Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/418 E. 2021/1102 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/418 Esas
KARAR NO : 2021/1102

DAVA : Tazminat (Sigortanın Rücu Talebine İlişkin)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 07/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigortanın Rücu Talebine İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket —- yanarak tamamen zayi olduğu ve kullanılamaz hale geldiği,— yaptırıldığı, ——— hatasından kaynaklandığının tespit edildiği, 150.000,00-TL ödeme yapıldığı, gizli ayıp nedeniyle hasara uğrayan sigortalı taşıttaki hasarın tazmini için dava açıldığı belirtilerek 150.000,00-TL maddi hasarın ödeme tarihi olan 18/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın 01.09.2008 tarihinde satın alındığını, —– tarihinde meydana geldiğini, dava açılmadan önce ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını belirterek zamanaşımı —- işlemi yapıldığını, bu dosyada alınan bilirkişi raporunu ve yapılan tespitleri kabul etmediklerini, —- haline ulaşılabilmesi durumunda yangın konusunda bir uzmanın ve davalı temsilen teknik uzmanların da bulunduğu bilirkişi heyeti tarafından yeni bir keşif yapılmasını ve yeni rapor alınmasını, — belirtilen hususlar dikkate alındığında yangının şüpheli olabileceği ve bu hususun araştırılması gerektiği, taşıtın yangın alanında incelenmesi gerektiği, bilirkişi raporunun varsayımlar üzerine hazırlandığı ve gerçeği yansıtmadığı, raporda teknik ayrıntılara yönelik çelişkili ifadeler bulunduğu, uzman bilirkişi heyetinden rapor aldırılmasını ve sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle;—yapıldığı, aracın——- bilgisi olabileceği, davanın BK 125. maddesi kapsamında sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı ve 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, D.iş dosyasında keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırıldığını, yeniden keşif yapılmasına gerek olmadığını, davacının sigortalısı—- — sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin ——— dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesindeki iddiasının ayıp iddiası olduğu ve süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiği, uyuşmazlığa konu araçta ayıp olmadığı, davalının yokluğunda düzenlenen raporun kabul edilemeyeceği, yeniden keşif yapılarak rapor alınması gerektiği, D.iş dosyasındaki bilirkişi raporunun—– tutarsız olduğu, yangının çıkış nedeninin tam olarak belirlenmesi gerektiği, davanın öncelikli olarak zamanaşımından reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; davacı —- zayi olmasından dolayı ödemiş olduğu tazminatı, yangının aracın üretim hatasından kaynaklanmasından dolayı davalı satıcıdan rücuen tahsili talebine ilişkin davadır.
—-, yangın nedeniyle — tutulan tutanak,—— ve ilgili tahkikat evrakları, dava konusu aracın——, hasar dosyası, davacının yapmış olduğu ödemeye ilişkin belgeler, taraflar düzenlemiş olduğu ihtarnameler ve ilgili tüm belgeler dosya içerisine alınmıştır.
Dava konusu somut olayda öncelikli olarak çözülmesi gereken sorun zamanaşımı konusudur. Davacı vekili, davalı şirketin sözleşmeye aykırı mal ve hizmet teslimi nedeniyle sigortalı aracın yandığını belirterek Borçlar Kanunun 96. maddesi gereğince sigortalıya ödenen tazminatın rücuan tahsilini talep etmiştir. —- gerçekleştiği ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanununda belirtilen ve ayıp dolayısıyla başvurulabilecek seçimlik haklardan Borçlar Kanunun 202, 203, TKHK’nun 4/2. maddesinden yararlanmaksızın Borçlar Kanunu’nun 96. maddesi gereğince açılacak davalarda dava zamanaşımı Borçlar Kanununun 125. maddesi gereğince 10 yıl olduğundan davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir—–
Eldeki dava ile aynı———. sayılı dosyası) dosyasında alınan 29.03.2012 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; dava konusu aracın —- kaynaklanan gizli ayıplı olduğu,—– bu gizli ayıptan kaynaklandığı rapor edilmiştir.
—– —– sayılı dosyası) dosyasında alınan 18.11.2012 tarihli ek bilirkişi heyet raporunda özetle; dava konusu araç yangınında kesin deliller olmadığı, çıkış nedeni konusunda pek çok ihtimalin söz konusu olduğu, dolayısıyla yangının —– bağlanmasının dava dosyasındaki bilgiler çerçevesinde teknik açıdan mümkün olmadığı şeklinde rapor sunulmuştur.
—- olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiş, karar ——– onanmış, davacının —–talebininde reddine karar verilmiş ve kararın 07/11/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya mahkememizce seçilen bir makine mühendisi bilirkişi ve bir borçlar hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden oluşan heyete —— tarihli bilirkişi heyet raporu aldırılmıştır. Bilirkişi heyet raporunda özetle; ———- gizli ayıp niteliğinde olduğu, —-dayalı rücu davasının on yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davacı sigortanın dava dışı araç sahibinin haklarına halef olduğu, davacının—– —- ticari faizi ile birlikte talep edilebileceği rapor edilmiştir.
—– alınan ek rapor ile mahkememizde alınan rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosya üç kişilik makina mühendisi bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve 16.08.2021 tarihli bilirkişi heyet raporu alınmıştır. Raporda özetle; mevcut durumda taşıt yangınının kaynağının ve kusurun belirlenmesini,n mümkün olmadığı rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; hükme esas alınan —- tarihli ek bilirkişi heyet raporunda belirtildiği üzere,—— kaynağının tam olarak belirlenemediği, ——— hatasının olduğunun ispatlanamadığı, bu nedenle davacının rücu talebinin şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılmış olan 2.227,50 TL peşin harçtan alınması gerekli 59,30-TL maktu harcının mahsubu ile kalan 2.168,20 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden — ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Dosya içerisinde bulunan —. Sayılı dosyalarının derhal mahkemesine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı