Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/859 E. 2019/1208 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/859 Esas
KARAR NO : 2019/1208
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/08/2015
KARAR TARİHİ : 14/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28.04.2014 tarihinde — poliçe numaralı——— müvekkili şirkette sigortalı bulunan, —- adresinde bulunan—- ———model jeneratörün elektrik devrelerinde meydana gelen kısa devre sonucu tamamen yandığını, meydana gelen yangında ağır hasar gören jeneratörün yetkili servisi tarafından onarıldığını ve onarım gideri olarak 7.620,00 TL’nin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, ödemelere ilişkin banka dekontları ve hasara ilişkin eksper raporları ile teknik servis formunun ekte olduğunu, sigortalısı olan hak sahibinin kazayla ilgili dava ve talep haklarının müvekkili şirkete devredildiğini, kaza ile ilgili dava ve talep haklarına müvekkili şirketin hem TTK Md. 1472 uyarınca hem de temlik beyanlarıyla halef olduğunu, yangına ilişkin hazırlanan eksper raporunda, yangına sebebiyet veren jeneratörün ——den alındığı ve montajının da bu firma tarafindan yapıldığı ve bu firmaya rücu edilebileceğinin açıkça belirtildiğini, bu firmaya gönderilen rücu mektubuna, aynı grubun şirketlerinden olan davalı şirket tarafindan verilen 13.08.2014 tarihli cevabi yazıda, söz konusu jeneratörün kendileri tarafindan satıldığı ve 12.05.2012 tarihinde kendi yetkili servisleri tarafindan ilk çalıştırma işleminin yapıldığının açıkça belirtildiğini, davalı şirketin cevabi yazısında rücu taleplerini reddettiğini, bu nedenle dava açma zarureti ortaya çıktığını belirterek alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir,
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafindan,——– satışına ilişkin olarak hazırlanan teklif mektubunun,————tarafindan 02.04.2012 tarihinde kabul ve imza edildiğini, satışa konu jeneratörün ilk çalıştırma işleminin müvekkili şirket yetkili bayisi ——————— tarafindan 12.05.2012 tarihinde gerçekleştirildiğini, yetki itirazında bulunduklarını, davaya konu jeneratörün ——– 02.04.2012 tarihinde satıldığını, sonrasında iş bu jeneratörün el değiştirdiğini, gerek garanti kapsamında olmaması, gerekse garanti sürelerinin geçmiş olması nedeniyle husumet itirazında bulunduklarını, taraflar arasındaki sözleşmenin garantiye ilişkin 5. Maddesi uyarınca, jeneratör setlerinin teslimattan itibaren 2 sene (şirketlere iş amaçlı yapılan satışlarda 1 sene) veya 1000 çalışma saati (hangisi önce dolarsa) garanti kapsamında olduğunu, garantinin geçerli olması için makinenin ilk çalıştırmasının ————– veya yetkili bayi tarafından yapılmış olması gerektiğini, bu sebeple garanti süresinin 1 yıl olduğunu, jeneratörün teslim alındıktan yaklaşık 2 yıl sonra 30.04.2014 tarihinde meydana gelen yangın nedeniyle, garanti süresi dolduğundan müvekkili açısından herhangi bir sorumluluk gündeme gelemeyeceğini, söz konusu yangının meydana gelmesinde müvekkili şirketin herhangi bir kusuru, ihmali, hatası yahut dikkatsizliğinin söz konusu olmadığını, davaya konu jeneratörün ——— standardına göre üretildiğini, yangın sonrası —– tarafindan düzenlenen teknik servis formunda yangının sebebinin elektrik aksamında, kısa devre olduğunun tahmin edildiğini, bu tespitin tahminden ibaret olduğunu, kısa devrenin ana sebebinin kesin olarak tespit edilemediğini, davaya konu yangının kullanıcı hatasından yahut müşterinin alçak gerilim dağıtım panosundan kaynaklanabileceği gibi, başka birçok sebepten çıkabileceğini, davacının müvekkili şirkete konu yangınla ilgili herhangi bir ihbarda bulunmadığım belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle; davacı sigorta şirketine sigortalı işyerinde bulunan jeneratorün 30/04/2014 tarihinde yanması ve bu kapsamda meydana gelen hasarın dava dışı sigortalıya ödenmesi neticesinde davalı satıcıdan kusuru oranında hasar bedelinin tahsili istemli rücuen alacak davasıdır.
Dosya kapsamından davacı tarafından dava dışı sigortalısına 15/07/2014 tarihinde ödeme yapıldığı, dava dışı ——- servis formunun 16/05/2014 tarihli olduğu, davacı tarafından davalı yana 05/08/2014 tarihinde iadeli taahhütlü mektup yollanarak sigortalıya ödenen bedelin taraflarına ödenmesini istediği, davalı tarafından davaya konu jeneratörün dava dışı ———— satıldığı, davalı tarafından —– teklif mektubu gönderildiği, teklif mektubuna göre şirketlere iş amaçlı yapılan satışlarda bir sene veya 1000 çalışma saati garanti verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı taraf husumetinin bulunmadığını beyan etmiş ise de, jeneratörün garanti vereni konumunda bulunduğundan husumet itirazı yerinde bulunmamıştır. (Yargıtay ——. HD’nin 2017/2158 E. 2018/4238 K. Sayılı ilamı özetle: Davalı —–. satıma konu aracın imalatçısı ve ana satıcısı olduğundan ve üretilen araca garanti verdiğinden davacının bu davalıya husumet yöneltmesi mümkündür.)
Mahkememizin 15/11/2016 tarihli duruşmasında davalının tanığı dinlenmiş olup,
-Tanık —— çalışan teknisyen olduğunu, jenaratörün elektrik kesildiğinde otomatik devreye girdiğini, panoda meydana gelen kısa devreden veya jenaratörün eski olmasından kaynaklanabileceğini, dava açıldıktan sonra sigorta ve sigorta poliçesinden haberlerinin olduğunu, bu jenaratörün 2012 Mayıs ayında alındığını, o zamandan beri kullanıldığını, jenaratör ile ilgili geri dönüş olmadığı için kontrollerini yapmadıklarını, günlük ve haftalık kontrollerini müşterinin kendisi yapması gerektiğini, eğer bakım yapılmazsa bundan kaynaklanan da bir yangın da olabileceğini fakat net olarak bu konu ile ilgili bilgisinin olmadığını, varsayımlara ilişkin düşünceleri olduğunu” beyan etmiştir.
-Tanık —— jenaratörlerden sorumlu servis müdürü olarak çalıştığını, dava açılmadan önce kendilerine herhangi bir başvuru olmadığını, dava açıldıktan sonra konu ile ilgili bilgilerinin olduğunu, fotoğrafları incelediklerini ve anladıkları kadarı ile kullanıcı hatasından kaynaklanabilir olduğunu ya da kullanım şeklinden kaynaklanabileceğini, kendilerine ya da servise başvurarak montaj yapılması gerektiğini, kendilerine başvuru sağlanmadığını, ——- belgeli olduğunu ve usullere uygun olduğunu, hala aynı firmada çalıştığını, 8 yıldır —– çalıştığını ve bu olayın 2 kere başına geldiğini” beyan etmiştir.
Mahkememizce Van—–Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak davacı tanığı ——-dinlenilmesi istenilmiş, talimat ikmal olunarak Mahkememize iade edilmiştir. Dinlenen tanık ifadesinde: ” Sözü edilen tarihlerde —- olarak çalışmakta olduğunu, yanan jenaratörün tamirini kendilerinin yaptığını, jeneratörün iç devreleri, motor aksamı ve elektronik bölümleri, panel kısmı tamamen yanmış oluduğunu, jeneratördeki yanma jeneratörün bulunduğu binadaki elektriğin kısa devre yapmış olması nedeniyle gerçekleşmiş olabileceği gibi jeneratörün akü kutup parçalarının gevşek olmasından da kaynaklanmış olabileceğini, bu yanma durumunun tam olarak hangi nedenden kaynaklandığını tespit etmesinin mümkün olmadığını, jeneratörü tamir edip sahiplerine teslim ettiklerini, hatırladığı kadarıyla tamirat ücreti 8.000,00 TL’yi geçmiş olabileceğini,” beyan etmiştir.
Mahkememizce ——— Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak davacı tanığı ——– dinlenilmesi istenilmiş, talimat ikmal olunarak Mahkememize iade edilmiştir.Tanık ifadesinde: “İş yeri sahibi olduğunu, jeneratör ——— olduğunu,yangın sonucunda haklarını talep ettiklerini, kendilerinden bazı evraklar istediklerini, evrakları gerekli yere verdiklerini, yangın sonrasında itfaiye geldiğını, bu hususta da bir rapor tutulduğunu, bu raporu da sigorta acentesine verdiklerini , bu konu hakkındaki bilgibinin bundan ibaret olduğunu” beyan etmiştir.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi incelemesi yapılması yönünde ara karar oluşturulmuş, Mahkememizce re’sen seçilen bilirkişi heyetinin 29/07/2019 tarihli raporunda özetle: “Dosya kapsamından davacının ayıba bağlı zarar tazmin hakkını kullanmış olduğu, yangın olayının meydana geldiği anda elektriğin kesilmiş olduğu, jeneratörün devreye girmesi gereken anda yangın çıktığı, yangının jeneratörün elektrik aksamında meydana gelen bir kısa devreden kaynaklanmış olabileceği, zira şehir şebekesinde elektrik bulunmaması nedeniyle yangının başlangıcının bina tesisatından kaynaklanmasının mümkün olmadığı,bu nedenle dava konusu yangın olayının, jeneratörün elektrik tesisatında meydana gelen kısa devreden kaynaklanmış olabileceği, somut olayda yangının tarihinin 28/04/2014 olup, yanan ——- tarihinde tamir edilmiş, 05/08/2014 tarihinde tamir bedeli davalıdan talep edilmiiş olup, bu tarihler arasında gizli ayıbın süresi içinde ihbar edilip edilmediğinin Mahkemenin takdirinde olduğunu, ayıp ihbarının süresi içinde yapılmış olduğu sonucuna varılacak olursa davacının halef olduğu alacak nedeniyle tamir bedeli talep edebileceği, sonuç ve kanaatine varılmıştır” şekline raporu mahkememize sunmuşlardır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde taraflarına süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarı yapılmadığını beyan etmiş olup, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir.TTK’nın 23. Maddesi: “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. ” hükmünü haizdir. TBK’nın 223. Maddesi ise : “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” hükmünü haizdir.
Eldeki dava ayıp nedeniyle satıcının sorumluluğuna ilişkin olup, TBK’nın 223. Maddesi gereği ayıp olağan gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak nitelikte bulunduğunda yani gizli ayıp niteliğinde olduğunda, gizli ayıp ortaya çıktığı anda derhal satıcıya bildirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Dosya kapsamından, dava dışı sigortalı tarafından davalı yana ayıba ilişkin yapılan bir ihbar bulunmadığı gibi, davacı tarafça en geç ekspertiz raporunun düzenlendiği 03/06/2014 tarihinde hasarın davalı kusurundan meydana geldiğinin yani sorumlunun tespit edildiğinin kabulü gerekir. Nitekim davacı tarafça yapılan ödeme de 15/07/2014 tarihli olup, hasarın giderilmesi için davalı yana ödeme tarihinden itibaren 20 gün geçtikten sonra başvurulmuştur.Her ne kadar TBK 223. Maddesi ayıbın hemen bildirilmesi gerektiğini düzenleyerak ayrıca bir süre belirtmemiş ise de, eldeki davada davacı taraftan beklenen makul sürenin aşıldığı hasarın gizli ayıp niteliğinde davalının sorumluluğunda olduğunun öğrenildiği ekspertiz rapor tarihinden bir ay geçtikten sonra ihbarda bulunulduğu, bu nedenle davanın ayıp ihbarının süresinde olmaması sebebiyle reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır. Öte yandan davalı yanca ürüne garanti verilmesinin ayıp ihbarı yapılma zorunluluğunu kaldırıp kaldırmayacağının tartışılması halinde ise, satılan mal için garanti verilmesinin ayıp ihbarının süresinde yapılması külfetini ortadan kaldırmayacağı kanaatine varılmıştır. Nitekim Yargıtay — Hukuk Dairesi’nin ——Sayılı ilamında açıkça: “Satılan mal için 10 yıllık garanti verilmesi ayıp ihbarının süresinde yapılması külfetini ortadan kaldırmaz. Bu nedenle süresinde yapılan bir ayıp ihbarı bulunmadığı gözetilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesi ile ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davanın satıcının sorumluluğuna dayalı ayıp nedeniyle rücuen tahsil talepli tazminat davası olduğu, davalı tarafından dava dışı ——– satılan jeneratörün 30/04/2014 tarihinde hasar gördüğü ve davacı yanca sigortalısına hasar bedelinin ödendiği anlaşılmış, bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmakla dava konusu jeneratörde meydana gelen ayıbın gizli ayıp niteliğinde bulunduğu TBK 223. Maddesi uyarınca gizli ayıbın ortaya çıktığının anlaşıldığı tarihten itibaren derhal davalıya bildirilmesi gerektiği ancak davacı yan tarafından davalı yana ayıp ihbarında bulunulmuş olsa da; ihbarın süresinde yapılmamış olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ayıp ihbarının süresinde olmaması nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harcın peşin alınan 130,14-TL harçtan mahsubu ile artan 85,74-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 30,10-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden———–gereğince hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.