Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1085 E. 2019/1375 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1085 Esas
KARAR NO: 2019/1375
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/10/2016
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——– adresinde bulunan davacı şirkete ait — binasının davalı şirket tarafından — nolu — ile — tarihleri arasında tüm rizikolara karşı sigortalanmış olduğunu, Sigortalı binaya ait Jeneratör ve Jeneratör binasının— tarihinde yanarak hasar gördüğü, hasarın tazmini için davalı şirkete müracaat edildiğini, davalı şirketçe — tarihli yazı ile talebinin reddedildiğinin bildirildiğini, davaya konu yeni tüm işyeri sigorta poliçesinden de anlaşılacağı üzere davacı şirkete ait çok katlı çok sayıda şirket ofislerinin bulunduğunu, plazanın tüm risklere karşı sigortalanmış olduğunu, ana bina ve jeneratörün aynı adreste olduğunu, poliçede enerji kaynaklarının ve hatlarının ana binada binanın dışında olabileceğinin yazılı olduğunu, davaya konu poliçeden önceden geriye doğru bir çok dönemde taraflar arasında sigorta poliçeleri olduğunu, jeneratörün bu poliçelerin kapsamında sayılmış olduğunu, davaya konu jeneratörün şirket demirbaşlarına – yılında — TL olarak geçmiş olduğunu, yeni jeneratörlerin KDV dahil yaklaşık – TL civarında olduğunu, hasar gören binanın yaklaşık değerinin – TL olduğunu, bu sebeplerle, fazlaya ilişkin talep haklan saklı tutularak, şimdilik jeneratör ve jeneratör binasının yanması sebebiyle oluşan zarardan – TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete ödenmesine, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hasarın poliçede riziko adresi olarak belirlenen adreste meydana gelmediğini, hasarın gerçekleştiği adresin poliçede teminat altına alınmamış oluşu nedeniyle müvekkili sigorta şirketinin davacı yana karşı herhangi bir tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, hasarın riziko adresi dışında gerçekleştiği anlaşıldığını, dava konusu yangın olayının poliçede riziko adresi olarak belirtilen mahalde değil sigortalı binanın arka cephesinde bulunan — üzerindeki bağımsız müstakil konutun müştemilat binasında meydana geldiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili olan şirketin meydana gelen hasar dolayısıyla sorumlu olduğunun tespit edilmesi halinde davacının gerçek zararının huzurdaki davada bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle tespit edilmesi gerekmekte ve taraflarınca talep edilmekte olduğunu, davacı tarafça talep edilen faize ve faiz başlangıç tarihine açıkça itiraz ettiklerini, sigorta tazminatı veya bedelinin, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra, sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitirince ve her halde 1446. Maddeye göre yapılacak ihbardan — gün sonra muaccel olur hükmünün mevcut olduğunu, faiz başlangıç tarihinin —- olarak belirlenmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, faiz türünün yasal faiz olduğunu, bu nedenlerle, müvekkili olan sigorta şirketi aleyhine açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacı taraf yüklenmesine talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı ile davalı arasında akdedilen Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı davacıya ait jeneratör ve jeneratör binasının —- tarihinde yanarak hasar görmesi sebebiyle meydana gelen zararın davalıdan tahsili istemli maddi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık hasarın meydana geldiği yerin sigorta kapsamında olup olmadığı ve sigorta kapsamında ise oluşan zararın tespiti noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin dosya sigortacılık konusunda uzman bilirkişiye tevdii edilmiş olup, Mahkememizce re’sen seçilen bilirkişinin — tarihli raporunda özetle: “Dosyada mübrez bilgi ve belgeler doğrultusunda, bu sigorta ile yangının, yıldırımın, infilakın veya yangın ve infilak sonucu meydana gelen duman, buhar ve hararetin sigortalı mallarda doğrudan neden olacağı maddi zararlar, sigorta bedeline kadar temin olunduğunu, Yangın Sigortası Genel Şartları’nın 2.l taşınmaz mallarda başlıklı maddesinde; “1.1-Aksine sözleşme yoksa; binaların dışındaki bahçıvan evi, garaj, su deposu, kömürlük gibi eklentiler ile binaların içlerinde veya üzerlerinde bulunan her çeşit sabit tesisat, asansör ve yürüyen merdivenler, yıldırımlık, televizyon anteni gibi binayı tamamlayan şeyler ile temeller ve istinat duvarları sigorta bedelinin kapsamı içindedir” hükmünü içerdiği, jeneratörün bu kapsamda değerlendirilebileceği, bu nedenle sigorta kapsamı içinde olduğu kanaati ile sigorta eksperi tarafından yapılan hesaplama doğrultusunda davacının —-TL hasar bedelini talep edebileceği, davacı tarafından davalı sigorta şirketine yapılan müracaata davalı sigorta şirketi tarafından — tarihinde ret cevabı verildiği görüldüğünden sigorta şirketinin temerrüdü konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu sonuç kanaatine varılmıştır.” içeriğiyle raporunu Mahkememize sunmuştur.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda ek rapor alınmıştır. Bilirkişinin —- tarihli ek raporunda özetle: ” Ekspertiz raporunda, yangının binanın arka cephesindeki bağımsız müstakil konuta ait müştemilat binasında gerçekleştiği belirtilmekle birlikte yangının gerçekleştiği binanın mülk sahibinin — olduğu aynı zamanda sigortalı — firmasının ortağı olduğu, jeneratörün sigorta konusu binaya ait olup, iletilen amortisman listesinde kayıtlı olduğu, hasar konusu jeneratörün sigortalı binanın elektrik enerjisi için kullanılmakta olduğunun belirtilmiş olduğunu, bununla birlikte yangın sigortası genel şartları 2.1- Taşınmaz mallarda: başlıklı maddesinde, “1.1-Aksine sözleşme yoksa; binaların dışındaki bahçıvan evi, garaj, su deposu, kömürlük gibi eklentiler ile binaların içlerinde veya üzerlerinde bulunan her çeşit sabit tesisat, asansör ve yürüyen merdivenler, yıldırımlık, televizyon anteni gibi binayı tamamlayan şeyler ile temeller ve istinat duvarları sigorta bedelinin kapsamı içindedir.” hükmü uyarınca kök raporda belirtildiği üzere jeneratörün bu kapsamda değerlendirilebileceği, bu nedenle sigorta ekspertizin tespit ettiği amortisman listesinde de kayıtlı bulunan hasar konusu jenaratörün sigortalı binanın elektirik enerjisi için kullanılmakta olduğu belirtildiğinden yangın sigortası genel şartları 2.1. maddesi çerçevesinde, yargıtay kararları da göz önüne alınarak müstakil konuta ait müştemilat binasında gerçekleşen yangından dolayı meydana gelen hasarın sigorta kapsamı içinde olduğu kanaati ile sigorta eksperi tarafından yapılan hesaplama doğrultusunda davacının —- TL hasar bedelini talep edebileceği, kanaatine varılmakla birlikte takdirin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur.
Mahkememizin — tarihli duruşma ara kararı gereği tarafların rapora karşı beyanları doğrultusunda dosya yeniden ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişinin —- tarihli raporunda ek raporda özetle; belirtildiği gibi jeneratörün Yangın Sigortası Genel Şartları 2-1 madesinin 1.1 bendine göre poliçe kapsamında olduğunu, bu nedenle davacının ekspertiz raporunda tespit edilen hasarı davalıdan talep edilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Mahkememizce alınan kök ve ek raporlarda yalnızca sigortacılık yönünden değerlendirme yapılması oluşan zararın ayrıca tespit edilmesi gerektiği için sektör bilirkişisine ihtiyaç duyulması sebebiyle üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmuştur. Bilirkişi heyeti — tarihli heyet raporunda özetle: “Mevcut hasarlı jeneratörün- model olduğu, ikame jeneratörün – model olduğu dikkate alındığında ikame jeneratörün- sene daha yeni olduğu,diğer bütün özelliklerinin ise aynı olduğu, ikame jeneratör sadece – yıl yeni olduğu için %4 eskime indirimi yapılmasının yeterli olduğunu, ikame jeneratörde farklı bir teknoloji kullanıldığına ilişkin tespit olmadığını, sovtaj teklifinin uygun olduğunu, jeneratörde meydana gelen hasar karşılığı — TL tazminat ödenmesi gerektiğini, jeneratör binası hasarı karşılığı – TL komşu bina hasarı karşılığı -TL olmak üzere toplam —-TL alacağın davalıdan talep edebileceği yönünde tespit görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde raporu Mahkememize sunmuşlardır.
Davacı vekili, — tarihinde netice-i talebini —TL ıslah ederek dava değerini –TL olarak yükseltmiştir. Davalı vekiline ıslah dilekçesi – tarihinde tebliğ edilmiş davalı vekili ise süresi içerisinde — tarihli dilekçesi ile ıslah edilen miktara karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Bilirkişi raporları hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuş olup, jeneratörün amortisman listesinde kaydedilmiş olması, sigortalı binanın elektrik enerjisi için kullanılıyor olması sebebiyle Yangın Sigortası Genel Şartları’na göre jeneratörün bulunduğu binanın eklenti niteliğinde olduğu, jeneratörün bulunduğu binanın başkasına ait olmasının eklenti niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve sigorta poliçesi kapsamında bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Öte yandan davacı vekili dava dilekçesinde açıkça davanın kısmi dava olarak açıldığını beyan etmiş olup, bilindiği gibi kısmi dava türlerinde netice-i talep arttırımı yalnızca ıslahla mümkündür. Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Davacı vekili netice-i talebini iki kez ıslah etmiş olup, yerleşik Yargıtay içtihatları da nazara alınarak ilk ıslah üzerinden hüküm kurum ikinci ıslahı yok saymak gerekmiştir. İkinci ıslah yok hükmünde sayıldığından davalı lehine de ayrıca vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiştir. Nitekim Yargıtay -. HD’nin — E. — K. Sayılı ilamında da: “Somut uyuşmazlıkta; ıslah işlemi yasa gereği ikinci kez ve bozma sonrası yapılamayacağından, yasanın getirdiği ve İçtihadı birleştirme kararı ile açıklığa kavuşturulan sınırlamaya aykırı şekilde yapılan ıslah işleminin yok hükmünde sayılması gerekmektedir. Yok sayılan işlem hüküm ve sonuç doğurmadığından bu işleme dayalı olarak karar verilmesi imkanı da bulunmamaktadır. Bu itibarla; mahkemece bozma sonrası yapılan ıslah işlemi yok sayılarak karar verilmesi gerekirken, yok hükmünde olan ıslah işlemine değer verilerek, talep miktarının arttırıldığı kabul edilerek bu kısım yönünden red kararı verilmesi ve davalı taraf yararına vekalet ücreti takdirinde ve yargılama giderlerinin paylaştırılmasında dikkate alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” gerekçesini içermekte olup benzer mahiyette ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir.
Davalı vekilinin zamanaşımı itirazı süresinde olmakla; dava kısmi dava olarak açılmış olduğundan ıslah edilen kısım yönünden zamanaşımı süresi işlemeye devam ettiğinden zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi TTK’nın 1420. Maddesi: “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve — nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” hükmünü içermektedir. Alacağın muaccel olduğu tarihi ve dolayısıyla zamanaşımı süresinin başlangıcını düzenleyen TTK’nın 1427. maddesi ise: “Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Can sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez . Borç muaccel olunca, sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer.” düzenlemesine sahiptir. Davacı şirkete ait jeneratörün — tarihinde hasar gördüğü, ihbarın davalı şirkete – tarihinde yapıldığı, sigorta şirketince ihbardan – gün sonra -kanunen muacceliyet için öngörülen sürenin sonunda- – tarihinde ret kararı verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda alacağın — tarihinde muaccel olduğu anlaşılmakla davalının bu tarihten itibaren temerrüde düştüğü, hasar nedeniyle zamanaşımı bitiş tarihinin ise – tarihi olduğu tespit edilmiştir. Davacı ise ıslah harcını – tarihinde Mahkemeye yatırmış olup, —-TL’lik kısım yönünden dava zamanaşımına uğradığından ve zamanaşımını kesen bir durum olmadığından zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Nitekim benzer mahiyette Ankara Bölge Adliye Mahkemesi-. HD’nin – E. — K. Sayılı ilamı: “Bilindiği gibi, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat talepleri sigorta ettiren ile sigortacının tarafı olduğu sözleşmeye dayanmakta olup, bu davalar 6102 sayılı TTK’nin 1420. maddesi ve İnşaat Sigortası Genel Şartlarının C.10 maddesi gereğince 2 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Aynı yasanın 1427/2. maddesinde, sigorta tazminatı veya bedelinin, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra, sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla zaman aşımının başlangıcı, alacağın muaccel olduğu tarihtir…. Buna göre, zaman aşımı süresinin – tarihinde başladığı dikkate alındığında dava tarihi olan — tarihi itibariyle zaman aşımı süresi dolmamış ise de ıslah tarihi olan — tarihi itibariyle 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu açıktır. Kısmi davada, zaman aşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ıslahla artırılacak kısım yönünden de zaman aşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Mahkemece, zaman aşımı itirazının gerekçeli kararda belirtildiği şekilde reddedilmiş olması doğru bulunmamıştır. ” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davanın işyeri sigorta poliçesi kapsamında yangın nedeniyle hasar gören jeneratör ve binada meydana gelen zararın tahsili istemli maddi tazminat davası olduğu anlaşılmış, jeneratörün sigortalı binanın elektrik enerjisi için kullanılıyor olması sebebiyle; Yangın Sigortası Genel Şartları’na göre jeneratörün bulunduğu binanın eklenti niteliğinde olduğu ve davalı sigortacının poliçe kapsamında davacı tarafa tazminat ödemesi gerektiği tespit edilmiş, Mahkememizce alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmakla davanın kısmen kabulüne —-TL hasar bedelinin her iki tarafın tacir olması da dikkate alınarak, alacağın muaccel olduğu ve davalının TTK 1427. Maddesi uyarınca temerrüde düştüğü —tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, davanın kısmi dava olarak açılmış olması ve davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı itirazında bulunması sebebiyle bakiye kısım yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, –TL hasar bedelinin — tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin zamanaşımı nedeniyle reddine,
3-Alınması gerekli 683,10-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harç ile 1.064,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 551,68-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 31/10/2019 tarihli 1.454,80-TL tutarındaki harcın talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından harcanan toplam 712,30-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan 2.715,00-TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan(%13,83 Kabul %86,17 Ret) 375,49-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından davalı tarafça harcanan 33,00-TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan (%13,83 Kabul %86,17 Ret) 28,44-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3’e göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.17/12/2019