Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1172 E. 2022/137 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1172 Esas
KARAR NO : 2022/137

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2015
KARAR TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı——– tanınmış isimlerinden olduğu ve sahibi olduğu —- —— faaliyetinde bulunmakta olduğunu——–sahibi olarak tanıtarak zamanla güvenini kazanarak beraber iş yapmayı teklif ettiğini, .—-müşterilerden kendisine pay verilmek üzere dosya ekinde sunulan sözleşme yapılarak tarafların çalışmaya başladıklarını, bu anlaşmaya göre …’ nın isterse müşterilerden tahsilat ——- havale yoluyla ödemeleri aktaracak ve kârdan %50 pay alacak, —– davacı şirketi— —-sağlayacak ve yine kar payını alacak şeklinde anlaştıklarını ancak aradan geçen süre içerisinde ..— beyanları ve …—- kişinin şikâyeti üzerine yapılan araştırmada dolandırıldığını anladığı, .—- kişiden —– — bahanesiyle paralar topladığı ——- insanlara sahte—– düzenlediği, davalılar aleyhine Savcılık nezdinde şikâyette bulunulduğu, Şüpheli … yada diğer adıyla … hakkında “Resmi ve Özel Belgede Sahtecilik, Nitelikli Dolandırıcılık” suçlarından cezalandırılması için şikâyette bulunulduğu, davacı şirketin piyasadaki tanınırlığı, gerekse de hem şirkete hem —-karşılandığı, dava dışı 3. kişiye ödenmek zorunda kalınan —- tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davalıların tespit edilecek mal varlığının 3. kişilere satış, devir ve temlikinin önlenmesi —-üzerine teminatsız olarak ihtiyat-i tedbir konulmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılara bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ile tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davacı şirket ile davalılar arasında ki iş ilişkisine istinaden yapılması gereken ödemelerin gereği gibi ve kararlaştırıldığı şekilde davalı yanlarca ödenip ödenmediği, alacak miktarının tespiti noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Davacının—— olduğu———dosyasında “…—– ve ifade içeriklerine göre .—– olmadığının sabit olduğu,——–yaptıkları,——-ile—– tanıdıkları olan —– vasıtasıyla tanıştırılıp birlikte çalıştıkları dikkate alındığında—— bilgileri hakkında bilgi sahibi olmayıp kendisini … olarak tanıdığı şeklinde beyanının—- akışına —– tarihli bilirkişi raporlarında özetle; taraflara ait ticari defter ve kayıtlar ile belgeler üzerinde yapılan inceleme sonunda ticari defter ve belgelerin usülüne uygun tutulmuş olduğunun, şikayete konu ödemelerle şüphelilerin ilgili olduğuna dair bir kayda rastlanmadığının bildirildiği,—– bulunduğu ancak yetkili imzasının ıslak imza olmadığı sözkonusu belgenin taraflar arasındaki borç ilişkisini ispatlar nitelikte belge olmadığı, sözkonusu belgenin aslının temin edilemediği, dosya içerisinde belgenin fotokopisinin bulunduğu, fotokopi belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak — kabiliyetinin bulunup bulunmadığının tespitinin mümkün bulunmadığı, Yargıtay uygulamalarının da bu yönde olduğu, taraflar arasındaki borç ilişkisinin tarafların ticari defter ve belgeler, banka kayıtlarıyla ispat edilebileceği, kayıtlarda bir usulsüzlük tespit edilemediği, dolayısıyla şüphelilerden ….— üzerine atılı —- nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarını işlediğine, diğer şüpheli ….—-sözkonusu eylemlerine iştirak ettiğine dair yeterli kanıt bulunmadığı, müştekiler — arasındaki ihtilafın hukuki mahiyette bulunduğu anlaşılmış olmakla;…” şeklinde gerekçe ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, dosya mali müşavir ve sigortacılık konusunda uzman bilirkişilerden oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin 22/06/2020 tarihli raporunda özetle; “…Davacı—– defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğu, kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, Davacı …— — kendisini zarara uğrattığı iddia ettiği —tarihinde Dava dışı —- ödediği iddiasında ve bu zararın davalı taraftan tahsili talebinde bulunurken, diğer taraftan davaya konu zarar kaybının kredi kartından —yapmak suretiyle fazla ve mükerrer para çekerek zarar verdiklerine dair dava konusu iddiasının ispata muhtaç kaldığı, Davacının, Dava dışı — tutarındaki zarar bedeli davalılardan kaynaklandığını ispatlayamadığı kanaatine varıldığı, dava—– tarihinden itibaren 3095 s.k m.2/2 kapsamında —- isteyebileceği kanaatlerine varılmıştır.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Taraflarca — itirazda bulunulmuş, dosya daha önce rapor sunan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 08/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “…Davacı ….— ile kendisini zarara uğrattığı iddia ettiği —-zararını — Dava dışı — ödediği iddiasında ve bu zararın davalı taraflar tahsili talebinde bulunurken, diğer taraftan davaya konu zarar kaybının kredi kartından tahrifat yapmak suretiyle fazla ve mükerrer para çekerek zarar verdiklerine dair somut belge ve bilgi bulunmadığını, dava dosyasındaki belgeler ve sonrasında dosyaya sunuları belgelerin bu eksikliği gidermeye — olmadığı, davacıya ait kredi kartında — yapılmak suretiyle fazla —çekilerek ya da — düzenleyerek zarar verildiğine dair somut bir veriye ulaşılamadığı, dava konusu iddiasının ispata muhtaç kaldığı konusundaki kök rapor kanaatini değişmediği…” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı ..—- davalının davacı … şirketine yönlendireceği kişilerin sigorta poliçesi düzenlemeleri halinde davacıdan kar payı alacağına ilişkin yazılı olmayan sözleşme ilişkinin bulunduğunun davalı tarafından iddia edildiği, davalının kendisini … olarak tanıtmış ise de, ayrıca ….— kullandığını, davalının davacının unvanını kullanarak birden çok kişi ve şirkete poliçe düzenlemeyi vaat ederek paralar topladığını, bu kişilere sahte poliçeler verildiğini, ayrıca dava dışı —-kartını kullanarak başka ödemeler yaptığını, davacı tarafından adının karalanmaması için dava dışı —-tutarındaki zararını karşıladığını, davacı tarafından 3. kişiye ödemek zorunda kalınan bu tutarın davalılardan tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; davalıların müştekiye— — yaparak fazla veya mükerrer tahsilat yapıldığının yada sahte poliçe düzenlenerek davacıya zarar verildiğinin belirlenemediği, bu husustaki soruşturma dosyasında herhangi bir delil bulunamadığından ve belgede sahtecilik yapıldığının belirlenemediğinden takipsizlik kararı verildiği, bu haliyle davacının iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harcın peşin alınan 1.679,20-TL harçtan mahsubu ile artan 1.598,50-TL ‘nin yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden —-gereğince hesaplanan—– davacıdan alınarak davalı .—- verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.