Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/409 E. 2019/904 K. 13.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/409 Esas
KARAR NO : 2019/904

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/03/2015
KARAR TARİHİ : 12/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı … şirketine ——— numaralı zorunlu mali mesuliyet sigortası ile ———– plakalı aracın ——- tarihinde sürücü — sevk ve idaresindeki iken asli kusurlu olarak, sürücü … sevk ve idaresindeki ——– plakalı motorsiklete çarptığını, meydana gelen çift taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı kaza neticesinde ———— plakalı motorsikletin sürücüsü müvekkili …’ın yaralanarak %18 oranında sürekli sakat kaldığını,————- kurulu raporunun dava dilekçesinin ekinde sunulduğunu, bilirkişi incelemesi ile de müvekkilinin sakatlık durumunun tespit edileceğini, müvekkilinin kazadan sonra davalı … şirketine başvurduğunu ve hasar dosyası açıldığını, davalı … şirketi tarafından müvekkiline 19/09/2014 tarihinde 32.000,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin mağduriyeti sigorta şirketi tarafından ödenen miktarın çok üzerinde olduğunu, bu nedenle haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan indirimleri kabul etmediklerini, davalı … şirketinin dava açılmasına sebebiyet verdiği için kazadan dolayı sorumluluğu ve faiz sorumluluğu devam ettiğini, bu nedenle faizin başlangıç tarihi olay tarihinden hesaplanması gerektiğini, aksi düşünce olması halinde ise davalı şirkete müracaat edildiği tarihten 8 iş günü sonrasından faizin başlatılması gerektiğini, 2918 sayılı karayolları trafik kanunu ve zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartlarına uygun müracaata rağmen eksik ödeme yapan davalı şirkete müracaatla birlikte temerrüde düştüğünü, kaza tarihinde 27 yaşında olan müvekkilinin geriye kalan ömrünü sürekli sakat olarak tamamlamak zorunda kaldığını, dava sırasında aktüer tarafından bakiye ömrü içinde sürekli sakatlık oranı ve meslekte kazanma kaybı hesaplanırken bu hususlar göz önünde bulundurulacağını, müvekkilinin dava harç ve giderlerini karşılayabilme imkanı bulumadığını, bu nedenle mahkeme tarafından yapılacak sosyal ve ekonomik araştırma sonrası da bu sonuca varılacağını, davanın bu nedenle adli yardım talebi ile açıldığını, adli yardım talebinin davalı taraf sigorta şirketi olması dava sonunda hükmedilecek harç ve yargılama giderlerinin tahsil edilememesi gibi bir durum söz konusu olmayacağından adli yardım talebinin değerlendirilerken bu hususunda dikkate alınmasını, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili için 1.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı … şirketine yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul manasında olmamak üzere davacı tarafından söz konusu sakatlığa ilişkin olarak———– mahkemesi’nin ——. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, dava sırasında davacı taraf ile sulh olunduğunu ve imza altına alınan ibraname gereğince 32.000,00 TL ödendiğini, dava sırasında imza altına alınan ibranamenin geçersizliğinin taraflar tarafından iddia edilmesi mümkün olmadığını, esasa ilşkin itirazlarının olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere yukarıda belirttilen nedenlerle Çerkezköy İş Mahkemesinin ——- Sayılı dosyası ile dava açılmış ve ibraname ile ödeme yapılmadığını, iş bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davacılar tarafından dava aşamasından önce vekil tayin edildiğini ve vekili vasıtasıyla kayıtsız şartsız ibraname imza altına alındığını, tazminat ödemesinin davacı vekiline yapıldığını, avukatlık kanunu madde 35/a gereğince davacı taraf vekilince imza altına alınan ibraname ilam niteliğinde olup, davacıların yeniden aynı alacağa ilişkin açtıkları iş bu davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın kaza esnasında kask takmadığını, koruma önlemlerini almadığını, bu nedenle müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından sorumlu olan miktar ödendiğini poliçe teminatı dahilinde başkaca hiçbir sorumluluğunun olmadığını, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine sevk edilmesini, — tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini davacı tarafa rücuya tabi ödeme yapılması durumunda söz konusu miktarın hesaplanacak tazminat miktarından tenzili gerektiğini, söz konusu hususların yanısıra müvekkili olan şirket tarafından ödeme yapıldığından kendilerinin sorumlulu bulunmadığını, iş bu sebeple müvekkili olan sigorta şirketinin dava açılmasına sebebiyet vermekle faiz, masraf ve vekalet ücretinden sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davalı … şirketine sigortalı —- plakalı araç ile davacı sevk ve idaresindeki —-plakalı motosikletin karışmış olduğu yaralamalı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketine karşı açılan sürekli iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Dosya kapsamına göre deliller toplanmış, Çerkezköy —-. Sulh Ceza Mahkemesi’nden ceza dosyası celp edilmiş, sigorta şirketinden ibraname ve ödeme belgeleri istenmiş, Çerkezköy —– Asliye Hukuk Mahkemesi’nden —-. Sayılı dosya celp edilmiş, davacının bildirdiği yerlerden hastane kayıtları istenmiş ve Adli Tıp Kurumu —- Adli Tıp İhtisas Kurulundan davacının maluliyet durumunun belirlenmesi amacıyla rapor alınmıştır. Adli Tıp Kurumu—–.İhtisas Dairesinin 22.03.2017 tarihli raporunda: Davacıda sözkonusu kaza dolayısıyla E cetveline göre %25,0 oranında meslekten kazanma gücünün kaybetmiş sayılacağı, iyileşme sürecinin ise 6 aya kadar uzayabileceğini tespit etmiştir. Adli Tıp Kurumu —-.İhtisas Kurulundan alınan raporda 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılmış olup, kaza tarihinin 07/06/2013 olması nedeniyle raporun yönetmelikle uyumlu olduğu tespit edilmiş ve hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce hesap raporu alınması için dosya bilirkişiye tevdii edilmiş olup, bilirkişinin 01/11/2017 tarihli raporunda özetle: “07/06/2013 tarihinde meydana gelen yaralamalı maddi hasarlı trafik kazasında …’ın yaralandığı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacının geçici iş göremezlik zararının 4.798,56-TL olarak hesaplandığını, davacının sürekli iş göremezlik zararının ise Adli Tıp Kurumunun 22.03.2017 tarihli raporuna göre %25,0 meslekte kazanma gücü kaybı oranına ve davalı sürücünün %100 kusuruna göre 164.075,16-TL olarak hesaplandığı toplamda ise 168.873,72-TL olarak hesaplandığı, —– plakalı aracın 07/06/2013 kaza tarihinde —- tarafından düzenlenen ————— tarihleri arasını kapsayan ZMSS sigortası poliçesinin sakatlık ve ölüm teminatının limiti 250.000,00 TL olduğunu, hesaplanan tazminat tutarı sigorta limitini aşmadığından sigorta şirketinden talep edilebileceği” görüş ve kanaati ile raporunu ibraz etmiştir.
Davacı vekili 2018 yılı asgari ücret verilerinin dikkate alınması için ek rapor talep etmiştir. Mahkememizce davacı talebi doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmasına yönelik ara karar oluşturulmuştur. Bilirkişinin 21/06/2018 tarihli ek raporunda özetle:”07/06/2013 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacının geçici iş göremezlik zararının 4.798,56-TL olarak hesaplandığını, davacının sürekli iş göremezlik zararının ise Adli Tıp Kurumunun 22.03.2017 tarihli raporuna göre %25,0 meslekte kazanma gücü kaybı oranına ve davalı sürücünün %100 kusuruna göre 183.380,48 TL olarak hesaplandığı taplamda ise 188.179,04 TL olarak hesaplandığı, sigorta şirketi tarafından ödendiği beyan edilen davacının da ikrarında olan 19/09/2014 tarihinde yapılan 32.000,00 TL ödemenin rapor tarihi itibarıyla güncel değeri olan 41.104,00 TL düşüldükten sonra bakiye 147.075,04 TL olarak hesaplandığını, hesaplanan tazminat tutarı sigorta limitini aşmadığından sigorta şirketinden talep edilebileceği” görüş ve kanaati ile raporunu ibraz etmiştir.
Davalı vekili alınan bilirkişi raporlarına ayrı ayrı itiraz dilekçesi sunmuş olup, rapora itiraz dilekçelerinde özetle; davacı ile ————— sulh olunduğu, ibraname gereği 32.000,00-TL ödendiği, davacının bu ibraname ile her türlü dava ve talep hakkından feragat ettiğini davacı tarafın aynı alacağa ilişkin yeniden dava açmasının mümkün olmadığını, söz konusu ibranamenin dava aşamasında imzalandığını, kesin hüküm şartlarının oluştuğunu, davacı tarafça tazminat alacaklarının %20 oranındaki kısmının dava dışı kişiye temlik edildiğini bu hususun da irdelenmediğini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin 09/07/2018 tarihli dilekçe ile, netice-i talebini 147.075,04 TL olarak ıslah ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce kaza nedeniyle kusur oranlarının değerlendirilmesi için alanında uzman makine mühendisi bilirkişi tarafından rapor istenilmiş olup, bilirkişinin 06/05/2019 tarihli raporunda özetle: ” Dava dışı sürücü —— KTK’nın 53/b/5 – 84/f – 102/b-7 – 157/a/6 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, Bu raporun Çerkezköy —-. Sulh Ceza Mahkemesi’nde sunulan 07/01/2014 tarihli bilirkişi raporu ile uyumlu olduğunu, davacının —-sınıfı ehliyetinin olmamasının kazanın meydana gelmesi ile illiyet bağının olmadığı, tazminata konu yaralanmanın kalça kırığı olduğu dikkate alındığında kask kullanmama ile illiyet bağının olmadığının anlaşıldığı” görüş ve kanaati ile raporunu ibraz etmiştir.
Davalı tarafın kesin hüküm itirazları incelendiğinde; davacı tarafça imzalanmış bulunan ibraname-feragatnamenin 11/09/2014 tarihli olduğu, davacının Çerkezköy —–. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/587 E. Sayılı dosyasında sunmuş olduğu 16/01/2015 havale tarihli feragat dilekçesinde, davalı ile maddi tazminat alacağı hususunda anlaşıldığı bu doğrultuda davadan feragat ettiği görülmüştür. Çerkezköy ——- Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada davacının feragat ederken gerçek maluliyet oranını ve zararını bilip bilmediği anlaşılamamaktadır. Zira maluliyet oranı tespit edilmeden davadan feragat edilmiştir. Bu nedenle zarar ile kapsamı belirli olmadan verilen ibranamenin ancak makbuz hükmünde olabileceği anlaşılmış ve ibraname nedeniyle feragat beyanının kesin hüküm teşkil etmeyeceği kanaatine varılmıştır. Nitekim Yargıtay——.Hukuk Dairesi’nin 2018/4028 E. 2019/1197 K. Sayılı ilamı benzer mahiyette olup: “Davacı ile davalı arasında daha önce görülen ve tarafların sulh olması nedeniyle feragatle sonuçlanan Nizip —–. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/359 Esas sayılı dosyası kapsamında, davaya konu kaza nedeniyle davacıda oluşan işgücü kaybı oranı ile zararın belirlenmesinden önceki aşamada, davalı sigortacı tarafından yapılan ödeme nedeniyle verilen ibranameye konu bedelin yetersiz olduğunun davacı tarafça iddia edildiği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2. maddesi gereği, ibra tarihinden sonraki 2 yıl içinde yetersizlik iddiasının ileri sürüldüğü; zarar ile kapsamı belli olmadan verilen ibranamenin ancak makbuz hükmünde olduğu dikkate alındığında, önceki davada verilen kararın kesin hüküm teşkil etmemesine göre; … davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. ” hükmünü içermektedir.
Bilindiği üzere Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. Maddesi: “Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükmünü içermekte olup eldeki dava 17/03/2015 tarihinde 2 yıllık süre dolmadan açılmıştır. Davacıya sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme %8 maluliyet oranı üzerinden yapılan hesaplama sonucu belirlenen miktar olup, Mahkememizce alınan raporda belirlenen maluliyet oranı ise %25,00’dır. Öte yandan davacının sigorta şirketine başvurusu sonucu hesaplanan aktüer raporunda sürekli maluliyet tazminat miktarının 20.718,90-TL olduğu ödenen bakiye miktarın da anapara,faiz,tahsil harcı,avukatlık ücreti ve diğer tüm ferileri kapsadığı Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda ise 183.380,49-TL olduğu görülmüştür. Mahkememizce alınan ve davalı tarafça hesap raporunda esas alınan maluliyet oranları ve hesap raporları arasındaki farkın fahiş olduğu anlaşılmış bu nedenle davacının KTK 111. Maddesi gereği maddi tazminat talep edebileceği anlaşılmıştır. Davalı vekili rapora itiraz dilekçesinde alacağın %20 oranında temlik edildiğini beyan etmiş ise de bu yönde herhangi bir delil sunmamış ayrıca hasar dosyası incelendiğinde; buna ilişkin bir dilekçe olmadığı anlaşılmış bu nedenle rapora bu yönüyle itirazı da yerinde görülmemiştir.
Bilindiği üzere; müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılması gerekmekte ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nun 52.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Mahkememizce alınan kusur raporu, ATK’nın maluliyet raporu ve tedavi evrakları birlikte incelendiğinde, davacının maluliyetinin kask takmaması nedeniyle artmadığı zira davacının kafasından yaralanmadığı ve ehliyetsiz araç sürüşünün kazaya etkisinin olmadığı anlaşıldığından müterafik kusur indirimi yapılmamıştır. Davacı taraf olay tarihinden itibaren avans faizi hükmedilmesini talep etmiş olup, davalı … şirketine sigortalı aracın kullanım türünün hususi olması ve sigorta şirketine ilk başvuru tarihinin belirlenmemesi nedeniyle sigorta şirketinin davacı tarafa yaptığı ödemenin tarihi dikkate alınarak 19/09/2014 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekmiştir. Öte yandan davacı vekilinin dava dilekçesi ile sadece sürekli maluliyete ilişkin maddi tazminat talep ettiği ancak ıslah ile geçici maluliyet tazminatı da talep ettiği görülmüş, dava konusu edilmeyen bir istemin -dava dilekçesinin tamamının ıslah edilmesi- istisnası dışında ıslahla talep edilmesinin mümkün olmaması ve davacının da yalnızca dava değerini arttırdığına yönelik ıslah beyanı göz önüne alındığında geçici maluliyete ilişkin talebi uygun bulunmamış ve reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, ATK raporu, kusur raporu, hesap raporu davacının ıslah dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde; Adli Tıp Kurumu —-.İhtisas Dairesinden alınan maluliyet raporundaki tespitler ve Mahkemece görevlendirilen Bilirkişilerce kusur ve hesaplama yönünden yapılan değerlendirmeler hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuş, Çerkezköy ——Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davacının feragat beyanının henüz davacının zararı tespit edilmeden Mahkemeye ulaşması neticesinde Yargıtay kararları da değerlendirilmek suretiyle kesin hüküm teşkil etmeyeceği anlaşılmış, davalı tarafça ibraname kapsamında ödenen bedel ve hesap raporunda esas alınan maluliyet oranı ile Mahkememizce alınan ATK raporunda belirlenen maluliyet oranı ve hesap raporunda belirlenen tazminat bedeli arasındaki farkın fahiş olduğu görülmüş, bu nedenle KTK 111. Maddesi gereği ibranamenin ancak makbuz hükmünde olacağına kanaat getirilmiş, müterafik kusur indirimi şartları oluşmadığından belirlenen tazminat miktarı üzerinden ayrıca indirim yapılmamış, dava dilekçesinde talep edilmeyen alacak kaleminin yalnızca talep arttırım beyanı içeren ıslah dilekçesi ile talep edilmesinin mümkün olmaması karşısında davacının geçici maluliyet talebi yönünden davanın kısmen reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 142.276,98-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 19/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gerekli 9.718,94-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 -TL, peşin harcın 474,64-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 9.216,60-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70-TL başvurma harcı, 27,70-TL peşin harç ile 474,64-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 530,04-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.750,90 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan(%96,74 Kabul %3,26 Ret) 1.693,82-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—– deki esaslara göre belirlenen 14.132,16-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden —- göre reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.