Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/749 E. 2020/646 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/749 Esas
KARAR NO : 2020/646 Karar
DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 08/07/2015
KARAR TARİHİ : 29/09/2020
YAZIM TARİHİ : 30/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağı karşılığı aldığı ve hamili bulunduğu, —- seri nolu —- tarihli —- tarafından keşide edilen çekin müvekkilinin rızası olmadan elinden çıktığını, müvekkilinin rızası hilafına elinden çıkan iş bu çekle ilgili olarak —– dosyası ile çek iptali davası açıldığını ve ——– sayılı dosyası ile davalı tarafından icraya konulması sebebiyle istirdat davası açma hakları saklı kalmak kaydı ile çek iptali davasından feragat edildiğini, ayrıca müvekkilinin sahte imzası kullanılarak çek ciro silsilesinin davalıya geçtiği, bu nedenle sahte olarak tanzim edilen bu çekler için —– sayılı dosyası ile imza itirazını içerir dava açıldığını, müvekkili tarafından çekin rızası hilafından elin çıkması sebebiyle —–nolu dosyası ile şikayette bulunulduğunu, çeki elinde bulunduran davalının çeki hukuka uygun bir ciro silsilesi ile almadığından davanın kabulü ile — şubesinin — seri nolu — tarihli, — tutarlı—— tarafından keşide edilen çekin istirdadına, borçlu olmadığının tespitine, müvekkili aleyhine başlatılan takibin tedbiren dava sonuna kadar durdurulmasını, çek keşidecisi tarafından dosyaya para ödenmesi durumunda dosyaya yatacak paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptının —- tarihinde tebliği olmuş ancak davalı tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı vekili —– tarihinde vermiş olduğu Dilekçesi ile; müvekkilinin son ciranta ve iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, dava konusu çeki kendisinden önceki ciranta ——— mal alış verişi karşılığı aldığını, dava dışı keşideci şirket yönünden icra takibinin durdurulmasının hukuken kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin çeki ticaret karşılığı aldığı, çek üzerinde davacı kaşesi üzerinde bulunan imzanın davacıya ait olup olmadığını denetlemesinin mümkün olmadığını, çek keşidecisi ile davacının birlikte hareket ettiğini, Mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılmasını, haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davacının rızası dışında elinden çıkan ——– seri nolu —- tarihli —– tarafından keşide edilen çekin istirdatı ve borçlu olmadığının tespiti için dava açılmış olup, anlaşmazlık konusunun menfi tespit ve çekin istirdadına ilişkin bulunmaktadır.
İcra dosyasının incelenmesinde; —- vekili tarafından ; davacı ile birlikte takip borçlusu —- aleyhine — asıl alacak, —çek tazminatı, —işlemiş faiz olmak üzere toplam —– çek karşılığı alacağın tahsil tarihine kadar işleyecek % 15 faizi, masraf , vekalet ücreti ile tahsili talebi ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davacı/takip borçlusuna —-tarihinde tebliği edildiği görülmüştür.
Mahkememizin —tarihli ara kararı ile; —– dosyasından yürütülen takibin takip borçlusu——– yönünden %15 teminat yatırılması koşulu ile durdurulmasına karar verilmiştir.
—– nolu dosyasında, kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, bu karara itiraz üzerine ———- dosyası üzerinden itirazın reddine kesin olmak üzere karar verildiği görülmüştür.
Dosya konusunda uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda, davalının kanuni ticari defterleri kendi adına delil vasfına olduğu, davalı çeki teslim aldığı ——– fatura düzenlendiği, Davalı düzenlendiği fatura karşılığında —- çek tahsilatın da bulunduğu ve tahsilat makbuzu düzenlendiği, Davalının —– çek için düzenlendiği tahsilat makbuzu her ne kadar yevmiye defteri kayıtlarında bulunmasa da davalının çeki kendisine ciro eden—– fatura kestiği ve yevmiye defterine işlediği, dosya içerisinde bulunan çek fotokopisinin arka yüzü incelendiğinde davalının fatura kestiği —- şirket kaşesi üzerine imza edilerek ciro edildiği, Davalının —— şirketine fatura kestiği ve söz konusu çeki ticari ilişki çerçevesinde aldığı, şeklinde raporunu sunmuştur.
Bilirkişiden ek rapor alınması yoluna gidilmiştir—- tarihli Bilirkişi Ek Raporunda; Davacının kendisine davaya konu çeki keşide eden—— söz konusu çek karşılığında düzenlediği herhangi bir fatura bulunmadığı, Davalının çeki ciro yoluyla teslim aldığı —– tutarında fatura düzenlediği, Davalı —- şirketine düzenlediği fatura karşılığında, davaya konu —– nolu —-çek tahsilatında bulunduğu ve tahsilat makbuzu düzenlediği, dosya içerisinde bulunan dâvaya konu çekin arka yüzü incelendiğinde davalının kaşesi ile kaşe üzerinde imza ve çeki davalıya veren—- kaşesi ile kaşe üzerinde imza bulunduğu, —- Sayılı verdiği kararı ile davaya konu olan —- nolu —-vadeli —- tutarındaki çekte birinci ciro imzasının davacıya ait olmadığı davalının imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olmadığı yönünde karar verildiği, şeklinde rapor sunulmuştur.
—– sayılı dosyası getirtilerek incelenmiştir. Anılan dosyada, —–tarihli Raporda; İnceleme konusu çekte yer alan 1.ciro imzası —-mukayeseli imzaları arasında farklılıklar bulunduğu, 1.ciro imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasla —- ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu dosyada Mahkemenin ——sayılı kararı ile davanın kabulüne, takibin —- durdurulmasına karar verilmiştir. Anılan tespit yeterli görülmekle Mahkememizin —– tarihli ara kararı ile————sayılı dava dosyasında dava konusu çeke ilişkin imza inclemesi yapıldığından bu hususta mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek bulunmadığına karar verilmiştir.
Çek, Türk Ticaret Kanununun 780 ila 823 maddeleri ile 5941 sayılı Çek Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılan tebliğlerle düzenlenen bir kıymetli evraktır. Türk Ticaret Kanununun 818. maddesinin yaptığı atıflar çerçevesinde poliçeye ilişkin hükümlerin uygulanması kabul edilmiştir. Çek bir kıymetli evraktır. Her kıymetli evrak gibi çek te bir hak içerir ve bu hak çeklerde bir alacak hakkıdır. Çeke bağlanmış olan alacak hakkının istenebilmesi için çekin ibrazı şarttır. Başka bir kişiye devri de ancak çekin devri yoluyla sağlanabilir. Çek diğer kambiyo senetleri olan poliçe ve bono gibi, kanunen emre yazılı bir kıymetli evraktır. Kanunen emre yazılı olduğu için “emre” kaydını kapsamadan bir kişi adına düzenlenen çek de emre yazılı sayılır. Çekin nama ve hamiline yazılı olarak düzenlenmesi de mümkündür. Çek, Kambiyo senetlerinden olup tek başına bir alt ilişkiye bağlı olmaksızın hak ve borç doğuran belgelerdendir. Kanunen bir ödeme aracı olduğundan neden ve niçin ödenmeyeceğini iddia eden tarafın bu iddiasını somut delillerle ispat etmesi gerekmektedir.
TTK’nın 790. maddesi uyarınca; Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Aynı Kanunun 792. maddesi uyarınca; Çek, her hangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı, ister ciro suretiyle devredilebilen bir çek sözkonusu olsun, hamil hakkını 790 nci maddeye göre ispat ettiği takdirde, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü bulunmaktadır. Anılan düzenleme ile çekin kaybolması hâlinde çeki elinde bulunduran hamile ancak çeki kötü niyetle iktisap etmesi ya da iktisapta ağır kusuru bulunması hâllerinde geri verme mükellefiyeti getirilmiştir. Bu haller dışında çeki elinde bulunduran hamil geri verme mükellefiyetinde olmadığı gibi çeki elinde bulundurmasından kaynaklanan yasal haklarını kullanma olanağına da sahiptir.
Somut olayda davacı kaşesi üzerine atılı 1.ciranta imzasının, mevcut mukayese imzalarına kıyasla, davacı eli mahsulü olmadığı bilirkişi incelemesi ve mahkeme kararı ile tespit edilmiş bulunmaktadır. İmza inkarı mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebilecektir. Dolayısıyla çeke dayalı olarak yapılan icra takibinin davacıya yöneltilmesinin yerinde bulunmadığı, takip konusu edilen çek dolayısıyla davacının davalıya borcunun bulunmadığı kanaatine varılmakla davacının anılan takip dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Bununla birlikte çekteki ciro zincirinin muntazam ve görünüş itibariyle bir eksiliğinin bulunmaması, davalının takip konusu çeki ticari nitelikteki mal alış verişi neticesi elde ettiğinin bilirkişi tespiti ile ortaya konulması ve ayrıca davalının dava konusu çeki iktisapta kendisine yüklenebilecek bir kusurunun bulunduğunun dosya kapsamındaki mevcut delil durumuna göre söylenemeyeceği hususları gözönünde bulundurularak ve yukarıda zikredilen yasal düzenlemeler uyarınca davacının dava konusu çekin istirdadına yönelik talebinin reddine, bu kapsamda verilen tedbir kararının kaldırılmasına, karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-A)Davacının davasının kısmen kabulü ile; —- Şubesine ait keşidecisi —– çek seri nolu —– tarihli —- miktarlı çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
B) Davacının çekin istirdadına ilişkin davasının reddine,
2-Mahkememizin —- tarihli ara kararı ile dava dışı —- sayılı dosyasında davacıyla birlikte takip borçlusu olan —— lehine konan tedbirin kaldırılmasına,
3- Alınması gerekli 2.390,85-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 597,72-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.794,13- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 27,70-TL. başvurma harcı, 597,72- TL peşin harcın toplamı olan 570,02- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 926,85-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2020