Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1191 E. 2019/941 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/366 Esas
KARAR NO : 2019/1013

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/03/2018
KARAR TARİHİ : 03/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirketin, ortak sağlık güvenlik birimi olarak kurulduğunu ve ticari hayatına halihazırda devam eden bir şirket olduğunu, —–alanında alınması gereken tedbirler yönünden hizmet alanlarına rehberlik ettiğini, risk değerlendirmesinde bulunduğunu, ——— gibi faaliyetlerde bulunduğunu, taraflar arasında 16.12.2015 tarihinde—— Hizmetleri sözleşmesi imzalandığını ve davalıya hizmet sunulduğunu, davalının müvekkili şirkete faturalardan kaynaklı cari hesap olacağı olarak 2.516,00-TL bakiye borcu bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğünün ———– Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, borçlunun itirazı ile takibin durduğunu, alacağın likit olduğunu, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın haksız, yersiz ve mesnetsiz olduğunu, taraflar arasında 2015-2016 dönemi için anlaşma yapıldığını, davacı yan ve müvekkili davalı yanın ticari defterleri incelendiğinde, müvekkilinin davalı yanın hizmet almadığı bir tarihte, davacı tarafından fatura kesildiğini, davacı yana 2017 yılında anlaşmanın devam etmeyeceğinin ve sözleşmenin yenilenmeyeceğinin bildirildiğini beyanla, haksız açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, faturaya dayalı cari hesap alacağı nedeniyle davacı tarafça başlatılan İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emri 28/03/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça 7 günlük itiraz süresi içerisinde 29/03/2017 tarihinde itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır. Takibe konu ocak ve şubat 2017 yılına ait irsaliyeli faturanın, ———- görevlendirme detay raporunun ve sözleşme örneğinin davacı tarafça dosyaya delil olarak sunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin Mahkememize sunduğu cevap dilekçesi ekinde 2017 yılı için anlaşmaya devam edilmeyeceği ve sözleşmenin yenilenmeyeceğine ilişkin davacı tarafa gönderilen mail görüntüsü ibraz edilmiş olup, davacı vekili ise cevaba cevap dilekçesinde sözleşme uyarınca 16/10/2016 tarihinden önceki bir tarihte fesih bildiriminin yapılması gerektiğini, ancak davalının göndermiş olduğu mailin 10/11/2016 tarihli olduğu fesih bildiriminin süre ve şekil açısından haksız olduğunu beyan etmiştir.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi için taraflara gün verilmiş, her iki taraf ticari defterlerini belirlenen gün ve saatte Mahkememize ibraz etmiştir. Mahkememiz tarafından re’sen seçilen Mali Müşavir Bilirkişi ————tarihli raporunda özetle: “Davacının,——– yıllarına ait kanuni ticari defterleri kendi adına delil vasfına haiz olduğunu, davalının 2017-2018 yıllarına ait kanuni ticari defterleri kendi adına delil vasfına haiz olduğunu, davalı kayıtlarında davacıya borç gözükmediğini, dosya içerisinde bulunan ———- Raporunda, davacı adına davalıda görev yapan işyeri güvenliği uzmanı ve iş yeri hekiminin işten ayrılış tarihinin 01/03/2017 olduğunu, diğer sağlık personelinin işten ayrılış tarihinin 22/12/2016 olduğunun gözüktüğü, davalı tarafından hizmet alınmadığının beyan edildiğix davaya konu sürelerde işyeri güvenliği uzmanı ile işyeri hekiminin davalıda çalıştıkları, diğer sağlık personelinin ise çalışmadığının görüldüğü, söz konusu tarihler temel alınarak davacının davalıdan alacağının——- yukarıda belirtilen işten ayrılma tarihine göre yapılan hesaplamada davacının davalıdan 2.354,00-TL alacağının bulunduğunu, 2.516,00-TL alacak talebinin ise yerinde olmadığı kanatini Mahkemenin takdirlerine sunduğu” şeklinde raporunu ibraz etmiştir.
Davalı taraf bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmuş olup, sözleşmenin yazılı ihbar ile feshedildiğini, feshedildikten sonra davacı tarafından hizmet verilmediğini beyan etmiş, davacı tarafın bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ise; davalı şirket —— diğer sağlık personelini düşürmüş olsa da davacı müvekkilin şirkette yerine sağlık personeli çalışmaya devam etmekte olduğu sözleşmenin zamanında/süresinde yapılmamasından ötürü bu fatura bedelinin menfi zarar olarak hukuken telakki edilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. Maddesi gereği davacı tarafın defterlerinin sahibi lehine delil teşkil etmesi için davalı tarafın aynı şartlarla uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter ve kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmış olması gerekir. Öte yandan fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. Belirtilen belgeler imzalı sevk irsaliyesi, mutabakatname, vergi kayıtları gibi her türlü ispata yarar yasal delil olabilir.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere her ne kadar davalı defter kayıtlarında davacı lehine borç kaydı görünmese de, davacı tarafın delil olarak sunmuş olduğu ————personel görevlendirme formu incelendiğinde; fatura tarihi itibariyle davacı personellerinin görevlendirilme tarihlerinin birebir uyumlu olduğu, davalı tarafa faturaya konu hizmetlerin verildiğinin davacı tarafça ispatlandığı anlaşılmıştır. Zira resmi kurumlara bildirilmiş bulunan bu formda davalı şirketin hizmet alan kurum olarak yararlandığı hizmetler, hizmetlerin başlangıç ve bitiş tarihleri açıkça düzenlenmiştir. Hizmet alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya geçmiştir. Davalı ise hizmet alınmadığına ilişkin delillerini sunamamıştır. Öte yandan yine davacı tarafından sunulan personel görevlendirme formu incelendiğinde davalı tarafa faturaya konu olan diğer sağlık personeli hizmetinin verilmediği, bu nedenle sözleşme hükümleri doğrultusunda hesaplanan 162,00-TL alacak talebinin haksız olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf sözleşmenin feshedildiğini 2017 yılı itibariyle herhangi bir hizmet almadığını beyan etmiş ise de davacı tarafa gönderilen mailin 10/11/2016 tarihli olduğu, en geç 16/10/2016 tarihinde sözleşmenin feshedildiğinin davacı yana bildirilmesi gerektiği sözleşmenin süresinde feshedilmediği anlaşılmış, ayrıca hizmetin verildiği ispatlandığından neticeten davacının davalıdan 2.354,00-TL alacaklı olduğuna kanaat getirilmiştir.
Davacı vekili rapora itiraz dilekçesinde 162,00-TL’nin menfi zarar olarak hukuken telakki edilmesi gerektiğini beyan etmiş ise de; şirkette çalışan personelin yalnızca davalı ile yapılan sözleşme gereği şirket bünyesinde bulunduğu dosya kapsamında davacı tarafça ispat edilemediği gibi, ilgili personelin davalı şirket dışında başkaca iş yerlerine görevlendirme yapılabileceği de göz önüne alındığında davacı tarafın zararını ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında fatura düzenlendiği, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığından icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, davalı ticari defterleri incelendiğinde her ne kadar borç kaydı bulunmasa da davacı tarafından ibraz edilen personel görevlendirme formları nedeniyle malın/hizmetin eksiksiz biçimde davalı tarafa teslim edildiği anlaşılmış, hizmetin teslim alınmadığına ilişkin ispat yükü kendisine ait olan davalının aksini ispata yarayan yazılı belge sunmaması nedeniyle davacı tarafa borçlu olduğu kabul edilmiş, sunulan deliller ve sözleşme kapsamında bilirkişi raporu gereğince davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, itirazın kısmen iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün ——-sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 2.354,00-TL asıl alacak üzerinden icra takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi yürütülmek sureti ile devamına,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Alınması gerekli 160,80-TL harçtan peşin alınan 42,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 117,83-TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 42,97-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 78,87-TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan 771,00-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre (%93,56 Kabul.%6,44 Ret) hesaplanan 721,35-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ———– göre hesaplanan 2.354,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kenrisini vekille temsil ettirdiğinden ————–göre hesaplanan 162,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı