Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1052 E. 2018/902 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1052 Esas
KARAR NO : 2018/902
DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 13/11/2015
KARAR TARİHİ : 21/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Hakem Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı tahkim yargılaması yapıldığını, ancak hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği, kararın kamu yararına aykırı olduğunu, yargılamada usuli eksikliklerin bulunduğunu belirterek, davanın kabulüyle yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan veya delil sunmamıştır.
Dava, hakem kararının iptaline ilişkindir.
Dava, tarafların tacir olması, uyuşmazlığın ticari işletmeleriyle ilgili olması sebebiyle mahkememizde açılmıştır. Hakem kararının iptaline yönelik istemler bakımından görevli mahkeme HMK’nın 439. ve 410. maddelerinde düzenlenmiştir. Anılı yasanın 1. bendinde iptal davasının “tahkim yerindeki mahkemede açılacağı” öncelikle ve ivedilikle görüleceği düzenlenmiştir.
7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 60. maddesi ile HMK’nın 439. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “tahkim yerindeki mahkeme” ibaresi, “tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde” şeklinde değiştirilmiştir.7101 sayılı yasa 28.02.2018 tarihinde kabul edilerek, 15.03.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Görev kuralları resen yargılamanın her aşamasında göz önüne alınması gekeren kamu düzenini ilgilendiren kurallardır.
HGK’nun 2018/11-87 E, 2018/1365 K sayılı, 27/09/2018 tarihli ilamında görev hususu şu şeklide tartışılarak karara bağlanmıştır:
“Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce Kanun değişikliğinin eldeki davaya uygulanıp uygulanmayacağı ve sonucuna göre dosyanın yapılan değişiklikle görevli hâle gelen Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak ele alınıp incelenmiştir.
Ön sorunu oluşturan görev konusunda aşağıdaki açıklamaların yapılmasında fayda bulunmaktadır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış ve aynı kanunun 451. maddesi uyarınca yayımlandığı 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Tahkim yargılamasında görevli mahkeme konusuna ilişkin düzenlemeler HMK’nın 410 ve 439. maddelerinde yer almaktadır.
Son değişiklik öncesinde, HMK’nın 410. maddesinde tahkimde görevli ve yetkili mahkeme “Tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, tahkim yeri bölge adliye mahkemesidir. Tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli ve yetkili mahkeme, davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri bölge adliye mahkemesidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 439/1. maddesinde ise “Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. İptal davası, tahkim yerindeki mahkemede açılır; öncelikle ve ivedilikle görülür.” düzenlemesi yer almıştır.
15.03.2018 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 57. maddesi ile HMK’nın 410. maddesi “Tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesidir. Tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkeme, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkeme ise davalının ——–yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesidir.” şeklinde değiştirilmiştir.
7101 sayılı Kanun’un 60. maddesi ile iptal davasını düzenleyen HMK’nın 439/1. maddesinde de değişikliğe gidilerek bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “tahkim yerindeki mahkemede” ibaresi “tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde” şeklinde, beşinci fıkrasında yer alan “mahkeme” ibaresi “bölge adliye mahkemesi” şeklinde değiştirilmiştir.
Yapılan bu değişiklikler sonucunda, tahkim yargılamasında mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkemenin, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi olduğu, tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkemenin, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkemenin ise davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesi olduğu (HMK 410/1), hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceği, iptal davasının, tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği (HMK m. 439/1) belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 410 ve 439. maddesinde yapılan değişikler mahkemelerin görevine ilişkin olup, 7101 sayılı Kanun’da görev kuralına ilişkin yapılan değişikliklerin eldeki davalara uygulanıp uygulanmayacağı konusunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiş, geçiş hükmü düzenlenmemiştir.
Belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK’nın geçici 1/1. maddesinde “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış davalarda uygulanmaz.” düzenlemesi ile aynı Kanunun geçici 3/3. maddesinde yer alan, “Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hâllerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmü yer almakta ise de, bu maddeler 6100 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelere ilişkin olup, 6100 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 7101 sayılı Kanun hükümlerini de kapsadığı kabul edilemez.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu nedenle yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları geçmişe de etkilidir. Yani davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir kanun ile görevsiz hâle gelmiş ise ( davanın açıldığı anda görevli olan fakat yeni kanuna göre görevsiz hâle gelen) mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekir ( Kuru B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt 1, İstanbul 2001, s.310).
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde, yerel mahkemece verilen direnme kararından sonra yapılan kanun değişikliği dikkate alındığında açılmış olan iptal davasının bölge adliye mahkemesinde görülmesi gerekmektedir”.
Açıklanan sebeplerle HMK.nun 410. Maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemelerinin görevli olması nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Hakem heyeti kararının iptali talepli davada Bölge Adliye Mahkemesi görevli olduğundan davanın HMK. m. 410, 439, 114/1-b ve 115/2 uyarınca REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90-TL harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın birer örneğinin taraflara tebliğe çıkarılmasına, masrafın avanstan karşılanmasına,
5-HMK. m. 333 uyarınca, davacı tarafından yatırılmış olan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 2018 yılı AAÜT tarifesi uyarınca 2180-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 21/11/2018