Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/532 E. 2020/1012 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/532 Esas
KARAR NO : 2020/1012 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/05/2015
KARAR TARİHİ: 08/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ———- —— uygun surette gelişmesini sağlayıcı tedbirleri almak ve meslek ahlak ve tesanüdünü korumak amacıyla anayasa’nın 135.maddesi çerçevesinde, kamu kurumu niteliğinde tüzel kişiliğine haiz meslek birliği olarak 1618 sayılı Kanunun 32.maddesine göre kurulmuş ve mesleki faaliyetlerin yerine getirilmesi bakımından tabi kurallarına tabi tutulmuş bir meslek birliği olduğunu, adı geçen Kanunun 33.maddesinde ise haksız rekabeti önleme konusunda gerekli tedbirleri almanın birliğin görevleri arasında sayıldığını, davalı———–olarak faaliyet gösteren davacı birlik üyelerinin, davalının haksız rekabet oluşturan haksız fiileri nedeni ile mağdur olduklarını ve işbu davanın açılmasında davacı için hukuki yarar olduğunun kuşkusuz olduğunu, seyahat acentelerinin davalı havayolu ile yaptıkları sözleşmeler kapsamında belli bölge ve koşullarda bilet satış hizmeti sunma hakkında sahip olduklarını, davalının ise —— hizmetlerini acenteler yoluyla yapmasıyla sermaye, uzmanlık, yetişmiş eleman gibi maliyetleri azaltmış olduğunu, ancak teknolojik gelişmeler neticesinde tüketicinin bilinçlenmesi ile elektronik ortamda yapılan hizmetlerde davalının hizmet bedeli almamasının rekabete dayalı ekonomik düzeni bozduğunu, haksız rekabet teşkil ettiğini, dürüst rekabet kurallarına aykırılık oluşturduğunu, ayrıca acentelerin davalı ile acentelik sözleşmesini müzakere etmeksizin imzalamak zorunda kaldığını sözleşme düzenlemelerinin ise her bir seyahat acentesi için eşit ve denk uygulanmadığını, davalıya —–tarihinde yapılan yazılı bildirim ile bu uygulamalara son vermesinin ihtar edildiğini, davalının ise —– tarihli cevabı ile haksız rekabet eylemini ikrar ettiğini beyanla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalı ——— karşı olan haksız bilet satış uygulamalarının TTK’nun 54/1 ve 2 fıkra,55/1(a), 55/e,55/1(f) maddeleri ve diğer ilgili yasal mevzuat gereğince haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve önlenmesine, mağduriyet ağır olduğundan öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesine, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davayı açabilmek için taraf ehliyeti bulunmadığını, menfaat veya zarardan doğrudan doğruya etkilenmediğini ve davacı ile husumet oluşmadığını, davacının haksız rekabetin önlenmesi ile ilgili sorumluluğun birlik üyeleri arasındaki ihtilaflarla sınırlı olduğunu, davacının husumet ile ilgili ——tarihli yazı içerinin dahi davanın zamanaşımı uğradığını gösterdiğini çünkü davanın bir yıldan sonra ———- tarihinde ikame edildiğini, esasa ilişkin olarak ise müvekkili şirketin gerçekleştirdiği ———- hizmetinin bedelini belirlemeye yetkisine tek başına haiz olduğunu, bu kapsamda hizmetin bedelinin tüm ticari işlemlerin gözettiği ticari devamlılık ve karlılık esaslarına göre, her bir satış kanalı ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle belirlendiğini, acentelere yönelik özel bir uygulamanın söz konusu olmadığını, acentelerin taşıma hizmetine bilet satılması dışında yolcu taşımasına başkaca bir katkısının bulunmadığını, müvekkilin taşıma hizmetinin bedelini tek başına belirlemeye yetkisine haiz olduğunu ve sözleşme tarafı acentelerin kabul ve taahhütleri gereği acentelerin buna uygun davranmakla yükümlü olduklarını, acentelerin kendi ticari karlılık uygulamalarına göre hareket edebilme yetkisine sahip olduklarından müvekkili şirketin uygulamaları nedeniyle kar elde edemedikleri yönündeki beyanlara itibar edilemeyeceğini, müvekkilinin yapmış olduğu uygulamaların haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceğini beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki uçak bileti satışı yönündeki anlaşma bulunduğu halde, davalı şirketin kendi sitelerinde ve kendisine ait —– ilgili bir kısım —— uygulamak suretiyle bilet satışı yapıp yapmadığı ve elektronik ortamda satışını yaptığı biletlerde hizmet bedeli almamasının TTK 54, 55 maddeleri uyarınca haksız rekabet unsurunu taşıyıp taşımadığı, bu anlamda davacı tarafın talebinin yerinde olup olmadığı, davacının bu davayı açmakta aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davacının talebinin zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, noktalarına ilişkin bulunmaktadır.
Mahkemenin ——– tarihli ara kararı ile, talep konusunun yargılamaya muhtaç olduğu gerekçe ile davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin bildirdikleri tanıklar dinlenmiş ve dosya konusunda uzman bilirkişi heyetine verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi Raporunda; Davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil etmediği, yönünde mütalaada bulunulmuştur.
Davacı taraf itirazları da dikkate alınmak suretiyle Mahkemece farklı bir bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınmasına karar verilmiştir.—— tarihli Bilirkişi Raporunda; İnternet kullanımı, küresel pazarın yeni dinamiklerini değiştirmiş pazarın dağıtım kanallarını yeniden konumlandırılmıştır. İnternet erişimi sayesinde havayolu müşterileri, ——-çok daha ucuz olan online çevrimiçi sitelerden ve havayolunun online çevrimiçi satış kanalları üzerinden aracısız almayı tercih etmektedirler. —— serbest piyasa koşullarına göre ——– taban fiyat konusunda bir düzenleme getirilmemiştir. Üstelik kayıt dışı ekonominin elemine edilebilmesi bakımından e-ticaretin ve internet üzerinden alışverişin yaygınlaştırılması devletin stratejik hedeflerinin başında gelmektedir. Yapılan araştırmalarda uçak biletlerinin satın alınmasına ilişkin tüketici tercihine bakıldığında, ——-seyahat acentelerinden alınan ——– toplam içindeki oranı % 15’dir.——-gelir yönetimi yapabilmek için teknolojiyi ve gelişmekte olan yapay zekayı kullanmakta ve internet sayesinde müşterileriyle buluşabilmektedir. ——– dünya çapında rekabet edebilmeleri için kendi ürünlerini pazarlamak ve satışa sunmak konusunda engellenmelerine ve hatta teşvik edilmeleri zorunludur. ——- acentelerinin karlarını maksimize etmeye çalışmak yerine kalıcı ilişkiler kurmaya odaklanmaları , bilet satışının internet üzerinden yapılmasının avantajlı olmadığı uzmanlık konularında yaratıcı ve ——- konusunda kaliteli kişiselleştirilmiş hizmetler sunarak kendilerini geliştirmeleri önerilmektedir. Davacı ———- seyahat acentelerine küresel ölçekte değişen dönüşen havayolu pazarının dinamikleri konusunda önderlik etmesi, dünyada ve ülkemizde olan gelişmeleri takip ederek seyahat acentelerini gelişen dönüşen dünyadaki konumlarını gözden geçirerek hayatta kalabilmelerini, rekabet edebilirliklerini, yeni döneme uyarlayabilecek stratejiler konusunda kılavuzluk etmeleri, davadaki bilirkişilerden talep ettikleri istatistik veriler, raporlar ve araştırmalar için———– kurum/kuruluşlar işbirliği yapmaları veya en azından literatür takibi yapmaları büyük önem arz etmektedir. Davacının dava ehliyetinin bulunuğu ve huzurdaki dava açısından zamanaşımı dolmuş olmasından söz edilemeyeceği, davacı birliğin üyeleri ile davalı arasında akdedilen sözleşmelerin genel işlem şartı olduğu, ancak genel işlem şartı kullanmanın tek başına hukuka aykırı olmadığı, dava konusu edilen hükümlerin davacı birliğin üyelerinin aleyhine olduğu, ancak bir hükmün yazılmamış sayılması için bu durumunun tek başına yeterli olmadığı, bahsi geçen hükümde dürüstlük kurallarına aykırı bir durumun saptanamadığı, bu sebeple de gerek BK m. 21 gerekse de TTK m. 55/1-f hükmüne aykırı bir durumun saptanmadığı, Seyahat acenteleri yönetmeliğinde münhasıran acenteler tarafından yapılabilecek işler sayılırken deniz, kara ve hava taşıma biletlerinin satılması işleminin de sayıldığı, ancak burada kastedilen münhasırlığın üçüncü kişileri kapsadığı, taşımacılık yapan işletmenin kendi biletlerinin satmasının bu kapsamda düşünülemeyeceği, bu sebeple de TTK m. 55/1-e hükmüne aykırı bir durumun saptanamadığı, davalının davacı birliğin üyelerine herhangi bir fiyat dayattığının tespit edilemediği, davalının daha düşük maliyetle bilet satabilmesinin düşük maliyetli satış kanalları ve çağın getirdiği kolaylıkları kullanmasından kaynaklandığının tespit edildiğini, acentelerin davalıdan daha ucuza bilet satmalarının önünde herhangi bir engel bulunmadığı, davalının bilet fiyatlarındaki avantajının doğrudan taşımacılık işletmesi olması ve maliyet avantajı sağlayan satış kanalları kullanmasından kaynaklandığı, bu durumda davalının daha düşük fiyata bilet satmasının tamamen serbest piyasa koşullarına uygun olduğu, be sebeple de TTK m. 55/1-a veya m.54/2 hükümlerine aykırı bir hususun saptanmadığı, şeklinde raporu sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacı taraf, davalının, davacı birliğin üyeleri ile yaptığı ———-çerçevesinde sağlanan acentelik faaliyeti kapsamında kurulan dengenin davalı şirketin faaliyetleri ile bozulduğu, davalının internet üzerinden yaptığı satışlarda hizmet bedeli almaması sebebiyle acentelerden daha düşük bedelle bilet satmasının, indirimli bilet satış hakkını kendi uhdesinde tutmasının ve bu haktan acenteleri faydalandırmamasının dürüst rekabet kurallarına uygun olmadığını, anılan sözleşmelerin müzakere edilmeksizin imzalatıldığı ve sözleşmelerin havayolu şirketi lehine standart koşullar içerdiği, denge unsuru taşımadığı, sözleşmelerin tüm acentelere eşit şartlarda uygulanmadığı, bu tip sözleşmede yer alan ve aynı tüketiciye sunulan hizmetin hava yolundan farklı acenteden farklı fiyat ile alınmasına ilişkin hükmünün genel işlem koşullarına aykırı olduğunu, seyahat acentelerinin ——— tarihinden önce %7 komisyon ücreti mahsubu ile havayolu şirketine ödeme yaparken havayolu şirketinin bu uygulamadan vazgeçtiğini ve hizmet bedeli sistemine geçtiğini, davalı şirketin bu tarihten sonra internet sitesi üzerinden sattığı biletlerinden hizmet bedeli almayarak aynı tüketiciye sunulan bilet fiyatlar arasında farklılık yarattığını, bu eyleminin haksız rekabet oluşturduğunu ve tüketici tercihlerini sınırlandırdığını iddia etmektedir.
Davalı taraf ise; davalı şirketin, hava yolu ile taşıma hizmetinin bedelini belirleme yetkisine tek başına haiz olduğunu; bu kapsamda hizmetin bedelinin tüm ticari işletmelerin gözettiği ticari devamlılık ve kârlılık esaslarına göre, her bir satış kanalı ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle belirlendiğini, acentelere yönelik özel bir uygulamanın söz konusu bulunmadığını, acentelerin taşıma hizmetine, müvekkilinin taşıma hizmetinin bedelini tek başına belirleme yetkisine haiz olduğunu ve sözleşme tarafı acentelerin kabul ve taahhütleri gereği acentelerin buna uygun davranmakla yükümlü olduklarını; acentelerin kendi ticari kârlılık uygulamalarına göre hareket edebilme yetkisine sahip olduklarından müvekkili şirketin uygulamaları nedeniyle kâr elde edemedikleri yönündeki beyanlara itibar edilemeyeceğini, müvekkilin yapmış olduğu uygulamaların haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece alınan bilirkişi raporları birbirini teyit eder nitelikte olup olaya ve denetime uygun bulunmuş ve Mahkememizce de hükme esas alınmıştır.
TTK. md.56/3 maddesi yer alan “…tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan ———– de birinci fıkranın a, b ve c bentlerinde yazılı davaları açabilirler” hükmü uyarıca davacı birliğin aktif dava ehliyetinin bulunduğu, yine uygulamanın devam ediyor olması sebebiyle davalının zamanaşımı definin yerinde bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
TTK m. 54/1 maddesinde, “Haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirterek, bu kısma ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilkeyi vurgulamıştır. Anılan Kanun hükmün 2.fıkrasında; “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” tanımlama yapılmıştır. TTK m. 54 hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında “dürüstlük kuralını temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesindeki, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır.
TTK 55 maddesi hükmünde uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini saymıştır. Bununla birlikte TTK m. 55’te sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, olduğu açıktır. Bu durumda, somut bir ihtilafta öncelikle uyuşmazlığın TTK m. 55 kapsamına girip girmediğine bakılmalı; eğer uyuşmazlık bu bentlerden birinin kapsamına girmiyorsa bu kez de “dürüstlük kuralı” ışığında eylemin TTK m. 54/2’deki genel tanıma uyup uyulmadığına bakılmalıdır. Bir eylemin haksız rekabet olarak nitelendirilmesi için taraflar arasında dar anlamda rekabet ilişkisinin olmasına, yani tarafların aynı sektörde olmalarına ve birbirlerine rakip konumda olmalarına gerek yoktur. Haksız rekabet hukuku, eylemin taraflarının dar ve teknik anlamda rakip olmalarını değil “eylemin iktisadi rekabete dönük olmasını ve dürüst ve bozulmamış rekabet ortamını etkilemeye elverişli olmasını” aramaktadır. Davalı şirketin iktisadi rekabet ortamını ve ilişkileri etkileyen eyleminin dürüstlük kuralıyla örtüşüp örtüşmediği; yani haksız rekabet olup olmadığı önem arzetmektedir. Zira bir eylem dolayısıyla rekabet ortamının etkileniyor oluşu onu tek başına haksız rekabet eylemi yapmaya yeterli değildir.
Teknolojik ve elektronik ortamdaki gelişmelere bağlı olarak günümüzde, ———- satışlarının önemli bir kısmını internet üzerinden gerçekleştirmektedirler. Davacının temsil ettiği —– komisyon karşılığında ——– bilet satışlarına aracılık ettikleri gibi, anlaşmalı oldukları otellerin oda satışlarına, paket tur düzenleyici şirketlerin tur satışlarına, diğer turizm ürün ve hizmet satışlarına aracılık etmektedirler. Gelişen elektronik ticaret alanındaki satışların ——–gelirini düşürdüğü bir gerçektir. Ancak davalının kendi ürününü pazarlaması ve satması da olağan bir durumdur. Davalının salt bu eyleminin ve sunduğu hizmeti internet üzerinden satıyor olması dolayısıyla daha düşük fiyattan bilet satması haksız rekabet olarak değerlendirilemez. Dolayısıyla davalının elektronik ticaret aracılığı ile bilet satışı yapmasının ve hizmeti kendisinin sunuyor olması dolayısıyla sahip olduğu avantaja bağlı olarak hizmet bedeli almaksızın bilet satmasının acenteler bakımından haksız rekabet teşkil etmeyeceği, ticari bir gereklilikten ileri geldiği değerlendirilmiştir.
TTK.md.55/1/f maddesinde; “Dürüstlük kuralına aykırı genel işlem şartları kullanmak, özellikle; Doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan, veya sözleşmenin niteliğine önemli üçlüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yayınlanmış genel işlem koşulları kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olurlar ve dolayısıyla da haksız rekabette bulunmuş olur, şeklindedir. Davacının acenteleri ile akdettiği Acentelik Sözleşmelerinin 4.maddesinin 2’nci fıkrasının a bendinde yer alan, “Acente, görevinin ifası sırasında veya görevi ile ilgili olarak; ——-bilet satış kuralları, yürürlükteki taşıma kuralları, yayınlanmış tarifeleri ve duyuruları dahil, tüm kural ve talimatlarına uymayı ….kabul ve taahhüt eder.” hükmünün doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemelerden önemli ölçüde ayrılan veya sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören bir hüküm niteliğinde olmadığı gibi, genel itibariyle dürüstlük kurallarını aykırı bir hüküm niteliğinde bulunmadığı, kanaatine varılmıştır.
Belirtilen sebeplerle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,70-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarfedilen yargılama giderinin 74,50-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2020