Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1238 E. 2018/29 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2015/1238 Esas
KARAR NO : 2018/29
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/12/2015
KARAR TARİHİ : 23/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı dava dilekçesinde özetle, …. ve ….Marinanın 20 yılı aşkın bir süreden beri işletmeciliğini yürüttüğünü, davalıya ait M/Y tipli, boyu 18 ml, genişliği 4,74 mt, …. Adalar Bayraklı “………….” şimdiki adıyla “…………” isimli teknenin marinaya getirildiğini, tekne bağlama sözleşmelerine dayalı olarak yıllardan beri tekneye marinacılıkla ilgili kara park ve kışlama hizmetlerinin eksiksiz bir şekilde verildiğini/verilmeye devam edildiğini, davalının uzun yılardır müvekkile olan borçlarını ödemediğini, bir çok defa tekne sahibi davalı şirketin hakim ortağı ve müdürü ….. ile görüşülmüş olmasına rağmen borcun ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla daha önce de hukuki yollara başvurulduğunu, davalı borçlunun önceki takipteki borca itiraz ettiğini. 2013’te geminin denize açılma hazırlıklarına başlaması üzerine, tekne üzerinde hapis hakkının müdürlükçe fiilen kullandırıldığını, süresi içinde taşınır rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, akabinde davalı borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasıyla itirazın iptali davasının kısmi kabul ile karara çıktığını, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedildiğini, ancak kararın henüz kesinleşmediğini, müvekkilin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla sözde alacaklı 3. Kişi ile sözde borçlu … Ltd. arasında muvazaalı olarak düzenlenmiş olan istanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası olduğunu, 04/09/2013 tarihinde dosyadan tekne üzerinde fiili haciz uygulanmak üzere müvekkil marinaya gelindiğini, alacaklının ısrarlı talebi ile teknenin Pendik Marina’ya götürülmeye çalışıldığını, sözlü ve yazılı itirazlar üzerine haczin kaldırılması talebinin İcra Müdürlüğünce haklı bulunarak tekne üzerindeki haczin kaldırıldığını, marına tarifesine göre kesilen …. numaralı 02/11/2014 ile 02/11/2015 arasındaki dönemlere ait geçmiş bir yıllık 9,542,16 Euro bedelli fatura düzenlendiğini, tahsil için tekne üzerinde hapis hakkının yine fiilen kullandırıldığını, akabinde süresi içinde taşınır rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, davalı borçlunun borca ve rehin hakkına itiraz ettiğini, İstanbul Anadolu 25. icra Müdürlüğü’nün …. sayılı taşınır rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takibe yapılmış olan haksız ve dayanaksız itirazın iptali ile icra takibinin devamını sağlamak için huzurdaki davanın açılma zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek, İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, dava sonuna kadar davalıya ait ve borcun kaynağı olan, önceki adı “………” şimdiki adıyla “……….” teknesi üzerine İİK. 251. maddesi gereğince teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Teknenin eski sahibi …… Turizm İşletmecilikken 29/02/2012 tarihinde satın alındığını, müvekkilin tekneyi satın aldığı tarihte marınaya peşin olarak 20.000,00 $ ödeme yapıldığını, müvekkilin teknenin suya indirilmesini talep ettiğini, teknenin suya indirilmediğini, teknenin eski sahibinin marinaya borcu olduğunun ve borcun müvekkil tarafından ödenmesi gerektiğinin beyan edildiğini, teknenin eski sahibi adına İstanbul 21. İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı dosyası ile 17.903,00 € asıl alacak için icra takibi yapıldığını, müvekkilin borcu sebebiyle dava dışı 3 kişi tarafından tekneye haciz işlemi yapıldığını, muhafaza işleminin yapılamadığını,davacının 09/10/2013 tarihli … numaralı 9.542,00 € ve 09/10/2013 tarihli 454590 numaralı 9.542,00 € bedelli iki adet fatura keşide ederek müvekkile ihtarname keşide ederek ödeme talep ettiğini, fatura içeriği incelendiğinde 03/11/2011 – 02/11/2012 ve 02/11/2012 -02/11/2013 tarihlerini kapsayan kara park ücretinin talep edildiğinin görüleceğini, müvekkilin yasal süresi içinde faturalara itiraz ettiğini, davacının müvekkil aleyhine faturalara dayanarak İstanbul Anadolu 19. icra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığını, 23/10/2013 tarihinde fiilen hapis hakkının kullanıldığını, müvekkil aleyhine açılan İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin….. esas sayılı itirazın iptali davasının yapılan yargılama süresince de hapis hakkının kullanılmaya devam ettiğini, alacak talebinin 11.124,85-TL’nın kabulü geri kalan kısmının reddi ile sonuçlandığını, 11,124,85-TL’nın ferileri ile davacıya ödendiğini, davacının yeni bir fatura keşide ettiğini, müvekkil aleyhinde icra takibine başladığını, rehin hakkına itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığını ileri sürerek davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına göre davanın, hukuki niteliği itibariyle marina bağlama sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahisili amacıyla yapıldığı iddia edilen icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu görülmüştür.
Benzer konuda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/420 E., 2017/452 K. sayılı kararında; “Dava, marina bağlama sözleşmesi uyarınca verilen hizmet bedelinden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlık, 6102 Sayılı Yasanın 5. kitabında düzenlenmiş olup TTK 1352/1-l bendinde, geminin işletilmesi, yönetimi, korunması veya bakımı için verilen hizmetler deniz alacağı olarak tarif edilmiştir. TTK 5/2.bendi uyarınca, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa HSK tarafından Asliye Ticaret Mahkemelerinden biri veya bir kaçı deniz ticaretine ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir. Bu kapsamda, deniz ticaretinden doğan uyuşmazlıklara bakmak üzere İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi görevlendirilmiştir. Davamıza konu uyuşmazlığın çözümünde deniz ticaretine ilişkin hükümlerin uygulanması gereklmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözme görevi Denizcilik İhtisas Mahkemesine aittir.” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi tarafından verilen hükmün kaldırılmasına karar vermiştir.
Yine benzer konuda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/14640 E., 2016/4226 K. sayılı kararında; “Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın marina bağlama sözleşmesi uyarınca verilen hizmet bedelinden kaynaklandığı, 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca uyuşmazlığın deniz sigortası ve deniz ticaretine ilişkin olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesi sonrasında talep halinde dosyanın İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne (Deniz İhtisas Mahkemesi) gönderilmesine karar verilmiştir.” yönünde kurulan hükmün onanmasına karar vermiştir.
6102 Sayılı TTK. m. 5/2’de yer alan; “….Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok Asliye Ticaret Mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakim Savcılar Yüksek Kurulu’nca Asliye Ticaret Mahkemelerinde biri veya birkaçı münhasıran” bu Kanundan ve diğer Kanunlardan doğan” deniz ticaret ve deniz sigortasına ilişkin hukuki davalara bakmakla görevlidir” hükmü gereğince 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK.nun 5. maddesi uyarınca, Hakimler Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 15.09.2014 tarih ve 5235 Sayılı Kanun’un 5. Maddesi gereğince, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi Ticaret Kanunu’ndan ve diğer Kanunlardan doğan deniz ticaret ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilmiştir. Dava konusu edilen ve marina bağlama sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık bu kapsamda olduğundan davaya bakma görevinin İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu değerlendirilmiş, bu sebeple HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının da davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usul yönünden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usul yönünden REDDİNE,
2-HMK.’nun 20. maddesi uyarınca iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, 6102 Sayılı TTK. m. 5 gereğince davaya bakmakla Görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda tarafların talebi üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/01/2017