Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/945 E. 2022/5 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/945 Esas
KARAR NO: 2022/5
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 06/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı —- payla ortağı bulunduğu davalı şirketi —- tarihinde tecil edilerek ——kurduğunu, davacı şahıs davalı firmanın yönetiminde söz sahibi olmadığını, —- münferiden diğer büyük ortak —- ait olduğunu, davalı firma —- yılında diğer ortağın şirketi kötü yönetimi sonucunda ticari işlerini yapamaz hale geldiğini, tüm ticari faaliyetlerini durdurduğunu, ticari faaliyetleri fiilen sona eren davalı firma TTK ve İİK mevzuatı gereğince yükümlülüklerini yerine getirmeyerek tasfiyesini istemediği ve —— olduğu ——– de gerekli yasal bildirimleri yapmadığını, davalının bu yükümlülüklerini yerine getirmesi amacıyla davalı firma yetkilisine yaptıkları tüm başvurular sonuçsuz kaldığını, hiçbir şekilde ne davalı firmaya ne de şirketi temsil ve ilzama yetkili şirket müdürüne ulaşabildiğini, davalı firma ticareti terk ettiğine ilişkin yükümlülük bildirimlerini ticaret sicil müdürlüğüne bildirmediğinden vergi yükümlülüklerinin halen devam ettiğini, davalı firma——-yılından itibaren vergi dairesine de gelir vergisi beyanı bildirmediğinden vergi dairesi tarafından vergi ziyaı cezası kesildiğini ve bu para cezalarını davacının ödemek zorunda kaldığını, açıklanan sebeplerden dolayı davalı firmadan çıkmasına karar verilmesine, davacının davalı firmadaki %10 ‘luk payının davalı firmaya devredilmesini, yargılama ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı tarafa usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ile tensip tutanağının tebliğ olunduğu, ancak davalı tarafından dosyaya her hangi bir beyanda bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; davacının davalı şirketten haklı nedenle çıkmasına ilişkin davadır. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle —— kavramı üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır.
Limited şirketlerde ortakların ortaklıktan doğan şahsi ve mali hakları söz konusudur. Ortakların pay hakkı, şirket kârına katılma hakkı gibi mali haklarının yanı sıra, oy kullanma hakkı, ortaklığı yönetim ve idare hakkı gibi şahsi hakları mevcuttur.
Limited şirketlerde ortağın şahsi haklarından biri de dava tarihinde yürürlükte olan ve somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 551. (6102 sayılı TTK’nın 638.) maddesinde düzenlenen, ortağın ortaklıktan çıkma hakkıdır. Çıkma hakkı, ortağın özgür iradesi ile ortaklıktan çıkma istemini içerir. Çıkma hakkını kullanarak ortaklıktan ayrılan ortağın, ortaklığa ait bütün hak ve mükellefiyetleri sona ererek şirketle arasındaki bütün ilişkisi kesilmiş olacaktır.
Limited şirketlerde ortakların tek yanlı iradeleriyle şirketten ayrılmaları kural olarak mümkün değildir. Bunun için ortağın çıkma iradesinin bir hukuki temele dayanması gereklidir. Bu temel 6762 sayılı TTK’nin 551. (6102 sayılı TTK’nin 638.) maddesi gereğince ya esas sözleşmesel ya da kanuni olabilir. Başka bir deyişle bu temel, ya şirket sözleşmesinin ortağa şirketten tek yanlı irade ile çıkma hakkı veren bir hükmü ya da kanunun ortaklara belirli koşullarda çıkma hakkı tanıyan düzenlemesidir.
6762 sayılı TTK’nin 551/1. (6102 sayılı TTK’nin 638/1.) maddesi “şirket mukavelesiyle ortaklara şirketten çıkma hakkı verilebileceği gibi bu hakkın kullanılması muayyen şartlara da tabi tutulabilir” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre, limited şirket sözleşmesi ile ortaklara şirketten çıkma hakkının tanınması veya bu hakkın kullanılmasının belirli şartlara bağlanması mümkündür. Ayrıca bu hakkın kullanılması için sözleşme özgürlüğü kapsamı içinde bazı şartların varlığı da gerekli kılınabilir.
Şirket sözleşmesi ile ortaklara tanınan çıkma hakkı, hukuki açıdan onlara tanınmış bozucu yenilik doğuran bir haktır. Ortak bu hakkını kullanıp çıkma iradesini ortaklığa ulaştırdığında çıkma gerçekleşir, ayrıca bu beyanın şirket tarafından kabulüne gerek yoktur.
Limited şirkette ortaklara şirketten çıkma hakkı tanıyan bir diğer durum ise 6762 sayılı TTK’nin 551/2.—– maddesinde yer alan “Her ortak, muhik sebeplere dayanmak suretiyle şirketten çıkmasına müsaade edilmesini veya şirketin feshini mahkemeden talep edebilir” şeklindeki düzenlemedir. Buna göre ortak, haklı bir sebebin varlığı hâlinde, diğer ortakların rıza ve muvafakatlerine lüzum olmaksızın şirketten çıkmasına müsaade edilmesini mahkemeden talep edebilmekte ve mahkeme kararı ile şirketten çıkabilmektedir. Böylece ortaklar, esas sözleşmede şirketten çıkma hususu düzenlenmiş olsun ya da olmasın şirketten çıkmalarını haklı gösterecek bir sebebin varlığı hâlinde her zaman bu hakkı kullanabileceklerdir.
Limited şirket ortağı tarafından açılan haklı sebebe dayalı çıkma davası ileriye etkili hüküm ifade eden bozucu yenilik doğuran bir dava olup, bu davada çıkmayı gerçekleştiren irade mahkeme kararıdır. Mahkemenin çıkmaya ilişkin kararı şirketle ortak arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdirir ve sonuçlarını dava tarihinden değil kararın kesinleştiği tarihte doğurur.
Hemen belirtilmelidir ki, ortak tarafından açılan haklı sebebe dayalı çıkma davasında davacının ortaklık sıfatının kararın kesinleştiği tarihe kadar devam etmesi gerekmektedir. Zira haklı sebebe dayalı çıkma davasında verilen çıkma kararı, sonuçlarını kararın kesinleştiği tarih itibariyle doğuracağından davacının bu tarihte ortak olması gerekmektedir.
TTK’nın 638/2. maddesine göre “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” Anılan düzenlemede “haklı sebeplerin” neler olduğu belirtilmemiştir. Bu nedenle çıkma isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebeplerin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığını mahkeme değerlendirecektir. Bu durumda şirketlerin kuruluş gayesi dikkate alınarak; aynı amaç için birlikte sermaye koyup emek vererek çalışma, dayanışma ve karşılıklı güven ortamının sağlanması gayelerine aykırı düşen; şirketin çalışmasını, devamını, ortaklarına kazanç sağlamasını ve kuruluş amacının gerçekleşmesini imkânsız hale getiren davranışların haklı neden olarak kabulü gerekmektedir. Kuşkusuz haklı nedenler sınırlı olmayıp, iddia edilen eylemlerin haklı neden oluşturup oluşturmadığı her somut olayın özelliğine ve koşullarına göre değerlendirilmelidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının davalı şirketin %10 hissesine sahip olduğu, geri kalan %90 hissenin ise dava dışı diğer ortak —— ait olduğu, davalı şirketin ticari faaliyetini devam ettirmediği, davalı şirketin TTK geçici 7. Maddesi gereğince— tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmıştır. Davalının ihyası için davacı tarafından———– ihya kararı ve kesinleşme şerhi dosya içerisine alınmıştır. Mahkeme tarafından ortaklıktan çıkma kararının kesinleşmesinden sonra davacının ortaklığının son bulacağı, bu tarihe kadar ortaklığının devam edeceği, davacının davalı şirkete ortaklığının devam ettiği süre boyunca ortak olarak sorumluluğunun devam ettiği, bu kapsamda mahkemece verilecek hükmün ileriye etkili yenilik doğuran bir karar olduğu, davacının ayrılma akçesi de istemediği, bu haliyle davacının ortaklıktan çıkarılmasının davalı şirket aleyhine olmayacağından ve davalı şirketin ticareti terk ettiğinin sabit olduğu, davacının davalı şirkette ortaklığını devam ettirmesinin kendisinden beklenemeyeceği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;—- payına sahip olan davacı——-TTK’nun 638/2 maddesi uyarınca davalı ŞİRKET ORTAKLIĞINDAN ÇIKMASINA İZİN VERİLMESİNE,
2-Karar kesinleştiğinde bir suretinin —— bildirilmesine,
3-Davacının ayrılma payı talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 25,20-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 55,50-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 25,20-TL başvurma harcı, 25,20-TL peşin harcın toplamı olan 50,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen 123,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
9-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre 5.100,00-TL maktu avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/01/2022