Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/312 E. 2021/462 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/312 Esas
KARAR NO : 2021/462
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 26/02/2015
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- tarihli——- hisse ile davalı —- ortak olduklarını ortaklardan —- tarihinde hisselerini diğer ortaklara devretmek suretiyle ortaklıktan ayrıldığını ve son durumda müvekkilinin —- ortak olan davalının ise — oranı ile ortaklıklarını sürdürdüklerini davalı şirketin toplam ödenmiş sermayesinin—-olduğunu bu bedelin müvekkilinin hisselerine karşılık gelen —– müvekkili tarafından nakdi olarak davalı şirkete ödendiğini eş deyişle müvekkilinin ödenmemiş sermaye borcunun bulunmadığını, müvekkili ile diğer ortak arasında yapılan anlaşma uyarınca müvekkilinin ofis içinde diğer ortağın ise sahada çalışmasına karar verildiğini ve sahada çalışan ortağın yapılan her kiralama/satış işinden müvekkiline belirli bir miktarda kar payı ödenmesinin kararlaştırıldığını ve diğer ortak tarafından anılan prim oran tablosunun hazırlandığını, müvekkilinin ofis içinde görevlendirildiğinden sahada çalışma şansının olmadığını, diğer ortak tarafından —– tarihinde ödeme yapıldığını, başkaca bir ödeme de yapılmadığını, bunun üzerine müvekkilinin diğer davalı ile görüşerek ortaklıktan ayrılmak istediğini ve hisseleri kendisine devredeceğini bildirdiğini, hisselerin devri için bir değerin tespit edildiğini ve ödeme planının çıkartıldığını protokolün şahitler huzurunda imzalandığını fakat protokolden bir hafta sonra davalı şirketin diğer ortağının bu kere hisseleri bu bedelle almaktan vazgeçtiğini hisseleri bedelsiz olarak devralabileceğini ve herhangi bir teminat veremeyeceğini beyan ederek protokol hükümlerini ihlal ettiğinden müvekkili tarafından ihtarnamenin keşide edildiğini, diğer ortağın cevabi ihtarname ile hisseler için hiçbir bedel ödemeyeceğini ihbarname ile bildirdiğini, müvekkilinin eşyalarını almak üzere şirkete gittiğini, fakat diğer ortak tarafından darp edildiğini, dövüldüğünü, hakaret ve tehditlere maruz kaldığını müvekkilinin diğer ortaktan şikayetçi olduğunu belirterek davanın kabulüne, müvekkilinin davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, müvekkili şirketin hissesinin gerçek değerinin tespiti ile ayrılma akçesi olarak müvekkiline ödenmesine, teminatsız olarak ve dava süresince müvekkilinin ortaklıktan doğan hak ve borçlarının tümünün dondurulması veya müvekkilinin durumunun teminat altına alınması amacıyla uygun görülecek diğer önlemlerin alınması şeklinde tedbir kararının verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ayrılma akçesi olarak ne kadar talep ettiğini belirtmesinin ve eksik harcı tamamlamasının gerektiğini, şirketin ana sözleşmesi ve —– ile davacının iddialarının örtüşmediğini, davacının şirketten herhangi bir alacağının olmadığını, taraflar arasında ortaklığın devrine ilişkin geçerli bir sözleşmenin bulunmadığını, şirketin müvekkili tarafından borçlandırıldığı ve davacının yapılan işlemlerden dolayı bilgilendirilmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek davacının ortaklıktan çıkmasına izin verilmesi dışındaki taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi, ayrılma akçesinin tahsili istemlerine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle —–kavramı üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır.
Limited şirketlerde ortakların ortaklıktan doğan şahsi ve mali hakları söz konusudur. Ortakların pay hakkı, şirket kârına katılma hakkı gibi mali haklarının yanı sıra, oy kullanma hakkı, ortaklığı yönetim ve idare hakkı gibi şahsi hakları mevcuttur.
Limited şirketlerde ortağın şahsi haklarından biri de 6102 sayılı TTK’nın 638. maddesinde düzenlenen, ortağın ortaklıktan çıkma hakkıdır. Çıkma hakkı, ortağın özgür iradesi ile ortaklıktan çıkma istemini içerir. Çıkma hakkını kullanarak ortaklıktan ayrılan ortağın, ortaklığa ait bütün hak ve mükellefiyetleri sona ererek şirketle arasındaki bütün ilişkisi kesilmiş olacaktır.
Limited şirketlerde ortakların tek yanlı iradeleriyle şirketten ayrılmaları kural olarak mümkün değildir. Bunun için ortağın çıkma iradesinin bir hukuki temele dayanması gereklidir. Bu temel 6102 sayılı TTK’nin 638. maddesi gereğince ya esas sözleşmesel ya da kanuni olabilir. Başka bir deyişle bu temel, ya şirket sözleşmesinin ortağa şirketten tek yanlı irade ile çıkma hakkı veren bir hükmü ya da kanunun ortaklara belirli koşullarda çıkma hakkı tanıyan düzenlemesidir.
6102 sayılı TTK’nin 638/1. maddesi gereğince, limited şirket sözleşmesi ile ortaklara şirketten çıkma hakkının tanınması veya bu hakkın kullanılmasının belirli şartlara bağlanması mümkündür. Ayrıca bu hakkın kullanılması için sözleşme özgürlüğü kapsamı içinde bazı şartların varlığı da gerekli kılınabilir. Şirket sözleşmesi ile ortaklara tanınan çıkma hakkı, hukuki açıdan onlara tanınmış bozucu yenilik doğuran bir haktır. Ortak bu hakkını kullanıp çıkma iradesini ortaklığa ulaştırdığında çıkma gerçekleşir, ayrıca bu beyanın şirket tarafından kabulüne gerek yoktur.
Limited şirkette ortaklara şirketten çıkma hakkı tanıyan bir diğer durum ise 6102 sayılı TTK’nin 638/2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; ortak, haklı bir sebebin varlığı hâlinde, diğer ortakların rıza ve muvafakatlerine lüzum olmaksızın şirketten çıkmasına müsaade edilmesini mahkemeden talep edebilmekte ve mahkeme kararı ile şirketten çıkabilmektedir. Böylece ortaklar, esas sözleşmede şirketten çıkma hususu düzenlenmiş olsun ya da olmasın şirketten çıkmalarını haklı gösterecek bir sebebin varlığı hâlinde her zaman bu hakkı kullanabileceklerdir.
Limited şirket ortağı tarafından açılan haklı sebebe dayalı çıkma davası ileriye etkili hüküm ifade eden bozucu yenilik doğuran bir dava olup, bu davada çıkmayı gerçekleştiren irade mahkeme kararıdır. Mahkemenin çıkmaya ilişkin kararı şirketle ortak arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdirir ve sonuçlarını dava tarihinden değil kararın kesinleştiği tarihte doğurur.
Hemen belirtilmelidir ki, ortak tarafından açılan haklı sebebe dayalı çıkma davasında davacının ortaklık sıfatının kararın kesinleştiği tarihe kadar devam etmesi gerekmektedir. Zira haklı sebebe dayalı çıkma davasında verilen çıkma kararı, sonuçlarını kararın kesinleştiği tarih itibariyle doğuracağından davacının bu tarihte ortak olması gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının davalı ———- olduğu, şirketin hali hazırda iki ortaklı olduğu, bir ortağın davacı olduğu, diğer ortağın ise davalı —– olduğu, taraflar arasında ortaklığın sonlandırılması hususunda ortak iradenin olduğu, buna ilişkin taraflara arasında dava açılmadan önce de protokol imzalandığı, ancak imzalanan bu protokolün gereklerinin yerine getirilmediği, taraflar arasında ayrılma payı hususunda uyuşmazlık olduğu, bu hususta dava açılmadan önce de karşılıklı ihtarlar düzenlendiği belirlenmiştir. —- sonlandırma konusunda iradeleri aynıdır. Ortaklar arasında hakaret ve yaralama eylemlerinden dolayı adli işlemler başlatıldığı dosyaya sunulan evraklardan anlaşılmaktadır. Bu durumda ortaklığın devam etmesi taraflardan beklenemeyecektir. Davalı ile davacı arasında yaşanan ve adli mercilere intikal eden olaylardan dolayı davacının TTK 638/2. maddesi gereğince haklı nedenle ortaklıktan çıkma talebinin haklı olması nedeniyle davanın bu yönüyle kabulüne karar verilmiştir.
Ayrılma akçesinin hesaplanmasında rayiç değer yöntemi ve gelecek dönem nakit giriş ve çıkışlarının ——– olmak üzere iki yöntem kullanılmaktadır. Nakit akımları yöntemi daha çok —– kayıtlı şirketler yönünden ilerideki —- yıllık ekonomik tahminlere dayanarak şirket değerinin belirlenmesi yöntemi olup, gelişmekte olan ekonomilerde kullanılması doğru sonuçlar vermemektedir. Bu nedenle, dava konusu şirket gibi küçük şirketlerin değerinin belirlenmesinde rayiç değer yöntemi tercih edilmektedir. Rayiç değer yöntemine göre, ayrılma akçesi hesaplandığında, belirlenen rayiç değerin karar tarihine en yakın tarihteki değer olması gerekmektedir. —- uygulamaları da bu yöndedir. Dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek —- tarihli bilirkişi heyet raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda rayiç değer hesabına göre davacının ayrılma payının —olduğu belirlenmiştir. Bilirkişinin ayrılma payı hesaplaması yukarıda bahsedilen kurallara göre belirlenmiş olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmıştır. Davacı — tarihli dilekçesinde ayrılma payına yönelik dava değerini —— olarak belirlemiş olduğundan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu değer dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Ortaklıktan çıkma ve ayrılma payı talepli dava şirkete karşı ileri sürülmesi gerekirken davacı tarafından hem şirkete hemde diğer ortağa yöneltilmiştir. Diğer ortağın bu davada pasif husumeti olmadığından bu davalı yönünden davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı ——– yönünden KISMEN KABULÜ ile; davacı — davalı—– —– çıkmasına izin verilmesine;
2-Davacı—– ortaklıktan çıkma payının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davanın davalı —–yönünden husumet yokluğundan USULDEN REDDİNE,
4-Alınması gerekli 266,77- TL harçtan davacının yatırmış olduğu 27,70-TL peşin harç ve 171,00-TL tamamlama harcın mahsubu ile bakiye 68,07-TL harcın davalı —– alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 27,70-TL peşin harç, 27,70-TL başvurma harcı ve 171,00-TL tamamlama harcının toplamı 226,40-TL’nin davalı—– alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında yapılan 2.166,50-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 846,09 TL’nin davalı———alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar vekili tarafından sarf edilen 47,00- TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 28,64-TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, bakiye kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT gereğince 3.905,33-TL vekalet ücretinin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı —- kendini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT gereğince 3.905,33-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı—– verilmesine,
10-Davalı —-kendini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT gereğince 3.905,33-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı—-verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı25/03/2021