Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1135 E. 2019/1052 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2015/1135 Esas
KARAR NO:2019/1052 DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/12/2015
KARAR TARİHİ: 10/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile ——- arasında tüketici kredi ve rehin sözleşmesi imlanarak —- plakalı araca rehin şerhi işlendiğini, kredi borçlusunun söz konusu aracının davalı sigorta şirketine ——- tarih ve ——sayılı poliçe ile sigortalandığını, kredi borçlusunun sözleşmenin gereklerini yerine getirmemesi üzerine İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün ——— E. Sayılı dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, işlemlerin devamı esnasında aracın çalındığının tespit edildiğini, sigorta şirketi tarafından konuyla ilgili olarak, kredi borçlusu ile aralarında meydana getirilen — nolu sigorta poliesi kapsamında ———- numaralı hasar dosyası açıldığını, açılan iş bu hasar dosyasına binaen yapılacak ödemenin rehin alacaklsı olarak din ve mürtehin sıfatına haiz olmaları nedeniyle kendilerine ödenmesi gerektiğini, bununla ilgili Yargıtay ilamları bulunduğunu, bu itibarla tespit edilecek sigorta kasko poliçe teminat bedelinin davalı sigorta şirketine müracaat tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faziyle dain-i mürtehin olarak kendilerine ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Talep edilen miktarın haksız ve fahiş olduğunu, davacının zararını dava açtığı anda belgelerle ispatlayabilecek durumda olması, somut olarak harcadığı meblağı ve ispatlayabileceği zararını faturalarla talep etmesi gerektiğini, nitekim ekspertiz raporu ile sigortalı aracın rayiç değerinin ortalama —- olarak tespit edildiğini, Sigortalı aracın üzerinde —-adet haciz bulunması nedeniyle kasko sigortası genel şartlarının 3.3.4.2 maddesi ve poliçe özel şartı gereği müvekkil şirketin tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, aracın ileride bulunması durumunda mülkiye müvekkil sigorta şirketine geçeceğinden davacı tarafça araç kaydında bulunan hacizlerin temizlenmesi gerektiğini, aksi takdirde ileride bulunan aracın müvekkil şirketçe değerlendirilmesi durumu söz konusu olamayacağı gibi, kasko sigortası genel şartları gereği davacı taraf sigorta tazminatına hak kazanamayacağını, müvekkili olan sigora şirketinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini ve temerrüde düşmediğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre mütemerrit olmayan müvekkili şirket aleyhine dava tarihinden önceki bir tarihten itibaren faizi uygulanması da mümkün olmadığını, bununla ilgili Yargıtay kararının olduğunu sigorta şirketinin temerrüde düşürülmemiş olması halinde faizin dava tarihinden itibaren işleyeceğinin açıkça belirtildiğini, bu nedenle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı temlik eden banka ile dava dışı ——- arasında imzalanan tüketici kredi rehin sözleşmesi kapsamında ———- plakalı aracın çalınması nedeniyle dain-i mürtehin sıfatıyla araç bedelinin kasko sigorta şirketinden tahsili istemli tazminat davasıdır.
Bilindiği üzere TTK 1456. Maddesinin ilk fıkrasında “Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder.”  ifadesi ile malik üzerinde rehin hakkı bulunan eşyasını kendi adına ve lehine sigortalatması durumunda rehin hakkı sahibinin, borçlu malikten alacağı rehinli eşyada riziko gerçekleşmesi durumunda  ödenecek sigorta tazminatı üzerinde de devam edecektir. Rehin hakkı sahibine tanınan bu hak yasadan kaynaklanması nedeniyle rehin sözleşmesinde rehin hakkının sigorta tazminatı üzerinde devam edeceği konusunda özel bir anlaşma yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Normal şartlarda rehinli eşya üzerinde rizikonun gerçekleşmesi durumunda sigorta tazminatı lehine sigorta yapılan malike ödenmesi gerekirken, eşyanın rehinli olması nedeniyle rehin sahibine sigorta tazminatı üzerinde özel bir hak tanımıştır. Dava dışı rehin borçlusunun davacı bankaya kredi nedeniyle borcunun bulunduğu ve davacı bankanın bu borç kapsamında icra takibi başlattığı dosya kapsamında sabittir. Hal böyle olunca davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Aracın çalındığına ilişkin emniyet ifadesi, hasar dosyasının dosya içerisinde bulunduğu görülmüş, İstanbul Anadolu 19.İcra Müdürlüğünden dava dışı kredi borçlusu hakkında açılan icra takip dosyası celp edilmiş,——-P üzerinden yapılan araştırmada araç üzerinde çalıntı kaydının bulunduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi incelemesi yapılması yönünde ara karar oluşturulmuş olup, Mahkememizce re’sen seçilen bilirkişi heyetinin —- tarihli bilirkişi raporunda özetle: “Davacının 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1456/1,2 md.si ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 879. md.leri. doğrultusunda çalınan aracın sigorta tazminatının kendisine ödenmesini talep hakkı bulunduğu, davacı rehin alacaklısının davalı sigortadan talep edebileceği tazminat miktarının, sigorta tazminatını geçmemek üzere dava dışı rehin borçlusunun rehin alacaklısına ödemesi gereken borç kadar olduğu, dosyadan karar verilebilmesi için, davaya konu ——— plakalı vasıtanın tam ziyaı (çalınma) nedeni ile malikine ödenmesi gerekli sigorta tazminatının hesaplanması, dava dışı (sigortalı) rehin borçlusunun davalı sigortadan talep edebileceği asıl alacak ve faizinin hesaplanması, İstanbul Anadolu I9.Iera Müd.—– E sayılı dosyasında davacının dava dışı rehin borçlusundan talep edebileceği tüm alacağın hesaplanması, bu doğrultuda olmak üzere uzman ( takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere bir sigorta experi ve banka hesap uzmanı) bilirkişilerden rapor alınması gerektiği yolundaki görüşlerimiz sayın mahkemenin takdirlerine sunulur” şeklinde raporlarını sunmuşlardır.
Mahkememizce davacının alacak miktarının hesaplanması için dosya Bankacılık konusunda uzman bilirkişiye tevdii edilmiş olup, bilirkişinin —- tarihli bilirkişi raporunda özetle:” Davacı —–nezdinde dava dışı—-kullandığı —- ana para, – ay vadeli toplam tutarı———tutarlı taşıt kredisine ait taksitlerden——- tarihi itibariyle muaccel hale gelmiş ödenmeyen toplam bakiyenin — olduğu, temerrüt tarihi itibariyle dava dışı ————– bu miktardan sorumlu olduğu ve ödenmesi gerektiği kanaatinde olduğunu, %15,60 temerrüt faiz oranının yasal sınırlar içinde kaldığından uygun olacağı, neticeten hasar ile ilgili tespit edilen —— tazminat tutarından rehin alacaklısının kredi borcuna tekabül eden kısmı —— hasarın ihbar edildiği tarihten dava tarihine kadar işleyecek yıllık %15,60 temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin gerektiği” görüş ve kanaati ile raporunu ibraz etmiştir. Bilirkişi raporunda neticeten belirlenen —-TL’lik tutar takip miktarı kadar olduğundan bilirkişi raporunda tespit edilen asıl alacak miktarının —– altında kaldığı bu nedenle rapor içerisinde herhangi bir çelişki olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili rapor doğrultusunda ıslah dilekçesi sunmuş olup, talep ettiği asıl alacak miktarını —- olarak bedel arttırmıştır.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi doğrultusunda ilk bilirkişi heyetinden ek rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi heyeti tarafından Mahkememize ibraz edilen ——tarihli ek raporda özetle:” Kasko sigortası genel şartları 3.3.4.2’de belirtilen hakkında ceza soruşturması açılmasından söz edilen ilgililerin sigorta ettiren veya hak sahibi olmakla dosyada bu kişiler hakkında soruşturma açıldığını gösterir bir belge bulunmadığını,aynı şekilde kasko sigortası genel şartları tazminatın ödenmesi başlıklı 3.3.4 md’sinin 3.3.4.2. Fıkrasının davanın ön şartı olmayıp kök raporda belirtildiği gibi, davalıya ihbarın ——- tarihinde yapıldığı, yine aracın rehinli olduğunun davalıya —— tarihinde bildirildiği, kök raporda tespitlerinde herhangi bir değişikliklerinin olmadığı” görüş ve kanaati ile raporunu ibraz etmiştir.
Mahkememiz —— tarihli duruşmasında verilen ara kararı uyarınca, dosyanın araç değerinin tespiti için Makine Mühendisine tevdine karar verilmiş olup, bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle:——esas dosyasında tevdii edilen dava dosyası muhteviyatı ve — yılı piyasa arşivi incelemeleri dikkate alınarak yapılan değerlendirmede, aracın kıymet takdirinin ——— olduğu” şeklinde raporunu sunmuştur.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği gibi, davacının eldeki davada talep edebileceği miktar belirlenirken öncelikle bankanın dava dışı borçludan olan alacağının miktarı tespit edilmeli, ayrıca aracın çalınma tarihindeki rayiç değeri tespit edilmeli ve hangi miktar daha düşük ise bu miktar üzerinden hüküm kurulmalıdır. (Yargıtay -Hukuk Dairesi’nin —- E. ——K. Sayılı ilamı:”Davacı rehin alacaklısının davalı sigortadan talep edebileceği tazminat, sigorta tazminatını geçmemek üzere rehin borçlusunun rehin alacaklısına ödemesi gereken borç kadardır.”) Alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuş olup, davacı banka alacağının araç değerinden miktar itibariyle daha düşük olduğu ve alacağın miktarının da bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere ———-TL olduğu göz önüne alınarak ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davalı vekili cevap dilekçesi ve tüm beyanlarında araç üzerinde bulunan hacizler kaldırılmadan dava konusu alacağın ödenemeyeceğini beyan etmiş olup, Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.4.2. Maddesi açıkça: “Çalınmış olan aracın bulunması için ilgili makamlarca yapılacak araştırmalar 30 gün içinde sonuç vermediği takdirde sigortalı durumu ilgili makamlara başvurduğunu belgelemek suretiyle, sigortacıya bildirir. Araç kayıtlarına çalınma durumunu gösteren şerh ve sair açıklamanın konduğunu ve aracın ilgili mevzuata göre devrine engel teşkil edebilecek kısıtlamaların bulunmadığını gösteren belgeler sigortacıya teslim edilir. Sigortacı bu genel şartlara göre tazminatı öder. Bu genel şartların B.3.3.3 üncü maddesinin 2 nci paragrafı uyarınca ilgililer hakkında cezai soruşturma açılmış ise bu soruşturmanın tamamlanmasına kadar sigortacı tazminat ödemesini bekletebilir. ” hükmünü haiz olup, davacı bankanın araç üzerindeki bulunan hacizleri kaldırma yükümlülüğü bulunmayıp bu yükümlülük dava dışı sigortalıya aittir. Davacının araç üzerine konulmuş herhangi bir haciz şerhi de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı tarafından bu savunmanın ancak kendi sigortalısına ileri sürülebileceği kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından davalının temerrüde düşürüldüğü tarih tespit edilemediğinden dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine hükmedilmiş, her iki tarafın tacir olması sebebiyle avans faizi hükmedilmesine karar verilmiş, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı anlaşıldığından ıslah edilen miktar yönünden de dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesine karar verilmiş neticeten davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacının dava dışı çalınan araçta rehin hakkı bulunduğu bu nedenle dava açma ehliyetinin bulunduğu anlaşılmış, alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmakla davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, 35.300,06-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.411,35-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL peşin harç ile 432,06-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.808,51-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 27,70-TL başvurma harcı, 170,78-TL peşin harç ve 432,06-TL ıslah harcın toplamı olan 630,54-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.555,75-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılması,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.233,01-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı 10/10/2019