Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1175 E. 2020/936 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1175 Esas
KARAR NO: 2020/936
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2016
KARAR TARİHİ : 17/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, dava dışı 3. Kişi ——- talebi üzerine —– yapımı için davalı —– firması ile anlaştığını, bu pistonların teslim ve montajlarının davacı şirket tarafından yapıldığını, sevkin ——- tarihleri arasında yapıldığını, ancak pistonların yağ kaçırdığının ihbarı üzerine —- adet pistonun davacı tarafından yeni ile değiştirilerek gönderildiğini, daha sonra — adet pistonun yağ kaçırdığı, —-adet pistonun da yağ sızdırdığı şikayetleri üzerine durumun üretici ————- firmasına iletildiğini, ancak bu firmanın oyalama yoluna giderek ayıpları giderme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu yükümlülüğü davacı firmanın giderdiğini ve bu işi için ———- masraf yaptığını, bu parayı davalının ödemediğini, ayrıca ayıp ihbarının hiçbir şekle tabi olmadığını, her türlü delil ile ispat edilebileceğini, müvekkilinin ayıp ihbar yükümlülüğüne uyduğu ve durumu derhal davalıya bildirdiği, aksi halde dahi davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandıklarını, beyanla ayıplı ifa sebebiyle uğradıkları —– zararının tazminini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, dava konusu pistonları eksiksiz ve tam olarak teslim aldığını, müvekkilinin toplam —- tane pik döküm piston döktüğü, kati surette —– tane dökmediği, davacının kati surette bu güne kadar ayıp ihbarında bulunmadığı, davacının süresinde herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, ayıp ihbarının yazı şekle tabi olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının mal tesliminden —— sonra dahi ödemeler yaptığını, sunulan faturalar ve bir takım belgelerin de dava konusu ile ilgili olmadığını, yapılan icra takibinin de ayıp ihbarında bulunulmadığını iddia ve beyanla açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşme kapsamında davalı tarafça davacı yana yapılan pik dökümlerinin ayıplı çıktığından bahisle açılan maddi tazminat davasıdır.
Dosya kapsamından davalı tarafça davacı yana gönderilen dava konusu ürünlerin —- tarihlerinde sevk edildiği, davacı tarafça dava dışı —– firmasına ise———– tarihlerinde fatura düzenlendiği anlaşılmaktadır. Yine davacı vekilinin replik dilekçesinden ürünlerin ayıplı olduğu bildiriminin—- firması tarafından —- tarihinde yapıldığı, yapılan inceleme sonrasında aralık ——- ayında ayıbın davalıdan kaynaklandığının öğrenildiğinin beyan edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce dava konusu pistonlara ve dosya kapsamında yer alan delil ve belgelere göre ayıp konusunda rapor tanzim edilmesi amacıyla —— talimat yazılmıştır. Mahallinde keşif yapılarak makine mühendisi bilirkişi ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin —— tarihli raporunda özetle: ” Dava konusu ayıplı olduğu iddia olunan pistonların mevcut olmadığı için herhangi bir teknik ve fiziki inceleme yapılamadığını, dava konusu pistonlar üzerinde inceleme yapılamadığından, dosya içeriğinde yer alan fatura ve belgeler incelendiğini ancak, bu belgelerin masraf dökümlerinin el yazılı ve imzasız olduğu, sadece tek taraflı olarak davacının beyanların ve dökümlerini içerir nitelikte olduklarını, —– masrafa ilişkin ibraz edilen fatura ve belgelerin ise—— yılına ait olduğunu, fatura içeriklerinde piston işçilik, malzeme ve tamirat olarak açıklamaların olduğunu, ancak hangi ve kime ait pistonlara ilişkin olduğuna dair yeterli ve kesin bir açıklamanın bulunmadığını, bu masrafların dava konusu pistonlara ilişkin olduğuna dair kesin bir tespit yapılamayacağını, ayıp ihbarının davalıya ne şekilde ve ne zaman yapıldığına dair yazılı bir belgenin mevcut olmadığını, dava konusu pistonların ayıplı olup olmadıklarına, ve eğer ayıplı ise bu ayıbın üretim hatası mı, montaj veya kullanım hatası mı olup olmadığına dair teknik bir tespit yapılmadığını, dava dışı —— firma adresinde de dava konusu pistonların mevcut olmaması nedeniyle inceleme yapılamadığı, bu yönde dosya kapsamında bir belge ve delilin mevcut olmadığı yönündeki tespit ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporu talimat mahkemesine sunmuşlardır. Davacı vekilinin rapora itirazları kapsamında tanık dinlenmiş, dinlenen tanık ayıbı ——— aylarında öğrendiğini, davalı firmaya bu olaydan sonra yaklaşık— ay içinde davacı tarafça haber verildiği beyan edilmiş yine davacı şirket yetkilisi hazır bulunduğu duruşmada ürünlerin dava dışı ——-firması tarafından hurdacıya satıldığının beyan edildiği anlaşılmıştır.
Eldeki davada; davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesindeki zamanaşımı itirazı bulunduğundan bu itirazının dosya kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Dava konusu pik dökümünün ——- tarihlerinde davacıya sevk edildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. TBK’nın 478. Maddesi uyarınca davada uygulanacak zamanaşımına ilişkin düzenlenen hüküm: “Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar” şeklinde düzenlenmiştir. Dava konusu eserde en son teslim tarihi olan —- tarihinden itibaren iki yıl geçmekle yani —— tarihi itibariyle dava zamanaşımına uğramaktadır. Dava ise bu tarihten neredeyse dört yıl geçtikten sonra açılmıştır. Hal böyle olunca davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekmiştir. Aksi halde dahi; dava konusu ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin dosyada hiçbir delil olmadığı gibi, davacı şirket yetkilisinin beyanından ürünlerin hurdacıya satıldığı anlaşılmakla, yine bilirkişilerce ürünler hazır olmadığından mevcut dosya kapsamına göre ayıplı olup olmadığına ilişkin teknik tespit yapılamayacağı şeklinde rapor tanzim edildiğinden ayıp iddiasının da ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, dinlenen tanık ve şirket yetkilisinin beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davanın davacı ile davalı arasında akdedilen pik dökümü konulu sözleşme gereği teslim edilen malların ayıplı olduğundan bahisle açılan tazminat davası olduğu, teslim edilen ürünün ayıplı olması sebebiyle uğranılan zararın tazminine yönelik açılan davanın iki yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmaması sebebiyle zamanaşımına uğradığı yine ürünlerin ayıplı olduğunun da somut biçimde ispat edilemediği anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 426,94 TL harcın mahsubu ile artan 372,54-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarfedilen 42,05-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4 uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.17/11/2020