Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/858 E. 2021/1181 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/858 Esas
KARAR NO: 2021/1181
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/08/2015
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN — DOSYASINDA:
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/11/2015
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf ile ticari ilişkinin, öncelikle — arasında gerçekleştiğini, daha sonra —–devrolunduğunu, borçlunun borcunu ödememesi nedeniyle icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin tebliğ edildiğini ve borçlu vekilince itiraz edildiğini, itirazlarında herhangi bir borçlarının bulunmadığına ilişkin faize ve diğer ferilerin tümüne itiraz ettiklerini, yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı tarafın müvekkiline borçlu olduğunu,—— sayılı ilamı ve bilirkişi raporları ile de sabit olduğunu, davalı sorumluluğunda olan ve ödemesi gereken —– dahi ödemediğini, tüm bu bedellerin müvekkil hak edişlerinden kesildiğini, davalının borçlarının müvekkil tarafından ödendiğini, müvekkilinin davalı tarafa fazlaca ödemeler yaptığını, bu ödemelerin gerek çeklerle gerekse banka yolu ile elden ödendiğini, fazlaca yapılan bu ödemelerin ve müvekkil şirket alacaklarına dair bilgi ve belgelerin——sayılı dava dosyası içerisinde yer aldığını, davalı tarafın bildirdiğinin aksine ticari ilişkiye konu edilen dönemden kaynaklı müvekkilinin davalı tarafa bir borcu bulunmadığını, alacaklarının bulunduğunu,——-sayılı ilamı ve dosyadaki bilirkişi raporları ile müvekkil şirketin alacaklı olduğunun sabit olduğu, dava dosyasının —- temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, karşı tarafın icra dosyasına yaptıkları itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın, haksız ve takibi geciktirmeye matuf olduğunu açıklanan nedenlerle borçlunun icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın % 40’ından aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve karşı dava dilekçesinde özetle; Davacının açmış olduğu davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili ile —- taşeron sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede hüküm altına alınan — hakedişte kesinti yapılacağını ve davacı tarafından bloke konulacağını, — bitiminden sonra —- sonrasında teminatın iade edileceğinin kararlaştırıldığı, müvekkilinin işleri eksiksiz yaptığının— kesildiğini, toplamda —- banka kanalıyla ödeme yapıldığını, —- altı taş yünü giderinin hakedişine yansıtılmadığını, üniversitede çıkan yangın nedeniyle ek ilave işçilik yapıldığını, ağır çelik için sözleşmede belirtilmemesine rağmen takribi imalat ve montaj yapıldığını Davacının müvekkilinden gerçekte alacaklı olmadığını, dava dışı—- müvekkilinin açmış olduğu —- dosyasında dava dışı firma hakkında son hak edişe ilişkin kısmı faturasının reddi esasına dayandığını, ancak dava dışı firmanın müvekkilnin kesmiş olduğu faturayı defterine işlemediğini, müvekkiline borcu olmasına rağmen defter kayıtlarına kasti ve kötüniyetli olarak müvekkilinin kendisine — borcu müvekkilinin ise—- alacaklı olduğunu, dava dışı firmanın —- alacaklı olduğu esasına dayandığını, gerçekte dava dışı firmanın müvekkiline bu konuda karşı dava açtıkları sebeplerle bilirkişinin kasti olarak yanıltıldığını, yanıltma sebebinin müvekkilinin alacaklı olmasına rağmen —- müvekkilinin borçlu gösterildiğini, müvekkilinin dava dışı firma ile yapmış olduğu taşeronluk sözleşmesi olduğunu, bu sözleşme gereği edimini kusursuzca bitirdiğini, bunun için — fazla personel istihdam ettiğini, ancak yapmış olduğu ücreti alamadığını, müvekkiline iddia — çekin dava dışı müvekkilinin işini üstlendiği —— tarafından şirket nam ve hesabına çekildiğini, şirket hesabına bu paranın verilmemesi halinde bu şahsın davaya dahil edilmesini talep ettiğini beyanla asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, hukuki niteliği itibariyle taraflar arasında akdedilen — taşeronluk sözleşmesi kapsamında davacının davalıya fazla ödeme yaptığı iddiasıyla fazla ödemeye istinaden başlatılan—– yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir. Birleşen dava hukuki niteliği itibariyle sözleşme gereği kesilen teminatların iadesi, ek işler ve hesaplanmayan hak edişlerin tahsili istemli alacak davasıdır.
Davacı dava dilekçesinde itirazın tümden iptalini talep etmiş ancak —- üzerinden harç yatırmış olup, Mahkememizce —- numaralı celsede itirazın iptali talebi yönünden takip değeri kadar harç yatırması için davacı vekiline süre verilmiş, kesin sürede harcın yatırıldığı anlaşılmıştır.
Karşı davanın süresinde açılmadığı anlaşılmış, HMK düzenlemesi gereği süresinden sonra karşı dava açılması hâlinde, mahkeme davaların ayrılmasına karar verileceğinden mahkememizce karşı davanın ayrılmasına karar verilmiş, yine her iki dava arasında bağlantı olması sebebiyle birleştirilmesine karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden netice-i talepte herhangi bir miktar belirtilmediği anlaşıldığından Mahkememizce davacıya talep sonucunu belirtip eksik harcı yatırması için kesin süre verilmiş, birleşen dosyası sunmuş olduğu beyan dilekçesinde teminat kesintisi yönünden— — olduğunu bildirmiştir.
Taraflar arasında bu davadan önce —- Sayılı dosyası da mevcut olup, incelenen dosyada asıl dava davalısının —- fatura üzerinden başlattığı takibe itirazın iptali davası açtığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde: “.. Davalı kayıtlarında yer alan davacının son hak ediş faturası—– tarihlidir. Ancak, davacı yanın sunduğu —–sebebiyle, davacının son hak edişten sonrada inşaata devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu tutanakla—belirtilen eksiklerin tamamlanması şartıyla teslim alınmıştır. Ancak, davacı bilahare bu eksiklikleri de tamamladığına dair yazılı bir kanıt sunamamıştır. Öte yandan, icra takibine konan — bedelli fatura davalı kayıtlarında yer almayıp, davacının son tutanağı —– tarihli olması ve işin bu tarihte teslim edildiğinin tutanağa geçirilmesi karşısında — maddesi gereği faturanın bu tarihten itibaren —gün içinde kesilmemiş olması sebebiyle geçersizdir. Diğer yandan, teslim tutanağından sonra yapılan bir işte iddia edilmemiş, ispat edilmemiştir. Davacının dayandığı davalı tarafın kayıtlarına göre ise, davacının—- hak ediş alacağı, bunun karşısında davalı tarafın — çekle yapılan ödeme, sözleşme gereği davacı yanca yapılması gerekirken davalının yaptığı —– ödeme yapılmış görülmektedir. Davacı vekili her ne kadar çeki tahsil etmediklerini bildirmiş ise de, çekin bankadan gelen kayıtlarından davacının adına kesilmiş oluşu; onun cirosu ile tedavüle çıktığı ve bankadan ciro silsilesi ile 3. bir kişi tarafından çekildiği anlaşıldığından bu itiraza itibar edilmemiştir. Davacının, dava dilekçesinde, ispat için dayandığı davalı şirket kayıtlarından davalının borçlu olmadığı, tersine —-fazla ödemesi bulunduğu; davacının—— bedelli faturadan dolayı alacağının kaldığını iddia edişi, fatura gereği iş teslimi ispatlanamamışsa da, bir an için gerçekleştiği kabul edilse bile davalının yine de fazla ödemesinin söz konusu olacağı nazara alınarak, davanın reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği ve kararın onandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce banka hesap hareketleri, birleşen dosya davacısının açmış olduğu —– Numaralı dosyası, —– celp edilmiş, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla bilirkişiden rapor alınmış olup, mali müşavir bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle; davacıya ait ticari defterlerin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı yanın ticari defter ve kayıtlarına göre davalıya — fazla ödeme yapmış olduğu, davalının defterlerini sunmadığı tespit edilmiştir. Görüldüğü üzere bilirkişice davacının toplam —- tutarında fatura düzenlendiği tespit edilmiş olup, davalı/birleşen dava davacısının —-ödeme yapıldığı iddiasına katılmak mümkün olmamıştır. Zira davalının kabulüne olan ödemelerin yanı sıra celp edilen —- dosyasında da Mahkememizde rapor tanzim eden bilirkişice tespit edilen davacı ödemelerinin tamamı mevcut olup, —- ispatlandığı kanaatine varılmıştır. Birleşen davalının iddiaları kapsamında değerlendirme yapılması amacıyla bilirkişi heyeti oluşturulmuş, Bilirkişi heyeti —— alacaklı olduğunun tespit edildiği, karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede dosya kapsamında imzalı onaylı hakedişler olmadığından yapılan ödemenin ve sözleşme gereği kesilmesi gereken ——– teminat tutarının toplamının hesap edilemediği, herhangi bir metraj, hakediş , tutanak, tartı tutanağı, ataşman ve buna benzer hesap yapmak için gerekli teknik bilgi ve belgeler olmadığından —–yünü giderinin, yangın sonrası işçilik bedelinin hesaplanamadığı, fazladan yapılan işlerin tutanakta olmaması sebebiyle ağır çelik hesabının yapılamadığı” içeriğinde raporunu ibraz etmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı taraf rapora itiraz etmiş, davalı asil —– numaralı celsede hazır bulunduğundan beyanını almak gerekmiştir. Zira asıl dosya davalısının birleşen davadaki taleplerinin —-geçerek kesinleşen—–tarihli fatura ile örtüşüp örtüşmediği yani bu davadaki taleplerinin yargı incelemesinden geçip geçmediği belirsizdir. Zira fatura içeriğinde açıklama bulunmamaktadır. Davalı asil duruşmada —— tarihli faturada ağır çelik işinin bulunduğunu beyan etmiştir. Böylelikle bu talebin kesin hüküm sebebiyle usulden reddi gerektiği anlaşılmış ve reddine karar verilmiştir. Mahkememizce davalının diğer talepleri yönünden —– müzekkere yazılmış ve belge bulunmadığı belirtilmiş ise de; dosyanın gelinen aşaması itibariyle diğer talepler yönünden de ek rapor alınmaması gerektiği kanaatine varılmış ve bilirkişi ara kararından dönülmüştür.
Davacı/birleşen dosya davalısı birleşen dava yönünden zamanaşımı itirazında bulunmuştur. —— sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar —- yıllık zamanaşımına tabidir. Zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarih itibariyle başlar ve yapılan ödemeler/borcu ikrar veya açılmış bir dava/icra takibi zamanaşımını keser.
Davalı/birleşen dava davacısı tarafın taleplerinden biri teminat iadesidir. Sözleşmenin 10. Maddesinde:”Her hakedişte işin —- teminat olarak kesilecektir. İş bitiminden şantiye tesliminden —- gün sonra teminat açılacaktır.” düzenlemesi mevcuttur. Dosya kapsamında —– şantiye teslim tutanağı mevcut olup, teslim anında bir çok eksiğin de listelenerek işverene teslim edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda teminat iadesi alacağının muaccel olduğu tarih —- tarihidir. Alacağın zamanaşımına uğrama tarihi ise —– tarihinden sonrasıdır. Davacı tarafça yapılan bir takım ödemelerin bu alacağın zamanaşımını kestiği kabul edilirse son ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren— yıllık süre yeniden işlediğinde alacağın — tarihinden sonra zamanaşımına uğradığı, davalının birleşen davasını ise —- tarihinde zamanaşımı dolduktan sonra açtığı kanaatine varılmış ve bu talebin reddi gerekmiştir.
Yine yangın nedeniyle ilave işler yönünden davalı/birleşen dosya davacısı asil beyanında — sonunda yangın çıktığını ve—davacının kısmi ödeme yaptığını beyan etmiştir. Bu durumda— işin tamamlandığı anlaşıldığından davalı lehine son ödeme tarihi de nazara alınarak —– tarihinden sonra zamanaşımına uğrayacağı anlaşılmıştır. —-yünü gideri de aynı şekilde son ödeme tarihinden —- geçtikten sonra dava açıldığından zamanaşımına uğramıştır. Hal böyle olunca birleşen davada taleplerden biri yönünden kesin hüküm, diğerleri yönünden zamanaşımından davanın reddi gerekmiştir.
—- açılan dava faturadan kaynaklı itirazın iptali davası olup, eldeki davanın konusu olan zamanaşımına uğramış alacaklar—– tarihli fatura içeriğiyle aynı olmadığından açılan o davanın eldeki birleşen davadaki talepler yönünden zamanaşımını kesmesi de mümkün değildir.
Asıl dava davacısının alacağı bilirkişice —- olarak tespit edilmiş olup, Davalı taraf —-tekrardan davacı tarafa cirolandığını, çekten hiç yararlanmadığını bu nedenle bu bedelin düşülmesi gerektiğini beyan etmiştir. Mahkememizce çeke ilişkin —- Numaralı dosyası celp edilmiş, incelenen dosyada davacı şirket yetkilisi ve çalışanlarının savcılık ifadesinde çekin davalı çalışanlarının sigorta primlerinin ödenmesi için davacı tarafça davalı lehine cirolandığı ancak — ve ödeme yapılmadığından tekrar bedelinin davacı şirket muhasebesine getirildiği ikrar edilmiştir. Bu durumda çek bedelinin davalı yararlanmadan tekrar davacı kasasına girdiği nazara alındığında — fazla ödemenin içinde — bulunduğundan davacının alacağından bu miktarın düşülmesi gerektiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca davacının fazla ödeme yaptığını iddia ettiği miktar — hesaplanmıştır. Bu çek yönünden davalı/birleşen dosya davacısı — dosyasında da bedelini almadığını iddia etmiş ve Mahkemece iddiasına itibar edilmemiş ise de; —- dosyasının davada celp edilmediği, yine mahkemenin eldeki dava davacısının fazla ödeme yaptğına ilişkin gerekçesi yanında davacı— fatura konusu yapılan işi ispatlayamadığı gerekçesine dayandığı ve bu haliyle kararın — geçerek kesinleştiği anlaşıldığından —– ödemesini aşar biçimde ödeme yapması sebebiyle davanın reddedilmediği, ret yönünde Mahkemenin başka gerekçeleri de olduğu, çek bedelinin düşülmemesi gerektiği yönünde mutlak kesin hüküm olmadığı kanaatine varılmış, asıl davada davacının takipten önce davalıyı temerrüde düşürdüğü de ispatlanamadığından işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiş, neticeten davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
A)Mahkememizin —– yönünden:
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile, —- sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin—- asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar —– değişen azalan oranlarda ticari avans faizi yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.098,28-TL harcın, 27,70-TL peşin harç, 1.365,00-TL tamamlama harcı toplamından oluşan 1.392,70-TL harçtan mahsubu ile artan 294,42-TL harcın kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından harcanan 27,70-TL başvuru harcı, 1.098,28-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.125,98-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 2.448,10-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%19,72 Kabul, %80,28 Ret) 482,77-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan harcamalar birleşen dava yönünden yapıldığından lehine yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen kısım yönünden davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 9.309,58-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
B) Birleşen Mahkememizin——- sayılı dava yönünden;
1-Birleşen davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 983,50-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 924,20-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 8.320,82-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere her iki taraf vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 02/11/2021