Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/604 E. 2018/132 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/805 Esas
KARAR NO : 2018/149
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/12/2014
KARAR TARİHİ : 23/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eşinden boşanmış olduğunu, çocukları ile izmitte kirada oturmakta ve evlere temizliğe giderek geçimini sağlamaya çalışan bir bayan olduğunu, boşanmadan önce hem çalışarak ve hem de boşandığı eşinin desteği ile kötü günlerinde kendisi için bir güvence olması amacı ile tasarruf ederek biriktirmiş olduğu 3.886,84 EURO’yu değerlendirmek amacı ile …….na yatmış ve kurum batınca müvekkiline alacağını bir türlü ödemediklerini ve zorda olan durumunu iyice zorlaştırdığını, defalarca …… kurumundan alacağını almak için gittiğini ve her seferinde eli boş döndüğünü, son olarak 11/05/2011 senesinde, davalı borçlu müvekkiline sözleşme imzalamış ve davalı borçlunun sözleşme ile borcu üstlenmiş olduğunumüvekkilinin de bunu kabul ederek davalıya sözleşme imzalamış olduğunu, davalı müvekkiline karşı borçlu konumuna geçmiş ve tasfiye halindeki ……..’ın kendisine ibra ettirdiklerini, müvekkilinin tahsili olmayıp bu tür sözleşmelerden de hiç anlamayan biri olarak ”sana iyilik yapalım bari” denilmesi üzerine bir an için alacağına kavuşacağını umarak önüne konulan bu sözleşmeyi imzaladığını, davalının borcunun yüklendikten sonra alacaklı müvekkili ile yapmış olduğu söz konusu borcu yüklenmes sözleşmesinden sonra yine sözleşme içerisinde 2 ve 3 sayfalarda davalı borçlunun müvekkiline ödeme planı çıkartmış ve borcunun takside bölerek her bir taksiti vadesi gelince ödemeyi kabul ve taahhüt etmiş olduğunu, yine müvekkilinin ilk taksidi ödeyeceği 28/01/2012 tarihinden bu yana oyalanmış ve kandırılmış ve bu güne kadar 1 kuruş para ödenmemiş oludğunu, bunun üzerine müvekkilinin artık dayanacak gücünün kalmadığını ve son çare olarak borcu yüklenen davalı borçluya icra takibine geçtiğini, maalesef davalı borçlu sözleşme gereği borcunun ödemek yerine haksız ve kötü niyetli bir şekilde borca ve yetkiye itiraz ettiğini, sözleşmeye göre davalı borçlunun ikematgahının Pendik olduğunu, icra dosyasından tebligatın da bu adrese yapıldığını, davalı borçlunun borcundan 1 kuruş ödemediği halde kötü niyetli bir şekilde borcum yoktur şeklinde itiraz ettiği için alacağın ve ferilerinin % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip alacaklısının tasfiye halindeki …………….. A.Ş nezdinde henüz vadesi gelmemiş mutlak ödenmesi de hukuken garanti edilmeyen Kar ve zarar katılım hesap bakiyesinin temliki hususunda mutabakata varıldığını ve davalı şirketin takip ve dava miktarı kadar günü geçmiş bir borcu bulunmadığını belirterek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Dava; Hukuki niteliği itibariyle İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğünün ……….. E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğü’nün ………. E.sayılı dosyası dosyamıza getirtilmiş olup, ibra sözleşmesi, delil olarak mahkememize sunulmuş, İstanbul Anadolu 12 Asliye Hukuk Mahkemesince mahkememize gönderilmiş, mahkememize görevsizlikle gelen dosyaya bağlı bulunan deliller toplandığında davanın tarafları sundukları delillerde davalı dilekçe ekinde kar ve zarar durumu belirginleştirilmeden davacının alacak talep etmesinin mümkün olmadığını, ancak tasfiye süreci bitince alacağın muaccel olacağı, davacının bu konuda hak sahibi olacağı iddia edilmiş, buna ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırıldığında raporda, tasfiye sürecinde olan davalı gelişim dayanıklı tük. Malları Paz… Tic. A.Ş.’nin tasfiye sürecinin beklenmesi kanaati mahkememizce hasıl olmuş taraflar rapora itiraz ederek borçlar hukukçusu bilirkişinin rapor sunmasını istemiş, ve sununlan raporda tasfiye sürecinde sadece borcunu ileri sürebileceği ama kararla tahsil etme imkanının olmadığı rapor olarak sunulmuş, mahkememize sunulan emsal Asliye Ticaret mahkemesi kararları sunulmuş, bu kararlarda Yargıtay 11. Hukuk dairesinin emsal mahiyette pek çok kararı dava dışı finans kurumu hala tasfiye halinde olmakla, tasfiye sonuçları kar ve zarar durumu belirginleşmeden davacının alacak talep etmesi mümkün olmadığı için red kararı verilmiş ve bu ret kararının gerekçeleri emsal kararlarda dayanak teşkil etmiş olup dosyada borçlar hukukçusu bilirkişinin raporunda her ne kadar dış üstlenme adı altında borcun üstlenilmesi söz konusu ise de TTK temlik ve borç üstlenilmesi ile ilgili hükümlerinde bu gibi tasfiye işlemlerini kapsamadığı sadece tasfiye halindeki işlemler için TTK 542-1/c de geçen ortaklığın borçlarını ödeyecek güce sahip olmaması durumu için iflas açılması söz konusu olur, bu da borç üstlenilmesi olup alacağın temliki değildir.
Mahkememizce rapor değerlendirilmiş, Yargıtay’ın içtihatları ve kesinleşen emsal kararlar nazara alınarak tasfiye halinde öncelik ve sonralık ilişkisi değerlendirilmeden borçların düzensiz bir şekilde her talep edene ödenmesi ve diğerlerinin menfaatlerinin zedelenmesine sebep olacağından tasfiyenin de iflas mahiyetinde düzenli bir şekilde ilerleyen bir işlem olması nazara alınarak Yargıtay’ın kararları ve emsal mahkeme kararları değerlendirilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
Tasfiye süreci bitmeden davacının davalıdan hak talep edemeyeceği kanaatiyle talebin reddine,
2- Alınması gerekli 35,90TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 143,25TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 107,35 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 2.180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/02/2018