Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/466 E. 2020/172 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/466 Esas
KARAR NO : 2020/172
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/03/2015
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——tarihinde ———– adresinde, davalı———adına——— çalışmaları yapan diğer davalı ———————tarafından müvekkili olan şirketin yeraltı kablolarının kopmasına sebebiyet verdiğini, hasar sonrasında müvekkili olan şirketin teknik personelleri tarafından olay yerinde tutanak düzenlenmek suretiyle hasarın tespit olduğunu, hasar nedeniyle müvekkili olan şirketin ——— zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla hasar bedelinin hasar tarihinden itibaren ————-vadeli krediler için belirlediği ve değişebilir oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; Yüklenici firma ile —— tarihinde akdedihen———— güçlendirme çalışmaları yapılmıştır, bu sebeple sözleşmenin tarafının —————- diğer davalı ————————- gereği doğrudan rücu ilişkisi kurabilecek kurumunda —— olduğunu, dava konusu edilen işlemde ——- doğrudan ya da dolaylı olarak herhangi bir ilgisi bulunmadığını bu nedenle husumet yönünden itirazlarının olduğunu bu nedenle davanın ———— yönünden husumet yönünden reddini talep ettiklerini, bakanlık olarak gerçekleştiği iddia edilen olayla ilgili herhangi bir bilgilerinin olmadığı gibi kusurlarının da olmadığını, olayın güçlendirme çalışması sırasında meydana geldiğine ilişkin hiçbir görüntü olmadığını, bu nedenle ———— yönünden açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı ———————vekili cevap dilekçesinde özetle: Talebin zamanaşımına uğradığını, her ne kadar davacı vekili tarafından müvekkili olan şirketin çalışması esnasında kablolara zarar verdiği ve davacının zarara uğradığı iddia edilmiş ise de müvekkili olan şirketin iş başı yapmasına müteakip davacı kuruma kabloların yerini değiştirmesi konusunda defalarca yazışma yaptığını, davacı kurum tarafından müvekkili olan şirketin yazışmalarına cevap verilmediğini ve meydana geldiği iddia olunan zararın davacının fiilinden kaynaklandığından müvekkilinin davacının zararını tazmin borcu bulunmadığından bahisle davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle ———— tarihinde güçlendirme çalışması yapan davalı şirket tarafından davacının yeraltı kablolarına hasar verildiği iddiasıyla açılan maddi tazminat davasıdır.
Dosya kapsamında, davacı tarafça tanzim edilen umulmayan hal tespit bildirim formu, hasar keşif tutar formu ve faturalar mevcuttur.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin mahkememizce re’sen seçilen elektrik elektronik mühendisi bilirkişi———-rapor alınmıştır. Bilirkişinin ———– tarihli raporunda özetle: —— güçlendirme çalışmaları sırasında ————– ait yeraltı kablolarına verilen hasar nedeniyle ——– tarihli ———– düzenlenmiş olup, bu formda bulunması gereken tanık imzası ve güvenlik görevlisi ——— imzalarının bulunmaması nedeniyle tutulan tespit formunun eksik olarak düzenlendiği görülüğünü, bu şekilde düzenlenen bir formun tespit formu niteliği taşıyıp taşımayacağının taktirinin mahkemeye ait olduğunu, tespit formu niteliğinde görülmezse davalının davacıya borçlu olamayacağını, şayet bu form tespit formu niteliğin de görülür ise, tutulan bu tespit formunda hasarın firma tarafından ıslah edildiğinin belirtildiğinden bu kadar kısa bir zamanda ———- bir yeraltı kablosu değiştirilemeyeceği için ıslah edildi tabirinden kablonun kopan yerinden ek yapılarak onarıldığının anlaşıldığı, bu durumda —- malzeme bedeli, —-işçilik bedeli ve — KDV olmak üzere şirket zararının ——-TL civarında olacağı,————– değiştirilerek hasar giderilmesi durumunda; Hasarlı yeraltı kablosunun toplatılıp, toplanan bakırların hurda olarak satılıp elde edilen gelirin şirket zararından düşülmesi gereceğini, bu durumda ——- malzeme bedeli, — TL işçilik bedeli, — TL vasıta gideri ve— olmak üzere toplam —- TL’den toplanan kablo bedeli olan—— düşülürse şirket zararının —– civarında olacağını, dosyaya mübrez Hasar Keşif Tutarı Formunda toplanan malzeme tutarını O olarak almış, yani hasarlı malzemenin toplanmadığı belirtilmiş, bu durumda ise ——– malzeme bedeli, ———- işçilik bedeli, — TL vasıta gideri ve —– KDV olmak üzere şirket zararının ———TL civarında olacağı, taraflar arasında imzalanan ——– maddesi gereğince ise verilen hasar bedelinden Yüklenicinin asıl sorumlu olduğunu, ————- ise müteselsilen sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır.” şeklinde raporunu sunmuştur.
Alınan bilirkişi raporunda birden çok ihtimal üzerine rapor tanzim edildiği anlaşılmış, öncelikle davalı vekiline davacı tarafa hasarın meydana gelmesinden önce kabloların yerinin değiştirilmesi talebine ilişkin tüm delillerini sunması için süre verilmiş, davalı ————tarafından davacı yana kabloların zarar görmemesi için deplasesi talep edildiği anlaşılmıştır. Tarafların rapora itirazları doğrultusunda alınan raporun hükme esas alınması mümkün olmadığından Mahkememizce re’sen seçilen elektrik mühendisi bilirkişi ——— rapor alınmıştır. Bilirkişinin —– tarihli raporunda özetle; — Davacı ———– altyapıların belirtilen adreste zarar gördüğü iddiasıyla, hasara ilişkin tutanağın tek taraflı tutulduğu, başkaca bir delile de dayanmadığı, bu durumun hasarın kimin tarafından yapıldığını dolayısıyla sorumluluk atfı yönünden incelemeyi sakatladığını, ————————-arasında anahtar teslim götürü bedel sözleşme imzalandığını, sözleşme ve eki ———– göre davanın Mahkemece kabulü halinde hasarla ilgili yüklenici davalı ———— sorumluluğundan söz edilebileceği, diğer davalı ———————– sorumluluk yüklenemeyeceğini, kabloların hacimli,ağır ve işçiliği zor malzemeler olmadığını, dolayısıyla tamamının yenilenmesi durumunda dahi kısa sürede tekrar eski halinde döndürülmesinin mümkün olduğunu, fiili olarak hasarın giderilmesine ilişkin sürecin bir gün sürmesinin teknik ve fen kurallarına uygun olduğunu, söz konusu hasarın davacı tarafından alt yüklenicisine yaptırılmasının özellikle işçilik bedellerinde ciddi avantaj sağlayacağı,, hasara uğratıldığı iddia edilen altyapı ile ilgili davacıya yapılan deplase taleplerine cevap verilmemesi ve herhangi bir işlem yapılmamasının olduğu iddia edilen olayın meydana gelmesine sebep olduğu, bu itibarla davacının da aynı derecede sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilebileceği, yapılan arıza giderim işine ilişkin imalatların fen ve sanat kurallarına göre uygun olduğu, piyasa fiyatlarına göre makul ve yerinde olduğu, hasar tazmin bedelinin gerekçeleri raporda açıklandığı üzere ————– TL olması gerektiğini, hasar tarihinden itibaren dava dilekçesinin kabulü ile davalılara bildirim tarihine kadar dava konusu hasar bedelinin muaccel hale gelmemesi sebebiyle bu tarihe kadar faiz hesabından söz edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde raporunu sunmuştur.
Mahkememizce alınan ikinci bilirkişi raporu ayrıntılı, denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmış, tarafların rapora itirazları bu nedenle yerinde görülmemiş, davalı ——————–vekilinin Mahkememizce alınan ilk bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde şirketin davacı şirkete çalışmalar sırasında kabloların zarar görmemesi için yerinin değiştirilmesi hususunda defalarca yazışma yapıldığını ancak davacının bir yanıt vermediğini, müvekkil şirketin çalışma yapacağı alanda gerekli tüm önlemleri aldığını ve ihtarların yapıldığını, davacı firmanın ihtarları dikkate alıp kabloların yerini değiştirseydi zararın meydana gelmeyeceğini, bu nedenle meydana gelen zarardan müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını beyan etmiş olup, hasar tarihinde dava konusu olan yerde güçlendirme çalışması yaptığını ancak hasardan sorumlu olmadığını beyan etmekle, hasarın meydana geldiği ve davalı ———— çalışmaları sırasında ortaya çıktığı açıktır. Bu nedenle ayrıca tanık dinlenmesine gerek görülmemiştir. Öte yandan bilindiği gibi TBK’nın 52. Maddesi uyarınca zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Davacı şirkete güçlendirme çalışması yapılacağı ve bu kapsamda kabloların yerinin değiştirilmesi gerektiği açıkça bildirilmişken buna rağmen kablolar değiştirilmemiştir. Nitekim bilirkişi de bu hususa değinerek her iki tarafın da eşit oranda kusurlu olduğunu tespit etmiştir. Alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının zararın artmasına sebebiyet vermesi sebebiyle hesaplanan tazminattan %50 indirim yapılması gerektiğinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. ——– da müterafik kusur durumunun bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğine değinilmiş olup,——– HD’nin ——— E. ——— K. Sayılı ilamı da benzer mahiyettedir. Ancak müterafik kusur indirimi durumunda yerleşik ——— belirtildiği üzere tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğundan, davalı lehine bu kısım üzerinden ayrıca vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilemeyeceği açıktır. ——————–Bu nedenle davacının talep ettiği ———— üzerinden bilirkişinin davacının talep edebileceği miktar olarak tespit edilen ——– düşülmesi neticesinde, kalan bakiye olan ———- yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir. Yine tarafların tacir olması sebebiyle avans faizine hükmetmek gerekmiş ve tazminat haksız fiilden kaynaklandığından haksız fiil tarihinden itibaren faiz işletilmiştir.
Öte yandan davalı bakanlık kamu tüzel kişisi olup, işlem ve eylemleri kural olarak kamusal nitelik taşır. Davalı şirketin güçlendirme çalışması sırasında davacının zarara uğradığı iddia edilmekle, davalı bakanlığın güçlendirme çalışması yapan davalı şirket ile sözleşmenin tarafı olup olmadığı, tarafı ise idari hizmet kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında istemin idare hukuku kuralları çerçevesinde ve idari yargı yerinde değerlendirilmesi gerekmektedir. ———- hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekmektedir. Nitekim ——- Adliye Mahkemesi —-Hukuk Dairesi’nin —– E. ———- K. Sayılı ilamı benzer mahiyette olup: Davalı ————- bir kamu kurumu olup, yukarıda açıklandığı üzere kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Somut olayda, davalı idare tarafından yüklenicisi şirkete yaptırılan yol genişletme ve düzenleme çalışması sırasında zarara uğranıldığı iddia edilmiştir. Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. Anlatılan olay doğrultusunda davalının hizmet kusuruna dayanılarak tazminat istenildiği anlaşılmaktadır. İdarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesi gereğince ilgili idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Yargı yolu sorunu, HMK 114. maddesinde dava şartı olarak düzenlendiğinden ve kamu düzenine ilişkin olduğundan, açıkça veya hiç ileri sürülmese de mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. ” gerekçesini içermektedir. Yine Yargıtay — ————- E. ——– K. Sayılı ilamı: “Davacı vekili; davalı —————– adına diğer davalı şirket tarafından yapılan yol ve köprü çalışmaları esnasında, şirketlerine ait kabloların hasar gördüğünü ve buna ilişkin hasar tespit tutanağı düzenlendiğini belirterek oluşan zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı ———- vekili;—————idare mahkemelerinin görevli olacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davalı belediyenin bir kısım alt yapı çalışmalarını davalı şirkete ihale ettiği, yapım çalışmaları sırasında davalı şirketin, davacının kablolarını kopararak hasarlanmasına neden olduğu, davalı belediyenin yapılacak imalat ve çalışmalarda denetleme ve kontrol yetkisinin bulunduğu, bu sebeple hasardan belediyenin de sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin görevli olup olmadığı hususu kamu düzeninden olup re’sen veya talep üzerine her zaman dikkate alınması gerekir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi gereğince, görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi mahiyetindeki idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan zararlardan dolayı idare aleyhine idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Mahkemece, davalı ————- yürütülmesi esnasında verdiği zararların tazmini istendiğinden, bu davalı yönünden yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yanılgılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.” hükmünü haizdir. Benzer nitelikte bir çok içtihat bulunmakta olup, hal böyle olunca davalı ———– yönünden idari yargı yolu caiz olduğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı şirketin güçlendirme çalışmaları sırasında davacının kablolarında hasar meydana geldiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan ikinci bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmış, davacının müterafik kusuru nedeniyle TBK 52. Madde uyarınca %50 indirim yapılmış, bu kapsamda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, bilirkişi raporunda davacı vekilinin dava açarken talep ettiği alacak miktarından —-TL eksik tazminat hesabı nedeniyle davalı —– —–yönünden— vekalet ücretine hükmedilmiş, ancak müterafik kusur indirimi için yerleşik içtihatlar da göz önüne alınarak davalı lehine vekalet ücretine -nden açılan davanın ise idari yargı yolu caiz olmakla usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı ————- karşı açılan davada; idari yargı yolunun caiz olduğu anlaşıldığından HMK.’nın 114/1-b ve 115. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Diğer davalı ——– yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile ——-TL hasar bedelinin hasar tarihi olan —– tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gerekli 74,52-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 39,83-TL harcın mahsubu ile bakiye 34,69-TL harcın davalı ——— tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 27,70-TL başvurma harcı ve 39,83-TL peşin harcın toplamı olan 67,53-TL’nin davalı —————alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan —TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan————davalı ———-alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ———– tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı —– tarafından sarfedilen — yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı — ——–verilmesine,
8-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 1.090,87-TL vekalet ücretinin davalı———- alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı ———- kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 150,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ———– verilmesine,
10-Davalı —— kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/1 uyarınca davalı vekili için takdir olunan ——-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——- verilmesine,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı ve davalılar —————-vekillerinin yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.13/02/2020