Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1116 E. 2021/206 K. 05.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/641 Esas
KARAR NO : 2021/10

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/08/2019
KARAR TARİHİ : 07/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı ve —– arasında Kartal ——–. Noterliği’nin ———- yevmiye numaralı —– düzenlendiğini, müvekkili şirketin işbu sözleşme uyarınca edinimlerini yerine getirdiğini davalı tarafın satış işlemleri neticesinde cezai şart doğmasına sebep olan taşınmazların bulunduğu —————– ruhsatlarını —- tarihinde aldığını, sözleşmenin 26. Maddesi uyarınca “—–alındığı tarihten itibaren 36 ay içinde kendi bağımsız bölümlerini hiçbir şekilde —— satışını yapamayacaktır. Müteahhit kendi hissesine düşen dairelerin %100’ünü satması halinde veya yapı ruhsatı alındığı tarihten itibaren 36 ayın sonunda arsa sahipleri hiçbir sorumluluk yüklenmeden kendi bağımsız bölümlerinin satışını yapabileceklerdir. Aksine davranış halinde, arsa sahiplerince her bir bağımsız bölüm için ——— cezai şartı nakden ve ——— ve hüküm istihsaline gerek kalmaksızın talep halinde ödeyeceğini gayri kabile rücu kabul, beyan ve taahhüt eder.” süreler tamamlanmadan taşınmazların satışı halinde her taşınmaz için ayrı ayrı cezai şart ödeyeceğini kabul ettiğini, buna rağmen müvekkili şirketin kendi hissesine düşen dairelerin %100’ünü satmadan ve———- alındığı tarihten itibaren 36 ay geçmeden borçlu taşınmazlardan üç tane bağımsız bölümün satışını yaptığını sözleşme uyarınca her taşınmaz için ayrı ayrı 75.000,00 TL olmak üzere toplamda faizler hariç 225.000,00 TL cezai şart doğduğunu bu nedenle müvekkili şirketin İstanbul Anadolu—– İcra Dairesi’nin—— esas sayılı takip dosyası ile davalıya ödeme emrinin gönderildiğini davalının borca itiraz etmesi sebebiyle takibin durduğunu belirterek takibin devamına, davalının takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkumiyetine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ceza koşulunun asıl borca bağlı olduğunu ilgili taşınmazların süresinde tam ve eksiksiz teslim edilmediğini cezai şartın geçerliliğinin asıl borcun geçerliliğine bağlı olduğunu asıl borç ifa edilemediğinden cezai şartın geçersiz olduğunu, müvekkili tarafından devir işlemleri yapılmadan önce davacı şirketlerin o dönem ki yetkilileri ile görüşme yapıldığını ve onay alındığını müvekkilinin ısrarcı olarak noterden muvafakat edildiğine dair bir evrak istediğini ancak davacıların masrafa gerek olmadığını söylediklerini, sözleşmede belirlenen cezai şart sözleşmenin her iki tarafının da tacir olması durumunda geçerli olduğunu, her iki tarafın tacir olmadığı yahut bir tarafın tacir olduğu sözleşmeden kaynaklanan davalarda Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu bu nedenle dosyanın görevli——— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne gönderilmesine, davanın reddine, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; davacı yüklenici —- ile davalı ve dava dışı diğer arsa sahipleri arasında Kartal —- Noterliği’nin —— yevmiye numaralı——-düzenlendiği, sözleşmenin 26. maddesinde düzenlenen cezai şart uyarınca, davalı tarafından taşınmazlardan üç tane bağımsız bölümün sözleşmede belirlenen sürelere uymadan satışını yaptığı, sözleşme uyarınca her taşınmaz için ayrı ayrı 75.000,00 TL olmak üzere toplamda faizler hariç 225.000,00 TL cezai şart alacağına ilişkin davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali, takibin devamına ilişkindir.
Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı hükme bağlanmıştır.
Davanın kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, adi ortaklık sözleşmesinin TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlendiği, davacı tarafın adi ortaklık olduğu, davalının tacir olmadığı ve davanın da TTK’nın 4. maddesinde sayılan ticari dava ve işlerden olmadığı anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinden kaynaklanan dava ve işlere asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılacağına dair özel bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davayı görüp sonuçlandırma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan görevsizlik kararı verilerek dosyanın ——— Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile davanın usul yönünden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli —— Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, tarafların talebi üzerine dosya üzerinden yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar verildi.