Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1160 E. 2019/514 K. 14.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1031 Esas
KARAR NO : 2019/513 Karar
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ: 28/09/2017
KARAR TARİHİ: 14/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin ——- tarihinde davalı kooperatife üye olduğunu, davacı tarafın üyeliğinin başlangıçı itibariyle ödemelerini düzenli olarak yaptığını, —– tarihinde —— tarihinde ———– tarihinde ——– tarihinde ———tarihinde ——— olmak üzere toplam ——— tutarında ödemeyi davalının banka hesabına yaptığını, ilerleyen yıllarda kooperatifin, üyelerin çıkarlarına aykırı yönetildiği gerekçesiyle müvekkilin ödemelerini durdurduğunu, davalı kooperatifin davacıya ihtarnameler gönderdiğini, ihtarnamelerin usulsüz olduğunu, aynı şekilde kooperatif yönetim kurulunun ———-tarihli ihraç kararından önce ——–Noterliğinin———— yevmiye sayılı ihtarnamesi ile Kooperatifler Kanununun 17.maddesi uyarınca, ihraç edilecek ortağa gönderilmesi gereken 30 günlük sürenin gözetilmediğini, sadece kanuni işlem yapılacağından bahsedildiğini, bu nedenlerle ihraç kararının geçersiz olduğunu; davacının 28.06.2006 günü kooperatiften istifa ettiğini, buna rağmen müvekkilinin kooperatife yapmış olduğu ödemelerin iade edilmediğini, bu nedenlerle bu dava davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek sonuçta,———karşılığı ——-TL alacağın—— tarihinden işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili savunmasında özetle: Kooperatif üyesinin çıkarılmasının belirli bir yasal prosedüre tabi olduğunu, çıkarılmayı takip eden genel kurulu izleyen yıl sonu bilançosuna göre aidat iadesinin faizsiz olarak yapılacağını, kaldı ki üyenin haklarını kullanırken borçlarını da yerine getirme yükümlülüğü bulunduğunu, hesapların incelenmesinde davacının borçlarının iddia ettiği alacaktan fazla olduğunu, bu konuda yasal haklarını saklı tuttuklarını, davadaki talebin zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibari ile kooperatif üyeliğinden ayrılmış olan davacının 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 17.maddesi uyarınca, kooperatife yaptığı ödemelerin tahsili istemiyle açmış olduğu bir alacak davasıdır.
Mahkememiz dosyası (Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin ————— Esas sayılı dosyası ) 06/11/2012 tarihinde alınan bilirkişi raporunda, davacının dava tarihi itibariyle 1.492,57-TL anapara ve 493,99-Tl faiz alacağı talep etmekte haklı olacağına dair rapor sundukları görülmüştür.
Mahkememiz dosyası, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının bütün ödemelerini dövizle yapmış olması nedeniyle, bu ödemelerin “TL” olarak iadesinin diğer ortakların haksız olarak zenginleşmesine sebebiyet vereceği, 11.05.1992 tarihli genel kurul tutanağında da aidatların döviz karşılığı tahsiline karar verildiği, ödemelerin muhasebe sistemine ‘TL’ olarak işlenmesinin vergi ve muhasebe sisteminin gerektirdiği bir yasal zorunluluk olduğu, bu sebeplerle, davacının alacağının döviz alacağı olduğu, bununla birlikte, davacının 2006 yılında istifa ettiği, alacağın genel kurul tarihi olan 24.06.2007 tarihini takip eden bir aylık süre sonunda muaccel olduğu, bu tarih itibariyle alacağın ‘TL’ karşılığındaki değerinin yasal temerrüt faizi ile birlikte tahsili gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne ve 15.862,32 TL alacağın 25.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından 12/12/2013 tarihinde verilen dilekçe ile mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014-4712 esas, 2014-7593 karar ve 26/11/2014 tarihli ilamında ;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle ileri sürülen temyiz itirazlarına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde olmadığını, dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkin olduğunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesinde kooperatiften çıkma sonrası aidat iadesinin nasıl olacağı düzenlenmiştir. Bu prosedür ile birlikte, aidatın ödendiği yabancı para cinsinden iadesi için bu hususun anasözleşmede belirtilmiş olması ya da ödenen aidat ister yabancı para olarak, ister TL olarak muhasebeleştirilmiş olsun, bu konuda alınmış bir genel kurul kararı ya da bu yönde bir kooperatif uygulamasının bulunması gereklidir. Bu yönde bir hüküm, karar veya kooperatif uygulaması var ise, buna göre hüküm kurulması, yok ise, iadenin söz konusu paranın kooperatifin muhasebe kayıtlarına geçirildiği tarihteki Türk Lirası karşılığı üzerinden yapılması gerekmektedir. Dairemizin————- K. sayılı ilamları da yöndedir. Dosyanın incelenmesinde, anasözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmadığı gibi, genel kurul tutanaklarında da bu yönde alınmış bir karara rastlanmamaktadır. Davacı yanca, bu yönde bir kooperatif uygulaması olduğu hususu ileri sürülmediğine göre, mahkemece, belirtilen ilkeler doğrultusunda bilirkişiden genel giderlerden davacıya isabet eden miktarın düşümünü de içeren ek rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile açıklanan ilkelere aykırı 10.07.2013 havale tarihli bilirkişi ek raporuna dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı şeklinde , Mahkememiz hükmü bozularak yukarıdaki Mahkememiz esas numarasına kaydı yapılarak yargılama devam olunmuştur.
Mahkememizce, Yargıtay bozma kararına uyma kararı verilmekle, Yargıtay bozma kararında belirtilen yönlerden Kooperatif kayıtlarında inceleme yapılması ve rapor sunulması için daha önce dosyaya rapor sunan bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda; davacının istifa ettiği 28.06.2006 tarihine kadar ——— ödediği, iade ödemenin ——- tarihinde muaccel hale geldiği, ——–lirası karşılığının 1.492,57-TL olduğu, bu tutardan 869,49-TL gider payının tenzili ile davacının ana para olarak 623,08-TL talep edebileceği, ana para alacağının dava tarihine kadarki işlemiş faizinin 209,35-TL olduğu, davacının dava tarihi itibariyle, davalı kooperatiften, 623,08-TL anapara, 209.35-TL faiz olmak üzere toplam 832,43-TL alacağının olduğu, anapara alacağının yıllık % 9 faiziyle birlikte tahsili gerektiği, şeklinde raporlarını sunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamı,toplanan deliller,bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlar ve Yargıtay 23. Hukuk dairesinin bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkemece alınan bilirkişi ek raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmakla ve raporda yer alan tespitler yerinde görülmekle, davacının dava tarihi itibariyle, 832,43-TL alacağının olduğu, anapara alacağının yıllık % 9 faiziyle birlikte tahsili gerektiği sonucuna varılmış ve davacının davasının kısmen kabülüne karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile 832,43 TL alacağın 25/07/2007 tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istenmin reddine,
2- Alınması gerekli 56,86- TL harcın, davacı tarafından yatırılan 291,85-TL peşin harç ile davalı tarafından yatırılan 791,70-TL bakiye karar harcı olmak üzere toplam 1.083,55-TL ‘den mahsubu ile fazla yatan 234,99-TL harcın davacıya, 791,70-TL harcın ise karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
3- a) Harçlar yasasına göre davacı tarafa iade edilmeyen 56,86-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen(bozma öncesi ve sonrası) toplam 2.868,30-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 121,50-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 95-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 90,98-TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 832,43-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
14/05/2019