Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1006 E. 2018/1021 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1006 Esas
KARAR NO: 2018/1021
DAVA : Anonim Şirket Genel Kurul Kararının İptali (TTK m.438, 361,381)
DAVA TARİHİ : 29/08/2016
KARAR TARİHİ : 26/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette % 33,33 oranında azınlık hisseye sahip olduğunu, şirketin kötü idare edildiğini, eşitlik ilkesine aykırı davranıldığını, müvekkilinin haklarının ihlal edildiğini, şirketin zora girdiğini, içinin boşaltıldığının anlaşıldığını, bilgi almak için davalı şirkete 16-05-2016 tarihinde noterden ihtarname gönderildiğini, ancak cevap verilmediğini, bu ihtarnameden sonra müvekkili cezalandırmak için davalı şirket tarafından 28/06/2016 tarihinde noterden satışı yapılan gayrimenkulun bedelinin istendiğini, bu bedelin istenmesinin sebebinin şirket adına kayıtlı gayrimenkulun iiç hissedara eşit oranda (1/3) satılmasından kaynaklandığını, ortakların satış bedelinden ötürü şirkete karşı borçlandırıldığmı, satış bedelinin sadece müvekkilinden talep edilmesinin T.T.K.’nım 357 inci maddesinde düzenlenen eşit işlem ilkesine aykırı bulunduğunu, davalı şirketin 2015 senesine ait olağan genel kurul toplantısını 12-08-2016 tarihinde yapma kararı aldığını, bunun üzerine davalı şirkete 12-08-2016 tarihinde noterden ihtarname gönderilerek genel kurulun ertelenmesinin, gündeme madde ilave edilmesinin, özel denetçi atanmasının ve kötü yönetime son verilmesinin talep edildiğini, ihtarnamenin 09/08/2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı şirketin hiçbir şey yapmadığını, 12/08/2016 tarihindeki genel kurula katılarak bu taleplerin tekrar edildiğini, fakat divan kurulunun gündeme madde eklenmesi talebini de kapsayan tüm talepleri reddettiğini iddia ederek; davalı şirketin 12/08/2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan (gündeme madde eklenmesine ilişkin talebin reddine) dair kararın iptaline, şirketin yapılacak ilk genel kurulunun belirlenen gündemle yapılmasına, şirkete kayyım atanmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şirkete yöneltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde 12/08/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında gündeme madde eklenmesi talebinin reddedildiğini beyan ederek dava açmış ise de, anılan genel kurul toplantısında yönetim kurulu seçimi dışında bir karar alınmadığını, davacının talebi üzerine toplantının ileri bir tarihe ertelendiğini, var olmayan bir kararın iptalinin de istenmesinin mümkün olmadığını, davacının bu davayla ilgisiz bir şekilde tedbir talebinde de bulunduğunu, dava açma hakkını kötüye kullandığını iddia ederek; haksız ve mesnetsiz davanın tüm talepleriyle reddine, yargılama giderleri ve kötü niyetle dava açılması sebebiyle davanın reddini,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini ve HMK 329. maddesi uyarınca belirlenecek disiplin para cezasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Davacı, 12.08.2016 tarihinde yapılan 2015 yılına ait genel kurul toplantısında, gündeme madde eklenmesini, bu maddelerin özel denetçi atanmasına ilişkin olduğu, ancak taleplerinin reddedildiğini belirterek, bu red kararının iptalini ayrıca şirkete kayyım atanmasını talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, genel kurulun davacının talebi üzerine ertelendiğini, istenen belgelerin davacıya iletildiğini, ortada iptal edilecek bir red kararının olmadığını, davacının kötüniyetli olarak ihtiyati tedbir yoluyla açtığı benzer davalarda olduğu gibi bu davada şirkete kayyım atanmasını talep ettiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dava konusu olağan genel kurulun davalı şirketin 2015 yılına ilişkin olduğu, şirketin —– kayıtlarına göre iki ortaklı olduğu,——-TL sermayeli şirkette davacının sermayenin ——TL lik kısmına sahip olduğu, diğer ortak ——-sermayenin —–TL lik kısmına sahip olduğu, genel kurul toplantısında %100 nisapla toplanıldığı,——- üç yıl süreliğine şirketi münferit imzası ile temsil etmeye yetkili olarak yönetim kurul başkanı olarak oy birliği ile seçildiği, finansal tabloların müzakeresine geçildiğinde ise , davacının ertelenmesi talebi üzerine toplantının ertelendiği her iki tarafın da kabulünde olup dosya kapsamı ile de sabittir.
Davacı, dava dilekçesinde TTKnun 438,361,381 maddelerine dayanıldığını belirtilmiş, hukuka aykırı şekilde gündeme madde eklenmesi talebinin reddine ilişkin genel kurul kararının iptalini talep etmiştir.
Şirket defter ve kayıtları, toplantıya çağrı belgeleri, toplantı tutanakları üzerinde incelem yapılmak üzere bilirkişi görevlendirilmiş, bilirkişi raporunda, TTK.nun 446. maddesinde belirtilen iptal sebeplerinin oluşmadığını, davacının madde etlenmesi talebi ile ilgili bir oylama yapılmadığını ve davacının da muhalefet şerhinin olmadığını, iptal davası için yasanın aradığı koşulların oluşmadığını mütalaa etmiştir.
Genel kurul toplantı tutanağında alınan tek karar—– yetkili olarak atanması olup, oybirliği ile alınan bu karar nedeniyle de her hangi bir itiraz yoktur. Davacının finansal tabloları incelemek amacıyla toplantının ertelenmesi talebi haklı olup, toplantı bu doğrultuda ertelenmiştir. Özel denetçi atanıp atanmaması hususunda bir oylama olmamıştır. Bu nedenlerle bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılarak itibar edilmiş, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının bir diğer talebi ihtiyati tedbir mahiyetinde şirkete dava sırasında kayyım atanması olup, davanın asıl konusu kayyım atanması değildir. Tedbir mahiyetinde şirkete kayyım atanması her davada söz konusu olabilirse de, şirketin yönetim organının mevcut olduğu, organsız kalmadığı, yetkilinin davacının da katıldığı oylama ile oybirliği ile seçilmiş olduğu, genel kurulun ertelendiği, davacının özel denetçi marifetiyle incelenmesini istediği evrakları zaten erteleme üzerine inceleme imkanının bulunduğu, bunun dışında gündemi belirleme yetkisinin kural olarak yönetim kurulunda olduğu anlaşılmaktadır. Kayyım atanmasını gerektirir bir durum olmadığından bu yönden bilirkişinin inceleme yapmamış olduğuna dair davacı itirazlarına da itibar edilmemiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2- Alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 26/12/2018