Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1234 E. 2019/1365 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1234 Esas
KARAR NO : 2019/1365
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/11/2016
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı yan arasında,araç alım-satım ve araç sipariş sözleşmesi adı altında —- tarihinde yazılı sözleşme imzalandığını, iş bu sözleşme uyarınca ——- şase no lu aracın müvekkili olan firmaya satımı ve yine bu aracın dizaynı konusunda taraflar arasında anlaşma akdedildiğini, iş bu sözleşme kapsamında davacı vekil eden tarafından davalı yana –tarihinde banka havalesi ile —TL kapora ödemesi yapıldığını, davacı vekil eden tarafından yapılan harici araştırmada müvekkili olan firmaya satışı konusunda anlaşılan —- şase no lu aracın davalı firmaya ait olmadığı ortaya çıktığını, bu durum müvekkili olan firmada davalı yana yönelik ciddi güvensizliğin oluşmasına neden olduğunu, davacı vekil eden , kapora olarak davalı yana verilen — TL nin iadesini talep etmiş ise de iade işleminin gerçekleştirilmedğini, davacı vekil eden tarafından davalı yana ödenen kapora bedelinin iade edilmemesi üzerine davacı vekil eden tarafından , — Noterliği’nin — tarih ve — yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek , davalı yana, sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği, ihtarnamenin tebliğinden itibaren – gün içerisinde kapora olarak ödenen – TL’nin müvekkiline ait—– şubesinde bulunan—– iban no lu hesaba yatırılması aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtar olunduğunu, iş bu ihtarnameminin davalı yana tebliğine rağmen davalı yan tarafından kaporanın iade edilmemesi üzerine davalı yan aleyhine alacağın tahsiline yönelik olarak İstanbul Anadolu — İcra Dairesi’nin —- Esas numaralı takip dosyası kapsamında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı yan, aleyhine başlatılan icra takibine haksız ve hukuki dayanaktan uzak bir biçimde itiraz ederek takibin durmasını sağladığını, bu nedenlerle İcra İflas Kanunu m.67/1’e göre davalı yanın yapmış olduğu itirazın iptaline ve yine İcra İflas Kanunu m.67/2’ ye göre davalı yan aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sıfır araç bayilerinden aldığı panelvan tipi araçlara koltuk ve iç aksam ekleyerek, gerekli fiziki ve hukuki şartları sağlayan, mevzuata uygun servis minibüsleri iç dizaynı yaptığını, bu araçların bayilerden ya siparişe uygun marka ve modelde getirilirildiğini ya da bayiler tarafından konsinye tabir edilen yöntemle müvekkiline teslim edildiğini, araçlar satılınca panelvan bedellerinin ödendiğini, davacı firmanın da bu şekilde müvekkili olan firma ile araç alımı ve iç dizaynı konusunda — çarşamba günü sözleşme yaptığını,—- cuma günü de noterden ihtarname keşide ederek araç alım satım ve sipariş sözleşmesini iptal ettiğini ve ödedikleri bedelinde kendilerine ödenmesini ihtar ettiğini, davacı ihtarnamesinde ve dava dilekçesinde ısrarla bir araç şasi numarasını belirterek bu aracın kendisine satıldığını, aracın müvekkilime ait olmadığını bu sebeple güvensizlik yaşadığını ve sözleşmeyi feshettiğini beyan ettiğini, davacı firmaya satıldığı belirtilen şasi numarası sözleşme ve ya başkaca bir evraka yazılan ya da şifahen şu araç sizindir denilen bir aracın olmadığını, davacıya ancak yapımına başlanmış ya da tamamlanmış numune araçlar gösterildiğini, davacı araç alım satım ve spariş sözleşmesini imzalayıp araç siparişi verdikten tam iki gün sonra sözleşmeden caydığını ve yaptığı ödemenin kendisine iadesini talep ettiğini, sözleşmenin 5. maddesinde sözleşmeden geçerli bir neden olmadan cayılması ” taraflardan herhangi biri iş bu sözleşmeden haklı bir sebep olmadan cayar veya yükümlülüklerini yerine getirmekten imtina ederse, sözleşmeden cayan veya imtina eden taraf , diğer tarafa —TL sözleşme cezası bedeli ödemeyi peşinen kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, şayet bu sözleşmeden cayan taraf alıcı olur ise, bahsi geçen ceza tutarı öncelikle alıcı tarafından satıcıya ödenecek olan peşinat tutarından mahsup edilmek suretiyle ödenecektir.” biçiminde hüküm altına alındığını, sözleşmeden iki gün sonra hukuken ve ticari açıdan kabul edilemeyecek haksız sebeplerle sözleşmeden caymanın hukuken himaye edilmesi kabul edilemeyeceğini, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle, kanuna ve sözleşme cezasına dayalı tüm talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını, haksız, hukuki ve ticari dayanaktan yoksun davanın reddine, İstanbul Anadolu -İcra Müdürlüğünün —- E. sayılı takibinin iptaline, davalının müvekkili adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine, haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile takdir edilecek ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle taraflar arasında akdedilen —- tarihli araç alım-satım araç sipariş sözleşmesinden davacı tarafça cayılması sebebiyle ödenen kapora bedelinin iadesi istemli başlatılan İstanbul Anadolu -.İcra Müdürlüğünün – E. Sayılı icra dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce İstanbul Anadolu C.Başsavcılığı’ndan – Sor. – Karar nolu soruşturma dosyası,- Noteliği’nden- yevmiye nolu ihtarname örneği, İstanbul Anadolu – İcra Müdürlüğü’nden icra dosyası celp edilmiş, —— müzekkere yazılarak davacıya gösterilen aracın ruhsat kayıtları istenilmiştir. Başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emri – tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça 7 günlük itiraz süresi içerisinde – tarihinde itiraz edildiği, davacı tarafından Mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında davacı tarafından davalı yana gönderilen —TL kapora bedeline ilişkin uyuşmazlık bulunmamakta olup, uyuşmazlık kapora bedelinin davacı tarafa iade edilip edilemeyeceği, sözleşmenin 5.1 maddesi uyarınca cayma halinde —TL’nin davacı tarafça ödenen bedelden mahsubu şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu nedenle ayrıca bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Taraflar arasında akdedilen araç alım satım sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin konusunun sözleşmede yazılı marka modelde trafik vasıtasını o günkü piyasa şartlarına ve stoklarına elverdiği nispette tedarik etmek, yetkili satıcı veya distribütörlerden alınan trafik vasıtalarına alıcının talep ve ihtiyaçları doğrultusunda kullanım amacına uygun hale getirme hizmeti, aracın tescil işlemlerinin gerçekleştirilmesinden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Yine sözleşmenin 5.1 maddesinde taraflardan herhangi birinin sözleşmeden haklı sebep olmaksızın cayması durumunda sözleşmeden cayan tarafın diğer tarafa -TL sözleşme cezası bedeli ödemeyi kabul ettiğini, sözleşmeden cayan tarafın alıcı olması durumunda ceza tutarının öncelikle satıcıya ödenecek olan peşinat tutarından mahsup edilmesi suretiyle ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Davacı taraf sözleşmeden dönme iradesini kullanmış olup kural olarak sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalı yanın davacı tarafça gönderilen kapora bedelini iade etmekle yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülük, zenginleşmenin; sözleşmenin dönme iradesiyle gerçekleşmiş olması sebebine dayanmaktadır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede haklı neden olmaksızın cayma haline ilişkin düzenlenen cezai şart miktarı olan -TL’nin davacı tarafça gönderilen bağlanma parasından (—-TL’den) mahsubu şartlarının mevcut olup olmadığının incelenmesi halinde; her ne kadar davacı tarafça kendisine gösterilen aracın başkasına ait çıkması sebebiyle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini beyan etmiş ise de; sözleşmede alıcıya gösterilen araçların numune olduğunun kabul edilmiş sayılacağının açıkça düzenlendiği, sözleşmenin herhangi bir araç plaka/şasi numarası içermediği, yine davalı şirket yetkilisinin isticvap beyanında; araçların showroom amaçlı müşterilere gösterildiği, önceden hazırlanan teslimat bekleyen araçların sergilendiği, bizzat alıcıya satılacak araçların gösterilmediğinin belirtildiği dikkate alınarak sözleşmenin haksız nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça sözleşmenin haksız nedenle feshedildiği kanaatine varılmış ise de; bilindiği gibi KTK’nın 20/d maddesi: “Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir.” , yine TBK’nın 29. Maddesi :”Kanunlarda öngörülen istisnalar dışında, önsözleşmenin geçerliliği, ileride kurulacak sözleşmenin şekline bağlıdır.” hükümleri uyarınca taraflar arasında akdedilen harici araç alım satım ve sipariş sözleşmesinin araç bedelini de içerdiği göz önüne alındığında resmi şekle uygun yapılmadığı ve geçersiz olduğu kanaatine varılmıştır. Yargıtay’ın bir çok emsal kararında da belirtildiği gibi, sözleşme geçersiz olduğu için bu sözleşmede yer alan cezai şarta ilişkin hükümler de aynı şekilde geçersizdir. Nitekim benzer mahiyette davacının sebep göstermeksizin caymış olduğu bir davada Yargıtay -. HD’nin – E. – K. Sayılı ilamı: “Taraflar arasında imzalanan- tarihli araç alım satımına ilişkin sözleşme KTK’nun 20/d md gereğince; noterde yapılmaması nedeniyle geçersizdir. Taraflar arasında – TL peşinat bedelinin ödendiği noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacı tarafından ödenen peşinat bedelinin kararlaştırılan cezai şart nedeniyle davalı tarafından davacıya iade edilip edilmeyeceği konusundadır. Davalı geçersiz sözleşmeye dayanarak sözleşmeden caydığını iddia ettiği davacının ödediği peşinat bedelini iadeden kaçınamaz. Mahkemece, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak kararlaştırılan cezai şartın da geçersiz olduğu düşünülmeksizin, cezai şart olarak belirlenen ve davacının ödediği -TL’nin tahsiline yönelik takibe yapılan itirazın iptaline dair davayı reddetmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir . “gerekçesini içermektedir. Emsal nitelikte Yargıtay – HD’nin – E. – K. Sayılı ilamı: – HD’nin — E. — K. Sayılı ilamları da mevcuttur. Hal böyle olunca -sözleşmedeki cezai şart hükmü geçersiz olduğundan- davacı tarafça gönderilen –TL bedelden sözleşmenin haksız nedenle feshi sebebiyle sözleşme gereği davalı tarafa ödenmesi gereken —-TL’nin mahsubu koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Öte yandan davacı tarafça davalı yana gönderilen ihtarnamenin — tarihinde tebliğ edildiği, davacının kapora bedelinin iadesi için davalıya – gün süre verdiği göz önüne alınarak davalının temerrüde düştüğü — tarihinden takip tarihi olan – kadar toplam –TL işlemiş faiz hesabı yapıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
( Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi Gün Faiz Oranı Faiz Tutarı )
-18 %10,5 –
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, mevcut içtihatlar birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında harici araç satın alım ve iç dizayn sözleşmesi akdedildiği, davacı tarafın sözleşmeyi feshedip ödenen bağlanma parasının iadesi istemli icra takibi başlatığı anlaşılmış, sözleşmenin feshi sebebiyle sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalı tarafça davacıya iadesi gereken —-TL kapora bedelinden cezai şartın mahsubu talebi, sözleşmenin noterlerce yapılmaması ve geçersiz sözleşmeye dayalı olarak cezai şartın talep edilememesi göz önüne alınarak uygun bulunmamış, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş, reddedilen kısım yönünden davacının takip başlatmakta haksız ve kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen KABULÜNE,
1-Davacının, İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğü’nün — E. Sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin —TL asıl alacak, –TL işlemiş faiz üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca ticari avans faizi yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin ve mahsup talebinin reddine,
2-Kabul edilen 35.183,75-TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Reddedilen kısım yönünden koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gerekli 2.403,40-TL harçtan peşin alınan 603,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 1800,16-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 603,24-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 632,44-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan 132,60-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan(%99,72 Kabul %0,28 Ret) 132,23-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
9-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2019 tarifesine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.220,21-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 98,17-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.17/12/2019