Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1125 E. 2021/1018 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1125 Esas
KARAR NO: 2021/1018
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2015
KARAR TARİHİ: 22/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin—- kapsamında—-yaptığını,—- alanda faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin yakın zamana kadar tamamlayıcı—- başladığını, müvekkili şirket ile aynı sektörde iştigal ettiğini, müvekkili şirketin dahil olduğu grup şirketlerinden davacı şirkette ——- başlayıp, daha sonra müvekkili şirket bünyesinde ———- çalışmasını sürdürmüş olan ——- sektöründe iş yapacağı,— planının bulunduğu yönündeki gerekçeleri ile —–tarihinde istifa etmek suretiyle ihbar öneli dahi kullanmaksızın müvekkili şirketten ayrılarak, işten ayrılmasını takiben kısa bir süre sonra davalı şirkette işe başladığının öğrenildiğini, yapılan araştırmalar neticesinde muhatap şirketin sadece ilgili personeli değil, daha öncede müvekkili şirkette çalışan—– personeli benzer şekilde işe aldığının tespit edildiğini, böylece davalı şirketin süreklilik arz eder şeklide müvekkili şirketteki çalışanları ayartarak işe aldığının anlaşıldığını, davalı şirketin bu haksız ve hukuka aykırı fiillerine son vermesine yönelik davalı şirkete hem de çalışana ayrı ayrı ihtarname keşide edildiğini, ilgili ihtarlara cevaben davalı şirket neredeyse, daha çok çalışan —–yevmiyeli ihtarını gönderdiğini, haklı ihtarlarına olumsuz cevap verildiğini, davalı şirketin ——çalışanlarının müvekkili şirkette çalıştığı dönemde sahip olduğu ticari ve iş sırlarını kullanarak müvekkili şirketin faaliyet alanında, ticari menfaatini ve konumunu zedeleyerek girişimlerde bulunmasının haksız iktisadi menfaatler elde etmeye çalışmasının hukuken kabul edilemeyeceğini, davalı şirketin, müvekkili şirketin yıllardır yaptığı çalışmalar neticesinde ulaştığı ve belli bedeller ödemek zorunda kaldığı ticari sır niteliğindeki gizli bilgileri elde ederek menfaatine kullanmak ve bunun dışında bir bedel ödemesi gerekecekken bedel ödemeksizin müvekkili şirketin personeli olan muhatap çalışanı işe almak suretiyle rakipler için geçerli iş koşullarına uymayarak, haksız rekabette bulunduğunu, davalı şirketin sadece ilgili çalışan bakımından değil öncesinde de müvekkili şirkette çalışan — müvekkili şirketten ayrılmaya yönelttiğini,—— firmada işe başladığından itibaren davalı şirketin, müvekkili şirketin mevcut iç piyasa müşterilerine ve ihracat müşterilerine satış yaptığı duyumlarının alındığını, davalı şirketin kayda değer ihracatı yokken, —– birlikte ihracat yapmaya başladığını, bu hususta, muhatap personelin müvekkili şirketten elde ettiği ticari ve iş sırlarını, ihracat müşterilerinin bilgilerini ve kurulan ilişkileri elde etmek amacıyla işe alındığını açıkça ortaya koyduğunu, ayrıca rakip firmanın hali hazırda —–üretmekte iken müvekkili şirketin üretmekte olduğu ve yaygın olarak — satılan tekstil çember üretim —– edindiğini, —- davalı şirkette işe başlaması ile birlikte müvekkili şirketin çalıştığı iç piyasada bir firma dış piyasada ——-gösterilmek üzere tedarikçi değişikliğine gidildiği gerekçesi ile müvekkili şirketle ticari faaliyetine son verdiğini, bu firmaların davalı şirket ile çalışmaya başladığının duyumunun alındığını, söz konusu firmaların ——— olduğunu, bu firmalar dışında da müvekkili şirketin müşteri portföyü hakkında edinilen bilgilerle ticaret yapılmış olmasının pek muhtemel olduğunu, davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden davranışları sebebiyle iş kaybına sebebiyet verildiğini ve haksız menfaat elde edildiğini yahut etmesi mümkün menfaatinin olduğunu belirterek haksız rekabetin tespitine, haksız rekabet teşkil eden fiillere son verilmesine, ——sözleşmesinin feshine, müvekkili şirketin uğradığı maddi zararın tam ve kesin olarak hesaplanmasının mümkün olmaması karşısında tahkikat neticesinde miktarın tespit edilmesinden sonra müddeabihin arttırılmasına ilişkin haklar saklı tutulmak kaydı ile maddi tazminat bakımından davanın belirsiz alacak ve tespit davası olarak kabulü ile —– tazmin ve tahsiline, —- manevi zararın tazmin ve tahsiline, kararın TTK.59.madde uyarınca ilan edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı şirketin aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin —- tiplerde kompozit çember üretimi yaptığını ve ihtiyaç duyulan her tipte çember ve tamamlayıcı ürünün — dilekçesinde belirtilen olayların haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının adı geçen çalışanlar bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde uzunca yer verilen—- ifadesinin alındığını, davalı şirket tarafından yapılan değerlendirmeler sonrasında, —-çalışmakta olduğu —- değerlendirildiğini, kendisinin haksız rekabet oluşturacak nitelikte bilgi veya beceriye sahip olmadığının anlaşıldığında iş akdine son verilmediğini, şirkette vardiya/üretim şefi olarak görev yapmakta olduğunu, görevlerinin idari nitelikte olup,—– yeteneğinin bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtildiği şekilde müvekkili şirketin ——- niteliğinde bir teklifte bulunmadığını, ne de kendisinden haksız biçimde bilgi elde etmediğini, yapılan araştırmalar sonucunda —– davacı şirketten direkt olarak gelmediğini, dolayısıyla açılmış olan bu dava yönünden bir bağ kurulabilmesinin mümkün olmadığını, davacı şirkette bir dönem çalışmış olan kişilerin bireysel olarak rekabet etmemeye yönelik sözleşmelerinin bulunup bulunmadığı ya da var ise bunların içeriklerinin bu davanın konusu dışında kaldığını, davalı şirketin serbest piyasa ve rekabet kuralları çerçevesinde üretim ve pazarlama faaliyetlerinde bulunduğunu ve yasalar çerçevesinde ticaretini yaptığını, davalı şirketin kompozit çember üretimine davacı şirketten daha önce —-yılında başladığımı, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında bulunan müşterilerine pazarlamakta olduğu ürünlerden biri olan —- davacı şirketten temin yoluna gittiğini, daha sonra davacı şirket tarafından müvekkili şirkete piyasa standartlarının üzerinde fiyatlar sunulmuş olduğundan bu ürünlerin ithal etmek zorunda kaldığını beyanla, dava dilekçesinde belirtilen konuları kabul etmediklerini belirterek, ispata yarar herhangi bir delil ileri sürülmediğinden davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı şirket, dava dışı— isimli —– davacı yanında çalışmakta iken —– planı ile işten ayrıldığını, davalının yanında çalışmaya başladığını, sonradan başka işçilerin de ayrılıp davalı yanında çalışmaya başladığını öğrendiklerini, davalının —-davalı yanında çalışmaya başladıktan sonra— geçtiğini, ——üretim maliyetlerini, metodlarını, satış ve pazarlama stratejilerini, müşteri listelerini, ticari sırları bildiğini, üç firmanın fiyatları sebep göstererek kendileri ile çalışmayı bıraktıklarını ve davalı ile çalıştıklarını, özellikle — davalı yanında çalışmasının tesadüf olmadığını ileri sürerek haksız rekabetin tespitini, menini, maddi ve manevi tazminat verilmesini, —aktine son verilmesini, —- uyarınca kararın ilan edilmesini istemiştir.
Davalı şirket, — aldıklarını, yeni üretmediklerini, —ürettiklerini,—olarak çalıştığını, —başkasını ayartmadıklarını, piyasada sıkı rekabetin olduğunu, her şirketin üretim maliyetlerinin farklı olduğunu, müşteri çevresini bilmenin bir değerinin olmadığını, fiyata göre satış şartlarının belirlendiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Taraf teşkili sağlanmış, esasa geçilmiş, deliller toplanmış, davacı tanığ—- dinlenmiştir.
Yargılama kapsamında, —- heyetinden rapor alınmıştır.
İlk bilirkişi heyeti—- tarihli raporunda, —- yılına kadarki dönemde ciro artışının bulunduğunu, davalı şirketin —- yılında ise— eklediği, davalı şirketin kapasite raporlarının incelendiği, — incelendiği, bu yıllar içinde ciro artışı olduğunu, davacının——-çalışmaya başladığını, Davalı Şirketin— hattında kullanılmak üzere Davalı —– tarihinde üretim şefi görevi ile işe girdiğini ve halen çalıştığı, —- tarihinde ayrılan — davalı şirket ile hizmet sözleşmesinin bulunmadığı ancak —- mahkeme önündeki ifadesi ve Davalı Şirketin — gönderdiği mailde ortak olarak bulunduğunu, somut olayda — rekabet teşkil eden bur eyleme rastalnmadığını, ancak davac şirket çalışanlarının ayrılarak davalı şirkette çalışmaya başlamasının dürüstlük kuralına uygun olamaması sebebiyle—- haksız rekabetin koşullarının oluştuğunu, davacı şirketin kar marjında bir azalma olmadığını ve zararın tespiti ile hesaplanmasının mümkün olmadığını” belirtmişlerdir.
İkinci bilirkişi heyeti—— tarihinde—- davalı şirkette işe başladığını,—-tarihinde davalı şirkete işe başladığını, — davalı şirketten ayrıldığını, davacı şirket çalışanı—– ve şirketin münferit imza yetkilisi olduğunu, müdürlük görevinin —- yapılan hisse devri ile son bulduğunu, — maddesinin gerçekleşmesi için en önemli koşulun failin işçileri yönlendirmesi, yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltmesi olduğunu, bir işçinin bir işyerinden ayrıldığında doğası gereği işyerinde öğrendiği bilgiyi yanında götüreceğini,salt bu gerekçenin haksız rekabetin oluşması için yeterli olmayacağını, davalı şirketin —- maddelerine göre haksız rekabet teşkil edecek bir eylemin olmadığını” belirtmişlerdir.
Oluşturulan üçüncü bilirkişi heyeti de —- tarihli raporunda, diğer raporları ve dosyayı özetlemiş; sonuç olarak——belirtmiştir.
Davacı vekilinin, rapordan sonra — olarak ıslah etmesi ve harcını tamamlaması üzerine dosya, miktar itibariyle heyetlik işlerden olması sebebiyle heyete tevdi edilmiş, dosya heyetçe incelenmiştir.
Dosyada mevcut —- farklı bilirkişi heyetinden ilk ve son heyet haksız rekabetin oluştuğunu, ikinci heyet haksız rekabetin oluşmadığını mütalaa etmiştir. Tarafların itirazları itibariyle uyuşmazlık hukuki olup, mahkememizce resen değerlendirilmiş, tekrar bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmemiştir.
TTK 54.maddesinde: “Haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız hukuka aykırıdır.” içeriğiyle haksız rekabet hallerinin çerçevesi düzenlenmiştir.
Dava konusuna ilişkin düzenleme olan —- “Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek” fiili haksız rekabet hallerinden sayılmıştır. Bu maddenin uygulanabilmesi için, 1-Müşterinin daha önceden başkasıyla sözleşme yapması, 2)Başkasıyla yapılan sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltme eyleminin bulunması, 3)Sözleşmeye aykırı davranmaya yöneltilen kişinin müşteri olması, 4) Yöneltme neticesinde müşterinin sözleşmeye aykırı davranmasının şart olmaması, e)Sözleşmeye aykırı davranmaya yöneltmenin amacının müşterilerin kendisi ile sözleşme yapmasını sağlamak olması gerekir.
Davacının davalıya yönelttiği haksız rekabet teşkil eden eylemler, davacı şirkette çalışan 4 kişinin muhtelif tarihlerde davacı şirketten ayrılıp davalı şirkette çalışması ve bunun sonucunda meydana gelen satışlardaki düşüştür.
—-şirkette sadece —– tarihinde de ayrılmıştır.
—-davacı şirketten —– arasında da davalı şirkette çalışıp ayrılmıştır.
— şirkette sadece üç ay çalışmış, —– tarihinde de hisse devri ile ortaklıktan ayrılmıştır.
Davanın hasrediliş şekli itibari ile dava, — davacı şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirketin ihracat yapmaya başlaması, bu sayede davalının —- tarihleri arasında çalışmış, —–
—– dışındaki diğer üç kişinin çok farklı zamanlarda davacı şirketten ayrıldığı, arada bir bağlantının olmadığı çok açıktır.
—- ise, hangi gizli bilgileri yanında götürmesi ve ifşa etmesi için davalının nasıl ne şekilde, ne yararı sağlayarak ayarttığı, konusunda soyut beyanlar dışında bir delil sunulmamıştır.
Davacı şirket, dava dışı—- Sayılı dosyası işçi aleyhine icra takibi başlatmış; takibine itiraz üzerine——ihbar önelinde bulunmaksızın istifa ettiği, daha sonra çok kısa bir süre sonra aynı alanda iştigal eden— başladığı, davacının —- uyarınca işverenin ticari sırlarını saklama yükümlülüğüne uymadığı, mevcut iç piyasa müşterilerine ve ihracat müşterilerine satış yaptığını” ileri sürmüştür. —— sayılı bu dosyada delileri toplamış, davanın reddine karar vermiştir. Karar kesin olmakla, istinaf talebi de reddedilmiştir.
Bu dava dışında davacının eski işçilerinin ticari sırlarını taşıdığını ileri sürmesine rağmen bu işçilere karşı rekabet etmeme yasağı veya sadakat borcuna aykırılık sebebiyle vb bir sebeple açtığı bir dava da yoktur. İşçilerin yazılı bir rekabet etmememe yasağı da yoktur.
Haksız rekabet eyleminin varlığından söz edebilmek için bir kimsenin ——- gerektiği, müşterilerle olan sözleşmenin failin ayartması ile sona ermesi gerekir.
Dava dışı şirketler ile davacı şirket arasında yukarıda anlamıyla sürekli bir sözleşme ilişkisi bulunsa bile bu sözleşmelerin davalının yönlendirmesi ile sona erdiklerine ilişkin bir delil olmadığı, serbest piyasada müşterilerin piyasaya yeni giren başka bir şirket ile çalışmaya başlamaları son derece doğal olup tek başına bu durumun—– haksız rekabet eyleminin göstergesi olamayacaktır. Aynı konuda faaliyet gösteren firmalardan biri nezdinde çalışan personelin kendi isteğiyle görevden istifa ettikten sonra davalı şirkete iş başvurusu yaparak davalı şirket nezdinde çalışmaya başlamasının başlı başına haksız rekabet olarak kabul edilmeyeceği zira bu durumun dürüstlük kurallarına aykırılık oluşturmayacağı açıktır.—–
Aynı konuda faaliyet gösteren firmaların ekonomik faaliyette bulunma hakkı mevcut olduğu gibi hizmet akdiyle çalışan işçilerin de Anayasadan kaynaklanan çalışma özgürlüklerinin mevcut olduğu açıktır.—— Kalifiye, tecrübeli işçi alımı yalnızca davalı firmaya —– için ekonomik faaliyeti devam ettirmekte, kar oranını arttırmakta önemli bir şirket yönetim biçimidir. Bu işçilerin geçmişteki tecrübelerinden dolayı davalı firmanın kar oranını arttırması, müşteri çevresini genişletmesi tek başına haksız rekabet eylemi teşkil etmez. Müşterinin iradesinde etki doğurmayacak davranışlar tek başına yöneltme olarak nitelendirilemez. Daha düşük fiyat teklifi yöneltme/yönlendirme sayılamaz. Yasa koyucunun aradığı, başkası ile yapılan sözleşmenin sona erdirilmesini sağlamaya yönelik eylemlerdir.
Özetle, davalı şirketin davacı çalışanlarını ayartması sonucu çalışanların müşteri portföyünü taşıdığı, davalının da müşterileri yönlendirerek davacı şirket ile ticari ilişkilerini kesmesini sağladığına dair davalı şirketin veya sorumlu olduğu yetkililerinin somut hiçbir yazışma, belge, mail vb. delil sunulamamıştır. Şirketlerin ticari faaliyetlerinde zaman içerisinde başkaca şirketler ile satış sözleşmeleri akdetmeleri başlı başına haksız rekabet eylemi teşkil etmeyeceğinden, dosyaya sunulmuş somut bir dürüstlük kuralına aykırı davranış örneği bulunmamaktadır.
Üçüncü bilirkişi heyetinin atıf yaptığı—- kararına konu uyuşmazlıkta o dosyanın davacısı olan şirketteki —— neredeyse tamamı, aynı tarihte ihtar göndererek işten ayrılmış, bir hafta sonra tamamı diğer şirkette çalışmaya başlamıştır.—- Bu olayın eldeki somut uyuşmazlığa benzer bir yönü bulunmamaktadır. Yine son heyet raporundaki zarar hesabı da ——- dava tarihinden sonraki dönemi de kapsar şekilde hesaplama yapılması mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan diğer gerekçelerle, haksız rekabetin mevcut olduğuna dair somut bir delil olmadığından, varsayıma dayalı hüküm kurulamayacağından, hayatın olağan akışına aykırı bir durum da olmadığından, birinci ve üçüncü bilirkişi heyetlerinin raporuna itibar edilmemiş olup, esasa etkisi olmayacağından zarar hesabının doğru yapılması için üçüncü heyetten ek rapor alınmasına da ihtiyaç duyulmamıştır.
Açıklanan sebeplerle ispatlanamayan haksız rekabete dayalı davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2- Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan 23.201,55-TL harcın mahsubu ile kalan 23.142,55-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan 48,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine davalı vekili için takdir olunan 4.080,00- TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy çokluğu ile —- verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/09/2021
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, haksız rekabetin tespiti ve meni, haksız rekabetten dolayı davacının maddi ve manevi zararının karşılanması talebine ilişkin davadır.
Davacı tarafın temel iddiası; bir dönem kendi çalışanları olan ——- davalı tarafından ayartılması sonucunda işten ayrılmaları ve davalının işletmesinde işe başlamaları, bu çalışanların —- sırların haksız bir şekilde ele geçirilmesi nedeniyle davacının müşterileri portföyünün davalı tarafından ele geçirilmiş olmasından kaynaklı haksız rekabetin önlenmesi ve zararların tazminine ilişkindir.
Davacı çalışanı iken işten ayrılarak davalı şirkette çalışmaya başlayan işçilerin pozisyonları sırasıyla; —–iken davalı şirkette —- şirkette işe başlamışlardır.
Davacının— ilişkisinin geçmişe dayalı olduğu, davalı tarafın bu şirketler ile geçmişte herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığı, çalışan — şirketten ayrılarak— başlamasından—– ilişkisinin başladığı, davalının bu şirketler ile ticari ilişkisinin başlamasının hemen ardından davacının bu şirketler ile olan iş hacminin kademeli olarak düşüşe başladığı ve bir süre sonra sona erdiği, davalının ——— üretimine başladığı, davacının çalışanı iken işten ayrılarak davalıda işe başlayan işçilerin hepsinin davalıda daha üst bir pozisyonda çalışmaya başladıkları tespit edilmiştir.
Yapılan bu tespitler doğrultusunda; davacı çalışanları iken işten ayrılarak davalıda çalışmaya başlayan işçilerin pozisyonları itibariyle davacının ticari sırlarına —- oldukları, özellikle ——davalıda daha üst pozisyonlarda işe başlamış olmaları, davalının daha önce üretimini yapmadığı —- çalışanların gelmesinden hemen sonra başlamış olması, davalı şirketin daha önce hiç ticari ilişkisinin olmadığı ve davacının müşterileri olan şirketler ile çok kısa süre içerisinde —– ticari ilişkisinin başlaması ve davacının aynı süre zarfından bu şirketlerle olan ticari ilişkisinin azalarak son bulması ve belirlenen tüm vakıalar birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı şirketin sistemli bir şekilde davacı şirketin üretim ve pazarlama konusundaki sırlara vakıf olan eski çalışanlarını kendi bünyesinde çalıştırması eylemlerinin iyi niyet kuralları ve ticari hayatın olağan akışına uygun olmaması nedeniyle, davalı eylemlerinin —-kapsamında haksız rekabetin oluştuğu kanaatine varılmış, ancak haksız rekabet nedeniyle davacının maddi zararı hesaplaması yapılırken davanın açıldığı tarihin dikkate alınması ve bu tarihe kadar olan zararın hesaplanması gerekirken –tarihli bilirkişi raporunda dava tarihinden sonraki tarihleri de kapsayacak şekilde —- dikkate alınarak hesaplama yapılması yanlış olup, bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınarak hüküm kurulması gerekmekte iken, davanın reddine karar verilmesine ilişkin çoğunluk görüşüne katılınmamıştır.