangi bir bildirimde bulunmamış, dosya kapsamında da bu yönde herhangi bir delili olmadığı anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri gereği 1 yıl sonunda sözleşmenin uzadığı ve devam ettiği bunun yanında davalının fatura konusu borcu ödemediği kanaatine varılmıştır. Davacı taraf takip konusu alacağa 42,40-TL işlemiş faiz talep etmiş olup, işlemiş faizin gecikmeden dolayı akdi faiz mi , temerrüt faizi mi olduğu takip talebinde açıkça belirtilmemiş, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosya kapsamında hiçbir delil olmaması dikkate alınmış ve işlemiş faize ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar dava icra dosyasındaki masraf ve faizler dahil olmak üzere açılmış ise de takibin devamına karar verilmekle ödeme tarihine kadar işleyecek faiz ve masrafların İcra Müdürlüğünce hesaplanacağı, itirazın iptali davasının niteliği gereği Mahkememizce yalnızca asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş faiz gibi takipten önce doğmuş olan alacak kalemlerinin hesaplanması gerektiği anlaşıldığından bakiye kısım yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasında İnternet hizmetine yönelik akdi ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu akdi ilişki kapsamında fatura düzenlendiği, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığından icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, davalı tarafın takip konusu faturaları ödemediğini ikrar etmesi de göz önüne alındığında alacağın varlığı ispatlanmış, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri gereği davalı tarafça 1 yıllık süre sonunda davacı tarafa sözleşmenin feshi yönünde bir irade açıklaması olduğuna yönelik dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığından ve bu yönde davalı beyanı olmadığından sözleşmenin devam ettiği anlaşılmış, davalı yanın takipten önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir delil sunulmadığından işlemiş faize yönelik talep reddedilmiş, bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, neticeten itirazı kısmen iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, İstanbul Anadolu ———. İcra Müdürlüğü’nün 2015/10068 E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 1.563,29-TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına,
2-Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Alınması gerekli 106,79-TL harçtan,peşin alınan 37,25-TL harçtan mahsubu ile bakiye 69,54-TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 37,25-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 66,45-TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan 1.482,50-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre (%71,68 Kabul.%28,32 Ret) hesaplanan 1.062,66-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —————–göre hesaplanan 1.563,29-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.