Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1192 E. 2022/85 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1192 Esas
KARAR NO : 2022/85
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 31/10/2016
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-satın aldığını, söz konusu makinelerin — tarihinde satıcının — iki ayrı taşıta yüklendiği ve — bulunan sigortalı adresine taşındığı, iki taşıttan biri olan —plakalı araçtaki ——tam yapılmadığından —– tarihinde varma yerine ulaştığında önemli ölçüde hasarlı olduğunun belirlendiğini, hasar tespit tutanağı düzenlendiğini, sürücünün de tutanak tanzimine katıldığını, —-yüklemesinde yükün gereği gibi yüklenerek sabitlendiğini – bağlandığını, ancak sürücünün —- sonrası yükü yanlış depoya götürdüğünü, burada bağların çözüldüğünü, hiçbir tedbir alınmadan buradan sigortalı deposuna hareket edildiğini, sürücünün beyanına göre bu süreçte yolda başka bir araca çarpması nedeniyle hasarın meydana geldiğini, davalı — akdi taşıyıcı, davalı — fiili taşıyıcı ve davalı—-sorumluluk sigortacısı olduğunu, davacının emtia nakliyat sigortacısı olarak hasar dosyası kapsamında —-hasar zararı tazminatı ödediğini ve sigortalısına akdi ve yasal halef olduğunu, her üç davalının da meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu, davalıların hasardan dolayı sorumluluklarını kabul etmelerine rağmen rücu ödemesi yapmadıklarını, tazminatın — tarihinden itibaren temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı —Tarihli Cevap Dilekçesinde Özetle; Olayda ihtilafın çözümlenmesinde —hükümlerinin uygulanması gerektiğini, buna göre — tarihinde alıcısına teslim edilen hasarlı emtia bakımından —-zamanaşımı süresinin geçtiğini, yük ilgilisinin sigortacısının da aynı zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, davalı— sorumluluk sigortacısına durumu ihbar etmesinin sorumluluğun kabulü anlamına gelmediğini, — gereğince hasarlı parçaların —– olduğu gözetilerek sınırlı sorumluluk hesabı yapılması gerektiğini, sovtaj tespitinde hurda mı yeniden kullanım imkanı mı olduğu hususlarının açıklanmadığını,—– dikkate alınan — tenzil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hasar tespitinde şanzıman için onarım bedeli olarak eklenen —- esasen garanti kapsamında tamir edilmesinin söz konusu olduğunu, bu hasar giderimi için bedel ödenmesinin söz konusu olmayacağı ve hasar hesabında dikkate alınmaması gerektiğini, — gereği faiz başlangıcı için ödeme tarihi değil ancak dava tarihi olabileceğini, faiz oranının da ancak yıllık —- olabileceğini, hasarın meydana gelişi bakımında ise; yükün bağlarının çözülmesi, aracın öndeki araca çarpması ve sonra araçta dağılması olgularının ispatının davacı üzerinde olduğunu, davalı —–sorumluluk yüklenecek olursa, bunu diğer davalı sorumluluk sigortacısının karşılaması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ——Dilekçesinde Özetle; Davacının ödemesi tarihinde ve dava tarihinde —- taşıyıcının sorumluluğunun zamanaşımına uğradığı, satın alınan emtia üzerinde mülkiyeti davacının sigortalısına ait olduğunun belirlenemediği, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, malın hasarına sebebiyet veren olgular bakımından boşaltma adresi değişikliği yapan davacının sigortalısı olduğu, —- senedinde boşaltma adresine yükü getirdikten sonra, buradan başka boşaltma adresine sevk edilmesini talep edenin alıcı olduğu, bu durumda yeniden bağlama ve sabitleme görevlerinin yine davacının sigortalısına ait olduğu, —-hükümlerine göre tazminatın belirlenmesi gerektiği, Sovtaj hesabının somut olaya uymadığı, sınırlı sorumluluk hesabı yapılması gerektiği, ödeme tarihinden temerrüt faizi hesaplanması talebinin —uygun olmadığı, dava tarihinden temerrüt faizi talep edilebileceği hususları ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı ——–Özetle; Davacının talebinin zamanaşımına uğradığı, hatta davacı ödemesi tarihinde de zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu, —- sorumluluk kabulünün söz konusu olmadığı, davacının aktif husumet ehliyeti bakımından ödemesinin dosya kapsamında belli olmadığı, taşıyıcıların sorumlu olması halinde yalnız —fiili taşıyıcı aleyhine hüküm kurulması gerektiği, davacının talebinin fahiş olduğu, hasarlı — çok düşük belirlendiği, —- göre taşıyıcının doğrudan zararlardan ve sınırlı sorumlu olduğu, buna karşın yapılan hesaplamada bu hükümlerin gözetilmediği, — sigortacısı olduğu, taşıyıcının sorumlu olması halinde tazminat ödemesi esas olduğu, davacının —talep edebileceği, hususları ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı —Cevap Dilekçesinde Özetle; Hasar bildiriminin ve tutulan tutanağın — hasar ihbarı olduğu, yoksa —manasında yazılı tazmin talebi olarak nitelendirilemeyeceği belirtilmiştir.
Davacı vekili —-bendi gereği, davalı —– talep yazılı olarak iletilmesine karşın yazılı bir red cevabı gelmediği, bu nedenle zamanaşımı süresinin işlemesinin durdurulduğunu, bu nedenle zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiğini, somut olayda sınırlı sorumluluk halinin uygulanmaması gerektiğini, eğer sınırlı sorumluluk değerlendirmesi yapılacak ise taşıma senedinde makinenin toplam ağırlığı olan —- dikkate alınması gerektiğini, zira hasar nedeniyle tüm makinenin kullanılamaz hale geldiğini ve tamir için tekrar yurt dışına gönderildiğini, —– kısmın sadece hurdaya ayrılan kısım olduğunu, şanzımanın garanti kapsamından çıkılmaksızın bedeli karşılığında tamir edildiğini ve şanzıman için ödenen bedelinde rücu kapsamında olduğunu,—- mahkeme karar tarihine en yakın tarihin esas alınması gerektiğini, davacının — faiz uygulanması gerektiği iddiasının somut olaya uygun olmadığını, —-uygulanmasının tazminatın yabancı para birimi olarak talep edilmesi halinde uygulanması gerektiğini, — taleplerinde faizin — olarak uygulanmadığını belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, nakliyat abonman poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin, davalı akdi ve fiili taşıyan ile taşıyıcı sigortacısından rücuen tahsili istemine ilişkindir.
— poliçesi, hasar dosyası, ekspertiz raporları, ödeme belgesi vs. taraflarca bildirilen deliller toplanmış dosya rapor düzenlenmek üzere bilirkişiler — oluşan bilirkişi heyetinden birinci rapor alınmıştır. Düzenlenen bilirkişi raporunda sonuç olarak özetle; —-davalı tarafından aynı — senedi ile üstlenilen taşımanın, senette belirtilen adreste tamamlandığı, ancak bu adreste verilen talimat ile varma – boşaltma yeri değiştirilerek, —durumunda kalındığı, —sırasında yükün hasarlı olduğunun taraflarca tutanakla tespit edildiği, —-taşıma sürecinde meydana gelen hasar zararından davalının sorumlu olduğu, ancak, yükün sarılmaması-bağlanarak sabitlenmemesi ve bundan dolayı araç üzerinde kayarak hasarlanması hususları gözetilerek, sürücünün hatası kadar gönderenin de bundan kusurlu ve sorumlu olduğu, Bu nedenle hesaplanacak zararın davacının sigortalısı ile —-davalı kusurundan meydana geldiğinin değerlendirildiği, her ikisinin— kusurlu ve sorumlu olduğunun söylenebileceği, — — şekli ile taşımaya alındığı, davacının sigortalısının malda hak sahibi olduğu ve davacı ödemesi ile—- ve devamı hükümleri gözetilerek halefiyete hak kazandığı, davacının ödemesine esas alınan sigorta ekspertiz raporu hasar tespitlerinin ve zarar unsurlarının — uyumlu olduğu, Davalıların müteselsilen sorumlu tutulabileceği rücuen tazminat miktarının —- hesaplandığı, Somut olayda, hesaplanan toplam tazminat ve rücuen tazminat miktarları bakımından sınırlı sorumluluk uygulamasına yer olmadığı, Davacının dava tarihinden itibaren — uygulaması gözetilerek — talebi bakımından yıllık ticari temerrüt faizi talebinin somut olaya ve — hükmüne uygun olduğunun söylenebileceği, —uygulama bakımından sayın mahkemenin takdirinde olduğu…” şeklinde rapor sunulmuştur.
Taraflarca birinci rapora itiraz edilmesi nedeniyle itirazlar doğrultusunda birinci raporu sunan bilirkişiler —oluşan bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. Ek raporda özetle;—-görevlendirme kapsamında taraflarca ileri sürülen itirazlar incelenmiş ve değerlendirilmiş olmakla; kök raporda değişiklik yapmaya gerek olmadığını ve görüş ve kanaatlerimizin bu aşamada da aynen geçerli olduğu…” şeklinde ek rapor sunulmuştur.
Tarafların birinci kök ve ek rapora itirazlarının değerlendirilmesi için —- oluşan ikinci rapor alınmıştır. Bilirkişi raporununda özetle; —davalı taşıyıcıların, dolayısıyla da –nolu davalının üzerine düşebilecek mesuliyete sigorta güvencesi sağlayan — davalının da, somut olayda meydana gelen üslendikleri taşıma işinin tabi olduğu kurallara göre kendilerini mesuliyetten kurtarabilecek beyyinelerin herhangi birinden istifade edemeyeceği, davacı tarafın somut olay nedeniyle sigortalısına tazminat olarak ödediği bedeli, rücu konusu yaptığı miktar üzerinden olmasa bile, işbu davanın —-yer alan düzenlemelere göre süresinde açıldığına ve talebin de haklı olduğuna hükmedilmesi halinde karşılığı karar tarihindeki —kuruyla belirlenmek üzere en fazla — olarak davalılardan talep edebileceği ve davacının —bazında rücu konusu yaptığı alacağına — tarihi itibariyle, miktarı belirtilmek suretiyle keşide edilen ihtarname muhataplarına tebliğ edilmiş ise bu tarihten edilmedi ise dava tarihinden itibaren miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere— maktu —–yerine, ticari işlerde uygulama alanı bulan —- şeklinde rapor sunulmuştur.
Tarafların ikinci bilirkişi raporuna da itiraz etmeleri nedeniyle ve birinci ile ikinci bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu anlaşıldığından dosya—- oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek üçüncü bilirkişi heyet raporu dosyaya alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; “…dosyaya sunulan veriler doğrultusunda davalı —- Diğer davalı — taşıyıcı, davacı yanın alıcı sigortacısı, davalı—- sigortacısı olduğu, bu hususlara dair dosya kapsamında ihtilaf olmadığı, dava konusu hasarlanmanın bağlama-sabitlemenin bozulması/eksikliği ve trafik kazası olmak üzere iki sebebi olduğu, ancak asıl etkenin bağlama-sabitleme eksikliğine dayandığı, takdirin mahkemede olduğu, bağlama-sabitlemenin, raporda bahsi geçen —- başında, yükün — getirilmesinde taşıyıcının şoför tutanağı ile sabit olmak üzere bozulduğunun anlaşıldığı, alıcının antrepo hizmetini akdi taşıma sözleşmesini yaptığı işletmeden aldığı, dolayısıyla bozulan bağlama-sabitlemenin düzeltilmesinin taşıyıcı sorumluluğunda olduğu, —- bağlama-sabitleme noksanlığı ile yapıldığı, ancak —-depoya varan yüklerin dosyadaki veriler doğrultusunda herhangi bir işleme tabi tutulmadan —-önderildiğinin anlaşıldığı, — varış noktasının —kayıtlı olduğu, ancak alıcının varış noktasının değiştirilmesine dair taşıyıcıya taşıma süreci içerisinde talimat verebileceğinin değerlendirildiği, nihai takdirin sayın mahkemede olduğu, bu doğrultuda —- yapılan taşımanın da —- işlem yapılmadığından, bağlama-sabitleme noksanlığına/bozukluğunun giderilmediği, — giderken
yapılan trafik kazasında sorumluluğun taşıma işletmelerinde olduğu, dolayısıyla dava konusu olayda alıcı tarafın sorumluluğunun olmadığı kanaatine ulaşıldığı, müterafik kusurdan takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere söz edilemeyeceğinin değerlendirildiği, —-açısından sınırlı sorumluluk hakkının dava konusu olayda uygulanabileceği, ancak yalnızca hasarlı kısım ağırlığı üzerinden mi yoksa yükün tamamının brüt ağırlığı üzerinden mi hesaplanacağının çelişki ve ihtilaf konusu
olduğu, taşınacak yükün mahiyeti, niteliği göz önüne alındığında —-parçaya bölünen bir makine olduğu, bu parçaların biraraya getirildiğinde yek bir makine elde edildiği, bu parçalardan herhangi birinin hasarlanması durumunda makinenin tümünün
işlevselliğini bozacağı ve onarım olmadan tamamının işlevselsiz kalacağı, yetkili servisine ücreti mukabil yaptırılsa da; ürünün sıfır niteliğinin bozulacağı, ekonomik değerinde azalmaya yol açacağı gözetildiğinde ürünün tamamının ağırlığı üzerinden sınırlı sorumluluk üst limiti hesabı yapılması gerektiği, sınırlı sorumluluk üst limitinin —— olarak hesaplandığı, dava konusu olayda gerçek zarar tutarının hesabı açısından, eksper raporlarında hesaplanan hasar tutarının aynı olduğu, işçilik – konaklama- servis maliyetlerinin farklılaştığının gözlendiği, zira bu hususa dair dosyadaki bilirkişi raporlarında çelişki olduğu, İşçilik-konaklama-servis ücretlerinin ancak hasar ile ilişkili olduğu durumda
taşıyıcılara yansıtılabileceğinin değerlendirildiği, kanaatimizce rapor içerisinde yapılan açıklamalar ve bu maliyetlerin irdelenmesine yönelik açıklamaları gözetildiğinde —- işletmesinin raporundaki,—— süreçleriyle ilişkisinin açıklama kısımlarında gözetildiğinin anlaşıldığı, hesapladığı zarar tutarı olan —- tutarın gerçek zarar tutarı olarak değerlendirilebileceği, söz konusu zarar tutarının, sınırlı sorumluluk üst limiti ile kıyasına ilişkin örnek hesabın dosya içerisinde yapıldığı, zararın sınırlı sorumluluk üst limiti altında kalacağından taşıyıcıların müteselsil olarak — zarardan sorumlu olacağı,—- alıcının mail yoluyla yapılan yazılı ihbarın yerinde olduğu,zamanaşımının durdurması açısından bu ihbarın talep yerine geçip geçemeyeceğine dair —- içeriğinde bir bilgi yer almadığı, bu doğrultuda —-kapsamında davanın görüldüğü mahkemenin zamanaşımını durdurmaya ilişkin değerlendirme yapmasına dair açık hüküm olduğu, bu doğrultuda takdirin sayın mahkemede olduğu…” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davalılar cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmuş olup, zamanaşımı yönünden yapılan değerlendirmeye göre; ——göre, alıcı, taşımacı ile birlikte durumlarını kontrol etmeden veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden———- durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde aldığına kanıt oluşturur. Açıkça gözükmeyen ziya ve hasarlarda bildirim yazılı olarak yapılacaktır. —–anılan maddesi, esas itibariyle gönderilenin taşıyıcıya karşı haklarını kullanabilmesi için teslim anında yapılması gereken düzenlemeleri içermekte, usulüne uygun bir bildirimde bulunmaksızın malları teslim alması durumunda, malların sevk mektubuna uygun olarak teslim edildiğine dair bir karine öngörmektedir. Bu husus, tamamen ispat külfeti bakımından önem taşımakta olup, dava hakkının düşmesiyle bir ilgisi yoktur. Somut olayda davacının sigortalısı tarafından akdi taşıyıcıya mail yolu ile süresi içerisinde bildirimde bulunduğu, — bildirimin yapılmış olduğu tespit edilmiştir.—- gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir. Ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır…” şeklinde düzenleme dikkate alındığında eldeki davada zamanaşımı süresinin —– yıl olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda değerlendirilmesi gereken husus ise zamanaşımının durup durmadığına ilişkindir. Yapılan değerlendirmede dava konusu yükün birçok parçadan oluşan bir makine olduğu, hasarlı parçaların tespiti, bu parçaların onarımının yurtdışından gelecek teknik ekipler tarafından onarımının yapıldığı, zarar tutarının tespitinin uzun sürmesinin olağan olduğu, davacı sigortacının sigortalısının —-kapsamında zararın meydana geldiğini akdi taşıyıcıya ihbar etmiş olması da dikkate alındığında zamanaşımı süresinin zararın tam olarak tespit edilmesi tarihine kadar durmuş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu halde davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı kanaatine varılmıştır.
Somut olayda uygulanması gereken—–, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. —- Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.” şeklinde düzenleme içermektedir. Yine somut olaya uygulanması gereken —- maddesine göre taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. —-Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulamaz.” şeklindedir. 17/3. maddesinde ise taşımacının, taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtları, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut çalışanlarının hata ve ihmallerinden dolayı sorumlu olduğu ifade edilmiştir. Somut olayın değerlendirilmesinde; dosyadaki taşıma süreci —-olarak değerlendirilmiştir:
1. —– kadar geçen taşıma
süreci
2.—- arası taşıma
3.—- Gönderen işletmenin yükleme – istifleme – sabitlemenin kural olarak yaptığı gözetildiğinde, davalı akdi taşıyıcının hazırladığı —-üzerinde, diğer davalının aracına teslim yüklenen emtiaların istifleme-bağlama-sabitleme noksanı olduğuna dair herhangi bir
kayıt mevcut değildir. Bu noktada —teslim alınan yükün —- gelirken bağlama-sabitleme eksikliği olmadığı anlaşılmaktadır. Zira bu şekilde bir kayıt olmaması, yükün her yönüyle taşımaya uygun şekilde teslim alındığına karine niteliğindedir.—- numaralı taşıma
süresince sabitleme-bağlama noksanlığı olmadan gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olaydaki taşıma ilişkinin doğası gereğince göndericinin sadece — aşamadaki yüklemeye nezaret edeceği ve bağlama-sabitlemeden sorumlu olacağı, ,—- aşamadaki yüklemelere nezaret edemeyeceği, taşıma sözleşmesinin kurulması esnasında — taşımanın yapılacağının belirlenmiş olduğu, taşıyıcının bu hususları sözleşmesinin kurulması esnasında kabul etmiş olduğu kabul edilmelidir. Dosyaya sunulu fiili taşıyıcının şoförü tarafından hasara dair kaleme alınan tutanakta —gelen yüklerin bağlarının çözüldüğü, bir kısmının boşaltıldığı, ancak — teslim edilmesi gerektiği için tekrar araca yükleme yapıldığının ifade edildiği anlaşılmıştır. Alıcı tarafından yükün teslim noktası taşıma esnasında değiştirilmiş ilk olarak — teslim noktası daha sonra —– olarak değiştirilmiştir. Yükün teslim noktasının değiştirilmesine taşıyıcı tarafından herhangi bir itiraz da bulunulmamış, herhangi bir ihtirazı kayıt olmadan değiştirilen teslim noktasına taşıma gerçekleştirilmiş olduğundan taşıyıcının sorumluluğunun devam ettiği anlaşılmıştır. Hasarın gerçek kaynağının teslim noktasının yanlış bildirimine değil, —-taşımanın yakın mesafe olması nedeniyle taşıyıcı tarafından bağlama-sabitlemenin gerektiği gibi yapılmamasından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davalıların sorumluluğunun belirlenmesi için — maddeleri birlikte değerlendirilmelidir. — göre taşıyıcının sorumluluğu hasarlı bürüt kg başına —- sınırlıdır. Ancak bazı kısmi hasarlanmalar, yükün niteliği açısından tüm varlık sebebini, yükün ekonomik değerin tamamının anlamsızlaşması, o üründen sağlanabilecek tüm faydanın ortadan kalkması veya ürünün tamamen işlevsizleşmesine sebebiyet verebilir. Dava konusu olayda — parçaya bölünmüş, her bir parça bir araya geldiğinde bir makinenin
inşa edildiği açıktır. Söz konusu — parçadan bir kısmı dava konusu olayda hasarlanmıştır. Dolayısı ile taşınan yükün niteliği açısından, taşımaya konu benzer veya aynı türden, bir bütünü tamamlayan –bölünmüş, her bir parçanın ayrı ekonomik değeri olan bir yük olduğu düşünülemez. Somut olayda, hasarlı emtia esasen taşınan makine ve ekipmanlarından bir bütün teşkil etmektedir. Ancak bu makinenin sadece — ekipmanları hurdaya ayrılacak şekilde zayi mertebesinde hasarlıdır. Bu ekipmanın eksikliği-zayii tüm makinenin değerini düşürmekte ve hasarlanmasına yol açmaktadır. Taşıma sürecinde yer alan çeki listesinde listeli metalardan bir emtianın zayi veya hasarı diğer emtiaları etkiliyorsa, tüm etkilenen mal miktarı gözetilerek tazminatın belirlenmesi gerekir. Somut olayda taşınan yük bürüt — olup, davalıların sınırlı sorumluluk üst limiti——- denk gelmektedir. Davacının ödediği ve talep ettiği miktar bu tavanın çok altındadır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu hasarın taşıma esnasında meydana geldiği, alıcının teslim yerini değiştirmesinin başlı başına taşıyıcının kusurunu ortadan kaldırmayacağı, taşıyıcının —–esnasında gerekli bağlama ve sabitlemeyi yapmadığı, hasarın bu sebeple meydana geldiği, hasarlanan parçaların makinenin bütününü oluşturan parçalarından birisi olduğu, hasarlanan bu parçalar olmadan makinenin kullanılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle tazminat hesaplaması yapılırken tüm makinenin ağırlığının dikkate alınması gerektiği, bu şekilde yapılan hesaplamaya göre davacının yapmış olduğu ödemenin sorumluluk üst sınırının altında olduğu, davacının sigortalısı tarafından davalı akdi taşıyıcıya hasar bildiriminin yapıldığı, zararın belirlenmesinin uzun süreç alması nedeniyle zamanaşımının durmuş olduğunun kabulü gerektiği, davanın zamanaaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; —tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte—- davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 16.666,13 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.166,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.499,59 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 4.166,54 TL peşin harcı ile 29,20 TL başvuru harcının toplamı olan 4.195,74-TL ‘nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harcanan toplam 7.527,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.528,46 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştikten sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——– Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/02/2022