Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1074 E. 2021/1356 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1074 Esas
KARAR NO : 2021/1356

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/10/2016
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/05/2016 günü —– sevk ve idaresindeki — —– istikametine seyri sırasında —- girişine geldiğinde hava durumunun yağışlı olması ve meskun mahal içerisinde 80 km hız tahdidat levhasını dikkate almadığı için aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek önce ortadaki ———çarpması ve sonrasında ——— kısmına çarpması ile sonuçlanan ve araç içerisindeki yolcu olarak bulunan müvekkili …—— yaralanmasıyla neticelenen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası sonrası —- ile davalı ..— sigortalı bulunan —-sayılı aracın karışmış olduğu kaza neticesinde müvekkilinin maluliyetine sebep olduğunu, bu nedenle de davalı … şirketince ödeme yapıldığını, müvekkilinin bu kaza sebebiyle vücut fonksiyonlarının kayba uğradığını, bu nedenle de yapılan ödemenin miktarının düşük kaldığını, müvekkilinin kazanın meydana getirdiği olumsuz durumlardan dolayı iş gücü kaybı ve ayrıca kazadan sonra çalışamamasından dolayı maddi kazanç kaybına uğradığını, bunun yanında müvekkilinin uğradığı maluliyet sonrası bundan sonra yapacağı işleri başkasına nazaran çok daha fazla zaman ve emek harcayarak yapmasına neden olduğunu, davalı şirketin eksik ödemeden dolayı sorumlu olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı … şirketinden maddi tazminatı avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97.maddesinde “Zarar görenin,—– öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili —- yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruya yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” denildiğini, yine 6704 sayılı kanunun 31.maddesinde “Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer” denildiğini, kanunun yayım tarihinin 26/04/2016 olduğunu, işbu davaya konu kazanın 06/05/2016 tarihinde meydana geldiğini, davacı tarafın müvekkili sigorta şirketine başvurusu üzerine—– numaralı hasar dosyasının açıldığını, —- tarihinde davacı için 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97.maddesine uygun şekilde 51.991,TL tutarında ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin kanunda öngörülen sürede ve yasal hesaplama yöntemine uygun şekilde yaptığı ödeme ile davacının zararının tamamını karşıladığını, huzurdaki davada, dava şartı haline getirilen “sigorta şirketinin 15 gün içinde başvuruyu cevaplamaması veya zararını karşılamaması” durumunun mevcut olmadığını, bu itibarla işbu davanın 2918 sayılı kanunun 97.maddesinde öngörülen dava şartı eksikliğinden dolayı reddedilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla ve usule ilişkin itirazları saklı kalmak kaydıyla esasa ilişkin beyanlarında; davaya konu kazaya karışan —– plaka sayılı aracın müvekkili —— tarihleri arasında sigortalı olduğunu, davaya konu olayda öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacının, araç sürücüsünün kusur ve zararını kanıtlamak zorunda olduğunu, müvekkilinin, davacının başvurusu üzerine ödeme yaparak sorumluluğunu yerine getirdiğini, usule ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin güncellenmesinini gerektiğini, davacının daimi sakatlığının bulunduğu ileri sürülerek müvekkili şirketten sakatlık tazminatı istediğini, özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olmasının gerektiğini, bu nedenle davacının kalıcı sakatlığının olup olmadığının tespitinin gerektiğini, ayrıca sağlık kurulu raporlarının da yönetmeliğe uygun düzenlenmesi gerektiğini belirterek müvekkili aleyhine açılan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiş olduğu görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle 20/05/2016 günü davacının yolcu konumunda bulunduğu ve dava dışı — sevk ve idaresi altındaki—- plakalı —— karışmış olduğu kazada davacının yaralanarak malul kaldığı iddiasıyla açılan maddi tazminat davasıdır.
Mahkememizde yapılan yargılamada —- tedavi evrakları celp edilmiş, hasar dosyası istenilmiş, maluliyet oranının tespiti için dosya—– raporunda davacının —–cetveline göre %14,3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme sürecinin 06/05/2016 tarihinden itibaren 45 güne kadar uzayabileceğinin tespit edildiği görülmüştür. Alınan—- İşlemleri Yönetmeliği’ne göre rapor tanzim edildiği anlaşılmış, kaza tarihi ve poliçe tarihinin 01/06/2015 tarihinden sonra olması ve davalının yönetmeliğe ilişkin itirazları nazara alınarak dosyanın yeniden —- gönderilerek “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” kapsamında yeniden rapor tanziminin yapılması istenilmiş—- raporunda özetle; davacının tüm vücut engellilik oranının %10 olduğu, iyileşme süresinin 06/05/2016 tarihinden itibaren 3 ay kadar uzayabileceğinin tespitinin yapıldığı görülmüştür. Davalı rapora itiraz etmiş ise de; alınan raporun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun biçimde tanzim edildiği ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından itirazlar yerinde görülmemiş ve benimsenmiştir.
Eldeki davada tazminat hesabının yapılabilmesi için dosyamız aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, aktüer bilirkişi —–tarafından hazırlanan 02/01/2020 tarihli raporda özetle; davacının iş göremezlik zararından davalı tarafça yapılan ödemenin güncelleştirilmiş değerinin düşülmesi neticesinde bakiye 24.193,41-TL sürekli iş göremezlik ve 3.902,97-TL geçici iş göremezlik alacağının olduğu, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan ödemenin yeterli olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı rapora itiraz etmiştir.
Bilirkişi tarafından ödeme tarihindeki verilere göre davalının yapmış olduğu ödemenin yeterli olduğu tespit edilmiş ise de; dosyada mübrez hasar dosyasında bir ibraname bulunmadığı anlaşılmış, Mahkememizce——- celsede davalıya ödemeye ilişkin ibraname tanzim edilmiş ise sunması için müzekkere yazılmış, sigorta şirketince Mahkememize verilen 21/07/2020 tarihli yazı cevabında yapılan ödeme konusunda herhangi bir ibraname sulh protokolünün düzenlenmediği bildirilmiştir. KTK 111. Maddenin değerlendirilmesi için öncelikle ibraname tanzim edilmiş olması gerekmekte olup, davadan önce ödeme yapılmış olması KTK 111. Maddenin değerlendirilmesi için yeterli değildir. Hal böyle olunca davacı alacağından davalının yapmış olduğu ödemenin güncelleştirilmiş haliyle mahsup edilerek tazminata hükmedilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Yargılama devam ederken Anayasa Mahkemesi’nin KTK’nın bazı hükümlerinde iptal kararı vermesi sonrası Mahkememizce 19/01/2021 tarihli celsede henüz bu konuda güncel Yargıtay içtihatları çıkmadığından dosyada mübrez Çalışma Gücü Kaybı Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlanmış rapor ve —– alınarak rapor tanzim edilmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi ek raporunda maluliyet yönetmeliklerine ilişkin terditli olarak hesaplama yaparak, —— tablosuna göre, —- yöntemine göre rapor tanzim etmiştir. Bilirkişi ek raporunda —-.yönetmeliğine göre davacının sürekli iş göremezlik bakiye zararının 99.164,81-TL olduğu, Çalışam Gücü..yönetmeliğine göre ise 173.880,47-TL olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı bilirkişinin hesaplama yöntemine itiraz etmiş ise de; —– Sayılı ilamı ve emsal bir çok kararında da belirttiği gibi —- uygulanmasının —– daha uygun olması ve ——- yönteminin kullanılmasının gerektiğini belirtmesi gözeterek rapordaki hesaplama yöntemi mahkememizce güncel içtihatlara uygun olduğundan benimsenmiştir.
Davacı vekilinin 03/09/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile 1.000,00 TL üzerinden belirsiz alacak olarak açtığı davasını, 172.880,47-TL arttırarak 173.880,47-TL olarak talep ettiği görülmüştür. Davacının talebini arttırdığı miktar kaza ve poliçe tarihinde yürürlükte bulunmayan çalışma gücü kaybı.. yönetmeliğine istinaden yapılmıştır. Ne var ki Mahkememiz ara kararından sonra Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’nin KTK hükümlerinin bir kısmında vermiş olduğu iptal kararı sonrası boşluğu doldurduğu, uygulanması gereken yönetmeliğin yine kaza tarihi dikkate alınarak tespit edilmesi gerektiği eldeki davada da bu kapsamda bilirkişice Özürlülük Ölçütü…yönetmeliğine göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulması gerektiği anlaşılmıştır. Nitekim benzer nitelikte iptal kararı sonrası verilen —-. Sayılı ilamı mevcuttur. Hal böyle olunca davacının talep arttırım dilekçesinde yalnızca sürekli iş göremezlik zararını talep ettiği anlaşıldığından taleple bağlılık kuralı gereği, ek raporda Özürlülük Ölçütü..Yönetmeliği kapsamında hesaplanan bakiye 99.164,81-TL sürekli iş göremezlik zararı yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, davalıya sigortalı aracın ruhsat kaydında kullanım tarzı hususi olarak düzenlendiğinden yasal faize hükmedilmiş, davacının davalıya başvuru tarihi dosya kapsamında tespit edilemediğinden davalının ödeme tarihi ile temerrüde düştüğü anlaşılmış ve bu tarihten itibaren faize hükmedilmiş, her ne kadar davacı vekili 21/12/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiş ise de; Mahkememizce hüküm 14/12/2021 tarihinde verildiğinden feragat dilekçesinin ayrı bir ek kararla değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmış, neticeten davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, toplam 99.164,81-TL sürekli iş göremezlik maddi zararının 28/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 6.773,95-TL harçtan davacı tarafından peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 620,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.153,75-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 29,20-TL başvurma harcı, 620,20-TL peşin, tamamlama harcının toplamı olan 649,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.584,90-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre (%57,03 kabul %42,97 ret) olmak üzere 903,87-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine
7—- Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 13.370,66-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8—– Tarifesine göre reddedilen miktar üzerinden davalı vekili için takdir olunan 10.513,04-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.