Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/782 E. 2021/52 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/782 Esas
KARAR NO : 2021/52
DAVA : Menfi Tespit – İstirdat
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 14/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı—– tarafından davacı ——-Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, anılan takibe konu —— bedelli fatura nedeniyle başlatılan icra takibine süresinde itiraz edilmemesi sebebiyle takip kesinleştiği, dosya borcunun tamamı olan —– tarihinde haciz sırasında davalı – alacaklı vekilinin hesabına ödendiği, davacı tarafından icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınan —– ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte iadesi talep edildiği, davacı ile davalı taraf arasında—— uyarınca davacı, davalı firmadan sabit telefon aboneliği hizmeti almakta olduğu, davacı taraf davaya konu —- numaralı faturada verilen hizmete ilişkin verilen dökümde vergiler hariç —- —- ücretlendirildiğini ve anılan fatura içeriğindeki görüşmelerin kendileri tarafından yapılmadığı gerekçesiyle—– numaralı ihtarnamesiyle itiraz edildiği, devamında davalı firmaya iade edildiği, anılan faturanın davalı firmaya iadesinden sonra davalı firma tarafından ———- yevmiye numaralı ihtarnamesiyle söz konusu fatura bedelinin derhal ödenmesi talep edildiği, bunun üzerine davacı firma tarafından tekrar itirazlarını içeren bir yazı ile anılan fatura davalı firmaya iade edildiği. bunun üzerine davalı firma tarafından anılan fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle davacı firma aleyhine icra takibi başlatıldığı, dosya borcunun tamamı davacı firma tarafından davalıya ödendiği, davalı firma tarafından davacıya sağlanan hizmet sesli iletişimin sağlanması hizmeti olduğu, Söz konusu hizmetin sunulması sırasında davalı firma tarafından davacıya kullanıcı adı ve parola verilmekte olduğu, davalı firma tarafından davacıya verilen kullanıcı adı ve parola ile davacıya ait santral üzerinden çıkış yaparak, davalı tarafından kurulan sisteme bağlanmak suretiyle internet üzerinden verilen hizmetle görüşmeler yapıldığı, davacı, söz konusu hizmetin güvenli bir ortamda gerçekleştirilmesinden, bağlantının üçüncü kişiler tarafından kullanılmasına engel olmaktan hizmet sağlayıcı olarak davalı firmanın sorumlu olduğunu, dava konusu faturanın davacı firmaya tebliğinden itibaren fatura içeriğindeki hizmetin kendileri tarafından alınmadığına ilişkin olarak gerekli itirazların yapılmasına rağmen, davalı firma tarafından gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmaması, bağlantının kötü niyetli üçüncü kişiler tarafından kullanılmasına yol açtığı, anılan fatura bedeli davacı firmadan tahsil edildiği, davacıya davalı tarafından sunulan hizmette gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığını, davalının hizmetin başkaları tarafından kullanılmasını engelleyici önlemleri almadığı, güvenli bir ortamda sunulmasını sağlamadığı, davacı, internet üzerinden hizmet sunan davalı firmanın diğer firmalar gibi söz konusu hizmetin kötü niyetli kişiler tarafından saldırıya uğramasını engellemek amacıyla ———almadığı, davalı firma, hizmet sunduğu davacı firmaya söz konusu hizmetin kullanılması için sadece kullanıcı adı ve parola verdiği, söz konusu bilgileri kendi sisteminde saklayan davalı firmanın bu bilgilere başkaları tarafından ulaşılarak, kötü niyetli kullanımları engelleyerek yapılan bağlantının gerçek kullanıcı tarafından yapıldığını onaylayacak bir doğrulama sistemi olmadığını, statik ip vb. yöntemler ile bunu kontrol edecek mekanizmasının olmadığını, davacı, vergiler dahil aylık —- kullanım bedelini aşmayan bir kullanıcı olarak bir anda aylık —– bedelli kullanım faturası düzenlenmiş olmasının, hizmetin kötü niyetli kişiler tarafından ele geçirildiği gerçeğini ortaya çıkardığını, davalı firma tarafından davacının daha önceki kullanım süreleriyle karşılaştırma yaparak, kullanım alışkanlığı yüksek olmayan bir kullanıcının kesintisiz olarak saatler boyunca süren uluslar arası arama yaptığını tespit ederek bu aramanın gerçek kullanıcı tarafından yapılıp yapılmadığını tespit edecek bir denetim sistemi bulunmadığını, davalı firmanın fatura tutarını sınırlandıracak ve bir limit koyacak bir sistemi de bulunmadığını, davalı firmanın kendi kusurundan kaynaklanan nedenlerle gerekli güvenlik önlemlerini almadığı, yapılan itirazları da dikkate almadığı, davacı firma tarafından yapılmayan görüşmelerin bedelini davacı firmaya fatura eden davalı firma haksız ve kötü niyetli olduğu, davaya konu fatura içeriğinde yer alan görüşmeler davacı firma tarafından yapılmadığı gerekçesiyle davalı firmaya borçlu olmadıklarının tespiti, kötü niyetli 3. Kişiler tarafından yapıldığı halde davacı şirket adına düzenlenen ve icra takibine konu yapılan faturanın, bu faturaya istinaden başlatılan icra takibinin iptali ile davalı firmaya ödenen —– tutarındaki bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte iadesi ve haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi talep edildiği görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 121. 194. Ve 119. Maddelerinde düzenlenen hükümler yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddi gerektiği ifade edildiği, esasa ilişkin olarak, davacı firmaya sabit telefon hizmeti sunulduğunu, davacı firma tarafından—– dönemine ilişkin sunulan hizmet bedeli faturası süresinde ödenmediğini anılan fatura davacı tarafından iade edildiğini bunun üzerine davalı firma tarafından ——— sayılı ihtarnamesi keşide edildiği, dava konusu fatura aslı bu kez ihtarname ekinde gönderildiği fatura bedelinin ödenmesi talep edildiği, davacı firma tarafından anılan fatura bedelinin süresi içerisinde ödenmemesi üzerine davalı firma tarafından icra takibi başlatıldığı, davalı firma tarafından önce posta sonra noter kanalı ile gönderilen hizmet faturasının davacı firma tarafından iade ettiği bunun üzerine, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi neticesinde doğan —- dönemine ilişkin hizmet faturasının tahsili için ——- icra takip dosyasıyla takip başlatıldığı, —– dosyasından gönderilen ödeme emri —- tarihinde davacı firma daimi çalışanına tebliğ edilmiş olduğu, davacı firma tarafından —- tarihinde itiraz edildiği süresinden sonra ödeme emrine yapılan itiraz süresinde yapılmış bir itiraz olmadığı ifade edildiği, İcra takibine itirazın süresinde yapılmamış olması nedeniyle icra müdürlüğünden takibin devamına karar verildiği ve cebri icra işlemlerine devam edildiği, davacı firma adına kayıtlı araçlar üzerine haciz şerhi işlendiği, davacı firmanın işyeri adresinde fiili haciz işlemine gidildiği, haciz sırasında takibe konu borç davacı firma tarafından ödendiği ifade edildiği, davacı firmaya sadece —– sunmakta olduğu, internet hizmetinin sunulmadığı, taraflar arasında imzalanan —- tarihli sözleşme uyarınca davalı firma ses iletimi hizmetleri olarak belirlenen hizmetleri sunmakla yükümlü olduğu, anılan sözleşme uyarınca davalı firmanın internet hizmeti sunma yükümlülüğü bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacı firmanın kendisine verilen şifreleri korumakla yükümlüğü olduğu ve sabit telefon hizmeti kapsamında kullanılacak platformlardan gelebilecek saldırılardan davalı firmanın sorumlu olmadığını, davalı firma —– uyarınca alması gereken tüm önlemleri aldığını, —- erişimin sağlanabilmesi için öncelikle internet erişimi ve internet şifrelerinin kırılması gerektiğini sabit telefon hizmetinin sağlanabilmesi için önce internet sistemine girilmesi gerektiği daha sonra gatewaye giriş yapıldığı, söz konusu hizmetin kötü niyetli 3. Kişiler tarafından şifrelerin ele geçirilerek kullanılabilmesi için sadece ses hizmeti şifresinin kırılması yeterli olmadığı ses hizmeti şifrelerinin hacklenmesinden önce internet şifrelerinin kırılması gerektiği ifade edildiği, davacı firmaya internet erişimi sağlamadığı gerekçesiyle davalı firmanın internet şifrelerinin kırılmasından dolayı hiçbir sorumluluğu olmadığını, davalı firma bazı müşterilerine ücret karşılığı güvenlik duvarı oluşturulması açısından güvenlik programları sağlanması yönünde hizmet verdiğini ancak davacı firmanın bu güvenlik programlarının sağlanması yönünde hizmet ve ürün satın alma talebi olmadığını, davalı firma, davacının sabit telefon hizmetinde kullanmak üzere kendilerine verilen müşteri kodu ve müşteri şifresini korumakla yükümlü olduğunu, davalı firma, dava konusu faturada yer verilen görüşmelerin hangi şahıslar tarafından yapıldığını araştırma yükümlülüğünün bulunmadığını, müşteri kodu ve şifresi ile gerçekleştirilen görüşmelerin davacı firma tarafından yapılmış olduğu hayatın olağan akışına uygun olduğunu, davalı firma, aramaların hangi şahıslarca gerçekleştirildiğinin kontrolü yönünden sözleşmesel bir taahhüdü bulunmadığını, davalı firma, dava dilekçesinde ileri sürülen güvenlik önlemleri hususunda ne sözleşmede ne de mevzuat kapsamında sorumlu olmadıklarını, davalı firma geçmiş fatura dönemlerindeki kullanımlar yönünden karşılaştırma yapmak ve kullanım alışkanlığını takip etmek gibi bir yükümlülüğünün olmadığını beyan ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; davalı tarafından davacı aleyhine —- fatura nedeniyle başlatılan —– dosyasında, icra takibine süresinde itiraz edilmemesi sebebiyle takip kesinleştiği, haciz tehdidi altında ödeme yapıldığı iddiasıyla icra takibi ve bu takibe konu fatura nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile yapılan ödemenin iadesine ilişkin menfi tespit ve istirdat davası olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlık ise; taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalı tarafından sağlanan hizmet nedeniyle —- numaralı —- bedelli faturaya konu hizmetin verilip verilmediği, hizmetin sunulması esnasında dava dışı 3. Kişiler tarafından iletişim hattına müdahale edilip edilmediği, müdahale edilmiş ise bu müdahale nedeniyle yapılmış olan yurt dışı görüşmelerinden dolayı davacı tarafın sorumlu olup olamayacağına ilişkindir.
Taraflarca bildirilene tüm deliller toplanmış ve dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. —- tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; dava konusu olaya ilişkin davacı —- kullanıcı —– güvenliği konusunda yeterli önlemi almadığı, davalı—- dışında güvenlik zafiyeti oluşturabilecek —–üzerinden herhangi bir —- arama yapılabileceğine dair sözleşmede herhangi bir bilgi verilmediğinin tespit edildiği, söz konusu bağlantının sakıncaları hakkında yazılı bir belge bulunmadığı, söz konusu olayın gerçekleşmesinde davalı —– sonra sistemde—- tespit edilerek bağlantının sonlandırıldığı, tarafların olayın gerçekleşmesinde müterafik kusurlu oldukları, davacının —- kusurlu olduğu rapor edilmiştir. Tarafların itirazları doğrultusunda aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, —- tarihli ek raporda da kök rapordaki görüşün korunduğu rapor edilmiştir.
Tarafların itirazları doğrultusunda —- yazılarak dosya yeni oluşturulan bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişi heyet raporu aldırılmıştır. —– tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davaya konu iletişim sistemindeki müdahalenin kim tarafından yapıldığının tespit edilemediği, taraflar arasındaki sözleşme konusu bağlantı hizmetinin sunulmasında elektronik haberleşeme sektöründe yaygın olan fraud aramaların önüne geçilmesi için teknik önlemelerin alınması gerektiği, somut olayda fraud aramaların izlenmesinin davalı tarafından etkin bir şekilde gerçekleştirilmediği, davalı şirketçe şifre ve kullanıcı adının gizliliğinin sağlanması ile ilgili tedbirlerin alındığına ilişkin dosyada herhangi bir bilginin olmadığı rapor edilmiştir. Tarafların itirazları doğrultusunda alınan—— tarihli bilirkişi ek raporunda da kök rapordaki görüşün korunduğu rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ses iletimi hizmetlerine ilişkin sözleşme olduğu, bu sözleşmeye istinaden hizmetin sunulmaya başlanıldığı, davalı tarafından —- sıra numaralı —- bedelli fatura düzenlendiği, davalının bu faturayı kabul etmeyerek iade ettiği, davalı tarafından —— dosyasında takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesi nedeniyle davacı tarafından haciz tehdidi altında ödemenin yapıldığı, eldeki davanın bu fatura ve icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile yapılan ödemenin iadesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dosyada bulunan tüm deliller ve bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere —— tarihi arasında iletişim sistemine haricen müdahalede bulunulduğu ve —– aramaların gerçekleştiği sabittir. —– alanında müşterinin yerine telefon görüşmeleri yapılması, dolayısıyla müşterinin yapmadığı telefon görüşmelerinin bedelini ödemek durumunda kalması durumudur. —-arama nedeniyle oluşan bu durumda tarafların kusur durumunun belirlenmesi önem arz etmektedir. Alınan ilk bilirkişi heyeti raporuna taraflarca itiraz edilmiş, dosya bu alanda daha uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmıştır. Hükme esas alınan —- tarihli kök bilirkişi heyet raporu ve—– tarihli ek bilirkişi heyet raporunda da belirlendiği üzere; davalı tarafından fraud aramalara karşın gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığı, davacı tarafa da bu hususta gerekli ikazlarda bulunulmadığı, —– saatinde başladığı, davalı tarafından ——— aramaların tespit edilerek iletişim kesildiği, davalının bu tespiti yapmakta geciktiği ve zararın bu nedenle dahada arttığı, somut olayda davacının dava konusu aramaları kendisinin yapmadığı, bu aramaların yapılmasında da herhangi bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmış, davacının söz konusu fatura ve icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile yapılan ödemenin iadesine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
a)Davalı tarafından davacı adına düzenlenen ———- seri numaralı faturadan dolayı ve bu faturanın takibe konulduğu —– sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, bununla ilgili takibin iptaline,
b)Davacının icra takibi nedeniyle davalıya ödediği —- ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 8.024,84-TL maktu harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.702,35-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.322,49-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 25,20-TL başvurma harcı, 1.702,35-TL peşin harcın toplamı olan 1.727,55-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 7.530,65-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 15.110,30-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —- Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/01/2021