Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/401 E. 2019/1410 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/401 Esas
KARAR NO: 2019/1410
DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ: 16/03/2015
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile müflis doysan —- tarihinde imzaladığı sözleşmeyle dava dışı elit — mevcut payını ve yine dava dışı —deki mevcut payını satarak resmi olarak devir etmiş olduğunu, bu hisse devirlerine karşılık— TL. bedel üzerinden sözleşme yapıldığını, devir işlemi karşılığında – vadeli — TL. ve – vadeli — TL. bedelli iki adet senet düzenlendiğini, davacının senetleri aldığını, şirket hisse devirlerinin gerçekleştiğini, alacak dayanağı bonoların düzenlenme tarihinin iflas kararından çok daha önceki bir tarih olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu bonoları tahsil için bankaya verdiğini, bonoların hangi tarihte bankaya teslim edildiğinin rahatlıkla tespit edilebileceğini, yukarıda izah edilen nedenlerle; alacağın varlığının tespit edilerek, masaya kaydının yapılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müflis —- iflas sayılı dosyası ile tasfiyesinin resen müdürlüklerince yürütüldüğünü, huzurdaki dosyada davacı …’un alacak talebinin tamamının reddine karar verilmiş olduğunu, istenilen masa red kararı masraf olmadığından gönderilememiş olduğunu, ilgilisi tarafından masraf karşılandığında gönderileceğini, müflis şirketin iflas kararı henüz kesinleşmemiş olduğunu, ikinci alacaklılar toplantısının yapılması söz konusu olmadığını belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, bonoya dayalı kayıt kabul taleplidir.
Davalı müflisin, İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen iflas erteleme davasında — E, – K sayılı kararla, — tarihi itibariyle iflasına karar verildiği, bu kararın Y, -HD.nin — E,— K sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı, — vadeli, — düzenleme tarihli, —TL bedelli bono ile — vadeli — düzenleme tarihli, –TL bedelli iki adet bono nedeniyle müflisten alacaklı olduğunu ileri sürerek alacağının masaya kayıt ve kabulünü talep etmiştir.
Davacının bu iki adet bono nedeniyle müflis şirket aleyhine İst. –. İcra müd.— E sayılı dosyada icra takibi başlattığı anlaşılmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiştir.
İflas tasfiyesinin yürütüldüğü Anadolu -. İcra iflas müdürlüğünün — iflas sayılı dosyada, sıra cetveli ve masa red kararı davacı tarafa — tarihinde tebliğ edilmiş olmakla, — tarihli iş bu davanın İİK.nun 235. maddesine göre süresinde açıldığı sabittir.
Davalı yanında müdahilliğine karar verilen — müflis — alacaklı olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, bonoya dayalı gerçek bir alacak olmadığı halde muvazaalı şekilde diğer alacaklıların önüne geçmek amacıyla hareket ettiğini, müflise karşı başlattığı icra takibinde,müflis şirketin içinin boşaltıldığını tespit ederek İstanbul — Asliye Ticaret Mahkemesinde tasarrufun iptali davaları açtığını, bu davada alınan bilirkişi raporunda da muvazaalı işlerin varlığının tespit edildiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İst. — Asliye Ticaret Mahkemesinin — E (İlk esası — E) sayılı dava dosyası uyap üzerinden celp edilerek incelendiğinde, davacısının —olduğu, davalıların Müflis -. olduğu, -adet birleşen dava dosyasının olduğu, tümünde de tasarrufun iptali talep edildiği, – E sayılı bu davada — K.sayılı, – karar tarihli kararla, iflas sebebiyle takiplerin yasa gereği düştüğünü, bu nedenle ortada icra takibi kalmadığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ancak muvazaanın varlığına kanaat getirildiğinden davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verildiği görülmüştür. Bu karar, Yargıtay — HD.nin —– K sayılı kararıyla, konusu kalmayan davada uyuşmazlığın davacı ve davalının haklılık durumuna ilişkin kaldığı, bunun tespiti için de mahkememizde görülen iş bu kayıt kabul davasının neticesinin beklenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu görülmüştür.
Eldeki davaya dönecek olunursa, mahkememizce, yukarıda bilgileri yazılı iki adet bono nedeniyle davacının alacak iddiasına ilişkin bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyeti — tarihli raporunda, bonoların devir sözleşmelerine dayandırıldığı, — tarihli sözleşmede davacı … hissesini devreden (devreden üç kişiden biri), müflis — ise devralan olarak imza attıklarını, devrin iki ayrı şarta tabi olcak şekilde kararlaştırıldığını, — tarihli bu sözleşmenin altında -adet hisse devir sözleşmesi yapıldığı, devreden …’un – – hissilerini —TL bedelle, — şirketindeki hisselerini —TL devir bedeli karşılığında devredeceğinin yazıldığını, kayıt kabul davasına konu bonoların miktar itibariyle örtüşmediğini, davacı alacağının masaya kaydı için başvurduğunda, müflis şirket yetkilisinin alacağın kaydına itirazının olmadığını, devir konusu —— arasında organik ve fiili bağlantı oludğunu, ayrıca müflis şirket yetkililerinin hem devralan şirketin yetkilisi olup hem de devir konusu —— şirketlerinde pay sahibi ve yönetici olduğunu, davacı … ile akrabalık bağlarının da olduğunu, bonoların tarihleri ile sözleşme tarihlerinin çelişkili olduğunu, şarta bağlı devride şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin belli olmadığını, şirket yetkilisinin ceza dosyasındaki beyanlarının da davacının beyanları ile çelişkili olduğunu,tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde muvazaa iddiasının doğru olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılarak itibar edilmiştir. Gerçekten de davacı hisse devri karşılığında aldığı bonolar nedeniyle alacaklı olduğunu ileri sürdüğüne göre, devrin şartlarının oluştuğunu, hisse devrinin gerçek bir sözleşme olduğunu çok net biçimde ortaya koyması gerekir. Zira bono, her zaman geçmiş tarihli olarak düzenlenebilir. Kaldı ki sunulan bonoların bedeli ile devir bedeli de örtüşmemektedir. Bu bakımdan İst. — Asliye Ticaret Mahkemesi.nin bozma öncesi—- E sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda da benzer tespitlerde bulunulmuştur.
Kayıt kabul hükmü kurulması için, genel hükümlere göre yapılan yargılamada davacının alacağını somut delillerle ortaya koyması gerekir. Sadece bono düzenlenmiş olması alacağın varlığını ortaya koymaya yetmez. Açıklanan gerekçelerle alacağın varlığı ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Alınması gerekli 44,40TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 16,70TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
3- Davalı tarafından yapılan yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
5- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 2.725,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 18/12/2019