Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/475 E. 2020/1075 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/475 Esas
KARAR NO : 2020/1075
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 31/03/2015
KARAR TARİHİ: 15/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin annesi müteveffa ——- tarihinde meydana gelen kazada, davalıların sırasıyla sürücü, malik, işleten ve trafik sigortacısı oldukları ——- plaka sayılı ———–önce çarpıp ardından üzerinden geçerek ezmesi sonucunda hayatını kaybettiğini, kaza sonrasında tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağında, kazanın oluşumunda sürücü —— asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, ancak olayın oluş şekli ve yargılama esnasında alınacak —– de ispat edileceği üzere davalı sürücünün, kazanın meydana gelişinde tam kusurlu olduğunun açıklığa kavuşturulacağını, davalı —– müvekkillerin annesi —— sürücüsü olduğu —- çarptıktan sonra neredeyse göz göre göre aracın altına alarak üzerinden geçmek suretiyle feci şekilde ezdiğini ve böylece büyük ıstırap içerisinde ölümüne sebep olduğunu, davacı müvekkillerinin müteveffa ——çocukları olup annelerinin her türlü desteğinden mahrum kaldıklarını, davalılardan —- ölümlü trafik kazası nedeni ile ——–ceza davası açılmış olup halen ceza yargılaması devam ettiğini beyan ile, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ve davalı —— sorumluluğunun poliçe miktarı ile sınırlı olmak üzere, —– manevi tazminatın ———– kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı ——— plakalı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini, arz ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —-cevap dilekçesinde özetle; ——plakalı aracın müvekkili şirket tarafından —— sigortalı olduğunu, —yaşını dolduran davacıların destek tazminatı talep hakkının söz konusu olmadığını yine cenaze için kendilerinin yaptığı yol vs dolaylı masrafların talep hakkının da bulunmadığını belediyelerin de tüm cenaze masraflarını karşılamadığını davacı yanın da açıkça kabul ve beyan ettiği üzere kaza sırasında sigortalı aracın işleteni ——– dolayısıyla artık müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini ticari faiz talebinin tamamen haksız olduğunu davacı yan açısından ticari işin söz konusu olmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——–cevap dilekçesinde özetle; davalılardan —- kullandığı ve park etmekte olduğu ———- garajında, davacılar murisinin kontrolsüz olarak yasak olan park alanında yürümesi sebebi ile üzücü kazanın meydana geldiğini ———- dosyasında mevcut olay yeri inceleme ve tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere, meydana gelen kaza sebebi ile müvekkili davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müteveffa —— dikkatsizce yasak olan alanda yürümesi sebebi ile kazanın meydana geldiğini dolayısı ile meydana gelen kaza sebebi ile, müvekkili davalıların doğrudan bir kasti davranışı yada taksirle gerçekleşen herhangi bir fiili olmaması sebebi ile sorumluluklarının da bulunmadığını davacıların talep ettikleri maddi ve manevi tazminat miktarları, hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini zira kaza sonucu vefat eden şahsın, davacıların annesi ve yaşamını kaybettiği sırada—— yaşında olduğunu davacıların manevi tazminat taleplerinin de fahiş derecede yüksek olduğunu manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağı kanunun amir hükmü niteliğinde olduğunu belirterek davacıların yerinde olmayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —— dilekçesinde özetle; dava konusu olayın müvekkili ile hiçbir ilişiği olmadığı halde haklarında dava açıldığını dava konusu trafik kazasına karışan ——– müvekkili şirketin mülkiyetinde ve işletmesinde olmadığını bu ——- araç trafik ruhsatında malik kim görünüyorsa ——- maliki ve işletenleri onların olduğunu bu sebepten müvekkilinden tazminat talep edilmesinin kanuna aykırı olduğunu, müvekkili şirketin —— işletmeciliğinden gönderdiği akbil ücretlerini —— işletenlerin banka hesabına yatıran bir özel şirket olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Uyuşmazlık, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma nedneiyle maddi tazmninat ve manevi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’i de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vâkıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur. Somut olayda davalı ———-kazayı yapan aracın maliki veya işlete olmadığı bellidir. Bu nedenle bu davalı yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesi sonuç ve istem kısmında davacıların maddi tazminat taleplerin davacı baslı için —- davacı ——- destekten yoksun kalma tazminatı olduğu açıkça belirtilmiştir. Davacı vekilince her ne kadar ——tarihinde maddi tazminat taleplerini ayrıştırma hususunda beyan dilekçesi sunmuş ve bu dilekçede her bir davacı için —– olmak üzere toplam —— cenaze ve defin gideri talep etmiş ise de; dava dilekçesi sonuç ve istem kısmında bu yönde bir taleplerinin olmadığı, bu şekilde beyan dilekçesi ile de dava dilekçesinde usulüne uygun olarak talep edilmemiş bir tazminat türününde daha sonradan talep edilemeyeceğinden davacının bu dilekçesi dikkate alınmamış, maddi tazminat talebinin dava dilekçesindeki gibi destekten yoksun kalma tazminatı olduğu kabul edilmiştir.
Ceza dosyasına sunulan —– tarihli adli tıp kusur raporunda ve mahkememize sunulan ——– tarihli kusur bilirkişi raporunda kazanın oluşumunda davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu, müteveffanın kusursuz olduğu rapor edilmiş, olaya uygun bu kusur belirlemesi mahkememizce de kabul edilmiş ve hükme esas alınmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı, BK’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir. ————– Başka bir deyişle destek tazminatı Ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamını desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik bir tazminat türüdür.
Somut olayda davacılar müteveffanın çocukları olup davacılar annesi öldüğünde 33 yaşındadır. Müteveffa’nın davacılara eylemli ve düzenli bir desteğinin olduğu davacılar tarafından ispatlanamamıştır. Bu nedenle davacıların destekten yoksun kalma tazminat talepleri reddedilmiştir.
6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. 56/2. fıkrası gereğince ölüm halinde ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Manevi tazminat, zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünda tutularak, 6098 sayılı B.K’nun 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedileceği öngörülmüştür. Belirtilen hususlar dikkate alındığında müteveffanın davacıların anneleri oldukları, dava konusu kazada araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu anlaşıldığından davacıların manevi tazminat taleplerinin mahkememizce makul olarak değerlendirilmiş ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminat davasında, davacı sayısı kadar davanın var olması, yargılama ekonomisi nedeniyle davacıların ayrı ayrı manevi tazminat davası açmak yerine tek dava dilekçesi ile davalı aleyhine ayrı ayrı manevi tazminat davası açılabileceği, tek dava dilekçesi ile manevi tazminat davasının açılmış olması davanın tek olmadığını, her davacı sayısı kadar davanın var olduğu, bu nedenle manevi tazminatın kabul ve red durumuna göre her davacı lehine ve her davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşıldığından her davacı açısından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin —— yönünden pasif husumet yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davacının maddi tazminat talebinin davalılar —– yönünden REDDİNE;
3-Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; davacı —– olmak üzere toplam ————-müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Maddi tazminat davası yönünden dava açılırken yeteri kadar harç alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Maddi tazminat davası yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına
6-Maddi tazminat davası yönünden davalı —– lehine avukatlık asgari ücret tarifesine göre —– vekalet ücretinin davacılardan müşterek ve müteselsilen alınarak bu davalıya verilmesine (AAÜT 3/2 md.)
7-Maddi tazminat davası yönünden davalılar —— lehine avukatlık asgari ücret tarifesine göre 1.000,00- TL vekalet ücretinin davacılardan müşterek ve müteselsilen alınarak bu davalılara verilmesine —
8-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 4.098,60-TL harçtan davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 208,34-TL peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.845,86-TL’nin davalılar —–müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Manevi tazminat davası yönünden davacı tarafından dava açılırken yatırılan 27,70-TL başvurma harcı, 208,34-TL peşin harç ve 44,40 TL ıslah harcı toplamı olan 280,80- TL’nin davalılar —— müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine
10-Manevi tazminat yönünden herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı için bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacı —- manevi tazminat davası yönünden davalı ——lehine avukatlık asgari ücret tarifesine göre 4.500,00- TL vekalet ücretinin davacı —– alınarak bu davalıya verilmesine
12-Davacı — manevi tazminat davası yönünden davalı —- lehine avukatlık asgari ücret tarifesine göre 4.500,00- TL vekalet ücretinin davacı—- alınarak bu davalıya verilmesine,
13-Davacı—manevi tazminat davası yönünden davacı’nın lehine avukatlık asgari ücret tarifesine göre 4.500,00- TL vekalet ücretinin davalılar ——- alınarak bu davacıya verilmesine,
14-Davacı —– manevi tazminat davası yönünden davacı’nın lehine avukatlık asgari ücret tarifesine göre 4.500,00- TL vekalet ücretinin davalılar ——–alınarak bu davacıya verilmesine,
15-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı——– yüzlerine karşı diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———Adliye Mahkemesi’ne İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/12/2020