Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/550 E. 2020/516 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/550 Esas
KARAR NO : 2020/516 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 25/05/2015
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirkete—– tarihinde % 25 oranında hissedar olduğunu, davacının hissedar olduğu günden bu yana “ortak olduğu karar ” haricinde herhangi bir imza atmadığı gibi şirketle herhangi bir bağının bulunmadığını, diğer büyük pay sahibi ortak tarafından şirketin faaliyetlerini katılmasının engellendiğini, genel kurul kararlarının davacının haberi olmaksızın alındığını, şirketin merkezinin taşınmasına ilişkin karar alınırken, davacının imzasının sahte olarak atıldığını, şirketin faaliyetleri hakkında bilgi edinemediğini, şirketin eski ve yeni adresine gönderilen ihtarnamelerin, şirketin taşınmış olduğu şerhi ile iade olduğunu, şirketin adresinin bilinemediğini, davacının kar elde etmek amacıyla birikimini şirkete yatırarak ortak olduğunu, buna karşılık kar elde edemediği gibi emekli maaşından kesintiler yapıldığını, şirketin diğer ortağının davacının iradesini fesada uğratarak parasını aldığını ve şirketi ortadan kaldırdığını, şirkete ulaşma imkanı bulunmadığını, tüm bu nedenlerden ötürü davacının şirket ortaklığından ayrılmak istediğini belirterek şirket ortaklığından ayrılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya tebligatın TK 35 maddeye göre yapıldığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle; Davacı ….——— %25 oranında 17/09/2010 tarihinde hissedar olduğu fakat diğer ortak ——- şirketle ilgili işlerinde iyi niyetli davranmayarak davacıyı zor durumda bıraktığı ve zararına sebep olduğu, kendisi adına sahte imza atıldığı, şirket adresinin kendisinden habersiz olarak değiştirilmesi sebebiyle şirket faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olmasının engellendiği gerekçesiyle şirket ortaklığından haklı sebeple çıkmasına karar verilmesi istemine ve davacının ileri sürdüğü hususların ortaklıktan haklı sebeple çıkmasını gerektirecek nitelikte bulunup bulunmadığının değerlendirilmesine ilişkindir.
İstanbul Anadolu —–Asliye Ceza Mahkemesinin—- esas sayılı dosyası getirtilerek incelenmiştir. Ceza dosyasında; şirketin adres değişikliğine ilişkin kararın alınmasında davacı şirket ortağının imzasının taklit edilmesi suretiyle resmi belgede sahtecilik yapılıp yapılmadığına ilişkin olarak; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda; Beşiktaş —-. Noterliğinin——yevmiye no ile onaylı——- ———–nolu Karar metninde yer alan imzanın davacı şirket ortağının imzasının bireysel karakteristik özelliklerini tam olarak yansıtmadığı, şirketin diğer ortağı —— ve şirket muhasebecisi … eli ürünü de olmadığı tespit edilmiş, bununla birlikte söz konusu imzanın müşteki eli ürünü olmaması, şirket muhasebecisi … tarafından gerçeğe aykırı imza kullanılmak suretiyle tanzim edilmesi sebebiyle şirket ana sözleşmesindeki değişikliğin TTK da belirtilen şartlara uygun olarak gerçekleşmediği, adres değişikliğinin katılana bildirilmeksizin, katılanın denetim olanağının kaldırıldığı, ve katılanın zarara uğratıldığı dolayısıyla suçun unsurlarının oluştuğu gerekçesi ile şirket ortağı—– şirket muhasebecisi …’in TCK 204/1 madde uyarınca mahkumiyetine karar verilmiş ve sanıklar hakkında Mahkemece verilen —— Karar sayılı kararın kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Dosya konusunda uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; ceza davası çerçevesinde alınan bilirkişi raporunda —– nolu karar metni altındaki … adına atılı imzanın —–eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin belirtilmesi, İstanbul Anadolu —-Asliye Ceza Mahkemesi, —– sayılı kararında, sanıkların beraatine karar verilmiş olması ve dava dosyasında “haklı sebebin varlığını ” ispata yönelik başka da bir delillerin mevcut olmaması karşısında, davacının ispat yükünü yerine getiremeyerek “haklı sebebin varlığını ” ispat edemediği sonuçlarına varıldığı , şeklinde raporunu sunmuştur. Ancak alınan bilirkişi raporu ceza mahkemesince verilen mahkumiyet kararından öncesine ilişkin bulunmaktadır.
Davalı ——– Şirketinin ticari defter ve kayıtları incelenmek istenmiş ise de şirkete ulaşılamamış, şirkete Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan tebligat üzerine de ticari defter ve kayıtlar bilirkişi incelemesine esas olmak üzere sunulmamış ve inceleme yapılamamıştır.
6102 sayılı TTK’nin 638/2. maddesi “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” hükmünü haizdir. Benzer düzenleme yürürlükten kalkan 6762 sayılı TTK 551/2 maddesinde de bulunmaktadır. Anılan düzenleme ile ortağa haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma davası açabilme olanağı tanınmıştır. Ancak “haklı sebeplerin” nelerden ibaret olduğuna değinilmemiştir. Bu nedenle çıkma isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebep veya sebeplerin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığını mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. Genel olarak haklı sebepler; ortakların bir araya gelmelerini sağlayan maddi ve kişisel nedenleri ortadan kaldıran ve şirketin amacına ulaşmasını imkansız hale getiren, ciddi şekilde güçleştiren veya bu amacı tehlikeye sokan, ortaklar arasındaki güven ilişkisini ortadan kaldıran sebepler olarak tanımlanabilir. Şirketten çıkmayı haklı kılan sebepler şirket işlerinden kaynaklanacağı gibi kişisel ilişkilerden de doğmuş olabilir. Yani haklı sebeplerin varlığı halinde bir olayın ortaklık ilişkisine devamı ortaklar için objektif olarak çekilmez hale gelmesiyle oluşur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre sadakat yükümlülüğüne aykırılık, şirketin kar elde etmemesi ve bunun süreklilik taşıması, şirketin faaliyetlerinin sürekli verimsizlikle sonuçlanması şirketin kar etmesine rağmen devamlılık arz edecek şekilde karın dağıtılmaması şirketteki güveninin kötüye kullanılması, finansal tabloların ve hesapların ortaklardan gizlenmesi, ortakların bilgilendirmeden mahrum bırakılması, ortaklar arasındaki önemli görüş ayrılıkları, ortak ve ortaklık menfaatlerinin çatışması nedeniyle ortak ile ortaklık arasındaki uyuşmazlığın ortaya çıkması ortaklığın amacının gerçekleşmesini hukuki ve ekonomik olarak imkansızlaşması, ortaklık ilişkilerinde sürekli menfaat çatışmalarının olması gibi haller ortaklıktan çıkmayı talep etme konusunda haklı sebep olarak kabul edilmektedir.
TTK 614. maddesine göre her ortak müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir.
Davacı adına sahte imza atılmak suretiyle ortaklar kurulu kararlarının alındığının sabit oluşu karşısında ortaklar arasında güven ilişkisinin zedelendiği ve ortaklığın sürdürülemez bir hal aldığı, şirket adresinin davacı şirket ortağından habersiz olarak değiştirilmesi suretiyle davacı ortağın şirket faaliyetleri hakkında bilgi alma ve denetim imkanının ortadan kaldırılması sebebiyle davacı açısından haklı sebebin oluştuğu değerlendirilmiştir.
Bununla birlikte 6102 sayılı Kanunun 573/1. maddesiyle birlikte tek ortaklı limited şirketin mümkün hale gelmesi dolayısıyla davacının ortaklıktan çıkmasına izin verilmesi halinde şirketin devamının mümkün olduğu, dikkate alınarak davacının şirketten çıkmasına izin verilmesine karar verilmiş, davacının çıkma payı hususunda hakkını saklı tutması ve bu hususta bir açık bir talebinin bulunmaması sebebiyle bu yönden bir inceleme ve değerlendirme yapılmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile;—— nolu sicilinde kayıtlı olan——— % 25 payına sahip olan davacı …’ın 6100 sayılı kanunun 638/2 maddesi uyarınca davalı şirket ortaklığından çıkmasına İZİN VERİLMESİNE,
Karar kesinleştiğinde bir suretinin ——–Müdürlüğüne bildirilmesine,
2- Alınması gerekli 54,40- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,70- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 27,70-TL. başvurma harcı,27,70-TL peşin harcın toplamı olan 55,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 758,70-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6——tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.