Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1774 E. 2020/183 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1774 Esas
KARAR NO: 2020/183 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2014
KARAR TARİHİ: 18/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının beraberinde bir kaç kişi ile birlikte ———- işyerinde gelerek davacı müvekkilini cebir, tehdit ile korkutarak — düzenleme tarihli ——–TL bedelli senedi imzalatmak istediklerini, müvekkilinin gerek kendisine gerek yakanlarına zarar verilece korkusuyla senedi imzalamak zorunda kaldığını, senedin ——-.İcra Müdürlüğünün—- Esas sayılı dosyası ile davalı tarafından takibe konulduğunu, Müvekklinin— tarihinde davalıyı ——- Cumhuriyet Başsavcılığının şikayet ettiği , soruşturmanın ——- soruşturma numarası ile yürütüldüğünü, senette yer alan imzalar ve isim, soyisim, adres kısmı dışındaki kısımların (vade, miktar vb ) müvekkilinin eli mahsulünün olmadığını bu sebeple müvekkili açısından imza incelemesi yapılması gerektiğini, öncelikle takibin teminatsız olarak HMK 209. maddesi çerçevesinde durdurulmasını ayrıca icra veznesine giren paranın davalıya ödenmemesi, —-.icra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyasına konu edilen — düzenleme tarihli ——– senedin iptali ile davacının icra takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitiyle takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılacağından % 20 oranında kötü neyit tazminatının yargılama gideri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya tebligatın yapıldığı , davalının cevap dilekçesi ibraz etmediği, davalı vekili tarafından, delil listesinin sunulması konulu bila tarihli Dilekçesi ile tanık dinletilmesine muvafakatlarının olmadığını beyan etmiş ve icra dosyasını ve ——TL miktarlı senedi delilleri arasında göstermiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle —-İcra Müdürlüğünün ——-E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dosya kapsamına alınan icra dosyasının incelenmesinde; davalının davacı aleyhine – tanzim tarihli ve — vadeli —TL miktarlı senede dayalı olarak —–TL asıl alacak, —TL işlemiş faiz, —TL komisyon olmak üzere toplam ——TL üzerinden kambiyo senetleri mahsus haciz yolu ile takip yaptığı, ödeme emrinin davacıya — tarihinde tebliğ edildiği, davacının —İcra Hukuk Mahkemesinin — Esasında – tarihinde takibe itiraz davası açtığı, Mahkemenin — tarih ve — Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacının göstermiş olduğu tanık talimat yoluyla dinlenmiş, savcılık dosyasının uyap kaydı istenmiş ve davacının imzasının bulunduğu belge asılları toplanarak dosya grafoloji alanında uzman bilirkişiye verilerek imza incelemesi yapılmıştır.
—– tarihli Bilirkişi Raporunda; inceleme konusu Alacaklı – borçlusu——— tanzim ve — görünür ödeme tarihli,— bedelli emre muharrer senette; senet metnindeki yazıların iki ayrı kalem tarafından ve ayrı kişilerce yazılmış oldukları, senette —- bölümünün altında———–olarak görülen ödeme tarihindeki rakamlar üzerinde oynamanın bulunduğu ve rakamlarda değişiklik ve ilavelerin yapılmış olduğu, mevcut tarih altında baştaki ile dört rakamının altında——– ibarelerinin bulunduğu, bu rakamların üzerine sonradan ilk iki rakamın üzerine — ikinci iki rakamın üzerine de ——– rakamlarının konulduğu, bu rakamların üzerinden müteaddit defalar gitmek suretiyle alttaki rakamların kapatılmaya çalışıldığı, her ne kadar baştaki rakam ile halinde de— şeklinde ise de, farklılık meydana gelmemesi bakımından o rakamın da üzerinden gidilmiş olduğu, devamında da önceden burada mevcut olmayan — ibaresinin eklenmiş olduğu, böylece bu bölümde ilk haliyle —– şeklinde yazılmış rakamların, ———- şeklinde tarih olarak tadil edilmiş olduğu, sonradan konulan rakamların cesamet ve tersim özellikleri —– rakamlarının bakımından aralarında uyum bulunduğu, ancak altında daha evvel mecut——- rakamlarında farklı tersim yapısında olduğu ve alttaki ——– ibaresinin yan ——— ait mukayese yazılarıyla ve yanı satırda sağ taraftaki—— ibaresindeki rakamlarla uyum içerisinde bulunduğu, söz konusu — bölümündeki ——- şeklinde tadil edilmiş ve sonuna tarih eklenmiş rakamların senet metnindeki —— ibaresiyle aynı rakam karakterinde olup her iki tarihin aynı tek bir kişi tarafından yazılmış olduğu, ancak——- şeklinde tadil edilmiş halihazırda görünen rakamların, davacı …’ye ait mukayese belgerindeki mukabil rakamlarla yapılan karşılaştırılmasında herhangi bir uyum ve benzerliğe rastlanmadığı ve bu tarih değişikliğinin davacı … eli mahsulü olmadığı, şeklinde raporunu sunmuştur.
Davacı tanığı talimat yoluyla alınan ifadesinde; ——– yılının başında — kendime daire bakıyordum. Sokakta gezerken 3 şahsı gördüm. İki şahıs davacıyı sıkıştırmışlardı. Davacının beti benzi atmış gözüküyordu. Ancak vurma olayını görmedim. Tehdit cümlesi de duymadım. Ben bu durumdan rahatsız oldum. Biraz ileri—- gittikten sonra geri döndüm. Döndüğümde diğer iki şahıs arabayla ordan ayrılmıştı. Davacıya ne olduğunu sordum. O’da bana “Beni tartakladılar.” dedi. Davacının cümleleri arasında silah ismi de geçti ancak ne dediğini tam olarak hatırlamıyorum. Bana senet imzalattılar dedi. Ancak o esnada mı yoksa daha öncemi imzalattıklarını söylemedi. Ben O’na karakola git dedim. O’da bana nerde oturduğumu sordu. Bende ——-oturduğumu söyledim ve ordan ayrıldım. Daha sonra tesadüfen davacı ile bir kaç kez karşılaştım O’da bana dava açtığını ve tanık olmamı söyledi. Bende kabul ettim. Bu olay gündüz vakti sokakta oldu, sokak tenha bir sokaktı oradan arabalar geçiyordu şahısların geçtiğini görmedim. İki kişi dip dibe durarak davacıyı sıkıştırmış oldukları gözüküyordu. O iki şahsın davacıya bağırdığını duydum. Davacının Onlar’a birşey söylediğini duymadım.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin —–tarihli ara kararı uyarınca, davacının isticvabına karar verilmiş ve talimat yoluyla beyanı alınmıştır. Davacı beyanında; “Ben dava konusu bonoyu —– düzenleme tarihinde imzaladım. Düzenleme tarihi benim imza attığım tarih olarak atılmıştır. Ancak bono bana zorla imzalatılmıştır. Bana bonoyu zorla imzalatan …’dur. Yanında iki kişi vardı. Kim olduklarını bilmiyorum. … ve yanında bulunan iki kişi bana silah gösterdiler ve bonoya imza atmamı istediler. Ben de imzayı attım. Bonoda imza, borçlu ismi ve borçlu adresi ile telefonu dışında hiçbir yazıyı ben yazmadım. Bononun bedeli ve diğer hususlar sonradan davalı tarafça doldurulmuş. Beni tehdit edip bono aldıkları yer benim çalışmış olduğum —– isimli fabrikadır. Bu fabrika araba tesisat üretim işi yapar. ————- Ben dava dilekçemde her ne kadar tehdidin işyerimde olduğunu beyan etmiş isem de doğrusu işyerimin hemen önünde bulunan sokaktadır. Bu bakımdan tanık ——— beyanı doğrudur. Ben işyerimin önünde olduğu için dava dilekçemde işyerimde şeklinde belirtmiştim. Doğrusu işyerimin girişinin bulunduğu sokaktır. Benim davalı tarafa hiçbir borcum yoktur. Bononun imzalanmasından önce şahıslar fabrikanın güvenliğine gelerek beni dışarıya çağırttılar. Burada bana, benim arkadaşım olduğunu iddia ettikleri bir kişinin ehliyet alınması ile ilgili olarak borcu olduğunu, arkadaşım olması nedeni ile benim de bundan sorumlu olduğum ve senet imzalamam gerektiğini söylediler. Ben kendilerine benim böyle bir arkadaşım olmadığını söyledim. Hatta isim bile vermediler. Yukarıda belirttiğim şekilde üçü silah göstererek bana zorla bono imzalattılar. Ben imzayı attıktan sonra oradan ayrıldılar. Ben fabrikaya döndüm. Çalışmaya devam ettim. Ancak karakola şikayet etmek için icra takibinin gelmesini bekledim. Daha doğrusu bana tebligat gelmeden doğrudan işyerime maaş haciz yazısı gelmişti. Maaş haciz yazısından sonra karakola gidip şikayette bulundum. Öncesinde şikayette bulunmayı işlerimin yoğun olması nedeni ile düşünmedim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
—- C.Başsavcılığının—– Soruşturma nolu dosyasında, kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, davacı tarafça itiraz edilmiş ise de itirazı———–Sulh Ceza Hakimliğince reddedilmiştir. Savcılık dosyası kapsamında davalının alınan ifadesinde; davacıyı tanıdığını, davacının kendisine tanıdığı sürücü kursundan ehliyet alabileceğini söylemesi üzerine kardeşi –ehliyet alabilmek için davacıya ——TL para verdiğini, ancak sürücü kursuna gitmediğini, nerede olduğunu bilmediğini, kendisine gönderilen sürücü belgesi sahte çıkınca davacıyı aradığını, parasını istediğini, davacının çalıştığı işyerinin yanından geçerken—– ve kardeşi——— birlikte davacının işyerine gittiklerini, kardeşinin arabadan inmediğini, ——- isimli iş yerinin güvenlik biriminin orada beklediklerini, davacının gelmesi üzerine tekrar parasını istediğini, davacının parasının olmadığını söylemesi üzerine senet vermesini istediğini, bir kırtasiyeden senet alarak davacıya verdiğini davacının davacının ——-TL yazarak senedi imzaladığını, şahsın senedi kendi rızası ile imzaladığını, zorla senet imzalanmasının söz konusu olmadığını beyan etmiştir. —————savcılık ifadeleri de davalının ifadesini teyit eder niteliktedir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Dosya kapsamında alınan bilirkişi incelemesi ile senedin vade kısmında sonradan tahrifat ve değişiklik yapıldığı tespit edilmiş ise de TTK 776. maddesi hükmü uyarınca bonoda vade zorunlu unsurlardan bulunamamaktadır. Ayrıca hukukumuza göre açık bono düzenlenmesi mümkün olup sonradan doldurulan kısımların anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ispat yükü iddia eden tarafa aittir. Belirtilen sebeplerle anılan tahrifatın senedin sıhhatine etkili bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Ayrıca davacı senedin kendisinin can ve mal güvenliğine yönelik olarak yakın tehdit altında imzaladığını Mahkememizde kanat oluşturacak şekilde ispat edebilmiş değildir. Davacı taraf ilk etapta silahtan bahsetmez iken, olayın olduğu esnada, tanığın ifadesinde, davacının cümleleri arasında silah isminin de geçtiği ancak tam olarak davacının ne dediğini hatırlamadığı yönünde ki beyanı üzerine talimat yoluyla alınan beyanında davalı ve beraberindeki iki kişinin silah kullanarak kendisine zorla senet imzalattığını beyan etmiştir. Tanık ifadesinde ise davacının yanında bulunan kişi sayısı iki olup davalının savcılık ifadesi ile uyuşmaktadır. Davacı taraf savcılığa şikayetinde tehditle senet imzalatıldığı iddiasına dayanmamıştır. Ayrıca silahla tehdit edildiğini de iddia etmemiştir. Bununla birlikte olaya ilişkin görgü şahidi olduğundan da bahsetmemiştir. Bu husus ilişkin olarak tanık tarafından verilen ifadede, davacı ile olay sonrasında tesadüfen karşılaştığını, davacının kendisine dava açtığını ve tanıklık yapmasını istediğini, kendisinin de bunu kabul ettiğini beyan etmiştir.
Menfi tespit davalarında kurul olarak ispat yükü davalı alacaklıda bulunmakla birlikte bonoya dayalı menfi tespit davasında ispat yükü davacı borçluda bulunmaktadır. Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir alt, bağlantılı ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir amaca ulaşmak istemektedir. Bu amaç bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki ———- olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu kambiyo taahhüdünde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
————– kararlarında ve öğretide de kabul edildiği gibi, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik bedel kaydıdır. Bu kayıt keşidecinin, senedin lehdarından karşı edayı aldığını ispata yarar. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedi talil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. Uyuşmazlık konusu senette nakten kaydı mevcut olup bunun tutarı da senet miktarı kadar olması gerektir.
Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesi çürümüş sayılacak, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünü de üstlenecektir. Buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir. Davalı taraf savcılık ifadesinde davalıdan senet tutarı olan —TL kadar değil ———–TL alacağı bulunduğunu ifade etmiştir.
HMK 188.maddesinde, tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıaların çekişmeli olmaktan çıkacağı ve ispatının gerekmeyeceği belirtilmiş, ancak ikrarın tanımı yapılmamıştır. Öğretideki tanımlamalara göre ise, ikrar, görülmekte olan bir davada, taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesidir. Yargıtay uygulamasında da, ikrara bu anlam yüklenmektedir. İçeriği itibariyle ikrar ya basit (adi), ya vasıflı (mevsuf) ya da bileşik (mürekkep) nitelikte olabilir. Basit (adi) ikrar, karşı tarafça ileri sürülen bir vakıanın doğru olduğunun, herhangi bir kayıt veya şart bildirilmeksizin kabul edilmesidir. Basit ikrarda, onun konusunu oluşturan vakıalar artık tartışmalı olmaktan çıkarlar; dolayısıyla bunların ayrıca kanıtlanmasına gerek kalmaz. Vasıflı ikrarda, (gerekçeli inkarda) karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığı kabul edilmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının) ileri sürülenden başka olduğu bildirilir. Bileşik ikrarda ise, bir tarafın ileri sürdüğü vakıa karşı tarafça bütünüyle kabul edilmekle; eş söyleyişle, vakıanın doğru olduğu ve bildirilen vasıfta bulunduğu kabul edilmekle birlikte, ikrara öyle bir vakıa eklenir ki, eklenen bu vakıa, ya ikrar edilen vakıanın hukuksal sonuçlarının doğmasını engeller ya da onu hükümsüz kılar. Bileşik ikrar, ikrara konu olan vakıa ile ona eklenen vakıa arasında bir bağlantı bulunup bulunmamasına göre, bağlantılı bileşik ikrar ve bağlantısız bileşik ikrar olarak ikiye ayrılır.
Yukarıda da değinildiği üzere, öğreti ve uygulamada, ağırlıklı olarak, bağlantısız bileşik ikrar dışındaki ikrar türlerinin bölünemeyeceği, dolayısıyla, böyle durumlarda, ikrar edenin ispat yükü altında olmadığı kabul edilmekte; iddiasını ispatlama yükümlülüğünün, karşı tarafa ait olduğu benimsenmektedir
Davalı taraf Savcılıkta verdiği ifadesinde davacıdan alacağının ——–TL olduğunu belirterek, davacıdan senet tutarı kadar alacaklı olmadığını ikrar etmiş, yani davacının dayandığı iddiayı doğrulamış, ayrıca borcun kaynağını da yasal olmayan bir olguya, davacının kardeşine ehliyet alınmasında aracılık etmesine dayandırmıştır. Davalı tarafın bu beyanını mahkeme içi ikrar olarak değerlendirmek gerekir. Ayrıca davalı bu beyanı ile senet metnin talil etmiş senet metninde yer aldığı hali ile —–TL kadar alacağı olmadığını ikrar etmiştir. Bu halde ispat yükü davalı tarafa düşmekte olup davalının davacıdan senet tutarı kadar ya da savcılık ifadesinde belirttiği haliyle —–Tl alacaklı olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Bu hususta davalı tarafça somut bir delil sunulmamış olup mevcut dosya kapsamına göre ve yukarıda anılan gerekçelerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile ;Davacının davalıya ——icra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası ve takibe konu — düzenlenme tarihli —— vadeli, ——-TL miktarlı senet dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine, takip konusu senedin iptaline,
2-Takip tutarının % 20 oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 1.844,37- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 472,70- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.371,67- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 25,20- TL. başvurma harcı, 472,70- TL peşin harcın toplamı olan 497,90- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 722,50-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.050,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/02/2020